Yattýðý yerden kalkmaya üþeniyordu. Göz ucuyla saate baktý, kalkmasý gerektiðini düþündü fakat bu kararý uygulayacak iradeyi bulamadý bedeninde. Uzanýyordu boylu boyunca yatakta. Komodinin üstündeki sigaraya uzandý, paketi azalmýþtý. Bir tane çekti içinde, dik tutup sol elinin üstüne vurdu sigarayý bir süre. Çakmaðý ateþledi, nefesi ciðerlerine doldurdu. Ýlk nefes sanki ona biraz güç vermiþti, yataktan doðrulurken bunu düþündü. Yataðýn kenarýna oturdu, kamburu çýkmýþ þekilde otururken karnýndan taþan göbeðine baktý. Alkolü býrakmalýyým diye düþündü. Ya da spora baþlamalýyým diye ekledi. Neredeyse bir aydan fazladýr her sabah bunlarý tekrarlýyordu, kendi kendine yapýlacaklar hazýrlýyor fakat hiçbirini de uygulamýyordu. Kararýný alýp uygulamadýklarý yüzünden de daha sonra böyle piþman oluyordu. Piþman oldukça sigaraya sarýlýyor, içiyor, içiyor, sonra ondan da piþman olup tekrar bir sigara yakýyordu. Bu gidiþin sonu sürekli, sonu ulanla biten bir ben adam olmam cümlesine baðlanýyordu. Belki de o anlarda samimiyetle kurduðu tek cümle bu oluyordu.

Saati koluna takarken, demir kýsýmlarýn soðukluðu kolunda bir ürperti oluþturdu. Sonra hemen alýþtý buna. Gömleði giydi, kendini içerisine düðümledi. Çok sýcaktý, üstten iki tanesini açýk býraktý. Çarçabuk neredeyse bir haftadýr giydiði kot pantolonunu geçirdi bacaðýna. Çoraplarýný kokladý, ‘giyilir’ deyip onlarý da soktu ayaklarýna. Yüzünü yýkadý, aynada diþlerine baktý, sakalýnýn uzadýðýný fark edip, ‘yediðimiz içtiðimiz sakala gidiyor amýna koyayým’ diye söylendi. Salona dönüpte küllükte eriyen sigarayý fark edince, ‘bi tükenmeyenini keþfedemediler senin de’ diye yakýndý sesli sesli. Paketi gömleðin üst cebine sokuþturdu. Babasýndan bekli de hatýra kalan tek alýþkanlýk buydu. Anahtarlarýný aldý, cep telefonuna baktý, kimsenin aramadýðýna büyük bir ironiyle sanki birisinin aramasýný bekliyormuþçasýna ‘ulan bugün de kimse aramamýþ’ diyerek þaþýrdý. Yan tarafýndan patlamýþ ayakkabýný giyip sokaða býraktý kendini.

Karanlýk sokakta yürümeye baþladý. Önündeki kutu kola çöpüne vurdu, baya uzaða gitti vurduðu çöp. Sokak tenekenin çýkardýðý sesle inledi, birkaç kedi kaçýþtý bu sesten ürküp. Meraklý bir teyze pencereden baþýný çýkardý. Sonra hemen geri soktu. Belki de beklediði aksiyon yoktu gördüðünde teyzenin. Teyzeyi geçtikten sonra, soldaki bayýr sokaða saptý. Bayýr sokaða kendini býraktý adeta, ayaklarý mekanik bir þekilde birbiri ardýna kendilerini götürüyordu. ‘Ulan’ dedi, ‘inmesi kolay da, çýkmasý sýkýntý bu bayýrýn, þu göbeði bi eritebilsem sýkýntý olmaz da bu genç yaþta sýkýntý sahibiyiz iþte, hep alkolden, býrakmazsan böyle olur iþte!’. Göbeðini baþ ve iþaret parmaklarý vasýtasýyla sýktý, baþýný salladý. Biten bayýr sokaktan sonra, saða döndü. Baþý boþ bir sokak köpeði karþýladý onu. Ýþinden çýkmýþ ve evine bir an önce dönme telaþýndaki memur acelesiyle koþar adým yürüyordu. Köpeði selamladý, köpek selamýný ‘Haav, hauv’ diyerek aldý. ‘Ulan insan geçinenler senin kadar olamýyor’ diye birilerine duyurmak istercesine söylendi. Kimse duymadý.

Tekelin önüne geldiðinde orada olmasý gereken saatin üzerinde yaklaþýk olarak 20 dakika geçmiþti. Girdi içeri, selam verdi. Kimse almadý selamýný. Kasadaki adam parayý sayýyordu. Saymasý bittikten sonra, ‘amýna koyayým, yine 20 dakika taktýn havadan’ dedi. Kusura bakmalar uçuþtu bir an havada. Parayý devraldý, saymaya baþlarken diðeri ceketini giydi. ‘Ben çýkýyorum, bu aralar it köpek çok dolaþýyor, gözün açýk olsun soydurtma dükkaný, geçen iki mahalle alttakini patlatmýþlar’ dedi adam çýkmadan. ‘Merak etme abi, gözüm de açýk kulaðýmda’ diyecekken cümlesi yarým kaldý, diðeri çýkýverdi. ‘Orospu çocuðu’ diye aðzýný geveledi, ‘Amýna koyayým koskoca adam, insan olmayý unutmuþ’. Kumandaya uzandý, kanalý deðiþtirdi.

Dolapta biten bira þiþelerinin yerine yenilerini dizdi. Gelen depozitolu þiþeleri iade kutularýna yerleþtirdi. Gazetenin bulmacasýný çözdü. Televizyondaki filmi bitirdi. Gelen genç çocuklara sigara ve alkol sattý. Ýsteyen olursa porno dergi de bulabileceðini ekledi. Beraberce güldüler gençlerle. Taksicilerle ülkeyi kurtardý, ihtiyar delikanlýlarla askerlik anýlarýný tazeledi. Çaktýrmadan iki tane bira yuvarladý, kasa fazlasýndan onlarý kapattý. Saatine baktý, daha 03.00 bile olmamýþtý. Neden adam gibi bir iþ bulamýyorum diye düþünmeye baþladý. ‘Hastanede güvenlik olarak çalýþan amcaoðlunu dinlesem mi acaba?’ diye geçirdi aklýndan. Sonra onun da durumunun kendisinin durumundan farklý olmadýðýna kanaat getirip uzaklaþtýrdý aklýndan düþünceyi. Bir sigara yaktý, dertlenmiþti, iþ durumu ciddiydi, böyle yaþayýp yaþamadýðýný bile hissetmediðini düþündü. Gece çalýþýp gündüz uyuyordu. Ne dýþarýda vakit geçirebiliyor, ne de birkaç arkadaþ edinip adam akýllý normal insanlar gibi akþam iþ çýkýþýnda kafalarýný çekmeye gidemiyorlardý. Normal insanlarýn sýkýldýðý bu duruma o kadar imreniyordu ki, hayal bile kuruyordu bazen. ‘Ulan’ diyordu, ‘6’da iþten çýksam, bilemedin 7 olsun, sonra çýkarým insan gibi yemeðimi yerim, rakýmý içerim. Bir de manita yaparým, onunla gezeriz tozarýz, belki tiyatroya bile gideriz!’

Bir manita yaparýz diye aklýndan geçirirken bir kadýn girdi içeriye. Yeþil gözlü, kýsa saçlý, beyaz tenli, boyu çokça uzun olmayan, otuzlu yaþlarda bir kadýndý. Giydiði elbiseden ve dýþarýda bekleyen kadýnlardan fahiþe olduðu anlaþýlýyordu. Omuzdan askýlý kýrmýzý bir buluz, onun altýnda kýsa siyah kot bir etek, ten rengi çorap giymiþti. Ayaðýnda da uzun çizme vardý. Ve çok güzel kokuyordu. Öyle bayýk, aðýr bir koku deðildi bu koku. Adam ilk önce bunu kazýmýþtý sanki zihnine. ‘Buyrun’ dedi, nezaket yüklemeye çalýþmýþtý sesine. Kadýn alýþýk olmadýðý ses tonunun yönüne doðru çevirdi gözlerini, çok kýsa baktý. Sonra dolaba döndü, dolaptan eline sýðdýrabildiði kadar bira aldý. Biralarý tezgaha koyup, tekrar dolaba döndü. Bir o kadar daha bira aldý. Bir paket sigara istedi, hemen uzattý adam. Kadýn paketi açtý, tek dal çýkardý, kýrmýzý dudaklarýna yerleþtirdi sigarayý. Paketi açarken, çakmaðýný hazýrlamýþtý adam, hemen uzattý, yaktý sigarayý. Kadýn derin bir nefes aldý sigaradan, borcunu sordu. Ufak çantasýndan cüzdanýný çýkartýp ödedi. Poþetleri alýp çýktý. Kadýnýn arkasýndan çýkýþýný seyretti adam. Çýktýktan sonra elini yumruk yapýp, ‘ulan hayat, adaletini sikeyim, bu kadýnýn diðer kadýnlardan ne farký var da bu yola soktun’ deyip yumuruðunu diðer avcuna yapýþtýrdý. O esnada kadýnýn tek dal aldýðý sigara paketinin tezgahta kaldýðýný fark etti. Telaþla paketi alýp, dükkandan çýktý. Arkadaþlarýndan ayrýlmýþ kadýna yetiþti, seslendi. Kadýn önce duymamazlýktan geldi. Laf atýlmasýna alýþýktý ne de olsa. Adam ‘hanýmefendi!’ diye seslenince durdu, döndü. Sigarayý gösterdi adam, hatýrladý kadýn. Gözlerini kýsýp, yorgun yorgun bakarak teþekkür etti. Hafif selam vererek rica etti adam. Kadýn yürümeye devam etti. Bir süre yürüyüþünü seyretti kadýnýn. Kadýnýn önünde yürüyen gölgesine baktý. Dükkana geri döndü. Kokusu duruyordu dükkanda. Yarýn tekrardan gelsin diye dua etti, televizyonu kaparken.

Ertesi gece zamaný nasýl geçireceðini bilemedi. Bulmaca sorularý bu kadar zor muydu diye düþündü. Televizyondaki filmler saçmaydý, haberlerden caný sýkýldý. Gayri safi milli hasýla artmýþ, kiþi baþýna düþen milli gelir oraný ise son yýllarýn zirvesine çýkmýþtý. ‘Yalanýnýzý sikeyim’ deyip fýrlattý kumandayý tezgaha. Gündüz uyku tutmamýþtý zaten, gözleri çok aðýrdý. Uykusu geliyor, gelen müþteriler sayesinde ayakta duruyordu neredeyse. Taksicileri oyalamaya çalýþtý zamaný geçirtsinler diye, sürekli müþterileri çýktý. Yaþlý amcalar bu akþam uðramadý, teyzeler dün gece iyi azarladý herhalde diye düþündü. Çok sakin geçiyordu akþam, saat ilerlemiyordu. Gelir mi diye düþünüyordu bir yandan da. Bir yandan da gelse ne olabilir ki diye düþündü. ‘Bir þey olmaz, bir þey olmaz da görmüþ olurum. Ulan görsen ne olacak, kadýn fahiþe. Sikerim ne olmuþ fahiþeyse, hangimiz fahiþe deðiliz ki? Kimisi iþinin fahiþesi olur, kimisi paranýn, kimisi patronunun, kimisi devletinin, kimisi bir baþka þeyin? Ne olmuþ hayatýný böyle kazanýyorsa?’

Kadýn o gece gelmedi. Sonraki gece de gelmedi. Ondan sonraki gece de. Çok uzunca bir süre gelmedi kadýn. Adam çok bekledi gelecek, iþte bu akþam gelecek diye. Ama onun beklediði hiçbir akþamda gelmedi kadýn. ‘Þansýmý sikeyim, zaten þans olsa, sayýsala yatýrdýðým paralar geri dönerdi, bir 5-6 tutup.’

Kafasý çok bozuktu o akþam. Mesai arkadaþýyla atýþmýþlardý, yine geç kalmýþtý iþe. Uyku düzeni bozulmuþtu, doðru düzgün uyuyamýyordu gündüz. Gündüze de geçmek istemiyordu, teklif etmiþti gündüzdeki eleman. Ama kabul etmemiþti. Gündüzün stresine kalabalýðýna gelemem diyordu. Bir daha geç kalýrsan, ertesi gün gelme demiþti adam. Olur demiþti o da. O gittikten sonra 4 þiþe içmiþti. Alamadýðý uykusuyla birleþince kafasý giderek aðýrlaþtý. Saate bakmýyordu, baktýkça ilerlemediðini keþfetmiþti birkaç gündür. Aksine o gün de kimse gelmiyordu büfeye. Bir iki ayyaþýn dýþýnda ne taksiciler, ne gececiler, ne gençler uðramamýþtý oraya. Televizyonun kuru gürültüsü tatlý bir uyku getirdi ona 5. þiþeyi bitirirken. Gözlerini hafif kapadý. Sadece sesleri duyuyordu, onlar da birbirine karýþýyordu zaten. Dýþarýnýn gürültüsünü takip etmeyi kesti, sadece uðultulardan ibarettiler zaten. Aklýna türlü þeyler doluþuyordu. Adamý öldürmeyi düþündü, amcaoðlunu düþündü, sokaktaki köpeði düþündü, çýplak kadýnlarý düþündü. Burnuna doluþan kokuyu anýmsadý. Omzuna dokunan eli hissedince olduðu yerde sýçradý. O sýçrayýnca kadýn da korktu. Cümlesini tam kuramayarak özür dilemeye çalýþtý. Kadýn eli kalbinin üzerinde, önemli olmadýðýný anlatmaya çalýþtý. Adam mahcuptu, beklemiyordu. 2 aydýr gelmeyince, artýk gelmez diye düþünmüþtü. Çok güzel gözüküyordu kadýn, gözünün altýndan hafif akmýþ makyajý çarpýyordu göze. Dar bir pantolon, düz bir tiþört giymiþti. Saçlarýnýn rengini deðiþtirmiþti ama gözleri hala yemyeþildi. Þiþeleri koydu tezgaha. Adam poþetledi. Siyah ve sadece tekel büfelerinde olan poþetlerle. Ýçerisinde herkesin ne olduðunu bilmesini saðlayan poþetlerden.

Kadýn parayý uzatýrken, adam cesaretini toparladý dilinde, olabildiðince kibar bir dille kullanmaya çalýþarak konuþmaya baþladý; ‘Ya özür diliyorum, biliyorum hiç böyle bir þey beklemiyorsunuz, niye bekleyesiniz ki hem? Þurada biralarý alýrken hangi büfeci nutuk atar ki ya da nutuk atma giriþimine kalkýþýr?’ kadýn gözlerini kýstý, anlamýyordu. ‘Durun, iki dakikanýzý almaz’ dedi parayý býrakýp gitmek üzereyken kadýna adam. Kadýn durdu, döndü. Ne var dercesine baktý. Etine susamýþ bir baþka erkek dercesine bakýyordu adama. ‘Rahatsýzlýk vermek deðil amacým’ dedi adam, ‘buraya tam 63 gün önce saat 03.04’te geldiniz. Üzerinizde kýrmýzý askýlý buluz vardý, siyah kot etek. Bakmayýn bana öyle. Amacým inanýn düþündüðünüz gibi deðil. O günden beri aklýmdan çýkmýyorsunuz. Sokakta sigarayý verirkenki bakýþýnýz çýkmýyor aklýmdan. Önünüzde giden yorgunuz gölgenizi bile çýkartamýyorum inanýn beynimden.’ Kadýn þaþkýn dinliyordu. ‘Bilmiyorum þu an ne düþünüyorsunuz, aklýnýzda ne var, daha adýnýzý bile bilmiyorum, ama içimde karþý koyamadýðým bazý þeyler oluyor. 63 gündür her gece kapýdaydý gözüm, 63 gün her gün uyku girmedi gözüme sizi düþünmekten. Eve gidemiyordum belki sokakta, size sigarayý verdiðim sokakta bir kere daha sizi görebilirim diye. Ýnanýn, kötü bir amacým yok. Sadece beraber gündüz vakti bir yerlerde bir þeyler içebiliriz mi diye sormak istedim. Yanlýþ bir hareketim, kelimem olduysa kusuruma bakmayýn, diyeceklerim bu kadar, isterseniz bir þey demeden gidebilirsiniz, anlarým, inanýn anlarým ama ne olur yanlýþ bir þey düþünmeyin hakkýmda’. Kadýn kapýya yaslanmýþtý. Beklemiyordu bunu. Kim bekleyebilirdi ki? ‘Sen’ dedi, ‘sen benim orospu olduðumu bilmiyor musun, dalga mý geçiyorsun benimle?’. Yüreklenen adam tezgahýn arkasýndan önüne geçti. ’Biliyorum ama ne önemi var ki, yani benim için bir önemi yok, Allah belamý versin yanlýþ bir þey geçiyorsa aklýmdan, çok deðil en fazla bir saat, sýkýlýrsanýz kalkýp gidersiniz, nerede, ne zaman isterseniz oraya o zaman gelirim, bir çay içer gideriz’. Kadýn düþündü, adama baktý, üstüne baþýný inceledi. Adam utandý. Döndü, yürümeye baþladý. Adamýn yüzü düþtü, doldu dolacaktý gözleri. ‘Yarýn saat, 4.00’te Kadýköy meydanda. Bir dakika gecikirsen çeker giderim’ dedi. Adamýn düþen baþý yýldýrým hýzýyla kalktý, gözleri parladý. Gülümseyerek onayladý, kadýn olmasaydý oynamaya da baþlardý alkolün kafasýyla. Kadýn gittikten sonra bir süre oynadý da zaten. Bu kadar kolay olacaðýný ve kabul edeceðini hiç tahmin etmemiþti. Yepyeni bir hayatý olabileceði umutlarý yeþerdi birden içinde. Yüzü aylardýr ilk defa güldü.

O esnada silahlý iki kiþi girdi içeri. ‘Kasayý boþalt lan!’, dedi birisi, diðeri de boynuna vurdu silahýn kabzasýyla. Yere kapaklandý. Ayaða kalkýp kasaya yürüdü. Çekmecesini açtý yazar kasanýn. Kasanýn altýnda duran silah iliþti gözüne. Diðer elini uzattý silaha. Yavaþça kavradý. Kalbi heyecandan çýkacaktý yerinden. Yavaþ hareket ediyordu parayý uzatýrken. Soygunculardan biri parayý alacakken geri çekti parayý, silahý çýkardý olduðu yerden ‘siktirin gid’. Cümlesi yarým kaldý, göðsünden girdi kurþun. Yere düþerken ateþledi silahýný ama isabet ettiremedi. Hýrsýzlar parayý alýp kaçtýlar.

O gece sessiz olduðu için çok geç fark edildi vurulduðu. Çok kan kaybetti. Yerdeyken ‘þansýmý sikeyim’ diyordu sürekli. Hastaneye kaldýrýldýðýnda nabzý durmuþtu. Tüm müdahalelere raðmen, kurtarýlamadý. Ertesi günkü gazetelere yansýmadý haber. Sonraki günün gazetelerinde üçüncü sayfadaki yerini aldý. Yaþlý amcalar cýk cýkladý, gençler üzüldü. Taksiciler iyi çocuktu dedi.

Kadýn söylediði saatte oradaydý. 1 saat bekledi adamý. Gelmeyince, ‘erkek deðil misiniz, alayýnýzýn amýna koyayým’ deyip yürüdü.