..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Bahattin Ceyhan




11 Temmuz 2010
Xasi P. N. O 1 N. U. B  
FANTASTÝK-BÝLÝM KURGU

Bahattin Ceyhan


Bir deney sonucunda mutanta dönüþen üniversiteliler, ilk bölümüyle karþýnýzda.


:AFJE:
XASÝ PARANORMAL ORKLAR 1

NEREDE UYANDIM BEN



UYANIÞ



Yorgun argýn bir halde uykudan uyandým. Gözlerimi yavaþ yavaþ açtým. Odamda deðildim! Bu sanki sürekli tekrarlanan bir þeydi. Bir þeyler tanýdýk geliyordu. Aslýnda þöyle demeliyim. Aklýmda kendi odama dair bir iz bile yoktu. Bu odayý ise hiç tanýmýyordum. Ve sanki her sabah böyle oluyor gibiydi.

Bir ranzanýn alt katýndaydým. Altýmda battaniye, üstümde beyaz bir yorgan vardý. Uzun beyaz bir yastýða baþkoyuyordum. Ranza eski püsküydü, gýcýrdýyor bu ranza! Açýk kahve panel kapýnýn arkasýnda aský var. Askýda 2-3 tane mor kýravat, bir deri kemer, bir kapüþonlu sarý iþlemeli ceket, koyu lacivert jean asýlý duruyor. Ranzanýn karþýsýnda kitaplýk gibi bir þey var. Dört katlý, kitaplýðýn üstünde karton kutular, en üstte kitaplar var. Romanlar ve bir kaç tane kiþisel geliþim kitabý... Bir alt rafta dergiler; otomobil, pc, basketbol ve aktüel aylýk dergiler var. Daha alt rafta ders kitaplarý dizili yatay ve dikey... En alt kýsýmda defterler var ve kitaplýkla zemin arasýnda kalan kýsma eski gazeteler sýkýþtýrýlmýþtý.Kitaplýðýn bir yanýnda çalýþma masasý, diðer yanýnda plastik elbise çekmeceleri var. 4 er katlý biri mavi-beyaz, diðeri kahve... Çalýþma masasýnýn önünde sandalye yada tabure deðilde eski bir oturma grubunun teklisi duruyordu. Ayný takýmýn üçlüsü pencere önünde idi. Kitaplýk dediðime bakmayýn oda pek iyi bir þey deðil; mutfak dolabýndan bozma gibi birþey. Yataktan kalktým üst kata baktým, orada da birisi yatýyordu. Elimi yüzümü yýkamalýyým diye düþündüm. Öyle de yaptým, odadan çýktým ve lavaboyu buldum. Plastik çerçeveli aynada kendime baktým.

Omzuma deðen saçlarým, açýk kahve gözlerim vardý. Çok karizmatik sayýlmazdým aslýnda; kýzlar baktýðýnda. Çeþmeyi açtým, yüzüme suyu çarptým. Uykunun son damlalarýný da üzerimden attým. Kese kaðýdý rengindeki yumuþak havluyu aldým ve yüzümü kuruladým. Uyandým!



EVRÝM



Evet her sabah farklý bir yerde uyanýyordum. Aslýnda her sabah denilemez; araþtýrmam bittiðinde oluyordu... Yeni bir ailenin içine yerleþiyordum. Daha doðrusu o ailenin fertlerinden birinin bedenine... Þimdilik iþim buydu. Þirketimin bana verdiði görev buydu.

Ben Maslen: XASÝ Paranormal araþtýrma geliþtirme þirketinin iyi niyetli orklarýndan sadece bir tanesiyim. 2006 yýlýnda Ankara ODTÜ’deki bir araþtýrmada meydana gelen radyoaktif deney kazasýnýn 1. nesil maðdurlarýndaným. Ki buna maðdurluk derseniz... Yani saf ork ta diyebilirsiniz. O gün deney odasýndan sað çýkan 55 kiþiden biri benim. aramýzda 13 yabancý vardý. 42 türk mutant çýktý ortaya. 76 kiþi ise öldü. Aslýnda beni de öldü sanmýþlar, hastanede morgda tekrar ayaða kalkýp; üzerimde kefenimle çýkýnca morg görevlinin karþýsýna... Ben çok sevdiðim kýz arkadaþýmý hastaneye yetiþtirmeye çalýþtýðýmý hatýrlýyordum oysa... Ýlk ruh atlayýþýmdý. Kimbilir kimin bedenindeydim.

Þimdi diplomatik krizler çýkmasýn diye, bizleri gizli tutuyor devlet. Ölümsüz ork; O zamanki radyoaktif kimya dersi hocamýz Orkun bey bu þirketi kurdu. O hem ölümsüzdü, hemde bizim güçlerimizi yönetebiliyordu. Beni iþim bitince baþka bir bedene atanda o hep... Bizleri biraraya getirdi Orkun ork... 41 türk 1 japon mutant ve Orkun ork XASÝ Paranormal araþtýrmacý orklarý veya mutantlarýydý. Biz kendimize mutant derken, devlette bizi bilen mertebedeki kiþiler bize ork diyor. Bize mutant isimlerimizi Ölümsüz ork verdi. Pek çoðumuz eski isimlerimizi artýk hiç kullanmýyoruz. Þu sýralar sadece devlet yararýna çalýþýyoruz. Bir gün bizi tanýyanlar çoðalýrsa belki sivil iþlerde yaparýz... Ýyi kazanç elde ediyoruz, ki karþýlýðýný da veriyoruz. Ben devlet bakaný Turgut Özak’ýn aile planlamasý yasa tasarýsý için þu sýralar, zengin, fakir aile, aile geziyor ve raporlar hazýrlýyorum.

Bu gün orta halli bir ailenin evinde olduðum belliydi. Þimdi þirket sekreteri Remissyal’i arayýp gerekli bilgileri telefonuma yollamasýný istemeliyim. Ev halký uyanmadan bilgilere ulaþýp, faka basmamalýyým.Yatak odama geri dönüp pantolonumdan cep bilgisayarýmý çýkarttým. Balkona çýktým ve Remissyal’i aradým.

"Günaydýn bayan Remiss"

"Günaydýn"

"Bu gün geç kaldýnýz"

"Alberto saðolsun ’emmii naber yaaa’ "

"Yavþak herif"

Bir kahkaha sesi geldi karþýdan. Alberto nun sesiydi.

"Akþama sana yemek ýsmarlayayým yeni bedenimle"

"Tavsiye etmem"

"Neden?"

"Sen önce bilgilerini al sonra konuþ"

"Söylesene"

"Alberto akþam misafirin olduðunu söylüyor"

"Misafir?"

"Yeni bedeninin ablasý..."

"Kafam karýþmadan þu bilgileri yolla"

"Görüþürüz"

"Yeni bir bedende görüþmek üzere..."

Bu sefer Remissyal kahkaha attý. Remissyal ayný deneyden çýktýðýnda bir hýz canavarýna dönüþmüþtü. Önceki ismini bilmiyorum. O 35’li yaþlarda bakýmlý bir bayandý. E benim yaþýmda 24 olunca ablam oluyordu. Acaba yeni bedenimin yaþý kaç? Remiss diyorduk biz ona kýsaca. Özel görevler olmadýkça, hýzýný bilgisayar baþýnda kullanýyor ve þirketin yazý iþlerine bakýyordu. Orkun hocamýzdan sonra en yaþlý mutant oydu. Ama o kimsenin ona abla demesini istemezdi. Ruhu gençti onun! Benim gibi diðer genç mutantlarla uyum içerisindeydi. Kendi yaþlarýndaki kadýnlara hiç benzemiyor; konuþmalarý, hareketleri ve yaþayýþý. Bu evrimin sonucumuydu yoksa, Remiss üniversitedeykende mi aynýydý, bilemem?

Üniversitede pek fazla insanla muhabbetim yoktu. Ayný bölümde 3-5 arkadaþým vardý. Aslýnda ben bilgisayar mühendisliði okuyordum. Radyoaktif enerji ve Nanoteknoloji programlarýna ek olarak gidiyordum. Hobi niyetine desek doðru olur mu ki ? Kimya öðretmenliði okuyan Yaðmur için, onunla vakit geçirmek için... 4-5 saatlik boþ vaktimi de o gün harcayacaktým onun için. Orkun hocadan izin almýþ, ek derslerimle bile baðlantýsýz bu deneyin son aþamasýna dahil olmuþtum. Deneyde masaya yakýn olanlar mutanta dönüþmüþ, uzakta kalanlar ise ölmüþtü. Son hatýrladýðým Yaðmuru arkaya çekip gitmem gerektiðini söylediðimdi. Çok uzak deðildik masadan, Yaðmur bu deney için çok emekler vermiþti. Orkun hocanýn satajeriydi, yardýmcýsýydý.

Blackberrymi elime aldým ve saate baktým saat 07:12 Pazar günüydü. Mesajý beklerken mutfaða gittim, 2 bardak su içtim. Sonra caným kola çekti. Bu evde kola varmýydý acaba? Buzdolabýný açtým, o da ne, sýra sýra! Siyah ve sarý kola doluydu dolap... Mutfaðý zengindi bu ailenin. Rahat bir litre kola içtim, sabah sabah daha kahvaltý bile yapmadan. Ve bilgiler geldi...



--Adýn: Orhan Seylan

Yaþ: 22

Kardeþlerin: Tahir 16, Berrin 26

Baba: Hasan

Anne: Melek

Eniþten: Salih (Ablan Berrin evli)

1 Yaþýndaki yeðenin: Doða :D (Çok tatlý bir görsen)

Sevgilin: Þeyma

Tahir lise 2 ye gidiyor. Ýngilizce bölümünde.

Tahir’in kýz arkadaþý Tuðba ayný okulda.

Migros Market’te kasiyersin

Baban hýrdavatçý, annen ev hanýmý

Eniþten sýnýf öðretmeni (Çok konuþkan biri deðil)

Orhan kola manyaðý, sürekli müzik dinliyor. Tarzý ayný sen!

Sevgilin Þeyma bir þirkette sekreter. Yarýn akþam randevunuz var. Aileniz kýzlardan habersiz.(Þeyma’ya gitmeden haber et ek bilgileri vereyim.)

Blackberry’ni sakla. Yeni numaran 0562 256 70 84 Telefon yastýðýnýn altýnda.

Ailen pazarlarý geç kalkar.

Sevgiline dikkat et, faka basma. Telefonunu kurcalar. Giderken hediye almayý da unutma, kýz gülleri seviyor.

Fenerbahçe’lisin

Herhangi bir siyasi akýma sempatin yok.

Ýþe sabah 08:00 de baþlayýp, 18:00 de býrakýyorsun. 18:30 da sevgilin seni bekliyor.

Son olarak akþama ablanlar geliyor

Ek bilgi istersen mesaj atarsýn...

ALBERTO
SEC REMÝSSYAL--

Eðer bu mesajý bayan Remiss yazmýþ olsaydý resmi kelimlerden öteye gitmezdi. Alberto yavþaðý el attýðýndan konusal sapmalar var. Ama iþe yarýyor aslýnda gördükleri. O da boyuna biþeyler görüyor, neye göre, kimi, nasýl görüyor ben bilmiyorum. Benim için sorunda olmuyor yavþaklýklarý. Bir tek bayan Remiss’in bilgisayarýna el atmasý arada canýmý sýkar. Bir cevap yazdým hemen...

--Tuðba ile nerede buluþacaðýz, cevabý yeni numarama atýn lütfen.--

Alberto iþe karýþtýmý böyle eksiklikler olabiliyordu. Blackberry’mi kapatýp, yeni telefonumu yastýðýn altýndan aldým. Bu bir SonyEricson W810i idi. Þu elemana yeni bir telefon almalýydým. Yeni ailemede kahvaltý hazýrlasam iyi olacaktý. Öylede yaptým...

Patates kýzarttým, omlet yaptým, dolaptan zeytin, peynir, çikolata kremasý felan koydum tepsiye bu sýrada annem kalktý. Ne hoþ bir kadýndý... Biraz kilolu, büyük yüzlü, koyu yeþil gözlü ve sabah aðýrlýðý üzerinde bir kadýndý.

"Sabah sabah kolamý içtin yine"

Ufak bir gülümseme ile cevap verdim. Annem babamý kaldýrýrken, bende kardeþimi kaldýrdým. Kardeþim tahir zayýf sayýlýr bir vücuda sahipti, ince yüzü, kahve gözleri vardý. Benden kat be kat karizmatikdi. Ýkimizinde gözlerimizin altýnda doðuþtan mor sürmeler vardý, hafiften... Kirpikleri uzundu. Evimiz dublexti. Terasta kahvaltý yaparken, aileyi çözmeye çalýþtým. Babam hasan 50 li yaþlarda yüzünün derisi buruþmaya baþlamýþ, saçlarý kýrlaþmýþ, yer yer dökülmüþ, baya zayýf biri. Babam bana sordu;

"Oðlum bu gün dükkaný biraz toparlayalým mý, iþin var mý?"

"Olur baba"

"Baya karýþtý ortalýk, üçümüz þöyle bir toparlayalým." Tahir atýldý.

"Beni düþünmeyin, arkadaþlarýmla buluþacaðým"

Demekki babam dükkanda yalnýzdý, bir elemaný yoktu.

"Haber et gelmeyeceðim de" dedi, babam.

"Diyemem baba"

"Of be oðlum! Ýyi tamam"

Güldüm ben, demekki Tuðba ile buluþacaktý. Kahvaltýdan sonra odaya çektim Tahir’i ve sorguya çektim ufaktan.

"Oðlum kiminle buluþacaksýn sen"

"Ya abi Tuðba ile gezecektik biraz"

"Haber et, geç geleceðim de!"

"Abi olur mu ya?"

"Olur olur hep beraber gezeriz hem"

"Hasýl?"

"Tahir bak dinle beni, ben þimdi babama söylerim. Ýkimiz gideriz dükkana, sonra iþimiz bitince kýzlarý alýr gezeriz"

"Süper olur be!"

"Tabi öyle olacak..."

...



KIZLAR



"Güzelim ne yapýyorsun?"

"Hiç, ne yapayým uzandým biraz."

"Gezelim mi biraz?"

"Neden olmasýn!"

"Yarým saate oradayým."

---------------------------------------------------

"Naber kýz?"

"Ne olsun sizi bekliyoruz beyfendi!"

"Kýzma be, iþim bitti seni almaya geliyorum."

"Bekliyorum..."

"Aþaðý in."



Dükkanda iþimiz bitmiþ, ikimizde kýzlarý aramýþtýk.Þimdi tek sorun arabaydý. T-Dal’den arabasýný istesem hiç fena olmazdý. Önce kardeþimden kurtulmalýydým tabii...

"Tahir beni biraz bekle burada."

"Nereye?"

"Araba alýp geleceðim"

"Nereden?"

"Beklee..."

Dükkanýn önünde kalakalmýþtý kardeþim. Arka sokaða geçip, Remiss’i aradým.

"Selam"

"Selam"

"Ya T-Dal nerede?"

"Evdedir."

"Arabasý lazým."

"Masevk kendi arabasýný yollasýn sana"

"Yok yok, onunki eski kalýr. Ordaysa Masevk’e versene."

"Veriyorum"

"..."

"Hey, araþtýrmacý dostum naber?"

"Bak dostum þu an araþtýrma yaptýðým ailenin hýrdavat dükkanýndayým. Arkada bir tane kamyonet var, onunla T-Dal’in aracýný deðiþtirsene, acele."

"Ýki dakika süre tut!"

"Baþla!"

T-Dal, benim gerçek sevgilim Yaðmur’un mutant adýydý. Arabasý kýrmýzý Ford GT idi. O arabayla ne güzel þov yaparým þimdi. Masevk ise iki nesnenin yerini deðiþtirebilen mutant. Kýyak muhabbeti vardý adamýn. Burda Hasan babamýn bize verdiði, ailenin tek arabasý 96 model Hyundai H-100 kamyonet vardý. Bu arabayla kýzlarla gezilmez ki! Bir defa araba üç kiþilik... Ford GT de iki kiþilik sayýlýr aslýnda. T-Dal’in arabasý iki kapýlý ve beþ kiþilikti. 5 kiþilik modelleri piyasada az bulunuyor, aslýnda bu arabadan Türkiye’de iki elin parmaklarý kadar vardýr. Piyasa derken dünya piyasasý daha uygun olur hani...

Araba da geldi çok þükür. Kýrmýzý bir Ford GT; çok havalý bir arabaydý bu. Üzerinde iki tane beyaz þerit vardý. Kapýlar yukarý doðru açýlýyordu; ilk aldýðýmýzda yana açýlýyordu. Sanayide bir kaç tanýdýk sayesinde yukarý açýlmasýný saðladýk ve T-Dal’in arabasýný daha da havalý yapmýþtýk. Bu arabada az emeðim yok. Direksiyonunu deðiþtirdim, ses sistemini ben döþedim. Birde akýllý navigasyon sistemi kurdurttum. Ýhtiyaç oldukça bende kullanýyorum aracý, çünkü; henüz kendime göre bir araba bulup ta alamadým. Benim bir ATV’em var mavi; süper bir arazi aracýdýr kendisi... Bu aracýn içi de ayrý bir güzellikteydi. Deri koltuklar, triptonik vites, neon ýþýklandýrmalý ön konsol, spor koltuklar, ufacýk direksiyon... Araç benim gözümde þaheserdi aslýnda. Ama nedense bir tane de kendime almadým þu arabadan. Þimdi biraz para bulmalýydým. Önce kardeþimi almalýyým ama...

"Abi bu ne?"

"Arabaaa!"

"Nereden buldun?"

"Bir arkadaþtan."

"Abi bu çok fena bir araba"

"Hadi atla, geç kalmayalým."

Kardeþim çok þaþýrmýþtý arabaya. Hayran hayran arabayý inceliyor ve övüyordu.

"Fazla kurcalama"

"Ýyi de abi her yüzyýlda böyle bir arabaya binemiyoruz ki"

"Þimdi bize biraz para lazým"

"Bende Elli kaðýt var"

"Yeter mi?"

"Ýdare eder."

"Yürü git lan!"

Orhanýn para durumu nasýldý acaba? Neyse onun hesabýna dokunmasam daha iyi olurdu. XASÝ Paranormal’in çalýþtýðý bankanýn önünde durdum ve bankamatikten bin lira çektim. Þimdilik yeterdi herhalde bu para... Kardeþim arabada Black Eyed Peas’in son albümünden bir þarký açmýþ, ortalýðý inletiyordu. "Bu gün açýk olan bir çiçekçi var mý bildiðin?" diye sorduðumda ona, bana bir yer tarif etti.

Ufak bir çiçekçiydi burasý. Ama her yer týklým týklým çiçek doluydu; yapay ve canlý... Ýçerisi çok güzel kokuyordu. Bir bayan karþýladý beni, otuzlu yaþlarda, iyi giyimli. Selam verdim:

"Ýyi günler."

"Ýyi günler efendim."

"Acaba, mavi gül var mý sizde?"

"Tabi efendim."

"Ýki demet yapabilir misiniz?"

"Peki efendim."

Çiçekleri alýp araca gittim. Tahir baya heycanlýydý, onu çok þaþýrtmýþtým. Arabada bekliyordu beni, yine radyoyla oynuyordu.Tahir yabancý müzik dinliyordu.Uzun zamandýr yabancý müzik dinlemiyordum ben.

"Abi hadi, Tuðba çok kýzacak."

"Biraz sabýr be oðlum al, gül ver ona."

"Bu ne?"

"Kýzýn gönlünü al diye."

"Sen delisin..."

"Olabilir."

"Ýlk önce Tuðba’yý alalým, þuradan saða dön..."



TELEPATÝ



Bir duþ alsam mý acaba? Alsa çok iyi olacak, hem kafamý toparlarým. Hemde kafamdaki aðrýlar diner. Maslen ne yapýyordu acaba? Yoksa bu aðrýlar yine onun yüzünden miydi? Kötü niyetli miydi yoksa bu sefer... Adi herif, geçen sefer bekar evindeki çocuða evlenmek için kýz bakmýþ. Tam evlenme safhasýnda fark etmiþtik olayý. Tam ’evet’ diyeceði safhada Orkun usta geri getirmiþti ruhunu.Pis pis sýrýtmaktaydý... Þimdi de sýrýtýyor muydu acaba bedeni? Baksam iyi olacak. Güveniyordum nedense bu sefer ona. Ama yinede yüzüne bakmalýydým. Ýçimdeki þeytanýn dürtüleri miydi bunlar, yoksa kýskançlýk ve gurur’un az kalan kalýntýlarý mýydý? Bilemiyordum; bir arzu, bir istek...

Maslen’in çalýþma odasýnýn kapýsýný açtým. Evet, orada heykel gibi duruyordu. En son giydiði, yaklaþýk üç hafta önce giydiði; siyah kotu, ve mavi kazaðý üzerindeydi iþte. Hatta içine giydiði siyah sweati kollarýndan gözüküyordu hala. Onu çok özlemiþtim. O masum gülümsemesinden vardý yüzünde.



"Seni çok seviyorum aþkým..."



Bir öpücük kondurdum yanaðýna, uzun saçlarý yüzüme deðerken. Onu çok seviyordum. Duþ alýp kafamý toplamalýydým. Akþama mesai çýkabilirdi.



SIRITMA BE!



"Bu hafta izin alacak mýsýn aþkým?"

"Ne izni bitanem?"

"Kampa gideceðiz ya!"

"Ne kampýndan bahsediyorsun?"

"Kaç haftadýr planlýyoruz ya!"

Nerdeyse faka basacaktým. Kýzcaðýz da sýkýlmýþtý bu dalgýn hallerimden. Çaktýrmadým tabi, bir sýrýtýþ fýrlattým. Çünkü yanaðýmda öpücük hissettim. Þeyma da anladým manasýnda almýþ olmalýydý, bu sýrýtýþý. Ama ben T-Dal’e gülüyordum. T-Dal’in öpücüðüydü bu. Yine beni özlemiþ ve bedenimi gözlemiþti. Ama bende onu özlemiþtim. Neden Orkun hoca ara vermemi istememiþti ki? Þimdi onu görsem ne güzel olurdu... Aslýnda görebilirdim deðil mi? Evet bunu yapabilirdim. Zamanýnda yapabilmiþtim. Yaþasýn kýskançlýk!

"Neden sýrýtýyorsun?"

"Hiç."

"Sýrýtma be!"

"Ama ben çok seviyorum senin kýzgýn hallerini"

"Sýrýtma be, sýrýtma be!"



KAFA



Duþ iyi gelmiþti. Ama nedense baþýmdaki aðrýlar hala dinmemiþti. Ve hala Maslen’i özlüyordum. Ona bir öpücük daha kondurup iþyerine gitmek için evden çýktým.

Masevk’in araba dediði bu muydu? Bu ne böyle yahu. Ýnsan o güzelim arabayý alýrda yerine bunu mu koyardý. Ah Maslen ah!.. Nerelerdesin, yine neler yapýyorsun bebeðim. Araba kullanacak kafa da yoktu aslýnda. Çok kötüydüm bu gün. Dinlenmek için bir pazar günümüz dahi yoktu. Ne zaman çalýþacaðýmýz belli olmuyordu. Ve bu akþam bana mesai çýkabilirdi. Bir taksiye atladým ve iþyerine gittim.



BÝR ÖPÜCÜK DAHA!



Aha iþte bir öpücük daha. Bu kadar mý çok özledin beni. Þeyma’ya çaktýrmadan Remiss’e msj çektim.



--Þeyma kamptan bahsediyor, neyin nesidir? Acele dönüþ yapýn lütfen. Bu arada T-Dal’ede söyleyin; öpüp durmasýn yanaklarýmý, tahrik oluyorum. Karþýlýk olarak, elin kýzýný öperim sonra.--



Þeyma ile Tuðba konuþmaya dalmýþlardý. Bende kýza yakalanmadan, cevabý almalýydým. Arabaya geçtim, radyoyu kurcalýyordum, vakit geçirmek için. Kanalýn birinde Murat Boz çalýyordu.



"Ben özledim galiba seni

Bu yüzden bu kadar sitemlerim"



Harbiden özlemiþtim T-Dal’i... Ama dayanamýyordum artýk. Dile kolay üç hafta iki gün oldu, þöyle bir sarýlýp koklaþmayalý. Sesini dahi duymamýþtým bir haftadýr. Onu buraya getirmeliydim. Getirebilirdim de; kýskançlýk en iyi silahýmdý. Ve onun kýskançlýðý baþýna vuruyordu. Bu mutasyonun sonucuydu. Daha önce böyle þeyler olmamýþtý. Bizim telepatimizde böyleydi iþte; özlem ve kýskançlýk üzerine kurulu. Þeyma’ya baktým, yoksa ona ilk kez baktým mý demeliydim? T-Dal buraya gelsin diye, kýza ilk kez bu gözle bakýyordum.

Kýzýn arkasýnda topuz yaptýðý siyah saçlarý ara ara daðýlmýþtý. Ki böyle toplu halinden daha güzel gözüküyordu. Çok konuþkan bir kýz deðildi. Ama çok nazlýydý ve çok kýskançtý. Ufak pembe dudaklarýnda ruj yoktu. Ama sanki gözlerine hafiften pembe sürme çekmiþti. Doðal bir güzellik iþliydi yüzünde. Burnunun ucu keskindi. Gözleride saçlarý gibi siyahtý. Ufak kulaklarý vardý. Rahat giyinmiþti; altýnda koyu yeþil bir eþofman, üstünde beyaz badi ve beyaz bir eþofman üstü vardý. Eþofmanýn üstünde açýk yeþil çizgiler vardý. Güzeldi kýz...

Mesaj geldi. Þimdilik bu kadarý yeterdi T-Dal’e...



--Araþtýrýyoruz, birazdan ararým. Numaramý erkek ismi ile kaydet, sonra çarpýlma.--



Ne diye kaydetsem þimdi bu numarayý? Kendi isminle kaydetsene yahu! Evet güzel olur: Baran Ceran. Ýnþallah faka basmam... Ýyi kafiye oldu be, gülesim geldi. Baran Ceran; benim mutant olmadan önceki adýmdý...



KISKANÇLIK BAÞIMDA DUMAN



Büroya girerken kafam patlamak üzereydi. Maslen ne yapýyordu yine? Bu iþ canýmý sýkmaya baþlamýþtý. Bayan Remissyal’i gördüm masasýnda.

"Naber Remiss?"

"Ýyiyim tatlým, sen?"

"Kafam patlamak üzere Maslen’den haber var mý?"

"Mesaj geldi bak ondan, sana da bi mesajý var al oku."

Telefonunu verdi bana bayan Remiss. Mesajlar bölümden gelen kutusunu açtým. Orhan Seylan baþlýðý altýndaki mesajý açtým. Orhan Seylan: Onun yeni görevi...



--Þeyma kamptan bahsediyor, neyin nesidir? Acele dönüþ yapýn lütfen. Bu arada T-Dal’ede söyleyin; öpüp durmasýn yanaklarýmý, tahrik oluyorum. Karþýlýk olarak, elin kýzýný öperim sonra.--



Seni sevmek mi suç yahu. Senin derdin ne yahu. Adi Maslen, adi Orhan. Cevap yazýyordum, Remiss atýldý telefonu aldý:

"Ne yapýyorsun?"

"Adi Maslen’e cevap yazýyordum."

"Bekle biraz, az sonra arayacaðým. Bir konu hakkýnda bilgi vermeliyim."

"Özür dilerim, ben kendime kahve yapacaðým. Ýster misin?"

"Hayýr tatlým."

"Aradýðýnda bana haber verir misin?"

"Tabi."



EYVAH EYVAH!



"Hey Orhan nereye?"

"Wc’ye gidiyorum."

"Arabanýn anahtarýný versene."

"Aman bir þey olmasýn, araba emanet."

"Bu arabaya bir þey yapýlýr mý?" dedi Þeyma.

Anahtarý verdim ve Remiss’le konuþmak için uzaklaþtým. Sahildeydik; pazar günü, Antalya sailleri týklým týklým olur, hele yaz aylarý... Bu tenha yer Tahir’in keþfiydi. Þehirden baya uzaklaþmýþtýk, bu kamp yerine gelebilmek için. Bayan Remiss arýyor iþte.

"Efendim."

"Nasýlsýn Maslen?"

"Teþekkür ederim, ya siz?"

"Saðol caným."

"Evet bayan Remiss sizi dinliyorum."

"Siz ve arkadaþ grubunuz bir kamp ayarladýnýz. Bu hafta perþembe yada cuma gidip, pazar akþamý dönmeyi planlýyorsunuz. Herkes senden cevap bekliyor. Ýþyerinden alacaðýn izne göre olacak, çýkýþ günü."

"Arkadaþ grubu?"

"Serhat, klimacýlýk yapýyor. Kendi iþyerleri var. Sevtap, giyim maðazasýnda reyoner. Serhat ve sevtap sözlüler. Hamza, telefon satýyor; 100. yýl bulvarýnda iþyeri var. Þule, muhasebe bürosunda çalýþýyor. Hamza ve Þule niþanlýlar. Durhan, Rixos otelleri varisi, doðal olarak en zengininiz. Dila, ayný otelde personel müdürü. Durhan ve Dila henüz birlikteliklerini somutlaþtýrmadýlar. Birde sen ve Þeyma varsýnýz. Yine bir þey olursa mesaj atarsýn."

"Teþekkürler." dedim ve bizimkilere yöneldim. Telefonu daha kapatmamýþtým, nasýl olsa yolda kapatýrým, yeterince oyalandým zaten. Fazladan yalana gerek yoktu.

"Maslen T-Dal seninle görüþmek istiyor."

"Sonra, þimdi kýzýn yanýna gidiyorum."

"Aldý..." Lafý yarým kalmýþtý.

"Neler yapýyorsun sen gene?"

"Anlamadým caným?"

"Kafam çatlýyor!"

"E benim suçum ne?"

"Ya sen ne iþler çeviriyorsun yine?" Þeyma’ya yaklaþmýþtým. Þimdi arkadaþým Baran’la konuþma moduna girmeliydim. Telefonu yüzüne kapatabilirdim belki, ama onun sesini duymak iyi gelmiþti. Baðýmlýlýk gibi bir þeydi bu.

"Bir þey yapmýyorum be bilader."

"Ne biladeri ya!"

"Þeyma ile sahildeyiz."

"Oooo beyfendi, arabamla elin kýzlarýyla geziyorsun ha!"

"Evet be abi, çok iyi oldu senin araba. Bizim kamyonetin yanýnda senin araba çok çok iyi oldu."

"Ya þuna bak!"

"Evet aslýnda Tahir’gilde var yanýmýzda."

"Eskitme arabamýýý!..." Ses; bu baðýrtý dýþardan duyulmuþ muydu acaba? Ýnþallah duyulmamýþtýr. Duyulma ihtimaline karþý ufaktan kahkaha ile karþýlýk verdim T-Dal’e...

"Ya þuna bak hele, birde gülüyor. Ben sana gösteririm."

"Görüþelim bilader."

"Görüþeceðiz, görüþeceðiz..."

"Görüþürüz bilader, kendine iyi bak."

Ýþte olmuþtu. Az sonra damlardý, biricik aþkým. Telefonu cebime koydum. Onu ne çok özledim, ah bir görsem yüzünü, birde öpsem sarýlsam...

"O kimdi aþkým?"

"Arabanýn sahibi."

"O kim?" diye sordu, gülümseyerek.

"Bir arkadaþ."

"Bir arkadaþ?"

"Bu kadar kýskanç olmak zorunda mýsýn? O Baran Ceran"

"Baya zengin olmalý?"

"Ya, ne demezsin!"

Aracýn içindeydik, Þeyma ile oturuyorduk. Tahir ile Tuðba biraz ilerde kumlarýn üzerinde oturuyorlardý. Kýza baya sert tonda konuþmuþtum T-Dal’le görüþtükten sonra. Ýþimle gerçek hayatým arasýnda kalmýþtým bir nevi. T-Dal’ le görüþtükten sonra kýzýn sorularýný sanane imalarý ile cevaplamýþtým. Ama kýz sanki fazla kýskançlýðýnýn farkýndaydý. O kadar sert konuþmama raðmen þimdi rahattý. Tahir ile Tuðba heyecanlý heyecanlý geldiler. Tuðba:

"Hadi sinemaya gidelim."

"Hiç fena olmaz; böyle boþ boþ vakit geçirmektense!" dedi Þeyma.

"Ama geç oldu, akþama ablamgil gelecek." dedim.

"Çok geç sayýlmaz be abi, seans üç buçukta." dedi Tahir.

"O zaman biraz daha bekleyelim."

Ýþte T-Dal de gelmiþti. Bankýn birinde oturmuþ bizi izlemekteydi. Acaba diðerleri fark etmiþmiydi onu. Dik dik bize doðru bakýyordu. Onu görmek, sanki omzumdan büyük bir yükü almýþtý. Ne çok özledim seni, ah birde sarýlabilsem...

"Çek elini þu kýzdan" Sonunda konuþmaya baþlamýþtý benim güzel yarim.

"Görev aþký benimki, inan kötü bir niyetim yok."

"Ya senin derdin ne?"

"Hiç bir derdim yok, sadece görevimi yapýyorum."

"Neden iþkence yapýyorsun bana?"

"Öyle bir niyetim yok."

Ben dalgýn dalgýn uzaklara bakarken, Þeyma beni izliyordu. Ama bilmiyordu ki ben T-Dal’e bakýyorum. Gerçek sevgilimle konuþuyorum. Sýrf kýzý çözmek adýna, dalgýn dalgýn hareketler sergilemiþtim bu gün. Kýzcaðýz beni hasta sanmýþtý. Ahh!..

Ýþte olan olmuþtu, film koptu... Þeyma beni dalgýnlýktan kurtarmak adýna; dudaklarýný dudaklarýma dayadý ve öpüþmeye baþladý. Bir insan öpüþmeyi bu kadar mý þehvetli yapar. Kendi cephesinde o da haklýydý: Sabahtan beri kýza dokunmaya utanýyordum resmen. Ve ikiye bir uzaklara dalýyordum...

T-Dal çýldýrmýþ olmalýydý. Fýrsat bulup kýzýn omzundan baktýðýmda, onu görememiþtim. Acaba ne yapýyordu. Bu baþýma büyük dert açacaktý. Açtýda... Ve iþkence baþladý...



BN CN

12/02/2010-08/03/2010



Nice öyküler vardýr; yazar önce yaþar ve sonra yaþadýklarýný yazar. Nice öyküler vardýr; yazar hayal eder ve yazar. Ve nice öyküler vardýr; yazar benim gibileri kiralar, hayale baþlar, dalar gider hayalinin içine, baþrolünün ruhuna yerleþir. Bense yanýnda bulunurum ve onun hayalini onun dilinden yazarým... ÖYKÜKAF, PEK YAKINDA...



MARSLI

08/03/2010



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Undergraund Ýstanbul
Lise Yýllarý 3 Müzik Felaketi
Lise Yýllarý 2 Kopya Makinesi
Antalya'da Atlantis 1 Uyanýþ
Lise Yýllarý 1 Uyku Tulumu
Atlantis 2 Baþlangýç
Ýki Ruh'un Güncesi - Ýlk Sayfa
Yaþam Þehrinin Bir Sokaðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Düþme [Þiir]
Deli Saçmasý [Þiir]
Yok_sun [Þiir]
Aþk mý Bu Þimdi? [Þiir]
Cani - Sin [Þiir]
Ecel Aný [Þiir]
Ýsyan Çýðlýðý [Þiir]
Aþkýn Kitabý [Þiir]
Elzem Ýlaç Sen [Þiir]
Aþk Köþe Bucak Sýkýþmýþ [Þiir]


Bahattin Ceyhan kimdir?

Doðduðu günden beri çevresinde fark edilen bir tipti Marslý. Lise yýllarýnda takýldý lakabý ona. Edebiyata ortaokul yýllarýnda kompozisyonlar yazarak baþladý. Sonra þiir geldi. Ve bir gün Metal Fýrtýna diye bir kitap çýktý ortaya. Çýktýðý hafta okumuþtu. Orkun Uçar'ý tanýmýþ oldu bu kitapla. Sonra Xasiork'u tanýdý. Xasiork sayesinde öyküler yazmaya baþladý. Roman yazýyor, kimbilir belki bir iki yýla ünlü bir yazar olup çýkar!

Etkilendiði Yazarlar:
Orkun Uçar


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin Ceyhan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.