..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Düþünce dilden, dil düþünceden doðar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Bilgen




28 Kasým 2005
ve Düþtüm...  
Bilgen
Cümleler kuruyor, aðlýyor, gülüyor, düþünüyor, hissediyoruz… yalnýzýz ama… sen de benim kadar… iki koca yalnýzlýktan, bir bütün paylaþým tamamlanmýyor, biliyoruz.


:ADGG:

Ve düþtüm…

Ve düþtüm, sonsuz bir susuþla… kurabileceðim cümleler, arasýna serpiþtirebileceðim noktalama iþaretleri olmadýðýndan deðildi susuþum, bilirsin. Sustum… biraz dilimde kan tadýnda bir zehir olduðundan biraz da bizi kanatabilecek cümleleri ezbere biliyor olmamýn korkusundandý…
Ve düþtüm… uzatmadým elimi tutasýn diye. Ýstemediðimden deðildi avuçlarýmý kapatýþým, bilirsin. Kapattým… biraz ellerimin bile artýk bana ait olmamasýndan biraz da artýk tenime dokunduðunda usumu, yüreðimi teðet geçiþindendi… dokunsaydýk biz bize, bizim dýþýmýzda herkese dokunmuþ olacaktýk…
Ve düþtüm… gözlerim anlamsýzlýða takýlýp kaldý… tükettim... Anlamlandýrma tutkumun bitiþinden deðildi takýlýp kalmam, bilirsin. Boþluða baktým… biraz yorgunluðumdan biraz da aslýnda her anlamýn dibinde koyu bir anlamsýzlýk bulmamdandý artýk…
Ve düþtüm… ne ben baktým geriye, ne de sen… birkaç ufak sevgi- saygý kýrýntýsý da kül oldu, savruldu… sevmiyoruz artýk biz bizi… bu artýk acý bile deðil üstelik, koca bir boþluk sadece ömürlerimizin ortasýnda…
Ve düþtüm… düþerken ben ne gördüysem bilirim sen de gördün… uzun yýllar boyu biriktirdiðimiz her anýyý yüreðimizin arka mahallerinde, koyu bir sise boðarak ateþe verdiðimizde, geçici öfke sýcaðýnýn nasýl da bir anda sonsuz bir karanlýða ve soðuða kestiðini biliyoruz artýk ikimizde… bilmek bazen yetmiyor…
Ve düþtüm… kulaklarýmda çýnlayan boðuk kahkaha seslerimiz, aðlama nöbetlerimiz, ýslanan omuzlarýmýz, seslerimizin týnýsý, kokularýmýz, türkülerimiz, þarkýlarýmýz, halaylarýmýz, kitaplarýmýz, çocukluk anýlarýmýz, ergenlik sýkýntýlarýmýz… yani ne varsa bize dair, korkunç bir çýðlýkla düþtü yaný baþýma… sen ve benden yaptýðýmýz biz, bize raðmen sana ve bana yenildi iþte… hidrojen ve oksijen ayrýþmýþsa artýk su yok demektir, bir yerlerde tek baþlarýna var olmalarý yetmez…
Çocukluðumuz boyunca iþittiðimiz azarlar, aldýðýmýz cezalar ayný zaman dilimine denk geldiyse þayet yalnýzken yapmayý akýl edemediklerimizi beraberken harmanlayýp icraata geçirmemizdendi. Sessiz kalýþýmýza huylanýp çok yakaladýlar bizi suçüstü, sonra sessiz kalmamayý öðrendik. Hatalarýmýzdan saðlam temeller attýk, sert adýmlarla bastýk. Biz hep birbirimizi yoðurmayý bildik. Belki de bu yüzdendi bir dönem yasaklamalarý bizi birbirimize, belki de bu yüzdendi herkese bizi savunmak zorunda býraktýrmalarý… çok savaþtýk, kaçaklýk da yormadý, tüketemedi bizi.
Hep 18 yaþýnda olmanýn hayalini kurduk. 18 yaþ özgürlüktü… Sonra sonra anladýk (16 yaþ ortalarýydý galiba) 118 deðil 1118 yaþýna gelsek de özgür olamayacaðýmýzý. Ýlk hayal kýrýklýðýmýzdý belki de bu. Yýlmadýk. Kavramlarý deþtik durmadan. Kendimizle ve hayatla barýþ imzalamamýz bu günlere denk gelir, hatýrlarsýn.
Karþý çýkýþlar üzerine yaþadýk çoðu zaman. Ýsyan etmek deðildi bu, mücadele etmek gerekliliðiydi. Birilerinin bizi üzebileceði ihtimalini de ayný zamanlarda öðrendik, þaþýrarak. Sonra sonra kanýksamayý da öðrendik. Yan yanaydýk ama omuz omuza… her þey güzel olacak deyip avunduk, biz bize yeteriz deyip güç topladýk. ‘biz’in parçalarýna ayrýlmasý ihtimallerimize dahil deðildi.

Kimseye göstermediklerimizin toplamýydýk biz. Kimseye demeyeceklerimizin birleþimi… Bizi anlatan onca cümlenin içinde, senin ve benim anlattýklarým ayrýlýrdý bir vurgu ile bile olsa… Biz, bizim alfabemizle yürüdük kahveli, müzikli, uzun, koyu gecelerde. Bazen çok konuþarak, bazen çok susarak ama hep anlayarak ama hep anlaþýlarak… sadece anýlarýmýzý konuþmak için bile bir koca gece yetmezdi bazen, kalabalýktý birikimimiz… kalabalýklar içinde, kalabalýklara karþý, kalabalýklara dair bile konuþurken sadece ikimizin duyabileceði bir ritim, bir ses, bir sihir yaratmýþtýk biz. Öyle uzun soluklu ve öyle derin bir sihirdi ki bu, sonradan anladým aslýnda el yordamýyla yürüyecek kadar kör ettiðini bizi bu yanýlsamanýn…Tarihimin en yakýn tanýðýydýn, tarihinin en yakýn tanýðýydým… ateþ çaldýðýmýz anlarýn da, çamura battýðýmýz anlarýn da çetelesi kayýtlý iþte bir daha asla eriþilemeyecek olsa da…
Alacalý bulacalý’ndým senin. Hiçbir taným bu kadar üzerime oturmadý benim. Hiçbir taným bu kadar anlatmadý… Ýçimde devinip duran onca renkle boðuþurken ben, sancýmý dindiren ve nihayetinde bitirendin sen… Ömrümün hiçbir dönemi tek cümleyle yetinemediðimden sanýrým, birden fazla cümleyle anlattým seni (bizi) hep, þimdi olduðu gibi… Zaaflarýmýzý, sýnýrlarýmýzý, korkularýmýzý, gücümüzü, ne yapýp ne yapmayacaðýmýzý sadece biz bildik tüm yalýnlýðýyla.… ayna takýntýný keþfeden ilk insan evladýydým ben ve bununla en çok kafa bulan… kýzdýrdýðýnda beni, seni aynalara kilitlemek en büyük kozumdu ve ayný zamanda da en büyük þikem… bilirdim dikkatini ancak böyle daðýtacaðýmý… simetri takýntýmý keþfeden ilk insan evladýydýn sen ve bununla en çok kafa bulan… Seni kýzdýrdýðýmda en büyük kozundu bu ve ayný zamanda da en büyük þiken…. Bilirdin dikkatimi ancak böyle daðýtacaðýný…. en büyük kýzgýnlýðým oldun sonra, en büyük kýzgýnlýðýn oldum.… þike de hayatýn payýna düþsün, onu suçlamak, her daim bizi suçlamaktan daha kolay olmuþtur…
Ayný olmadýk, birbirimize benzemedik hiç. Bununla da gurur duyduk her daim. Bizi görenler anlamazdý, birbirimize hem nasýl bu kadar aykýrý hem de baðlý olduðumuzu… Bir dönem birbirimize ‘anahtar’, ‘kilit’ diye seslenip gülmemiz bundandý. Algýlarýmýz, tepkilerimiz hep karþý saflarda taraf tutsa da, keyif aldýk, öðrendik, öðrettik… sen daðýnýklýðý ve onun içinde var olmayý severdin, benim daðýnýklýkta hayat damarlarým kururdu. Sen anarþistin, ben sosyalist. Sen cesurdun, ben korkak. Sen macera severdin, benim adýmlarým temkinliydi. Sen süreç içinde yoðruldun, ben sonucu önemsedim. Sen kahveni sek gavur iþi severdin, ben illaki köpüklü türk kahvesi… Ben türkü severdim, hedeflediklerim hiç seninkilere benzemezdi. Sense rock müzikle ayný dönemlerde tanýþtýn, hedeflediklerin benimkilere hiç benzemedi. Ayrý ayrý zamanlarda dinlediklerimiz ayrýþsa da, yürek yüreðe olduðumuz gecelerde ben senin müziðine katlandým sen de benimkine... sonra sevmeyi de öðrendik, seslerimizi birbirimize katmayý sevdiðimizden… biz birbirimize ne olmadýðýmýzý göstermenin en iyi yolu olduk. Birbirimizin en azýlý rakibi ayný zamanda, çok sonralarý anlasak da bunu…
Neden sonra deðiþti bir þeyler… ayrý ayrý yerlerde, ayrý ayrý sabahlara uyandýk, gecelere uyuduk. Ayrý ayrý insanlarýn soluðunu tükettik, yüreðimiz giderek kalabalýklaþtý. Ölülerimiz, cümlelerimiz arttý. Ayrý ayrý zamanlarda birbirimizin gözleriyle hayata bakmak, birbirimizin bilmediklerini tamamlamak, çeþitliliði artýrmak, seçenekleri çoðaltmak diye açýkladýk ayrýlýðýmýzý. Ben en çok kendim, sonra da senin için yaþayacaktým. Sen de öyle…. Özlemin gerekliliðini savunduk, ‘birey’ olmanýn yükümlülüðüne dair nutuklar attýk… Hayata dair söyleyeceklerimiz çoðaldýkça özümüz eksildi sanki. ‘Dostluk’ kavramýný bilmeden önce daha bir dosttuk…
Aslýnda biliyorduk ikimizde son üç yýlýmýz köprüler üzerinde geçti. Yakýp yakmamak arasýnda gidip geldik. Kabullenemesek de bildik deðiþtiðimizi. ‘biz’in ‘sen’ ve ‘ben’ olarak ayrýþtýðýný… Sonra bir gün belki de ayný zamanlarda ‘buraya kadar’ dedik… önceleri bizi harmanlayan farklýlýklar þimdi keskinleþip sýnýrlarýmýzý zorlamaya baþlamýþtý. Tetikte beklemeye baþladýk, ihlal edilmemek adýna, dostluk türkülerini dilimizden düþürmeden ama. Kendimizi kandýrmayý en çok biz istedik bilirim. Kendimizi en kolay biz kandýrdýk bilirim.
Ve düþtük, ve sustuk, ve daldý bakýþlarýmýz boþluða, ve uzatmadýk ellerimizi, dönüp arkamýza bakmadýk… yitip giden onca þey içinde en büyük boþluðu, en büyük acýyý, en büyük yarayý biz verdik birbirimize, kimse bizi bizim kadar acýtamadý.
Ýhtimallerimizin, hayallerimizin ve hedeflerimizin çok ötesindeyiz þimdi. Devam ediyoruz yaþamaya. Cümleler kuruyor, aðlýyor, gülüyor, düþünüyor, hissediyoruz… yalnýzýz ama… sen de benim kadar… iki koca yalnýzlýktan, bir bütün paylaþým tamamlanmýyor, biliyoruz.
Birbirimize öðrettiðimiz son dersti bu. Teneffüste ayrý ayrý köþelere çekildik, sonsuza kadar. Sensiz hiç kalmadýðýmdan, seni kendime dair saydýðýmdan, 20 koca yýlýmý senin tanýklýðýnla geçirdiðimden olsa gerek zor geçiyor buralarda zaman. Biliyorum oralarda da öyle… Ýyi ki varsýn deyip sarýlýrken birbirimize, þimdi birbirimizi yok saymayý öðrettiyse hayat bize zihnimizi yüreðimizi nasýl susturacaðýmýzý da öðretecektir…biliyorum, biliyorsun…
Soruyorlar þimdi ‘biz’i birbirimize yasaklayanlar, dostluðumuzu idolleþtirenler… Ne oldu size böyle? Susuyorum… ‘hiç’, diyorum ‘hiçbir þey olmadý’… çýðlýk atmak istiyorum bazen, çoðu zaman da kusmak… Koca bir hiç var ortada sadece… ikimize dair son kalýntý koca bir hiç… Hiçbir ses ve hiçbir koku, ‘biz’e ait deðil artýk. Kendi sesimiz ve kokumuzla yollardayýz. Ayrý yollarda…
Bu özlem ne sana ne bana dair biliyorum, bu özlem 20 yýla sýðdýrdýklarýmýza… biz birbirimizi özleyecek kadar sevmiyoruz kendimizi…
‘Hayat devam ediyor’ diyor, biliyor, avunuyoruz…
Hayat devam ediyor…







.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Yaþam Dile Gelseydi
Gönderen: Orkun Levent BOYA / Ankara/Türkiye
21 Aralýk 2005
gerek yazýyý okurken, gerekse bitirdikten sonra, "Yaþam Dile Gelseydi, bu kadar güzel özeleþtirisini yapamazdý" dedim...Yüreðinize saðlýk... Sevgi ve Saygýlarýmla Orkun




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Bilgen kimdir?

cümle kuruyorum sadece. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.