Bir insan bir kaplaný öldürmek istediðinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediðinde buna vahþet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
(örtmen çocuðu) Sýradan bir fenbilgisi dersiydi iþte. Ortaokul sýralarýný doldurmuþ 40-50 kadar çocuktan kimi burnuyla oynuyor kimi futbol muhabbetini baya derinlerde sürdürürken, bazýlarý dýþarda dersi boþ olan öðrencilere seyre dalmýþ Allah bilir ne düþünüyordu. Sahne olabildiðine bildikti, herzamanki gibi öðrenciler sýcaðýn verdiði uyuþuklukla kendi hallerinde oturuyorlardý.Öðretmen çoktan þekerlemeye koyulmuþtu bile (öðle yemeðinden sonraki derslerin makus talihi gibiydi bu olaylar) Belki biraz farklý olan tek þey savaþtý."Artý Savaþlarý" öðrenci denen þahsýn kiþisel mücadelesi burda baþlýyordu.(hayat mücadelesi veya ekmek kavgasýna hazýrlýk sýnýfýydý,savaþ için eðitiliyordunuz.) Artý savaþlarý sýnýftaki öðrenci birliðini bozmada ve arkadaþý arkadaþa sattýrmakta mükemmel bir yoldu. (Hocayý fazla suçlayamýyordum aslýnda dövmekten ve laftan kaþar mertebesine eriþmiþ arkadaþlar yoðunluktaydý.) ve O günkü fenbilgisi derside öðretmenler zilinin çalmasýyla (savaþ borusunun ötmesiyle) baþlamýþtý. Akþam tenezzül edipte bir satýr okumadýðý konuyu burda su gibi ezberleyeceði inancýnda olan, enazýndan kendini kandýrmaya çalýþanlar vardý.(iþin ucunda bir artý vardý ve artý kötü geçen yazýlýlarýn ardýndan ders kurtarma kredisiydi.) O gün diðer günlerden farklý olan tek þey fikirlerimdi.Fen bilgisinde orta halliydim.Dersi dinlerdim ama çalýþmazdým.kitabým vardý sadece.(kitap masaüstünde kaplamasý gereken yeri kaplayan bir araçtý.) Tahtada kendine ders anlatýyormuþ süsü vererek göz ucuyla karþý sýradaki kitabý harfi harfine okuyan çocuða baktýðýmda birden kendimi yýkýk hissettim.(Bu his özellikle, sahtekarlýk yaparak hergün artý hanesine yeni arkadaþlar kazandýranlarýn; ukala tavýrlarýyla , üstten bakmalarý beni daha bi yýkýyordu. ) Karar verdim bu ders tahtaya kalkacaktým.(tahtaya o ana kadar hiç kalkmamýþtým.Ve beni kaldýracak hoca bunun sonuçlarýna katlanmalýydý.Bir ikisine küçük süprizlerim olmuþtu.Ama piskopat deðildim. Sadece "medeni cesaret" benim lugatýma daha girmemiþti.) Bir yandan iþaret Parmaðýmý gökyüzüne saplayarak,Diðer yandan içimdeki adrenalin seviyesinin taþkýnlýðýna alýþmaya çalýþýyordum. Parmaðým havadaydý ve artýk dönüþ yoktu.(tahtaya kalkma isteði artý savaþlarýnýn en hareketli zamanýydý.) Sonra radar güdümlü gözlük takan iki adet göz(Uyusada,gazetede okusa, kapý dýþýndada olsa gariptir hocalarýn gözleri bazen gece görüþ dürbünlerine taþ çýkarýyordu.),bu körpe savaþçýlarýn aðzýndaki savaþ çýðlýðýyla("hocam ben!! , hocam hocam hocam, Hocam Valla çok çalýþtým" naralarýyla) daha bir çoþuyor fakat kendine daha gönülsüz ama daha eðlenceli bir kurban arýyordu.(gönülsüzler %99,5 tembel þahsiyetlerdi.ve onlarý tüm sýnýfýn önünde aþýðýlamak hocanýn kozlarý ve yapabilecekleri hakkýnda mükemmel bir gözdaðý verme gösterisiydi.) Ama o günkü kurban belli olmuþtu çoktan. En soldaki sýra grubundan baþtan üçücü sýrada oturan, Orta boylu,düz saçlarýna tarak deymemiþ,yüzünün dörtte ikisini kaplayan bir gözlük takan ,Çalýþkan görünümlü, saf bakýþlý (ama olabildiðine asi ve sessiz) þahýs çok iyi bir kurbandý. Çünkü en büyük özelliði Öðretmen çoçuðu olmasýna raðmen pek aktif olmamasýydý. Ve onun parmaðýný havada görmek onun gönüllü olarak bu savaþta yeralmak istediðine delaletti.Savaþmak istiyordu Ama artý þavaþlarý çok acýmasýzdý. Öðretmen çocuðu olmam ve hocanýn babamýn eski bir arkadaþý olmasý benim lehime olmasý gerekirken nedeni bir türlü anlayamadýðým þekilde aleyhime oluyordu hep. Bir defa en gýcýk olduðum husus(asiliðimi ortan okul sýralarýnda kazanmamýn en büyük etkisi bu husustur.) Adýmla çaðrýlmamamdý.Soyadýmla çaðrýlýyordum.(soyadýmdaki TAM sözcüðü hocanýn benimle dalga geçmesi için güzel bir avantajdý.) TAMTÜÜÜRRRKK gelbakalým tahtaya. Bakalým TAMTÜRKMÜSÜN yoksa YARIMTÜRKMÜSÜN anlayalým.Ýþte ilk kýlýç darbesi yemiþtim.Ama bu sefer sustum. Kitabýmý yavaþça kýnýndan çýkardým.Bir savaþ kahramaný gibi yavaþ ve emin adýmlarla savaþ meydanýna doðru yürüdüm. (etrafýma bakamýyordum çünkü etraftaki sessizlik bütün gözlerin benim üstümde olduðu doðruluyordu.) Biraz önceki ders anlatan öðrencide, gazetesinin kalkaný arkasýnda þekerleme yapan hoca tahtaya ben çýkýnca gözlerini açtý ve "hadi bakalým anlatda arkadaþlarýn soru sorsunlar" dedi. Bu neydi yav þimdi eski sýnýfa yeni müfredatmý gelmiþti.(tahtaya çýkan adam konusunu anlatýr, artýsýný alýr,yerine otururdu.) Ýkinci darbeyide yemiþtim ve asiliðim içimde þaha kalkmayý bekleyen ata dönüþmüþtü.(Öfke, kelimeleriyle beynime hucüm ediyordu ama aðzým hala benim kontrolümdeydi.) iki darbenin etkisiyle vücudumda oluþan ter elbisesini umursamadan ve gözlerimi kitabýmdan ayýrmadan yavaþça karþý sýraya koydum.Konunun olduðu kýsmý katlamýþtým zaten bulmakta zorlanmadým.(yalnýz kitabý koyduðum sýrada ikamet eden arkadaþalarla pek yýldýzýmýz uyuþmazdý Ve bu artý savaþýnda yenilmeye baþlarsam üstüme atlayacak ilk iki sýrtlan onlardý Bunu tecrübelerimden ve O iðrenç sýrýtýþlarýndan biliyordum) Ve sýra bendeydi. Sahne benimdi, gösteri zamanýydý.(bense hala bana bakan bakýþlardan dolayý kitabý mahkum etmiþtim gözlerimi) Ve Sonunda konuþtum. (genç bir erkeðin yarý kalýn sesi bütün kýrýlganlýðýyla odada yankýnýyordu.) Çoðu yerde daha doðrusu noktalama iþaretleri hariç, gözümü kitaptan kaldýrmýyordum ( biraz tahtanýn durmanýn acemiliði vardý.) (Ýçimi bir kurt gibi kemiren kaygým en sonunda kendine etten bir vucud buldu.) "tamtürk okuma,anlat.Sen ne biçim öðretmen çocuðusun."Ardýndan yalakalýkta klas sahibi bir öðretmen fedaisi "evet hocam. Alýnda onun bizden daha çalýþkan olmasý lazým.Bize örnek olmasý lazým." (O çocuða þahsi bir gýcýðým yoktu ama yalakalýk için beni satmýþtý.O günden sonra sözlüðüme gýcýk kelimesinin karþýsýna onun resmini yapýþtýrdým.Adam bozma mastýr' ýmý onun üstünde tamamlarken intikam kelimesi onu için beni hatýrlatýyordu.) (Dünyada ne kadar öðretmen çocuðu varsa hepsinden ve sonra babam olduðu için babamdan ve öðretmen olduðu için tekrar babamdan nefret ettim o an). (Yerin yarýlmamasý ve benim içine girememem, suratýmýn kýrmýzý rengin en rezil tonunu almasýna yol açmýþtý.) Önde oturan sýrtlanlara göre kýrmýzý yüzüme yakýþmýþtý. (yüzü kýzaran savaþçý artý alsa bile onurunu kaybetmiþti.Artý Savaþlarýnýn en dramatik sahnesiydi.) "hoca acýdýðý için ona artý verdi." Ýçinde acýma geçen bu sözün bir kýz öðrencinin aðzýndan çýkmasýyla içimde sürekli kýrbaçlanan at birden þaha kalktý. (Kýzlarýn acýma hislerine veya dalga konularýna malzeme olmak genç bir erkeðin delikanlý yapýsýnda aðýr yaralar açabilirdi.) Sustum.Kitabý yavaþça kapattým. ve hocaya dönerek "Þurdan bana bir tane adam seçin,bu kitaba bakmadan bu konuyu anlatsýn eðer bulabilirseniz bu okulu býrakýcam." (Savunma atýþý güzeldi fakat hoca tecrübeli savaþçýydý böyle gazlara gelipte öðrencinin dediðini yapmazdý.) Ama yukardaki cümleyi söylerken kullandýðým ton kalýnlýðý ve ses yüksekliði ben dahil herkesi þaþýrtmýþtý. Disiplini hakketmiþtim.Ama olsun bir anlýðýna da olsa hocaya karþý bütün sýnýfýn önünde hakkýmý kullanmýþtým. Bu bana yeterdi. Sonra sessiz hocaya doðru yürüdüm ve "sizin verdiðiniz artý umrumda bile deðil" diyerek þansýmý biraz zorladým. Tabi anýnda rütbe farkýnýn verdiði güç kendini gösterdi ."Otur yerine küstah."(hoca her an nüklüer tokat silahýný kullanabilirdi.) Sýnýf buzdaðý taklitini ýsrarla sürdürüyordu; taki "sen!! arkadaki! gel anlat konuyu". Hâlâ tahtadaydým týrnaklarým kitabýn kabýna geçmiþti.Bütün sinirimle bir kez daha hocanýn yüzüne bakýp dönüp yerime oturdum. (sýra arkadaþlarým tarafýndan yaralý bir kahraman gibi karþýlandým.Yerime otururken ,hocanýn yanýðýmda kullanmadýðý tokat yüzünden Elinin titrediðini gördüm. ) Artý þavaþlarýnýn bugünkü galibi bendim. .lacivert. Not: Yukarda anlatýlan öðretmen ben lise sona geçtiðimde, Öðrencilerin; öðrencilik gururunu zedeleyecek hertürlü kötü söz , küfür ve davranýþý sergilemekten ve bir öðrencinin geçiçi olarak saðýr olmasýna yol açmaktan dolayý meslekten atýlmýþtý.Ama nedense þu an özel bir dersane öðretmenlik görevini baþarýyla :) sürdürüyor. lacivert.. lacivert
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © tuncer, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |