..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




24 Nisan 2018
23 Nisan Sonrasý 24 Nisan Yazýsý  
Bayram Kaya
23 Nisan, tarihsel serüveni içinde kaybolan insanlýðýn kaybolduðu yerde aranmasýdýr. Ve sahipliðin ve egemenliðin yokluðunu kendisinde duyan eylemin, bilincidir. Sahiplik gücünden doðan sömürüden kaynaklý, baský ve saltanatçý basýncýn; oligarþi taraflý tabanýna doðru yayýlmasýnýn erdemidir. Sömürü ve egemenliði bir takým kurum mekanizmalarýyla eliyle yürüten yetkilerin inþa bilincidir. Bu süreç yeni senfoniye baþlangýç olmanýn adýmý olmakla senfoninin bitmemiþ en ön halidir.


:EFI:
23 Nisan tarih sel olan insanýn, tarih içinde oluþtuðu ve oluþturduðu güce karþý mücadelesiydi. Güce karþý güçsüzlüðüydü. Veya güce karþý direnç koymasý kadarla mücadele ediyordu. Ýçinde olduðu tarihi organik yapý içinde kolektif olmakla akan bir sosyo toplumsa enerji vardý. Hem bu enerji ile donanýyor hem de bu güce karþý kendisini savunan bir fren iliþkisi ortaya koyuyordu.

Bu oluþma ve oluþturma bir karþýtlaþmaydý. Ýçinde olduðunuz yapý ile sizin sürtüþmenizdi. Sürtüþme sahip olup olmamaktý. Sahipliði olup olmamaktý. Egemendi veya boyun eðendi. Ýradeliydi ya da irade altýnda iradesiz oluþla bir iradeye göre davranandý. Efendiydi yahut da köleydi. Kýsaca zengindi ya da fakirdi. Saltanattý yahut ta saltanata uþaklýk edendi. Ezendi veya ezilendi.

Zenginliði güç ve egemenlik olup yönetendi. Buyurandý. Düzenleyen iradeydi. Yoksulluðu kölelikti. Çalýþmaydý. Bir efendiye uyduluktu. Efendisiz edememekti. Bilgiden düþünceden yoksunluktu. Teslim almak veya teslim olmaktý. Sýðýnmacý veya sýðýnýlandýnýz. Ýþte tarihsel insanýn mücadelesi güce karþý güçsüzlüðündendi.

Bunlar sesinizin çýkmasý ya da sesinizin çýkmamasýydý. Sahiplerin basýncýna karþý verilen ve daha da verileceði olan, kesikli sürekli onurlu mücadelelerden sadece bir tanesiydi. Tarihsel insanýn kendinse yabancýlaþmasýnýn mücadele bilinci içinde eylemli oluþlardan birisidir. Bu etki tepki ile köleci tarih boyunca süre gelen kolektif referanslý hafýzanýn kolektife karþýt olan; kolektif oluþu ele geçirmiþ olan zorba sahiplerle mücadelesiydi. Bu mücadele Spartküslerle baþladý. Mazdeki ayaklanmalarla devam etti. Egemen sahipliklerin saltanatýný sarstý.

Halife Egemenliðine karþý yaklaþýk 150 yýl süren Kuzey Afrika renç (zenci köle) ayaklanmalarý. 30 yýl kadar süren Karmati ayaklanmalarý. Kölemen ayaklanmalarý, Hürrem-i hareket; Babek isyaný, Þeyh Bedrettin hareketi; Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal hareketleri, Celali isyanlarý; tahtacý isyaný; Þah kulu isyaný vs. türü ayaklanmalarý temelde egemence sahipler karþýsýnda irade ve gücünü yitirenlerin eylemleri üzerindeki tarihi bilincin geçmiþiyle kesikli sürekli hafýza olmasýnýn güncele intikaliydi.

23 Nisan bu tarihi bilincin kendi kesikli sürekliliði içinde bu sorumlulukla oluþturulan, tarih bilinçli belirmedir. Çok önemli bir özelliði vardý. Ýç ve dýþ saltanat çevrelerinin egemenliðine karþý olmakla kitlesel bir eyleme ve giderek benimsemeye dönüþmüþ olmasýydý. 19 Mayýs 1919 ile 23 Nisan 1920 ara lýðýnýn tarihi kesikli süreklilik meþruiyet ligi içinde iç ve dýþ güçlere tabii saltanata karþý verilen iradi egemenlik mücadelesidir. Emperyal olan egemence sahipliklere karþý emsali en az olan kitlesel Kurtuluþlu ayaklanmalardan biriydi. Emperyal, saltanatçý El sahipliðine karþý verilen tarihi hafýzalý bu mücadelenin; insanlýk tarihinde çok daha müstesna bir yeri vardýr.

Bir gasp ve hülle tuzaklarý altýnda Zýllullah olan egemenlik ve saltanat sömürüsü tebaa olan sahipliði olmayanlarý çaresizce taat ve itaatin içinde býrakmýþtý. Tarihi ters yüz eden El manalý meþrulaþmayla tuzaklarýyla kolektif egemenliði ve kolektif gücü ele geçidiler. El mantýklý anlayýþla ele geçirilen sahiplik nedenle egemenliðin yeniden " asýl sahiplerin, sahipliðine" verilme mücadelesiydi. Bu gayret “bi gayrý El hak olan ile bi hakkýn yeniden teslimiydi”.

Ulus devletle, halka ve kitlelere verilen bu tarih sel iradenin egemenliði; bir tarihi meþrut ile bir tarihi meþruiyet olanýn kolektif sahipliðiydi. Bu tarihi ve kitlesel sahiplik mücadelesi; kolektif özneli hafýza olan tarihseli bir yoldan geldi. Þimdiki halk iradeli egemenlik olan mana anlamasý içinde akýþlý olan bir gerçekleþmesiydi. Halk ya da ulus egemenliði olan bu mana anlayýþý iki uçluydu.

Ýki uçtan bir ucu kolektif egemenliðin ve kolektif saltanatýn yeniden kolektif güç ve kolektif bilinçli sahipliðin kolektif eliyle yetenek ve donanýmýna göre herkeseydi. Ýkincisi ulusal dediðimiz ya da halk egemenliði dediðimiz kolektif kullaným içinde görülen uygulamalarda ortaya çýkar. Kolektif gücü ele geçiren sahipliðin savunucusu olan zümre sel oligarþi temsilci nefsani ilikler hep olacaktýr.

Halk iradesi olacak türlü uygulama içi belirmelerle oy kullandýrma gibi bir yol türlü hile ve tuzaklarla doludur. Osmanlýya sahip çýkma lafýzla olan söylemler adý altýnda kolektifin gücünü ele geçirip halký ezen; halký dünyadan bir habersiz kýlýp; yabancý saltanat çevreleriyle de iþ birliði yapan sömürü unutturulur. Osmanlý ailesinin saltanatýný, egemenliðini tekrar iþ baþýna getirecek enfeksiyonlu bir savunuculuðun tekrar seçilir olma bilincinin hep muhafaza edilmesi ikinci uçtu. Kaba baský ve zulümle kaybedilenin, bu kez de sahipliði kullanan sandýkla kaybedileceðinin diyalektik bilincini de içerir.

Sahipliðin egemenlik mücadelesi; geçmiþ bir süreçte; sosyo toplumsa benliðin kendisine yabancý olma yanýyla, sosyo toplum bilincin insan olma yanýnýn birbiriyle tutuþtuðu bir tarih sel oluþ, mücadelesiydi.

Ýnsan tarih seldi. Tarihin bir kýsmý da insanla, tarih olmuþtu. Ýnsanýn tarihsel insan oluþuyla; insanýn yabancýlaþmasý olan tarihsel, köleci kimliði; birbiriyle kapýþtý. Ýþte tarihi kesikli sürekli oluþ içindeki insan: ilk toplumlarýn kolektif referans üzerinde doðrulmasýna göre süreci düzeltme ve inþa etmesinin yarýþmasýydý.

Kitleler kolektif gücü kaybetmiþti. Bu nedenle mücadele kitleseldi. Kitleler, sahipliðini kaybetmekle kolektif güce baðlý olan insanlýðýný ve insanýný da kaybetmiþti. Kitlelerin mücadelesi kaybedilen gücü elde etmek içindi. Egemenlik hareketi referans ayarlarýna (fabrika ayarlarýna) dönen doðrultmanýn üzerinde eylemli olmaktý. Kiþiler bu güçle insan olmuþlardý (kiþiler bu kolektif güçle insan olmuþtu).

Kitlelerin kaybettiði bu güç kendisini; fakirlik olarak, yoksulluk olarak, töre olarak, sömürülme olarak eziyordu. Kitleler kaybettiðini, þimdi adalet olarak arýyordu. Kitledeki bu bilinç, kaptýrdýðý tarihi gücün; güç basýncýna ve güç baskýsýna karþý kendisini savunmasýyla, kaybettiði gücünü; adým adým geri almanýn mücadelesine konu etmenin, tarihiydi.

Tarihsel serüven içinde, Nemrut, Çar Nikola, Sultan Vahdettin, Süleyman, Davut; Halife Mutasýmlarýn hepsi El sahipliðinin bir figüranýdýrlar. Karþý olunan konu bunlarýn zatlarý deðildi. Çarpýtýlan bir tarih içinde saltanatlarýna verilen egemence “El sahiplik ruhlu sýfat taþýmalarýna karþý” edilen mücadeleydi.

Bir yirmi üç Nisan yazýsý nasýl olurdu? Bir 23 Nisan yazýsý nasýl yazýlýrdý? Diye hiç düþünmedim. Baþlangýcý oluþan ilk senfoniyi takip etmekle siz, bitmeyen bir senfoninin þimdisine gelecektiniz.

Baþlanýþý oluþan senfoninin týnýsý, ses yüksekliði, majör-minör; armonisi vardý. Yine koma ve koma akorlarý vardý. Ýlk senfoniyi ana referanslarýndan hareketle; kaybedilen yerde aranan mücadelesiyle referansýna uygun þekilde besteleyip, kesikli sürekli senfoninin seslerini üretecektiniz. Süreç içinde senfoninin notalarý enfekte edildi. Siz "la" sesine bastýðýnýzda enfekte ses yine “la” sesi, çýkýyordu.

Ama o “la” sesi artýk sizin bildiðiniz duyduðunuz ‘la’ sesi de olsa; anlam olarak ruhun gýdasý olarak o "la" týnýsý ile o "la" armonisinin vs. içinde deðildi. Senfonide hiç olmayan þekliyle “la” sesi bambaþka bir gýda yararlanmasýna hitap ediyordu. Kulaðýmýz, anlayýþýmýz, ruhumuz bu haliyle baþta olan ve ilk senfoniye yabancýlaþtýrýlmýþtý.

Senfoni gýda olmaktan çýkmýþtý. Senfoninin gýda olma özelliði bize unutturulmuþtu. Bu nedenle biz senfoniyle kâh gülüyor, kâh aðlýyor kâh oynuyorduk. Hatta oynanan senfonide aðlýyor; aðlanacak senfonide göbek atýyorduk. Duyuþumuz bozulmuþ, duygusal deþarjlarýn söylenilmesine dönüþmüþtü. Baþka tür gýda olmuþtu. Adým adým sömürülür olmanýn; bir efendisi olmadan davranamaz olmanýn gýdasý olmuþtu.

Ýyi de bitmeyen senfoniyi oluþan neydi?

23 Nisan tam anlamýyla 19 Mayýs 1919'dan 1920’nin 23 Nisan’ýna geliþin içine sýðan süreç deðildi. Somut olarak 19 Mayýs 1919'dan 1920’in 23 Nisan'ýna geliþ çok özel açýlýmla ve kutsal durumuyla; tarihi genel baðýntýsýna uygun çok saygýn bir özel baðýntýlý durumudur. 23 Nisan'ýn konusu olan süreç genel ve genel insanlýk tarihi olmakla 23 Nisan 1920’nin çok kutsal bir özel baðýntýlý bilinç davasý olmanýn uygarlýk hareketiydi.

Tarih kolektif yapýlar içinde insaný üretmiþti. Köleci sistem dediðimiz El mantýðý insaný oluþturmamýþtý. Oluþturamazdý da. Hatta El mantýðý olan köleci sistem; kendinden önce oluþmuþ olan insaný da, efendi köle ekseninde ayrýþmakla insaný; kendi insanlýk bilincine yabancýlaþtýrmýþtý.

Ýnsan kolektif yapýnýn ürünüydü. Ýnsan kolektif üretim gücü sahipliðini unutmakla kendi insanlýðýný da unutmuþtu. Þimdi de ‘insanlýk böyle mi olur?’ diye insaný; insanlýðýný kaybettiði yerde deðil de; öznel bir insanlýk anlayýþý içinde insan arýyorlardý. Odanýn içinde odayý ararsanýz, asla odayý bulamazsýnýz.

Ýnsanýn insanlýðýný kaybettiði yerde mutlak monarþi, ortaya çýkmýþtý. Ortaya çýkan saçma da olsa, yanlýþ ta olsa; doða yasalarýna göre monarþi de deðiþmek geliþmek zorundaydý. Yanlýþ ta bir dinamikti. Ama bizim istemeyeceðimiz bir dinamikti. Siz ilk düðmeyi yanlýþ iliklerseniz, düðme ilikleme dinamiði tüm düðmelerin iliklenmesi olur. Ama hiç bir düðme; karþýlýðý olacak ilikle iliþkin oluþ içinde deðildir.

Ýþte mutlak monarþinin kendisi de dinamikti. Sentezleriyle önce meþruti monarþiye dönüþtü. Sonra da meþruti monarþinin sentezleriyle oligarþiyi oluþtu. Oligarþi yapýlý tevhit içinde oligarþi yeniden mutlak monarþisini oluþtu. Mutlak monarþi ile de cihan imparatoru olan saltanatçý devletleri oluþtular. Oligarþin meclis içinde yeniden meþruti oligarþiye dönüþtüler. Bunlarýn tümü saltanatlý egemenlikti.

Ýyi de mutlak monarþi; mutlak oligarþi neydi? Bunlarýn her biri sosyo toplumsa evrimci süreç içinde sahiplik iliþkisiydi. Egemenlik ve yönetme, yasama, yürütme, yargý bileþik durumlu haliyle sahiplerin kullaným gücüydü. Bunlar tarihsel baþlangýca aykýrý olmakla, insanlýðýmýzýn kaybedildiði yerlerdi.

Mutlak monarþi ve mutlak oligarþi; kolektif ligin de üreten sahiplik gücünün de karþýsýndaydý. Kolektif sahiplik gücünü kiþiye, kiþilere hülle eden bir El mana gücüydü. El’in mana gücü kiþisi nefsani oluþun ihtirasýydý. Monarþi ve oligarþinin yapýlarý farklý da olsa kendi geliþme düzeyleri içinde kolektif sahipliði ve kolektif egemenliði kiþilere kaptýrýr olmanýn süreçleriydi. Mutlak monarþi ve mutlak oligarþi içinde sahipliðin karþýsýnda, sahipsiz oluþun ezilmesi vardý. Ezen bu güce karþý sizde cýlýz da olsa direnç vardý.

Kýsacasý 19 Mayýs 1919’dan 23 Nisan 1920’ye geliþ bu genel insanlýk tarihi olan sürecin kesikli sürekliði içinde genel tarih olanýn devamý olan özel bir aydýnlanma bilincinin Rönesans’ýydý. Mutlak monarþi ile meþruti oligarþini bir sahiplik olan aile saltanatýndaki sahiplik ve egemenlik; bu Rönesans’la aileden alýndý. Emek gücü bilinci olan ulus devletin yurttaþý olmasý gereken halkýn irade gücü sahipliði içine bina edildi. Burada da emek gücü bilinci; ne yazýk ki halkýn cehaleti bir bilinç kullanýmýna dönüþtü.

Ýþte 23 Nisan kökleri tarihte olan atiyle; iç ve dýþ sömürü kaynaklarýna dayalý sahiplikler oligarþindik saltanattan alýndýðý kendi kolektif gücünü; kendi emek gücü bilinci üzerindeki sahipliðinin irade gücü üzerine kolektifle ihsas ve ihdasýydý. Bu çok sancýlý bir geçiþ dönemi ritüeliydi. Henüz kayýp edilen insanlýk bulunmuþ deðildi. Ama insanlýðý bulmak için, insanlýðýn kayýp edildiði yerde insanýn arama macerasýnda 23 Nisan; insaný bulmada atýlan ilk adým olmakla, çok önemlidir.

Bu ihsas ve ihdas "egemenlik kayýtsýz þartsýz saltanatýndýr (sahipliði olanlarýndýr)" diyen oligarþiye karþý oluþtur. Bu ihsas ve ihdas oligarþin saltanatlý sahiplik anlayýþýndan " egemenlik kayýtsýz þartsýz halkýndýr” diyen söylem ve anlayýþa geçmeydi. Bu ihsas ve ihdasla modern insanýn çaðdaþ deðerler üzerinde yeniden inþaca oluþuyla insanýn insaniliði inþasý yeniden baþladý. Senfoni henüz bitmedi. Sadece senfoninin ilk týnýlarý üzerinde senkronluma olucu ekseni çevrimle yeniden kendi inþaca kolektif kodlarý üzerindeki deðerle oluþmasý baþladý. Bu da kitlenin bilinciyle olacak bir heyecandý.

Burada þunu da vurgulayýp yazýyý bitirmek istiyorum. Egemenlik milletindir sözü tarihsel baðlamýyla çok yanlýþ ve temelsizdir. Millet kavramý oligarþi öðretisinin (ideolojisinin) biçimlediði anlayýþtýr. Ýnanýcý kul mantýklý sosyal bir bað iliþkisinin adý millettir. Kendi sahipliðini bilmeyen teslimiyet içindeki bir inanýcý sistemin sosyal oluþmalý kültür baðýdýr. Millet söylemi içinde: yeniden oligarþiye ve saltanata; saltanatlý aile gücüne boyun eðen referanslý egemenliðe eðim etmenin kaçýnýlmaz bir belleði vardýr.

Millet gibi eski, ya da eskiyen þey; eski bellek referanslarýndan ötürü yeni olmak zorundadýr. Bu nedenle “sahipliðin saltanattan halk iradesine geçmesinin vurgusu içinde” ulus yapýlarla halkýn yurttaþlýðý vardýr. Oysa halk egemenliði saltanattan almakla kendi sahipliðini bilen öðreti ile biçimlenir. Halk, emek bilinci üzerinde hakkýný ve adaletini arar. Millet inanç ve aidiyet baðý üzerinde hak arar. Halk yeni insanýn atiye gidecek ilk formel biçimidir. Bu kavramlar birer tarihsel bilinç ve tarihsel mesajlardýrlar. Bunlarý yerine ve sýrasýna göre anlam etmezseniz; þimdilik 23 Nisan’da bulduðunuz kadarla olan insanlýðýnýzýn kaybý da, tehlikede demektir.

23 Nisan, tarihsel serüveni içinde kaybolan insanlýðýn kaybolduðu yerde aranmasýdýr. Ve sahipliðin ve egemenliðin yokluðunu kendisinde duyan eylemin, bilincidir. Kolektif güç üzerindeki kiþisi sahiplik gücünden doðan sömürüden kaynaklý, baský ve saltanatçý basýncýn külfetini; oligarþi taraflý tabanlara doðru yaymanýn erdemidir. Sömürü ve egemenliðin baský ve basýncýný bir takým kurumlar eliyle frenleyici inþa bilincidir. Bu süreç yeni senfoniye baþlangýç olmasýnýn tarihi adýmý olmakla senfoninin bitmemiþ en ön halidir.

Tarihi bilinci unutursanýz, her þeyi unutursunuz. Bilmeyi unutursunuz. Bilgiyi unutursunuz. Aklý unutursunuz. Objektif tartýþma referanslarýný unutursunuz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü unutursunuz. Bugünün küçüðü yarýnýn büyüðü olanlarla sorumluluðu ve sorgulamayý unutursunuz.

GAZÝ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK gibi tarihsel oluþumun, bilimi rehber alan örnek tarih sel bilinçli rol aktörlüðü ile aktivist olamýyorsanýz; inancý bir iman neferi olursunuz. Ýnanýcý bilincin ilk ortaya çýkýþ nedeni El inancýndan öncedir. Ve inþacý tarih bilincinin geleceðe doðru aktarýlma biçiminin öðretisiydi. Böyle iken; tarihin belli döneminden sonraki akýþ içinde günümüze gelen haliyle köleci akdin ideolojisi olmuþtur.

“Osmanlýnýn aile boyu saltanat sahipliði içinde kullarým dediði sahiplik zihniyetinde”; kul, köle ve tebaa olan ahali; 23 Nisan Rönesans’ý ile tarihi insan olma düzlemi içinde fikri hür, vicdaný hür bir bilinçle ayaða kalkmasý içindeki rolle çaðdaþ oluþ eylemiydi…

Eðer tarih bilinciniz varsa, yazýnýn giriþ geliþme ve sonuç bölümlerinde belirtildiði gibi meþruiyet baþka bir þeydir. Yok, eðer tarih bilinciniz yoksa ve tarih bilinciyle oluþan geri baðlaným yasalarýný elde edemiyorsanýz meþruiyet baþka olur.

Bu durumda meþruiyet o süreçle iliþkili yaþatýlan, anýlan bir bað iliþkisi mesnet olur. Yaþatýlan, anýlan þey bilmediðimiz; geri baðlaným iliþkilerini kuramadýðýmýz karadelik alan devinmesinin yerini alýr.

Ve yaþatýlan, anýlan þey; o süreç ile anlam olur. Süreç meþruiyeti de anýlan yaþatýlan þeyle bir anlama olur. Nobel ödülünün Alfred Nobel’le anlam olur. Alfred Nobel'in de Nobel ödülü ile yaþayýp; süreci meþru etmesi gibidir.

GAZÝ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, EGEMENLÝÐÝ ve egemenliðin SAHÝP ligini; sahipliðin ÝRADEsini aile saltanatý olan oligarþinin elinde aldý ve egemence sahip oluþ iradesini bize verdi. Artýk GAZÝ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK egemenlik iradesi olan sahiplikle anýlýr.

MUSTAFA KEMAL bu egemence sahiplik iradeli bilinçle yaþatýlmakla; bu emanet; bu miras MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Ýle meþruiyetlik olur. Siz saltanatýn kötülüðünü Vahdettin’in aile saltanatý içinde bir oligarþi temsilcisi olduðunu; KÝTLENÝN EGEMENLÝK GASPINI YAPAN KÝÞÝ olduðunu bu Mustafa Kemal mirasý olan bilinçle ve Mustafa Kemal ile anlarsýnýz.

KOLEKTÝF OLUÞ; EGEMENLK; SAHÝPLÝK; VE ÝRADE KAVRAMININ TARÝHSEL ÝLÝÞKÝLERÝNÝ BÝLMEYEN; TARÝHSEL ÝLÝÞKÝLERÝN GERÝBAÐLANIM YASALARINI OLUÞTURUP GÜNÜMÜZE GETÝREMEYENLER, GÜNÜMÜZDEN GERÝYE GÖTÜRMEYÝ BÝLÝP ANLAYAMAYANLAR; EGEMENLÝÐÝ VE SAHÝPLÝK ÝRADESÝNÝ GAZÝ MUSTAFA KEMAL ÝLE ANLAYIP YAÞATMAK ZORUNDADIRLAR. ÝÞTE 23 NÝSAN BUDUR.


24.04.2018



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.