..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe > Bayram Kaya




25 Eylül 2017
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 1  
Bayram Kaya
Ya da "bak ben saati buldum. Gidip bununla buðdayý deðiþeyim" diye de üretim hareketi süreci de baþlamamýþtý. Yahut ta kivi çok daha iyi "getiri" yapýyor; elma yetiþtirme ekiciliðini býrakayým da, kivi kazancý yapayým diyen bir ön envanterli süreç baþlatýcýlarý (!) baþlangýç koþullarý içinde hiç yoktu.


:GDH:
Ýlk totem mesleklerini ve ön ittifaklý üretim hareketini de ortaya koyan atalarýmýz, "Borsa Ýstanbul hisselerine bakarak" üretim hareketinde bulunup "kâr konsolide" etmiyorlardý. Düþen "New York Borsasý ile öküzün boyunduruðunu boþlayýp çift bozmuyorlardý". Sanki erken dönemdeki atalarýmýz bildikleri bir duruma göre seyreden akýþlý süreçle "kazançlý çýkalým diyen bir kafa patlatmanýn” içinde olmuþlar gibi süreci söylemek, köleci sistemin ve devamý sistem kapitalizmin insanlarý afyonlamasýydý.

Borsa Ýstanbul ve Borsa New York erken dönemli baþlangýç üretim hareketinin ne içindeydiler ne de üretim hareketinin bir zorunluluðuydular. Bunlar çok daha sonrasý içinde üretim hareketi süreçlerine keneler gibi sülük gibi yapýþan ilineklerdi. Üretim hareketi bunlar olmadan; bunlarýn varlýðýný bilmeden gerçekleþiyordu. Ama kâr gibi, rant gibi, kazanç gibi, kredi gibi karaborsa gibi enflasyon, kur düþüklüðü gibi her biri bir ayný sömürü olan enfeksiyonlar, üretim hareketi olmadan asla ortaya çýkamýyorlardý.

Kâr, rant, kredi, kazanç gibi ilineklerin üretim hareketi içinde deðil de üzerinde irade sahibi olukla var olmalarý için bunlarýn mutlaka bir üretim hareketi olan ortama ilinekle olmak zorundaydýlar. Bunlar üretim hareketinin ne temel nedeniydiler, ne de vesile nedeniydiler, tümden soygun nedeniydiler.

Baþlangýçta ilk çoban gruplarýna, ilk ekicilere, ilk dülgerlere, ilk hallaçlara, ilk köþkerlere, ilk dokumacý gruplara vs. bunlar ortaya çýkarlarken kimse gelip te onlara "al sana kredi. Git tarýmla uðraþ. Kazan kazandýkça öde”. “Sen de besici kredisiyle al koyun yetiþtir” diye kimse hemcinsimize bonus vermedi.

Ya da; yine erken dönem içinde ilk üreten hareketler hem baþlayýp hem yapýlaþýrken kimse gelip "sen çok yeteneklisin, Ben sana finansörüm. Ya da ben senin sponsorunum, sen de dülgerlik yap. Sen bu iþte çok ekmek yersin ve de sen bu iþte çok para kazanýrsýn" denmiyordu. Sen de yoðurt, süt sat; çok kâr yaparsýn" diyen birileri hiç yoktu. Ve bunlar da ne üretim hareketi baþlatabilirdi, ne de üretim hareketini organize ederlerdi. Ya ne yaparlardý? Üretim hareketini kendilerine göre hastalýklý kýlarlardý.

Veya erken dönemin ilk üretim hareketi içinde hemcinsimize; "sen þu evleri kiraya ver. Evlerin çok kýyak getirsi var". "Paraný, faize deðil de altýna ve dövize yatýr" Ya da "þu sabaný þöyle þöyle amorti ettir de sermayeden kaybedip; kârý kediye yükleme" yahut ta "mýsýra talep yok þeker pancarý ek" türünden arz talep yarat gibi ne amigoca tutumlar söylenmedi. Ne de amigoluklarla "akýl verenleri" hiç yoktu.

Kýsacasý hemcinslerimiz totem meslekli süreçleri ve ekonomik olaylarý ortaya koyarlarken zaten zorunlu olukla aç ve çýplak olan vücutlarýna; “haydin arkadaþlar bir arz ve talep yaratalým da; insanlar keklik eti yerine, keçi eti yesinler! Maymun derisi giyinmek yerine keçi kýlýndan dokunmuþ keçe giyinsinler” diyerek üretim hareketi içinde olmanýn gayretine gelmemiþlerdi.

“Haydi, siz de bir pazar araþtýrmasý yapýn da misket arabasý yerine rüzgâr gibinin arabasýný üretecek olmanýn expertiz raporunu ve expertiz fiyatlarýný bir görelim" diyeniyle olan bir erken dönemli üretim hareketi yoktu. Yani erken dönemin üretim hareketi zaten otomobil üretiliyordu da eksiði olan yeni bir otomobil üretili, süreç durumla baþlamamýþtý! Kâr, kazanma, sömürü adý altýnda giriþimci olmalar ne sürecin baþlatanýydý. Ne ortamda vardýlar. Safra olma dýþýnda ne de sürecin nedeni deðildiler.

Toplumsal süreçler kapitalist sömürü sisteminin söylediði gibi ön talepli deðil; zorunlulukla baþladý. Toplum zorunlu süreçle baþladýðý için toplum; ön talepli olmanýn deðil “toplum bu zorunlu olanýn bilincidir”. Ön talep ne demekse? Egonuz, açlýðýnýz; kýsaca zorunluluðunuz olmasaydý; ön talep gibi uyduruk, kýytýrýk, sömürü dil olukla süreci enfekte edenler, nasýl ve neye göre ortaya konurdu acaba?

Zorunluluk yoksa neyi ön talep olarak ortay koyuyorsunuz? Ortada ne var ki neyin ön talebini oluþturup üretim süreci baþlatýyordunuz. Madem öyleydi de üretim süreci neden insanla baþlamadý da þunun þurasýnda 12000, bilemedin on beþ bin yýl önce totem meslekleri oluþla baþlamýþtý.

Totem meslekli, toplumsal süreci baþlatan atalar; giyinmenin "ön talebini" oluþturup pamuk ekimine gitmiyorlardý. Yani sanki erken dönem pamuk ekmeyi bilir oluyor da, ön talep olmadýðý için pamuk ekimine gitmiyorlarmýþ türünden anlamý atýflarla ortaya koymaktadýrlar. Bunlarla bir bilinç karartmasý ortaya konuyordu. Oysa atalarýmýz; önce kendilerinde istek oluþturup sonra da “üretim hareketine” geçmemiþlerdi.

Atalarýmýz zaten kendileri av yapýp ot, kök, meyve toplamakla bir zorunluluðu ifa ediyorlardý. Atalarýmýz kendilerine yapýlan bir ön talep nedeniyle iþtahlanýp kazanacaðým diye toplayýcýlýk ve avcýlýk yapmýyorlardý. Eðer üretim hareketinin önünde kâr yapma, kazanma kutsallýðý(!) (bu sömürüyü kutsamaktýr) olsaydý; yedi yüz elli bin yýl önce atalarýmýz avladýðý avlarla topladýðý meyve ve köklerle otlarla hemcinsleri üzerinde alýþ veriþe geçer; kutsal(!) peygamber mesleði olan bu ticaretiyle üretim hareketini de baþlatýrlardý.

Demek ki ne kazanma, ne kâr ne de ticaret; bir üretim hareketi olmadýkça üretim hareketini asla baþlatamayacak olmakla; üretim hareketinin asalaklarýydýlar.

Bu kazanma hýrsýný eksen alýp kazanç için her þeyi mubah (yapýlabilir) gören ön talep girdabý öyle açmazlar ortaya kor ki sistem ürettiði enerjinin büyük kýsmýný kapitalizmi ayakta tutmak için harcar. Oysa sistemler ayakta tutulmak için deðil, zorunlu inþai oluþun imleci olan baðýntýlarla ortaya çýkar. Köleci sistem ve kapitalizm sömürü için zulümle ayakta tutulan afyon enjeksiyonu olmakla; karþý direnç, demokrasi adý altýnda bu güce karþý savaþýr.

Bunlara göre atalarýmýz zaten baþtan beri blucin üretmeyi biliyorlardý. Eðer atalarýmýz 750 bin yýl blucin giymemiþlerse bunu blucin üretmeyi bilmediklerinden deðildi. Ya nedendi? Hemcinsimiz üzerinde yüz binlerce yýl kot pantolon giyme isteði oluþturulamadýðý için kot pantolon üretilmemiþti. Sözüm ona burjuva ideoloðu olan kýytýrýk liberal aydýnlarýn sözünden tam bu çýkýyordu. Sözlerine; kâr, rant, kira, ihale, valörlü, enflasyon, kur düþmesi, deðer yitimi, alýþ veriþ, ticaret ekmeðini taþtan çýkarma alýþ veriþ yapma, üç beþ iþi bir arada olarak ek iþ yapma, para, borsa, arz talep, ihale kapma, davet usulü ihale gibi söylemlerden baþka üretim hareketi için hiçbir baþlangýcý bulamýyordunuz.

Burjuva ideologlarýna göre; Sömürü yoktu. Milletin asýna koymak yoktu. Býrakýn yapsýnlar. Ki öyle oluyor. Býrakýnýz gitsinler. Býrakýnýz geçsinler. “laissez faire, laissez aller, laissez passe” Ýngilizcede ise “let do, let go, let pass” olarak bilinir. Tembel Araplar hiç çalýþmýyordu. Petrol üzerindeydiler! (suçlama) Amerikalý beþ saat yerine on saat çalýþýp onlara satýyorlardý.

Bu kabahat Amerika’nýn mý? Emperyalistlik ve sömürü yoktu! Ýyi de ABD’nin Irakta, Suriye’de tüm Ýslam ülkelerinde olmasý nedendi? Çok basit. Yersen ya demokrasi yokluðundandý(!) ya etnik kültürlere saygý göstermediklerindendi (!) Ya da hak hukuk hak getireydi! Bunlar tuzaktý. Ve bilinç karartmadýrlar. Tarihi karartmadýr. Gerçeði karartmadýr.

Üretim hareketini müteþebbis ruh baþlatmýþtý! Sanki insanlar soðukta giyinmeyeceklerdi! Ektikleri pamuðun, ön talebi oluþturulmuþ bir piyasa koþullarýna göre endekslemedikleri için (ne demekse! Pamuklu dokumalarý satamadýklarý için pamuklu dokumalar atalarýmýzýn ellerinde kalmamýþtý (patlamamýþtý).

Bu mantýða göre atalarýmýz yeme ihtiyacý yoktu, baþlangýçtan beri kâr ve ticaret için üretim hareketini baþlattýklarý için hesapsýz kitapsýz üretiyor: üstelik te yeme ihtiyacý olmayanlar üzerinde ön talep oluþturmadýklarýnda üretileni satamýyorlardý! Beþ saat yerine on beþ saat çalýþýyorlar ama ürüne de ön talepli talep olmayýnca denize döküyorlardý! Bu nedenle atalarýmýz ön talep yaratamama nedeniyle ta köleci sistem ortaya çýkana kadar yüzbinlerce yýl üretmemiþlerdi! Yerseniz, ön talepli üretim yapma söyleminin mantýðý ve bilinci böyleydi…

Hâlbuki atalarýmýz içindeki izole bir grup, hiçbir ön talep etkisi, hiçbir ön talep zorlamasý; hiç bir ön talep bilinci, hiçbir ön talep efekti oluþmadan; ön talebi bilmeden; ön talebi bilmesi de hiç gerekmez olmanýn dýþýnda zorunlu olukla koyunu üretmiþ, koyundaki yünü dokuyup giymiþti. Kendisine mýsýr üreten grup içinde dokuma yapmýþtý. Ne ön talep sýkýntýsý olmuþ ne satma (!) sýkýntýsý olmuþtu ne fazla ürün olmuþtu ne de arz talep sýkýntýsý bilmiþleri. Zaten olsaydý üreten hareket “illa” bunlarla baþlardý.

Atalarýmýz içinde diðer bir izole grup ta, zorunlu ve izole baðýntý içinde buðdayý üretmiþlerdi. Bu iki grup tamamen nesnel süreçlerle karþýlaþtý. Söz gelimi kendisi için otuz dönüm buðday üreten grup; bu kez de 30 dönüm de karþý grup için ekmeðe baþladý. Baþlangýçta grubumuz 60 dönüm yer ekmiyordu.

Baþlangýçta tarýmcý grup 60 dönüm yer ekmediði için diyelim ki 300 kile fazla buðdayý da denize dökmüyordu. 300 kile buðday elimde patladý demiyordu. Yani bir kiþi senede 10 kile buðday yiyorsa ve o grup 30 kiþiyse grubun yýllýk ihtiyacý 300 kile; yaklaþýk on tondur. Grup bu on ton buðdayý ne kadar dönümde alýyorsa deneyimleriyle o kadar yeri ekip biçiyordu. Bu yer 60 dönümse 100 dönüm ekmiyorlardý. Elimde kaldý demiyorlardý. Nasýl aslan bir bufalo avlayacakken on bufalo avlamýyorsa ayný mantýkla atalarýmýz da 60 dönüm ekeceklerse yüz dönüm ekmiyordu. Kýtlýk gibi deneyim olan istisnalar için yapýlan üretim hariç.

Atalar zaten ön talep alýþla deðil de çevresinde olup ta kurt derisi, maymun derisi olukla bahtýna ne çýkmýþsa onu giyiyordu. Çevresinde olmayan fil derisini, ne giyiyordu. Ne de çevresinde olmayan fil derisi giymenin ön talebini oluþturabiliyordu. Grup 60 dönüm ekerken, maymun derisine karþý ön talep toplamýyordu. Zaten giyimi olan deriyi; ormanda av hayvanlarýnda saðlamak yerine; karþý grup içinde üretilen koyunyününden ve derisinden saðlama yoluna gitmeyi akýl etmiþti.

Üretilen koyunun üretim bilgi ve becerisi, þimdilik görebildiði kadarýyla karþý grubun elindeydi. Mýsýr ya da buðdayý ile yün dokumayý takas etmenin giriþme þartlarý uzun süredir tapýnak buluþmasý içinde gelenekleri olmuþtu.

Tapýnak içinde tapýnýlacaðý olan yer deðildi. Aksine temas etmeyen izole gruplarýn, ilk kez temas edip bir araya geldikleri ve gruplarýn yamyamlýktan vaz geçtikleri buluþmalarýn bu aný ittifakýný unutmama üzerine tekrarlarý yapýlan seremoni buluþmalarýydý Söz ve eylemle birbirini selamlayýp saygýlýyorlardý. Yamyamlýktan barýþ gibi bir duruma geçme uzlaþmasýnýn sürekliliði adýna; hafýza tazeleme adýna eylemler tekrarlanýyordu.

Tapýnak bu buluþmalarýn yapýldýðý açýk alan yerdi. Dülger gruplar buluþma yeri dediðimiz bu tapýnak yeri dikitlerle belirleyecekti. Tapýnak buluþmalarý gruplarýn kendi ürettiklerini karþý gruba takdim ettikleri hediye veren süreçler olukla ritüeldi oluþtu. Tapýnak buluþmasý gruplar arasý buluþmanýn saygýlama yapan kutlamalarýný ritüeli olukla giriþtiren bu yere, tapýnak deniyordu.

Tapýnak; “tapmaktan” çýkmamýþtý. Bu süreci çözemeyenlerin uydurmasýydý. Tapýnaklar buluþma yeri yeme içme þölen yeriydi. Ýçine hiçbir tapýlan olmadýðý için; henüz ortamda olmayan ilah ve El konmamýþtý. Bu nedenle tapýnaðýn ilk anlamý içinde ilah olup tapýlan yer deðildi. Bunu ayrý bir yazý ile anlatmakta yarar var. Aksine köleci sistemle tapýnaða “El” kondu. El tapýnaða konmakla tapýnakta olan, yeri tapýnakta bulunan, tapýnakta olmakla saygýlanýp seremonine edilen olmakla tapýnaktan bulunan; tapýnaktaki anlamýna, tapýnaktakine saygý oluþla ötürü El “tapýlan” olmuþtu.

Ayný þekilde koyun üreten grup ta kendisine yeten dokumadan sütten yoðurttan fazlasýný üretmekle fazla ürettiðini, buðdayla deðiþip (ilk aþamada hediyeleþip) çobanlar buðday ekmeði ile beslenmeye de baþlamýþtý.

Burjuva ideologlarý ekonomik deðer anlaþýlmasýn diye akýllarý öyle karýþtýrýrlar ki. Ekonomik deðeri Ve "aile aný fotoðrafýnýn bizim için paha biçilmez bir "psikolojik deðerde olmasý gibi bir öznel deðer" düzeyine indirgemekle süreci anlaþýlmaz kýlarlar. Nedeniyle ürettikleri gibi bir saçmalýk yine bu burjuva Oysa atalarýmýz tapýnaðýn” psikolojik deðeri” ile “dokuma kumaþ için ürettikleri buðdayýn deðerini” hiç birbirine indirgemiyordu. Geçmiþi yâd etmenin öznel deðeri ile takas olmakla farklý kullaným deðeri veren karþýlýklý emeklerin deðerini, eþitlemiyorlardý. "Öznel (psikolojik-ruhsal) aný deðerini ekonomik deðer yerine koyup, öznel deðeri ekonomik deðermiþ gibi illüzyon etmiyorlardý.

Yani atalarýmýz psikolojik veya ruhsal dediðimiz kendi öznel deðerini, pamuklu kumaþlar üzerinde yansýtmakla pamuklu kumaþlarda öznel deðerlerin, ilinekti muamelesini yapmadýklarý için bu kumaþlar, hemcinslerimiz üzerinde pazar araþtýrýlmalý ön talebi oluþturulmadýlar diye de; giyilmiyor deðillerdi.

Ya da "bak ben saati buldum. Gidip bununla buðdayý deðiþeyim" diye de üretim hareketi süreci de baþlamamýþtý. Yahut ta kivi çok daha iyi "getiri" yapýyor; elma yetiþtirme ekiciliðini býrakayým da, kivi kazancý yapayým diyen bir ön envanterli süreç baþlatýcýlarý (!) baþlangýç koþullarý içinde hiç yoktu.

Þöyle de söyleyeyim; -bak ben "Hamlet’i" yazdým. Haydi, sen de hamlet yaz da görelim?" diyen bir sivri zekâlý oluþ; baþlangýç koþullarý içinde yoktu. Bu aptalca karartmalar þunu unutmasýn ki; Hamlet’i yazan da, ne Ýnce Memed’i; ne kuantumu yazan; deðildir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn felsefe kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
El Bel Baal 2
Tarihsel 2
Ýrade 1
Tarihsel 1
Anlamak Gerek 71
Kurtuluþun Felsefesi (Açký 2)
Sosyal Ýliþki Toplumu Hedeflemez 2
Anlamak Gerek 43
Anlamak Gerek 70
Anlamak Gerek 55

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Müruru Zaman 14
Sahiplik Ýmaný 1
Hatýrlama 1
Mal mý, Ýnsan mý?
Mamon'du Belirme 1
Müruru Zaman 7
Denge ve Dengesizlik Süreçleri 24
Anlamak Gerek 26
Bað Enerjisi 1
Sistem 15

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslýna Yüz [Þiir]
Vah ki Vah [Þiir]
Ýsis Dersem Çýk Ereþkigal Dersem... [Þiir]
Görmez Þey [Þiir]
Tekil Tikel Tükel [Þiir]
ve Leddâllîn, Amin [Þiir]
Mavi Yare [Þiir]
Mevsimsel [Þiir]
Yýkýlýþa Direniþ Direniþe Yýkýlýþ [Þiir]
Meþrep 3 [Þiir]


Bayram Kaya kimdir?

Dünyayý yaþantýlaþan çabalar içinde duygunun önemi hiç yitmezse de, payý giderek azalmaktadýr. Sosyo toplum bazlý, genel bir açýlýmla baþlayan çalýþmalarým da; bilim felsefesi içinde olunma gayreti güdüldü. Bu nedenle yazýlarýn tarisel, sosyo toplumsal evrimli ve türlü doða bilim verileri güdülü çalýþma olmasýna gayret edildi. Genel felsefem içinde bir bilgi; ne kadar çok baðýntýsýyla söylüyorsanýz, o bilgi o kadar bilinir bilgidir.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.