Ýþten,güçten ve hayat þartlarýndan sýkýldýðým zamanlar her zaman huzur bulmak için gittiðim yer kasabadaki evim olmuþtur.
Tavuklarýn civcivlerin eþinmeleri,damdaki hayvanlarýn baðýrýþmalarý,koyunlarýn kuzularýn oynaþmalarý, köpeklerimin sýcak davranýþlarý daima bana huzur vermiþtir.
Renk renk kirazlarý,çeþit çeþit erikleri,salkým salkým sarkan üzümleri,çeþit çeþit armutlarý,ayvalarý,elmalarý ve daha nice meyvalarý aðaçlarýnda seyretmek,onlarý kendi ellerimle uzanýp seçtiðimi koparmak,yemek o kadar hoþuma gidiyorki…
Ýneklerin,danalarýn çimenler üzerinde yem yerken çýkardýðý hýþýrtýlar;kuzularýn melemeleri,horozlarýn ötmeleri,tavuklarýn gýdaklamalarý ...
Siz hiç yeni doðmuþ bir kuzuyu , yeni doðmuþ bir inek yavrusunu görüp sevdinizmi ? Bambaþka bir dünya sanki burasý…
Tüm yaþantýmdaki oluþan streslerimi tamamýyle alýp gidiyorlar.
Ýþte bunun için ne zaman sýkýlsam sýðýndýðým yerlerden biride burasý oluyor.
Rahmetli eþimin vefatýndan sonrada günlerce burada kalmýþ,emektar dostlarým Gülsüm haným ve eþi Ýskender efendi sayesinde kendime gelebilmiþtim.

Emektar dostlarým Gülsüm hanýmla eþi Ýskender efendi ise tam bir dostturlar. Bende olan en ufak deðiþiklikleri fark ederek ona göre davranýrlar.
Hani Gülsüm hanýmýn mantýsýný benim gibi arkadaþlarýmda çok severler.
Çok nadir de olsa bazen çok samimi birkaç arkadaþýmla orada toplanýp eski günleri yad ederiz.
Rahmetli dayým her türlü müzik aletini hem çalar hem de söylerdi. O çalarken bende onun yanýnda onu sessizce huþu içinde dinlerdim.
Benim musikiye merakýmý fark eden dayým banada keman,klarnet , ud gibi bir kaç müzik aletinin çalmasýný öðretmiþti.
Ne zaman efkarlansam yazýn bahçedeki havuzun kenarýnda,kýþýnsa evin en üst katýndaki þark sitili düzenlenmiþ ocaklýklý odamda cam kenarýna kurulan masama oturur içimden geldiðince çalmaya çalýþýrdým. Bazý zamanlar Ýskender efendi darbuka ile bana eþlik ederdi. Hani güzelde darbuka çalar bizim emektar. Gülsüm hanýmda bize masamýzý hazýrlar , masamýzda bize dinleyici olarak eþlik ederken bazende hafiften mýrýldanýr.

Temmuz’un bu son haftasýnda þehrin gürültüsü ve stresinden bunaldýðýmdan kasabadaki evime kendimi attým. Daha dýþ kapýdan girerken beni köpeðim kurt karþýladý . Arabamý park ettiðimde Ýskender efendi ile eþi Gülsüm haným yanýmdaydýlar "Hoþ geldin bey" dedi Ýskender efendi. "Hoþ bulduk nasýlsýnýz" diye sordum. Yüzlerindeki o her zamanki sýcak gülüþleriye "Saðol beyim iyiyiz siz nasýlsýnýz" dedi. "Saðolun" dedim. Bu arada kurt ayaklarýmýn dibine sokulmuþ sürtünüyordu. "Kurt gel buraya rahatsýz etme beyi" dedi Gülsüm haným. "Býrak kalsýn Gülsüm haným o beni bende onu özledim" dedim. Çömeldim onun tüylerini okþarken sýrt üstü yatan Kurt da bana oyun yapýyordu.

Havuzun yanýndaki masaya oturdum. Havuzdaki suyun fiskiyesinden fýþkýrarak akmasý sýrasýnda çýkardýðý ses, kuþlarýn cývýltýlarý bana ninni gibi gelmiþti. Oturduk bir müddet sohbet ettik.

Artýk hava yavaþ yavaþ kararmaya ,yýldýzlarda gök yüzünde birer asýlý fener gibi parlamaya baþlamýþlardý.
Böyle gecelerde þazlonguma veya hamaðýma uzanýp ellerimi baþýmýn altýna koyarak çeviz aðacýnýn yapraklarý arasýndan uzun uzun gökyüzünü seyrederim.
Neler düþünürüm neler… Bazen gidip o yýldýzlarda bile yaþamayý özlerim.
Hani o yýldýzlarý tek tek dolaþýp ýþýklarýný bile yakmak istemiþimdir.

Havuz baþýndaki Gülsüm hanýmýn hazýrladýðý akþam yemeðimizi hep birlikte yerken bir taraftanda oradan buradan konuþtuk.
Yemekten sonra az þekerli kahvede hani pek güzel gitti.
Þazlonguma uzanýp ellerimi baþýmýn altýna koyarak yýldýzlarý seyrederken doðruldum kalktým,"Hayrola" dedi Ýskender efendi. "Yok bir þey kemanýmla klarnetimi alacaðým galiba biraz romantikleþtimde". "Dur bey ben gider getiririm" dedi.

Kemanýn akortunu yaptýktan sonra usul usul bir hicaz taksim yapmýya baþladým. Biraz daha ruhuma hitap ettikleri için hicaz makamý daha hoþuma gidiyordu.
Sol çenemin altýna kýstýrdýðým kemandan çýkan o eþsiz naðmeler,o muhteþem Temmuz akþamýnýn su þýkýrtýlarýyla Aðustos böceklerinin cýrýltýlarý arasýnda bambaþka bir ortama götürdü.
Ben müzik aleti çalarken gözlerimi kapatýr ,sanki bu dünyadan baþka dünyalara giderim, kendimden geçerim. Ne kadar zaman geçtiðini bilmiyorum bir ara gözüm bahçe kapýsýnýn önündeki araba farlarýna iliþti,korna çalýyordu. "Hayýrdýr,bir bakalým kimmiþ" dedi Ýskender efendi. Gelen bizim ekabirlerden öðretmen arkadaþtý. Onunda caný sýkýlmýþ beni aramýþ benim burada olduðumu öðrenince çýkmýþ gelmiþ.Hani iyide etmiþ. "Hoþ geldin hocam" "Hoþ bulduk hoþ bulduk,kaçarsýn ha bulamýyacaðýmýmý sandýn…" "Kaçmak yok sadece kafa dinlemek, iyiki geldin hocam buyur gel."
Oda havuzun baþýndaki masaya oturdu. "Karnýn açtýr" dedi Gülsüm haným. "Sen bilirsin Gülsüm haným" dedi hoca. Gülsüm haným çabucak bir masa donattý. Hoca hem yemeðini yiyor hemde,"Efkarlandýn galiba yine kemanýnla sýn." "Býrak bizde biraz efkarlanalým hocam." Yemeðini bitirdi,kahvesini içti.
Bizim hocada çok güzel ud çalardý.
"Ýskender efendi,madem üstad baþlamýþ musikiye þu bizim ud’u da bir alýversen" dedi. Ben keman hoca ud Ýskender efendide darbuka derken olduk bir takým. Gülsüm hanýmda masamýzda oda dinliyor.
Ýlk önce hoca nihavend bir ud taksimi ile ortama ýsýndý. Artýk sazlarýn tellerinde gezinirken bulunan her sanat müziði þarkýsýna diðer sazlar eþlik ediyordu. Ne kadar devam etti bilmem ama yorulmuþuz. "Yoruldunuz dinlenin biraz" dedi Gülsüm haným.

Hani bunlarýn üstünede Gülsüm hanýmýn yaptýðý o çayýn kýymetini bilen bilir. Tavþan kaný mubarek.
Gecenin sessizliðinin ortasýnda,aðustos böceklerinin çýrcýrlarýnýn arasýnda ýþýklandýrýlmýþ havuzun fiskiyesinden akan suyun þýrýltýsý insaný bambaþka alemlere götürüyordu. "Daldýn yine" dedi hoca. "Yok hoca sadece düþünüyordum." "Neyi" dedi. "Neyi olacak þunu bunu iþte" dedim. "Yahu yenge vefat edeli epeyi zaman oldu daha bir hatun bulamadýnmý" dedi. "Býrak hoca boþ ver." "Boþ ver deðil,asýl haným bize bundan sonra lazým" dedi." Neyimiz varmýþki"dedim. "Býrak anlamamazlýða gelme" dedi hoca. "Tamam tamam , sende biliyorsunki arýyorum ama bana sýcak gelecek birini bulamadým be hoca,galiba terki dünya ederken bekar gideceðiz" dedim. "Aðzýna hayra aç bulacaðýz, bulacaðýz , bulacaðýzda sen pek ince eleyip sýk dokuyorsun." "Eeee hoca bundan sonra yapýlacak evlilik her halde aþk evliliði olmaz dimi." "Nedenmiþ o" diye sert çýktý hoca. "Öyle hoca dedim. "Býrak zýrvalamayý,ben neler gördüm neler. 70 inden sonra aþýk olanlarý bile gördüm" dedi hoca. "Hayýrlýsý" dedim. "Öyle" dedi hoca.

Uzaklarda ki köpek havlamasýna bizim kurt kendince uzun uzun havlýyarak cevap verdi. Çeviz aðacýna yuva yapmýþ bir çift gugukcuk kuþu aþaðýdaki dallardan birine yan yana konmuþlar bizi seyrediyorlardý. Az ilerimizde de bizim tekir havuzun kenarýna kývrýlmýþ hem bizi hemde fiskiyeden akan suyu seyrediyordu. Arada birde patilerini diliyle temizliyordu. "Meyva sularýnýzý tazeliyeyimmi" dedi Ýskender efendi. "Ýyi olur." dedim. Biz içki içmezdik. Ya meyva suyu veya gazoz içeriz. Gecenin ilerlemiþ saatlerine doðru Gülsüm haným elinde köy ekmeði ,tabaklarda zeytin yaðlý sarma, çoban salata ile çeþitli meyvalardan oluþan bir tabakla geldi. "Karnýnýz açýkmýþtýr bey,iyi gider." dedi. "Saðol Gülsüm haným" dedim. Hakikaten iyi geldi.
"Al bakalým þu klarneti þimdi" dedi hoca. "Eeee" dedim. "Al al hadi al, alda kafana göre takýl da kendimizden geçelim." Klarneti çoktan beri elime almamýþtým, özlemiþim. "Hicazdan gir bakalým,gider bu akþam,þöyle damardan gir." dedi hoca.
Sað bacaðýmý sol bacaðýmýn üstüne attým,klarnetin alt kýsmýnýda ayaðýma dayadým ve baþladým bir hicaz taksime. Hani sazendelere kendin için çal derlerde o sazende de içinden geldiði gibi bir çalarki,iþte bende öyle yaptým. Gözlerimi kapayýp bir baþladým ama ondan sonrasýný hatýrlamýyorum. Neden sonra kendime geldiðimde klarneti masanýn üstüne koyarken kimseden ses seda çýkmýyordu. Etrafýma bakýndýðýmda hoca sanki bu dünyada yaþamýyordu.Ýskender efendi ise baþýný iki elinin arasýna almýþ dalgýn dalgýn havuzdaki fiskiye ye bakýyordu ama bambaþka yerlerdeydi. Az ilerimizde oturan Gülsüm haným ise sanki bana aðlamýþ gibi geldi.
"Ne oldu size" dediðimde hoca; "Býrak be dostum klarneti bir aldýn,sana kendin için öttür dediysek de bizi bitir demedik be ." "Ýnanýnki ben sadece klarneti çalmaya baþladýðýmý hatýrlýyorum, gerisini hatýrlamýyorum" dedim. "Bu meret de bu kadar çalýnýr" dedi hoca. "Eline,diline saðlýk bey" dedi Ýskender efendi.
Gece epey ilerlemiþti. "Yerlerimiz hazýrmý Gülsüm haným" dedim. "Hazýr bey" dedi. O gece çok geç yatmamýza raðmen sabah dinlenmiþ ve zinde olarak kalktýk.
Yine havuz baþýnda,kuþ cývýltýlarý arasýnda yaptýðýmýz kahvaltýdan sonra Gülsüm hanýmýn yaptýðý kahveleri içip o gürültülü,stresli hayata doðru Hoca önde ben arkada yola çýktýk.
Her zaman olduðu gibi Gülsüm haným yine arkamýzdan dualarla bir güðüm su döküyordu.

Mustafa Arif Razgartlý