K�rdizm ve Devrim
S�YON�ZM�N K�RT VERS�YONU "K�RD�ZM"
Ter�r �rg�t�n�n siyasal uzant�s� oldu�u art�k iyice a���a ��kan etnik, �rk�� ve ayr�l�k�� bir partinin �nde gelenleri ve ter�r �rg�t� liderince A�ustos 2009da yap�lan a��klamalar b�l�c�lerin �ng�rd�kleri hedefin a�iretleri ayr� bir millet gibi �rg�tleyerek kendi ordular�n�, g�venlik g��lerini, e�itim kurumlar�n� olu�turma ve Kuzey Irak'taki �zerk b�lge K�rdistan ile birle�erek ayr� bir devlet kurma sevdas�nda olduklar�n� bir kere daha g�stermi�tir. Bu nedenle "G��l� ordu, g��l� T�rkiye" gibi s�ylemlerden rahats�z olmalar� �ok do�ald�r.
A��r vergiler ve hayat pahal�l���yla ezilen, ge�im derdine d��m�� halk�n bezginli�inden cesaret alarak federasyon, �zerklik, ayr� dil, ayr� bayrak gibi istekleri dillerinden d���rmeyenler, kabile ve a�iret ta�k�nl�klar�n�, ta� atan �ocuklar�, �apulcu tepi�melerini g�ya bir halk�n ba��ms�zl�k sava�� olarak g�ren ve g�stermekte �srar edenler, ve t�m bunlar� “K�rt sorunu” olarak kamuoyuna dayatanlar ter�r�n siyasal hedeflerini hakl� ve me�ru g�stermi� olurlar.
Oysa sorun "K�rt sorunu" de�il, Siyonizm'in K�rt versiyonu "K�rdizm" yani "K�rt��l�k"t�r. Siyonizm Birle�mi� Milletler karar�yla "�rk��" bir g�r�� oldu�u i�in insanl�k ad�na mahkum edilmi�tir. Ayn� uygulaman�n K�rt��l�k i�in de yap�lmas� gerekmektedir.
K�YL� PROFES�R OLAB�L�R, AMA A�A OLAMAZ
Bug�n K�rtler veya kendilerini K�rt olarak tan�mlayanlar veya hangi etnik gruptan olursa olsun �e�itli k�kenlerden insanlar istedikleri her yerde ve T�rk ulusunun bir par�as� olarak �zg�rce ya�amakta ve gerekli �abay� g�sterdikleri takdirde devlet y�netiminde en �st mevkilere kadar y�kselebilmektedirler. Oysa a�iret d�zeni ve t�relerin egemen oldu�u yerlerde bu m�mk�n de�ildir. Bir k�yl� profes�r olabilir, ama asla a�a olamaz de�il mi?
Kurulacak �zerk veya ayr� bir etnik devlet sadece a�iret d�zenini siyasalla�t�racak, a�al�k d�zeni ve feodal yap�y� peki�tirecektir. Neden? ��nk�, a�alar�n ve a�iret reislerinin �zerk veya ayr� bir y�netim kurmay� istemelerinin as�l nedeni y�llard�r bir karabasan gibi pe�lerini b�rakmayan toprak reformu tehdididir. Ayr� bir y�netim kurduklar� takdirde a�iret liderleri yine y�netici konumlar�n� koruyacaklar ve dolay�s�yla stat�ko aynen devam edecektir. O halde, a�iret reisleri g�n�n birinde ellerindeki muazzam arazileri toprak reformuyla yitirmemek i�in K�rt��l�k ve ter�r yoluyla salt kendilerince denetlenebilecek bir y�netim olu�turarak m�lklerini g�vence alt�na almay�, kendi �zerk b�lgelerinde kendi ��karlar� do�rultusunda bir y�netim �ekli tesis etmeyi uygun g�rm��lerdir. Irak'ta y�ksek mevkilere gelen a�iret reislerinden hi�birinin kendi topra��n� k�yl�ye da��tmas� diye bir �ey s�z konusu olmam��t�r. B�yle bir �ey zaten d���n�lemez ve yerel t�relere ve geleneklere ayk�r�d�r.
May�nl� arazilerin topraks�z k�yl�ye da��t�lmas� projesinin de asl�nda a�alar�n elindeki topra�� korumak i�in ba�vurulan y�ntemlerden biri oldu�u bu �ekilde a���a ��km�� olmaktad�r. O halde, asl�nda ne T�rkiye, ne de K�rdistan b�y�kba�lar�n umurunda de�ildir. �nemli olan ki�isel ��karlar ve ki�isel �zel m�lkiyetin korunmas�d�r.
�STER� VE DEVR�M
H�k�met �evrelerinin timsah g�zya�lar�yla s�rd�rd��� isterik a��l�p sa��lmalarda Cumhuriyet yerine Osmanl� �zentisi -g�ya t�m b�lge halklar�n� kucaklayacak- bir �slam federasyonu veya teokratik bir "Ortado�u Birle�ik Devletleri" kurulmas�n�n �n haz�rl�k �al��malar� yap�l�yor gibi gizlenemeyen bir co�ku sezilmekte, ve her ge�en g�n bu aymaz co�kuyu g��lendiren a��klama ve uygulamalara bir yenisi eklenmektedir.
�mparatorlu�u diriltme hayalinde olan bu �evreler Osmanl� Hanedanl���n� sona erdiren, Hilafeti kald�ran, teokratik devlet d�zene�ini laiklik ilkesi ile y�kan, kad�nlar� �zg�r k�larak erkekle e�it konuma ta��yan, T�rk dilinden Arap harflerini kald�r�p atan, yeni bir alfabe olu�turan, �eriat, gericilik ve dincili�e kar�� en �l�mc�l darbeyi vuran ve d�nyada benzersiz bir devrimi ger�ekle�tiren T�rkiye Cumhuriyeti'ni, T�rk ulusunu, T�rk Devrimlerini �l�ml� �slam potas�nda eriterek ad�m ad�m yok etmeyi bir misyon ve vizyon olarak benimsemi� g�z�kmektedir.
T�rkiye'nin b�lgedeki varl���ndan ve di�er T�rk devletleri ile ili�kilerinin g��lenmesinden hi� bir zaman ho�nut olmam�� ABD, AB ve �srail'in de destekledi�i bu misyon ve vizyon yurt d���nda planlanan ve h�k�mete dikte edilerek ortaya koyulan ve ancak halktan gizli olarak meclis kapal� oturumlar�nda g�r���lebilecek bir "proje" oldu�u kan�s�n� uyand�rmaktad�r.
Kendi �lkesini yok etmeyi kafas�na koymu� bir h�k�met d���nebiliyor musunuz? ��te �lkenin i�inde bulundu�u durum budur. Fransa, Rusya, K�ba, �in gibi �lkeler de halk devrimleri ger�ekle�tirmi�, ama onlar�n hi�biri �eriat, irtica, hilafet kurumu gibi kemikle�mi� yap�lanmalara kar�� m�cadele etmemi�, ne alfabelerini, ne kad�n�n konumunu, ne de k�l�k k�yafetlerini de�i�tirmi�lerdir. ��te bu bak�mdan T�rk Devrimi d�nyadaki en k�kten, en zor ve en inan�lmaz devrimdir. �ok zor ko�ullar alt�nda do�mu�, i� ve d�� d��manlara kar�� destans� bir sava��m verilmi�tir.
Bu yap�l�rken kimsenin etnik k�kenine bak�lmam��, devrim bu topraklarda ya�ayan ve i�galcilere kar�� Kurtulu� Sava�� veren Anadolu halklar�n�n olu�turdu�u "ulus" taraf�ndan ger�ekle�tirilmi�tir. Ulus bilince sahip olamayan halklar devrim yapamazlar. Ba��ms�zl�k sava�� veremezler. Her ayaklanma ve ba�kald�r� da "devrim" olarak tan�mlanamaz.
�lkemizi ve ulusumuzu olu�turan insanlar�n �e�itli etnik k�kenlerden geliyor olmas� �ok do�ald�r. T�rkiye'nin �z�n� ve halklar�n �elikle�mi� birlikteli�ini i�te bu "Anadolu Birli�i" veya "Anadolu Ruhu" olu�turur. Ancak, bu birli�in ve ruhun zay�flat�lmas�, kirletilmesi, a�a��lanmas� I. D�nya sava��ndan itibaren, halklar�n birbirine d��man edilmesi projesiyle inceden inceye planlanan k��k�rtma ve siyasal oyunlarla g�ndeme ta��nm��, BOP ve e�ba�kanl�k sistemiyle uygulamaya konmu�tur.
Bu �lkede hi� kimse etnik k�keni gerek�e g�sterilerek d��lanmam��, yurtta�l�k haklar�ndan, anayasal haklardan mahrum b�rak�lmam��t�r. Rum, Ermeni, Yahudi ve Levantenlere �ok �zel ticari ayr�cal�klar bile tan�nm��t�r. Hatta, Prof. Yal��n K���k'�n "Sabetayist Hegemonya" tezlerini dikkate al�rsak bu �lkede t�m kurumlar, f�rsatlar ve kap�lar T�rk k�kenli olmayanlara daha fazla a��k gibidir. "Varl�k Vergisi, 6-7 Eyl�l, Sivas Katliam�" gibi olaylar kar�� devrimci unsurlar�n fa�ist uygulama ve k��k�rtmalar� sonucunda meydana gelmi� olup bunlar� t�m ulusa mal etmek b�y�k haks�zl�k olur.
Bug�nk� mevcut stat�ko ve ko�ullarda, �u an, e�er en �ok Do�udaki insan�m�z s�k�nt� �ekiyorsa bunun nedeni b�lge insan�n�n d��lanmas� veya etnik ayr�mc�l�k de�il, ancak, oradaki feodal yap�, �a�d��� t�reler, a�iretler, tarikatlar, a�alar, �eyhler, pirler, K�rt��l�k ve ter�rd�r.
A�alar�n halktan gasp etmi� olduklar� t�m topraklar� halka geri vermek yerine, s�n�r b�lgelerindeki may�nl� arazileri temizleyerek topraks�z k�yl�lere da��tmak, b�lgenin demografik yap�s�n� g�neye do�ru kayd�rmaya ve s�n�r �izgilerini de�i�tirmeye y�nelik uzun vadeli bir hedef sapt�rma ve kand�rmacan�n �n haz�rl�klar�d�r. Bu yap�ld��� takdirde T�rkiye'nin en hassas b�lgeleri ve en uzun s�n�r� g�neydo�u s�n�r�n�n g�venli�i ve savunma d�zene�i iyice zay�flayacak ve sonunda feda edilen T�rkiye olacakt�r.
Oysa, yap�lmas� gereken g�neydo�u s�n�r�n�n daha �ok tahkim edilerek s�zmalar�n �n�ne ge�ilmesi; a�alara ait k�ylerin, bucaklar�n, arazilerin ko�ulsuz halka da��t�lmas�; a�al�k ve a�iret d�zeninin tamamen ortadan kald�r�lmas�d�r. Bu yap�l�nca a�iretler ve etnik diller de kendili�inden ortadan kalkacakt�r. ��te devrim budur. Yak�nd�r.
Anadil ve dil �zerine
ANAD�L ve ANAD�L�
Etnik gruplar�n veya a�iretlerin konu�tuklar� y�reden y�reye de�i�en dillere "anadil" demek dilbilim a��s�ndan do�ru de�ildir. Her �eyden �nce "anadil" ve "anadili" kavramlar�n� kar��t�rmamak gerekir.
"Anadil" (langue matrice) bir �lkede konu�ulan genel, ortak ve temel ulusal dildir. Bu T�rkiye'de T�rk�e, ABD'de �ngilizce, Fransa'da Frans�zcad�r. "Anadili" (langue maternelle) ise ki�inin do�du�u �evre ve ortama g�re konu�tu�u "anne dili" veya ailesinden do�rudan ��rendi�i �znel dildir.
�rne�in, bug�n T�rkiye'de ya�ayan Yahudi cemaati kendi aralar�nda "Ladino" denilen �spanyol-�brani kar���m� bir "anadili" konu�ur. Bu dilde T�rklere "verde", b�re�e "b�rekitas" denir. �zel isimler ve soyisimler Ladino k�kenli (Stella, Roza, Liza, Flora) olabilir. Ancak, hi�bir Musevi �ocuklar�na "Ladino" ile e�itim ve ��retim verilmesini akl�ndan bile ge�irmez.. Bu dilde televizyon yay�n� yap�lmas� talep edilirse buna en ba�ta Yahudi cemaati kahkahalarla g�lecektir. ��nk� i�levini yitirmi�, bilim d��� kalm��, s�zc�k da�arc��� k�t bir dil ne i�e yarar ki? O ancak folklorik bir nostalji olarak ya�l�lar� e�lendirebilir. Akl� ba��nda bir Musevi i�in bir d�nya dili olan �spanyolca, �branice veya �ngilizce ��renmek daha mant�kl� bir yol olacakt�r.
O halde, -i�in asl�n� bilmeden- etnik dillere "anadil" denmesi, "herkesin kendi etnik dilini kullanmas�, bu dillerde radyo ve televizyon yay�nlar� yap�lmas�" gibi isteklere ye�il ���k yak�lmas� bu nedenle bo�, anlams�z ve gereksizdir. ��nk�, �rne�in K�rt�e konu�an veya konu�tuklar� �ne s�r�len a�iretler veya gruplar bile kendi aralar�nda anla�makta zorlan�rlar. K�rt�enin �ok farkl� a��zlar� vard�r. K�yden k�ye bile de�i�kenlik g�sterir. Hangi birine �ncelik vereceksiniz?
K�rt olarak tan�mlanan etnik gruplar (K�rtler, Zazalar vs) Fars�a, T�rk�e veya Arap�a gibi dilleri konu�urlar. Ancak, dilleri d�nmedi�inden, konu�tuklar� T�rk�e nas�l �iveli veya kabaysa, konu�tuklar� Fars�a ve Arap�a’da kabad�r. Bu kaba T�rk�eyi nas�l ki ayr� bir dil olarak tan�mlamak m�mk�n de�ilse, ayn� �ekilde, konu�tuklar� �b�r iki dili de ayr� diller olarak tan�mlayamay�z. De�i�ik telaffuzlar�n nedenleri ise anatomik g�rtlak yap�s�, sentaks, fonolojik ve fonetik alg�lama yetersizli�i ve dikkatsizli�i olarak s�ralanabilir.
Konu�ulan bu bozuk T�rk�e i�in bir alfabe uydurup bunu ayr� bir dil kategorisine sokabilir miyiz? �rne�in "Van'da k�� mevsimi hakikaten �ok so�uk olur" t�mcesini y�resel a��zla s�ylendi�i gibi "Vuan'da g�� muevs�mi hagkigaten cog sogik olir" veya buna fonetik bir alfabe uydurup "Wan'da k�� mevs�mi xaqiqaten �oq sogiq olir" diye yazabilir miyiz? ��te al�n size ayr� dil, i�te ayr� alfabe diyebilir miyiz? ��te bug�n yap�lmakta olan budur. A�iretlerin konu�tu�u bozuk Fars�aya bir alfabe uydurularak ayr� bir dilmi� gibi lanse edilmektedir.
K�rt�e bat� Fars (�ran) dilinin bir leh�esi, daha do�rusu �ivesidir. Bat� �ran dili ne demek ? Bat� Fars�a. Yani K�rtlerin konu�tuklar� dil Fars�a’n�n bat� �ivesidir, yani Bat� Fars�a'd�r. �yleyse, dilleri d�nmedi�inden, Fars�a’y� do�ru d�r�st konu�amad�klar�ndan bu dile K�rt�e denmesi mant�kl� m�d�r ?
K�rt�e, Zazaca, Sorani, Kurmanca, Zazaki vs gibi tan�mlanan a�iret/kabile dilleri Afrika kabile dilleri gibi s�zc�k da�arc��� az, geli�memi� dillerdir. Bilimsel, e�itsel ve d���nsel soyutlamalar� gerekti�i gibi ifade edemezler. Bu nedenle, bu dillere alt diller veya ikincil diller demek daha do�ru olacakt�r.
BAB�L KULES� VE ��BBOLET
Farkl� dillerin, hatta telaffuzun ne kadar ya�amsal bir sorun oldu�una dair en eski �yk�lere Tevrat'ta rastl�yoruz. �lk �yk� ��yle: Eski �srail'de Efraim ve Gilat kentleri aras�nda sava� ba�lay�nca bir �ok Efraimli b�lgeden ka�maya �al���r. Gilatl�lar yakalad�klar� ka�aklar�n Efraimli olup olmad���n� anlamak i�in onlar� bir dil s�nav�ndan ge�irir, ��nk� Efraimliler "�" harfini telaffuz edemiyorlard�. 42.000 ki�i bu gerek�eyle �ld�r�l�r:
"�eria Irma��'n�n ge�itlerini tutan Gilatl�lar, ge�mek isteyen ka�aklara, Efraimli misin? diye sorarlard�. Adam, hay�r derse, o zaman ona, �ibbolet de bakal�m, derlerdi. Adam sibbolet derdi. ��nk� �ibbolet s�zc���n� do�ru telaffuz edemezdi. . Bunun �zerine onu yakalay�p �eria Irma��'n�n ge�it veren yerlerinde �ld�r�rlerdi. O g�n Efraimli k�rk iki bin ki�i �ld�r�ld�." (Holy Bible, New International Version,Zondervan Publishing House, 1986, Judges 12: 5-6; Kitab� Mukaddes, Tevrat, Hakimler, 12: 5-6, T�rk�e �ev. H. Can)
�kinci �yk� ise �nl� Babil Kulesi hakk�nda olup "dili bir ve s�z� bir" ve "tek bir halk" olan insanlar�n bir kent ve bir kule in�a etmek �zere biraraya topland�klar�, ancak, ilahi bir "dilsel a��l�m" sonucunda birbirleriyle anla�amaz hale gelip nas�l b�l�n�p da��ld�klar� anlat�l�r:
"Ve t�m d�nyan�n dili bir ve s�z� birdi. �nsanlar do�uya do�ru g�� ederken �inar b�lgesinde bir ova buldular ve orada oturdular. Birbirlerine dediler, gelin tu�la yap�p iyice pi�irelim. Ta� yerine tu�la, har� olarak da zift kulland�lar. Ve dediler, t�m yery�z�ne da��lmayal�m, gelin kendimize bir kent ve g�klere eri�ecek bir kule bina edelim ve kendimize bir nam yapal�m. Fakat Rab insanlar�n yapmakta oldu�u kenti ve kuleyi g�rmek i�in a�a��ya indi. Ve dedi: ��te tek halkt�rlar ve onlar�n hepsinin dili birdir. Bunu yapmaya ba�lad�klar�na g�re planlad�klar�n� ger�ekle�tirmede hi�bir engel tan�mayacaklar. Gelin, a�a�� inip dillerini kar��t�ral�m ki birbirlerini anlamas�nlar. B�ylece Rab insanlar� yery�z�ne oradan da��tt� ve kenti in�a etmeyi b�rakt�lar." (Holy Bible, New International Version,Zondervan Publishing House, 1986,Genesis 11: 1-8; Kitab� Mukaddes, Tevrat, Do�u� 11: 1-8, T�rk�e �ev. H. Can)
"Rab" denilen tanr�n�n "kuleyi g�rmek" i�in apar topar "a�a�� inerek" insanlar�n dillerini neden kar��t�rd��� ve onlar� birbiriyle anla�amayacak bir konuma neden getirdi�i etik ve teolojik a��dan tart��maya a��kt�r. ��nk� dillerin ayr��t�r�lmas� insanlar�n da ayr��mas�na ve b�l�nmesine yol a�m��t�r. Yoksa T�rkiye'nin de ayn� tevratik y�ntem ile b�l�nmeye, ayr��t�r�lmaya ve da��t�lmaya do�ru s�r�klenmesi mi planlan�yor?
Ku�kusuz, T�rk �niversitelerinde etnik dillerin dilsel �zellikleri, k�kenleri akademik olarak incelenebilir, dilbilimsel ara�t�rmalar ve �al��malar yap�labilir. Ama, bu dillerde e�itim vermek, ��renci yeti�tirmek gibi bilim d��� sapk�nl�klara zaten Anayasan�n 42. maddesi engeldir.
Zira etnik dilde e�itim ve ��retim ter�re ve b�l�c�l��e en b�y�k deste�i vermek anlam�na gelecektir. Bunun �zg�rl�k, demokrasi ve insan haklar� ile hi� bir ilgisi yoktur. T�rkiye Yugoslavya veya Irak gibi b�l�n�rse irili ufakl� kukla devlet say�s� artacak ve bat�l� g��ler b�lgede �ok daha rahat at ko�turabilecektir.
A��l�m ve Sa��l�m
K�rt ve Ermeni a��l�m� s�reci ba�lad���ndan beri h�k�metin yurt d���ndaki patronlar�ndan ald��� y�nerge �zerine "inad�m inat, ad�m k�r Murat" bir tutumu na�ar s�rd�rmeye kararl� oldu�una; "�eriatla y�netilmedi�i i�in bu k�f�r �lkesi y�k�lmal�d�r ve y�k�lmas� i�in her yol m�baht�r" dar�l harp s�ylemiyle hi� �ekinmeden yolsuzluk ve h�rs�zl�klara g�z yummaya devam edece�ine; " bu a��l�mlar� hele bir ba�latal�m, arkas� gelirse gelir, velev ki gelmezse bir ad�m geri atar bekleriz, ortal�k yat���nca iki ad�m daha y�r�r�z, sonra yine bekleriz..." taktikleriyle T�rkiye'ye kar�� sanki a��k�a ilan edilmemi� bir psikolojik sava��n �nc�l���n� yapt���na dair ayd�nlarda ve muhalefette ciddi ku�kular vard�r.
�yle ki, ter�r �rg�t�n�n savundu�u g�r��ler iktidar taraf�ndan "Demokratik A��l�m" veya "Milli Birlik Projesi" gibi s�rekli de�i�tirilen tan�mlarla kamufle edilerek kamuoyuna dayat�lmakta, "analar�n g�zya�lar� dinsin" s�m�r�s�ne s���n�larak timsah g�zya�lar� d�k�lmekte, s�zde bar�� ve demokratikle�me re�etesiyle topluma y�lg�nl�k ve bezginlik zokas� yutturulmakta, ulusal kimli�imizi k�rmaya y�nelik her t�r s�ylem ve eylem h�k�met�e silahs�z olarak ger�ekle�tirilmektedir. A��l�mlar�n TBMM'de gizli oturumda g�r���lmesinin talep edilmesi de bunlar�n yurt d���ndan gelen direktifler oldu�u yolundaki varsay�mlar� g��lendirmektedir.
Bir �ok deneyimli siyaset�i bug�n T�rkiye ile g�r�lecek hesab� ve kuyruk ac�s� olanlar�n mevcut h�k�metin "ne yaparsan�z yap�n ama yeter ki dinime dokunmay�n" sumen alt� mesaj�n� f�rsat bilerek ulusumuza bedel ve diyet �detmek i�in birbiri ard�nca kuyru�a girdiklerine dikkat �ekmektedir.
Bu s�re�te, “T�rk milleti” veya "T�rk ulusu" kavram�n�n "marjinal bir etnik kal�nt�" gibi tan�mlanmas�, "36 etnik grup, zenci-beyaz �a�r���mlar�, T�rkiyelilik, alt–�st kimlik" gibi hezeyanlar�n da ter�r�n �lkemizde y�llard�r yapt��� tahribattan daha fazla bir tahribata yol a�t��� yine muhalefet liderlerince dile getirilmi�tir.
MGK B�LD�R�S�
2009A�ustos ay�nda yay�nlanan son MGK bildirisi "K�rt A��l�m�"na destek verir bir i�eri�i yans�tt���ndan iki muhalefet partisi buna bir hayli sert tepki g�stermi�, CHP ve MHP ba�kanlar� 24 A�ustos 2009 g�n� canl� yay�nlarla ulusa, h�k�mete ve orduya seslenmi�ler, �nemli uyar�larda bulunmu�lard�r. Orduyu da hedef alan bu uyar� ve ele�tirilerden sonra Genelkurmay 25 A�ustos 2009da yay�nlad��� "Zafer Haftas�" mesaj�nda
"k�lt�rel farklara sayg�l� olundu�u, ancak, k�lt�rel farklar�n siyasalla�t�r�lmas�, siyasal temsil arac� olmas�, siyasal kimlik haline getirilmesinin anayasal �er�evede m�mk�n g�r�lemeyece�ine";
"demokrasinin sundu�u f�rsat alanlar�n� kullananlar"�n ter�r eylemlerini ho�g�rmelerinin kabul edilemeyece�ine;
"tart��ma �zg�rl���n�n devletin varl���n� riske sokacak, �lkeyi kutupla�maya, ayr��maya, �at��ma ortam�na s�r�kleyecek konular� i�ermemesi" gerekti�ine;
Anayasa'n�n de�i�tirilmesi teklif bile edilemez "T�rkiye devleti, �lkesi ve milletiyle b�l�nmez bir b�t�nd�r. Dili T�rk�e'dir." ilkesine g�ndermede bulunarak "ulus-devlet ve �niter-devletin korunmas�nda taraf oldu�unu ve taraf olmaya devam edece�ine" vurgu yapm��t�r.
Bu �nemli bir vurgudur, ��nk� e�er TSK burada "taraf" ise, �yleyse "kar�� taraf" kimdir? E�er askeri a��dan bir kar�� taraf varsa, o halde, her iki taraf aras�nda bir �at��ma olas�l���n� da �ng�rmek gerekebilir. Bu belki de ba�lam�� veya ba�layacak bir sava� da olabilir.
Mesaj�n son b�l�m�nde yap�lan "itidal" �a�r�s�n� da hem kitlelerin tepkisini hem de TSK'deki olas� bir i� kaynamay� yat��t�rmaya y�nelik bir tutum olarak yorumlayabiliriz. Ordu i�inde mevcut gidi�attan ciddi endi�e duyanlar�n oldu�u s�ylememek herhalde safdillik olur.
UYARILARI TAKAN YOK
Kimse kendi kendini ve bu milleti kand�rmas�n. Yap�lan t�m uyar� ve ele�tirilere h�k�met ve ayr�l�k�� �evrelerin zerre kadar ald�rd��� yoktur. ��nk� arkalar�nda ABD ve AB vard�r. T�rkiye'nin g�z g�re g�re, "cin �i�eden ��kt�", "bu yoldan d�n�� yok, bu devlet politikas�d�r" gibi hezeyanl� s�ylemlerle ger�ekten de �ok tehlikeli ve d�n��� olmayan bir yola do�ru h�zla s�r�klendi�ini izlemekteyiz. Bug�n �lkenin geldi�i nokta ter�rle m�cadelede ba�ar�l� olunamad���n�n a��k bir g�stergesidir. Ter�re kar�� ba�ar�l� olmak, ter�rist yok etmek veya eleba��lar�n� yakalamak de�ildir. ��nk� eleba�� yakaland�ktan sonra da ter�r artarak s�rm�� ve i�te geldi�imiz noktaya bak�n.
1915 �anakkale zaferini kazanm�� olan �lkemiz di�er t�m cephelerde yenildi�i, daha do�rusu bir �ok cephede ordular�m�z hi� sava�madan teslim oldu�u, i�in I. D�nya sava��ndan yenik ��km��t�r: Selanik'teki ordu tek bir mermi atmadan teslim olmu� (1911), Libya, M�s�r ve Filistin'deki ordular �talyanlara ve �ngilizlere kar�� ba�ar�s�z olmu� (1914-18), Musul ve Kerk�k'� savunan birlikler ise Mondros ate�kesi ilan edilmesine ra�men -pozisyonlar�n� koruyacak yerde- padi�ah�n emri ve �ngiliz ordusunun tehdidi �zerine geri �ekilmi�tir (1918).
Ate�kesten hemen sonra M�ttefik askerleri �anakkale Bo�az�n� boylu boyunca ele ge�irmi� ve �ngiliz, Frans�z, �talyan donanmalar� �anakkale'den g�le oynaya ge�erek ba�kent �stanbul'a gelmi�tir. Bunu �anakkale zaferini k���msemek i�in s�ylemiyorum, g�zlerimiz a��ls�n diye s�yl�yorum. Mustafa Kemal 1919da Samsuna do�ru yola ��karken m�ttefik donanmas� hala Bo�azda idi ve �stanbul i�gal alt�ndayd�.
CHP ve MHP'nin g�nahlar� �ok olmas�na ra�men uyar�lar� genel hatlar�yla yerindedir. Fakat yeterli de�ildir. �lke �ap�nda ilerici kurulu�lar�n deste�iyle mitingler d�zenlenerek bu gidi�at, ekonomik durum ve i�sizlik se�imlere kadar s�rekli protesto edilmelidir. Ancak, burada �u soruyu da sormak durumunday�z: CHP ve MHP e�er iktidar olsalard� acaba durum bundan farkl� olabilir miydi? Yoksa onlar�n da bu yurt d���ndan dayat�lan ��z�lme s�recine, �imdi muhalefetteyken direndikleri gibi, kar�� koyamayacaklar�n� varsayabilir miyiz?
Kendi konumlar�n� korumak, kurtarmak, talan ve ya�ma d�zeninin a���a ��kmas�n� engellemek i�in iktidar sahiplerinin g�zlerini k�rpmadan ve bir an i�in bile teredd�t etmeden - ��nk� onlar i�in feda edemeyecekleri tek �ey haks�zl�kla kazanm�� olduklar� muazzam servetleridir- �lkeyi her t�rl� kaos ortam�na, i� sava�a, kom�u �lkelerle s�cak �at��maya s�r�kleyebilecekleri olas�l��� asla ak�ldan ��kar�lmamal�d�r. ��nk�, a�l�k, i�sizlik ve ekonomik krizleri �nlemenin klasik �� yolu vard�r: �u an yap�ld��� gibi g�ndemi "Ergenekon" veya "A��l�m" gibi konularla me�gul etmek, ikincisi fa�ist darbe, ���nc�s� sava�t�r.
Ortada hi�bir neden yok iken ABD'nin elindeki demode olmu� f�ze kalkan sistemlerini -demode olmasa bunlar� hi� ABD T�rkiye'ye satar m�?- a�l�ktan nefesi kokan bu �lkenin sat�n almaya kalk��mas� kimlerin ��karlar�na hizmet etti�imizin a��k bir g�stergesidir. E�er T�rkiye'ye �ran veya ba�ka bir yerden bir bir tehdit varsa o zaman s�n�rlardaki may�nlar niye s�k�l�yor? E�er tehdit yoksa bu f�ze kalkan� sistemi neden al�n�yor?