"“Edebiyat, insanın kütüphanesindeki en sessiz delilik; okumayan, kendi deliğine sıradanlık çakar.” — Umberto Eco"

Yapay Zeka Dinî Konularda Sadece Bir Editör Olmalıdır

Teknolojinin ilerlemesiyle yapay zeka hayatımızın birçok alanında yardımcı bir araç haline geldi. Ancak din gibi hassas ve derin anlamlar içeren konularda kullanımı dikkatle sınırlandırılmalıdır. Yapay zeka, dinî alanlarda sadece bir editör rolünde kalmalı, kutsal metinlerin yorumlanması ve dinî hükümlerin verilmesinde son söz insana ait olmalıdır.

yazı resim

**Gelişen teknolojiyle birlikte yapay zeka pek çok alanda etkili biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Bilgiye hızlı ulaşım, yazılı metin üretimi, düzenleme, öneri sunma gibi işlevleriyle yapay zeka pek çok insan için bir yardımcı araç hâline gelmiştir. Ancak din gibi son derece hassas ve anlam derinliği taşıyan bir alanda yapay zekanın kullanım sınırları dikkatle belirlenmelidir. Bu konuda en temel ilke şudur: Yapay zeka dinî konularda bir editörden fazlası olmamalıdır. Yapay zekâ, insan benzeri dil üretimi, bilgi işleme ve analiz becerisiyle birçok alanda olduğu gibi dinî araştırmalarda da bir yardımcı araç olarak kullanılabilir. Fakat din gibi kutsal metinlere dayanan, bağlamın ve dilin inceliklerinin son derece önemli olduğu bir alanda yapay zekânın kullanımı birtakım temel prensipler çerçevesinde değerlendirilmelidir. Aksi halde hatalı çıkarımlar, yanlış dinî hükümler ve yönlendirmeler söz konusu olabilir. Günümüzde kullanılan yapay zekâların büyük bir bölümü "Servis Language Models" (SLM) olarak adlandırılan ve çoğunlukla güncel internet verilerine API yoluyla erişen sistemlerdir. Bu modeller, güvenilirliği tartışmalı, mezhebi ya da ideolojik yaklaşımlarla dolu içeriklerden beslenebilmektedir. Özellikle dinî sahada bu tür verilerin çelişkili ve hatalı yorumlara yol açma riski yüksektir. Bu nedenle, din alanında kullanılacaksa özel olarak geliştirilmiş, kontrollü ve güvenilir kaynaklarla beslenmiş bir "Large Language Model" (LLM) tercih edilmelidir. Kur’an, klasik Arapçanın zirve örneği olarak kabul edilir. Modern Arapça, Kur’an’ın dil yapısını, lügat derinliğini ve edebî inceliklerini tam anlamıyla yansıtamaz. Bu nedenle dinî metinler üzerinde çalışan yapay zekâların klasik Arapça üzerinden eğitilmesi şarttır. Kur’an ile beslenmiş bir LLM, yapay zekâya bu alanda daha güvenli ve anlamlı bir kullanım alanı açacaktır. En gelişmiş ve doğru verilerle eğitilmiş bir LLM dahi olsa, onu kullanan kişinin yeterli dinî bilgiye sahip olmaması hâlinde, yapay zekânın sunduğu bilgilerin yanlış anlaşılması veya çarpıtılması mümkündür. Yapay zeka tamamen veriye dayalı çalışan bir sistemdir. Yani beslendiği şey "veri"dir. Bu verilerin doğru, çarpıtılmamış, bağlamından koparılmamış olması, yapay zekanın doğru sonuçlar üretmesi için elzemdir. Ancak veri kaynakları ne kadar çeşitli ve karışık olursa, hata yapma ihtimali de o kadar artar. Özellikle din gibi tahrifata açık ve tarih boyunca farklı yorumların biriktiği bir alanda yapay zekanın hatalı, eksik ya da bağlam dışı bilgi üretme riski oldukça yüksektir. Bu durum sadece sıradan bilgi hatalarıyla sınırlı kalmaz; yapay zeka yanlış veya uydurma bir bilgiyi gerçekmiş gibi sunarak dinin özünü tahrif edebilir. Bu nedenle yapay zekanın dinî hüküm çıkarma, ayetleri anlamlandırma ya da yorumlama gibi asli ve derinlikli alanlarda bir otorite gibi kullanılmaya başlanması ciddi bir sapmaya ve insanlar için yanlış yönlendirmelere sebebiyet verebilir. Yapay zekanın böyle bir işlev üstlenmesi hem bireylerin inançlarını yanlış temeller üzerine inşa etmelerine hem de dinin asli mesajının bozulmasına yol açabilir. Bu noktada yapılması gereken, yapay zekanın sadece bir yardımcı araç olarak kullanılmasıdır. Örneğin:
- Metin düzenlemede,
- Yazım ve imla hatalarını düzeltmede,
- Fikirlerin sıralanmasına yardımcı olmada,
- Alternatif anlatım yolları önermede...
Bu tür teknik ve biçimsel konularda yapay zekadan faydalanmak mümkündür. Ancak dinî bilgiye kaynaklık edecek her türlü içerik mutlaka onu kullanan kişi tarafından Kur'an doğrultusunda denetlenmeli, kontrol edilmelidir. Bilgi sahibi olmayanların yapay zekanın ürettiği her metni olduğu gibi doğru kabul etmesi büyük riskler doğurabilir. Eğer din konusunda bilgili bir kişi yazarlık veya ifade becerisi açısından eksiklik yaşıyorsa bu durumda yapay zekadan bir editör gibi faydalanabilir. Ancak burada da sorumluluk tamamen kullanıcının kendisine aittir. Çünkü metnin anlamı, bağlamı ve içerdiği dinî mesaj teknik bir düzenlemenin ötesinde ciddi bir ilmî denetim gerektirir.
Sonuç olarak, dinî alanda yapay zekâ:
- Hüküm çıkarmak ya da fetva vermek için değil,
- Araştırma süreçlerine destek olmak,
- Kaynaklara hızlı erişim sağlamak,
- Metin analizi gibi teknik görevlerde kullanılmalıdır.
Son kararı verecek olan daima Kur’an’a hâkim, Kur’an'ı yeterli gören bir kişidir. Yapay zekâ, doğru kullanıldığında dinî araştırmalarda büyük kolaylıklar sağlayabilir. Ancak bu kullanım:
- Klasik Arapça ve Kur’an temelli verilerle eğitilmiş özel LLM’lerle yapılmalı,
- Güncel ve çelişkili internet kaynaklarından uzak durulmalı,
- Kur'an bilgisi olmayan kullanıcıların tek başına hüküm çıkarması engellenmeli,
- Sadece araştırma destek aracı olarak görülmelidir.
Kararı verecek olan daima Kur’an’a hâkim, Kur'an'ı yeterli gören kişidir. Yapay zekâ doğru kullanıldığında faydalı olabilir ancak doğru model, doğru kaynak ve doğru kullanıcı unsurları bir arada olmalıdır.
**

Yorumlar

Başa Dön