• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
981
|
|
|
|
Herkesi rahatlatan ve bazen açýkladýðý bazense hiç açýklayamadýðý o kadar çok þey varki bu dünyada. |
|
982
|
|
|
|
Bana yardým et, boðuluyorum Allah’ým…
Ýstisnalara deðil, bariz yolunu þaþýranlaradýr ahým…
Ýnsan var emeðini harcar, çalýþýr, çýrpýnýr, didinir, ailesi için diþini canýna katar… Sözüm yok bunlara, onlar, benim caným… |
|
983
|
|
|
|
Gitmelere doyamayan güzel adam,
Sakallarý kir içinde adam,
Elleri büyük, ince adam.
Gitmelere sigara yakýþýr, adam
Sana gitmek yaraþýr adam.
|
|
984
|
|
|
|
" Kalbimiz kafamýzýn gâmhanesidir" |
|
985
|
|
|
|
Ýki sesin sessiz catismasi |
|
986
|
|
987
|
|
|
|
Arzýn merkezine yolculuk...
Bugün ben de çaðrýlara daha fazla dayanamayýp arzýn merkezine iniverdim nihayet, meðer ne rahat bir yermiþ...
|
|
988
|
|
|
|
“Ýnsan arada sýrada kendini garip durumlarda bulabilir. O duruma yavaþ yavaþ, doðal bir þekilde gelmiþ olabilir, ama kendini olaylarýn ortasýnda bulduðunda birden þaþýrýr ve böyle bir duruma düþmeyi nasýl olup da baþarabildiðini sorar kendine.”
Balsa kütüklerinden yapýlmýþ bir sal, üzerinde bambudan bir kulübe, altý yetiþkin adam ve bir papaðan ve Pasifik’in orta yerinde. Haklý bir soru Heyedahl’in sorusu; böyle bir duruma nasýl düþülür? |
|
989
|
|
|
|
.'Anlatabilsem' ile 'anlayabilsen' arasýnda kaldýðýn zamanlar incecik bir sýzý duyurur kendini, içini yavaþça, derinden yayýlarak kaplar. Nefes alamamaktan duyduðun ani bir korkuyu hissedersin, kalýcý olmayan, giderken ciðerlerini patlatýrcasýna havayla |
|
990
|
|
|
|
anlatýlmaz bilirsin..ama anlatýrsýn..okuyan bir parça ortak olur ama limited deðildir ki ruh,sen tek sahibi kalýrsýn..baþka þansýn varmý |
|
991
|
|
|
|
Esip geçiyor beklediðin taze ve mutluluk verici günler.. Ellerinde, eskileri talan edip, yeniden ruhuna dokunan anýlarýn ötesine geçen yeni seçenekler ! Anladýðýn, son kez uçarcasýna göklerde, yanýna sokulan huzurlu aþklar.. Kalbinde belirlediðin ateþten sarsýntýlar..
|
|
992
|
|
|
|
Ýçtenliði kullanýlabilir aptallýk olarak anlamaya uygun bunca düþünce þekilleri ile sarmalanmýþ yaþarken, derede aðustos güneþinde parýldayan çakýl taþlarý gibi olmaya çalýþmak, ne zor. |
|
993
|
|
|
|
Hem de, saniyelerin bile önemli olduðu anlarda öðretti, hayatýn uzun olduðunu… |
|
994
|
|
995
|
|
|
|
Hayatý beþ topla oynanan bir oyun olarak düþünün. Bu beþ top, iþiniz, aileniz, saðlýðýnýz, arkadaþlarýnýz ve ruhunuzdur. Bunlarýn hiçbirini yere düþürmemelisiniz.
|
|
996
|
|
997
|
|
|
|
Sandýðýn kadar deðil tam ortasýndayým. Ýki arada bir derede bir yaþanmýþlýðýn, bir geçiþin tam ortasýndayým. Köprünün üstünde durup kah geriye kah ileriye kah havaya bakan avanak it sürüsünden biriyim iþte. Zorlama fazla – yaþýn küçükçeyse 3-5 ekle, saçlarýn kýrlaþtýysa 3-5 eksilt. Oradayým iþte. |
|
998
|
|
999
|
|
|
|
Ben hiç büyümedim anne!...
Her zaman senin kollarýnda buldum tarifi imkânsýz huzuru… Hayat denizinin korkunç dalgalarý arasýnda boðuþurken sen bana güvenli bir liman oldun her zaman. Yaðmur ve dolu aman vermediði zamanlarda sevgi þemsiyesini açtýn üzerime. Sen ýslandýn beni yaðmurdan korumak için. Zemheri soðuklarýnda üstündeki yýrtýk pýrtýk paltoyu çýkarýp, üzerime giydirdin. Üþüdüðünü belli etmemek için diþlerini kerpeten gibi sýktýn. Çoðu zaman sofradan yarý aç kalktýn. Çocuklarýn aç kalmasýn diye tok insan rolü yaparken ne kadar da zorlanýrdýn.
|
|
1000
|
|
|
|
Çalýþmakta en zorlandýðým, þekeri fazla olduðunda hiçte þeker olmayan þeker gibi müdürüm M. Vedat Eren'in anýsýna...
gözlerimde yaþlar, sýcak sýcak anýlarým ve piþmanlýklarým var... |
|