Bir Gece Ansızın
Sene 1993 Askeri lojmanlarda kalıyoruz o zaman... Salonun penceresi bakıyor Sümbül dağına... Görüyor, anlıyor ve biliyorum silah ateşlenmesini... Uzaktalar ama seslerden ötürü de bir o kadar yakınlar
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Sene 1993 Askeri lojmanlarda kalıyoruz o zaman... Salonun penceresi bakıyor Sümbül dağına... Görüyor, anlıyor ve biliyorum silah ateşlenmesini... Uzaktalar ama seslerden ötürü de bir o kadar yakınlar
İlden ile telefon sohbetleri de öyle, aynı şekil de sürüp gidiyor. Adam bir yakınını arıyor cep telefonundan ya da sabit telefondan. O anlatıyor öbürü anlatıyor. Dedemgil nasıl? İyi işte ne olsun? Sen nasılsın, hanım nasıl? O da iyi yanımda selam eder sana ve yengeye... Tamam, sohbet gayet güzel
Çevremdeki çocuklu ailelere bakıyorum Sosyal medyada paylaştıkları tek şey hep çocukları Hep ama
Delikanlılığın Kitabında da yazar mı bilmiyorum, harbilik? Belki de yazıyordur. İlla ki Delikanlılığın Kitabını okumadan da delikanlı olunmuyor mu? Öyle bir kural mı var? Her yaşta da delikanlı olunur bunu da iyi bellemek lazım. İnsan yirmi yaşında da delikanlı olur, yeri gelir yetmiş yaşında da delikanlı gibi hareket
Bütün kredi kartlarında ''Asgari Ödeme Tutarı'' diye bir madde yazar hepiniz bilirsiniz. Çok borcunuz biriktiği zaman asgari tutarı ödeyip bir daha ki yani bir ay sonraki ekstreye kadar zaman kazanırsınız. Aslında bu çok sakıncalı bir durumdur. Asgari tutarı ödedikten sonra geriye kalan bakiyeniz fazla ise, yapılan hesaplamalar göre
Bir toplumu doğru anlamak, doğru ve güzel şeyler yapmak için, insan mutlak okumalı; kitap okumalı, gönül okumalı, zihin okumalı, gerektiğinde de meydan okumalı...
Unutmayalım ki,
Kemiyet ve Keyfiyet , Beden ve Ruh gibi birbirini tamamlayan, birbirine muhtaç iki dinamiktir
ama kemiyete değer katan keyfiyettir ya da insan kalanların çokluğu cemiyeti zirveye taşır.
Şimdi ise karşımızda hem kemiyeti hem de keyfiyeti yok etmek isteyen bir Küresel
Sosyo toplumsa nedenle elbette bu da tam böyle değildi. Ama "suyun rengini kabın rengi olduğunu" unutan şiirin temasına göre kişisi yetkin olmazlık (suyun rengi) ile el kaldırmayı özdeşleşen bu sav çok güçlü ve bu sav öyle göz ardı edilir gibi değildi.
Son yıllarda patlak veren ve ayrık otu gibi çoğalan bir mesleğe ve bu mesleğin çoğalmasıyla toplumumun ne kadar ilerleyip, kültürel değerlere sahip çıktığına değinmek istiyorum. Bu meslek Kişisel Gelişim Uzmanlığı...
Evet, şehitler ölmüyor, zihniyeti bozuklar yüzünden eşi, çocukları, anası, babası, kardeşleri, bacıları ölüyor. Siz, sadece yoksul evlerine bir bayrak asıp, acılarını bile kendilerince yaşamalarına izin vermeyip, bir sloganla perdeliyorsunuz.
Onlar, o altı kocaman açılmış, soran altı çift gözün ona dik dik baktığını ve bunun Alan’ı nasıl mahvettiğini, nasıl kahrettiğini, nasıl utandırdığını ve bu utancın ne kadar dayanılmaz olduğunu nasıl anlayacaklar? Alan mecburdu. Alan çaresizdi. Kendi gözlerini oymak gibi bir şeydi. Ama onlar gördü. Onlar Jill’le ne yaptıklarını
insanlara az yiyin çok çalışın yoksa hamam böcekleri genleri aşılarım size çünkü hamam böcekleri çürümüş yiyeceklerle bile besleniyor ama yapı itibarı ile egemen sınıfa daha iyi hizmet edebilirler diyor. Gölgesini satamadığı ağacı kesen zihniyetin sadece doğaya değil insanlığa da düşman olduğunu ne zaman göreceksin ey insan.
Bet ofisleri, son 15 yılda mantar gibi çoğaldı adamızda. Neredeyse her sokağa girdi. Bırakın sokakları, internet yoluyla, evlerimize kadar girdi.
Bir sokakta en az 10 tane bet ofisine rastlamak mümkün. Tabii orada çalışan onlarca kişi bulunuyor. Bunlar, nereden bakarsanız bakın, şu işsizlik ortamında iş bulup kazançlarını
John Steinbeck'in dediği gibi her insan kendi ateşini taşır. Ama o ateşi başkaları yakar.
Bir gün ansızın duvarların çizili olduğunu görüyorsunuz. Küçücük çocuğunu almış pastel boyaları eline ressamlığa soyunmuş. Bütün duvarları neredeyse boydan boya çizmiş rengarenk kalem boyalarla
Ne yapacaksınız? Kıyamet mi koparacaksınız? Çocuğa mı kızacaksınız? Hayır. Sadece bakıp gülümseyeceksiniz. Çünkü bunu yapan sizin canınız. Olsun diyeceksiniz. Hoşgörüyle bakacaksınız. Hem
Onur ve can ancak Allah'a son nefeste verilirmiş. O
yavruların ne suçu vardı?
Bilinen 34 dernek çocukları kirleten vakfı korumak adına
girişimlerde bulunmuşlar bile. Ya Çağdaş Yaşama Dernekleri
hallaç pamuğu gibi tarumar edilip, 35 bin çocuğun bursları
Önemli olan insanın ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmesi. Nankör olmaması Unutmamalı ki dağın zirvesine ulaşmak için eteklerden yukarı doğru yürümek ve tırmanmak gerek. Eğer bunu başaramazsan zirveye ulaşamazsın. Zirveye ulaşmak da önemli değil. Önemli olan orada nasıl kalabileceğini ve ne yapacağını bilmendir. Bunu bilmediğin an, aşağıya düşmek
Ne zıkkım şey değil mi?
Doğdun, dünyaya geldi. Sana soran eden olmadı bak arkadaş, doğacağın gezegen şu, kısıtların bunlar, doğduğun zaman bu olacak, doğduğun ülke şu olacak, annen baban bunlar, bir de akrabalar vs vs
Bu konuda hiçbir tercihin yok. Adını seçme tercihin de
Engin Geçtan