Güftesi İle Bestesi Bir Türlü Barışmayan Metin
İstiklâl marşımızın bestesindeki prozodi bozuklukları...
"Yazmak, var olan tek gerçek intikamdır. Çünkü kağıt, aptalların bile sesini duyurur." – Oscar Wilde"
"Yazmak, var olan tek gerçek intikamdır. Çünkü kağıt, aptalların bile sesini duyurur." – Oscar Wilde"
İstiklâl marşımızın bestesindeki prozodi bozuklukları...
Dünyada oldum olası bir linç kültürü alıp başını gitmiştir.Ötekine karşı bir tahammülsüzlük ve anlayışsızlık öncelikle tavandan tabana doğru bir seyir izlemiştir.İnsanlar, takdir edilmiş bir hayatın çerçeveli ve yaldızlı kurgusu içinde yaşamaya devam etmiştir.
Ne yapardı ki gaspı yer, zülüm etmekten başka, çalıp çırpmak ne ala, tecavüzler hak telakki edilirken, zülüm tavan yapmışken mazlum kimin neyine öyle değil mi?
Murat Bardakçı ile Fazıl Say arasındaki " Musıkî İnkılabı" polemiği...
şeyh sait hakkında yazılanların haddi hesabı yoktur. ancak yakalanış biçimi üzerine ayrıntılı bir bilgiye de rastlamak mümkün değildir...
Ne olursa olsun ben klasik soykırım müzeleri gibi teslimiyetçi, kendisine acındıran, soykırım suçlularının zil takıp göbek atmalarını sağlayacak şekilde duvarlarına melankoli sinmiş, durgun bir ruhla hazırlanmış, yobaz devlet adamlarının ve belediye başkanlarının ayak bastığı, konuşmalar yaptığı, hatta bu konuşmalardan siyasi rant elde ettiği, bir eliyle üreme organını kaşıyan
Selahattin Eyyubi hakkında dört farklı tarih olmalı. Ne yazık ki üç tarih var.
1- Sünni tarihi
2- Şia tarihi
3- Batı tarihi
4- Olması gereken ama olmayan tarih!
iskenderun garı’na yolcu treni gelmiyor artık. hareket saatinden önce trene doğru koşturan yolcular da yok. tren yolculuğunu tamamlayıp, bir tapınağın bahçesine girercesine rehavet ve huzur içinde iskenderun sokaklarına dağılan kimseler de yok.
Gelelim Emevi İslamcıların “Ebu Zer” söylemleri ile “Selahaddin-i Eyyubi” kahramanlığını birleştiren sentez aymazlığına!
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan " musıkî inkılâbı" nın gerçekleşmemesini, " karşı devrim" olarak yorumlanmasına karşı, aslında böyle bir değişimin sosyolojik ve toplum psikolojisi açısından mümkün olmadığı hakkımnda...
Geride bırakılan son yüzyılın siyasal tarihinin özetini, solun üstlendiği rolde arayanlar zaman tüneline daha girmemiş olsa da, Sol Paradigmanın çöküşü bize geçmişin ayak izlerine basmamamızı daha öğrenmediğimiz halde öğütledi.
Kavram ve tanım olarak pek çok yerde karşımıza çıkan bir olgu, emperyalizm. (1) Emperyalizm Latince: İmperium, imparatorluk kelimesinden türemiştir. Gerçektende, imparatorluğunu genişletmek ya da kendi hegemonyasını bağımsız olan başka ülkelere zorla kabul ettirmek isteyen bir devletin güttüğü politikaya denir. Başka kaynaklarda, sömürgecilik, yeni sömürgecilik olarak da ifade bulur...
Sene 1967… Trabzon’dan bir güneş doğuyor… Ufuktan doğan bu güneş Trabzonspor’dan başkası değildi. Aslında futbol çok daha evvel bu şehir halkının yüreğinde yer edinmişti. İdmanocağı, İdmangücü, Necmiati, Lise kulüpleri Trabzon’da futbol ateşini yakan öncülerdir. 1923 yılından sonra Trabzon’da İdmanocağı ve İdmangücü arasında büyük bir rekabet başlamıştı. Bu iki
Tarih birikimi, sanat tarihi liyakati,
Kamuoyu tarafından bilinmektedir.
Seçtiği konular, yazdığı kitaplar,
Seminer verdiği salonlar, zatının içselliğini gösteriyor.
İçselliğinde bu kadar hassas olan bir kimlik,
1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan tanıyana. Bir bildikleri vardır diyesi geliyor insanın ama hiçbir şey bilmedikleri aşikâr. Bir ön yargı bir kendi kirli geçmişlerini kamufle etme çabası içindeler. Hatta panik ve telaş durumları da gözlerden kaçmıyor. ..
darfur, osmanlı’nın “fizan” dediği bölgenin de ötesidir. ta afrika’nın ortalarında, sudan’a ait ve batısında bir bölge:
O gün Ankara daha da bir soğuktu. Elif, elif yağan kar şehri tir, tir titretiyordu. Bir haber “Uğur Mumcu öldürüldü”. Daha da bir titredi yürekler. Buz kesti damarda akan kan...