Ziya Gökalp
Cumhuriyetin kültür ve sanat ideolojisinin mimarlarından Ziya Gökalp' e ilişkin bir inceleme...
"Her sabah yeni bir sayfa; kalem senin elinde, hayat senin hikayen."
"Her sabah yeni bir sayfa; kalem senin elinde, hayat senin hikayen."
Cumhuriyetin kültür ve sanat ideolojisinin mimarlarından Ziya Gökalp' e ilişkin bir inceleme...
Bu cümleleri neden yazdığınıza epeyce kafa yordum. Kadın olmadığınıza göre kutlama size değil, gazetenize, kadın okurlarınıza gelmiştir. Kaz gelecek yerden tavuk esirgemez işadamları. Büyük olasılıkla ilan vermişlerdir. Gazetede ilan göremediğime göre ilanı almak yerine, sosyalizmle yeni tanışan gencecik bir insanın duygusal tepkisiyle Alın paranızı da.. deyip bu yazıyı
Artık dünya alemde biliyor ve görüyor ki, Aleviklerin Cem Evinde Semah dönerek yapmış oldukları ibadetin, İslamla veya İslamın herhengi bir Mezhep ve Tarikatıyla uzaktan yakından en ufak bir ortak yanı bulunmamaktadır.
1906 yılında Taşnak terör örgütü üyesi Ermeni kundakçılar Abdülhamiti içine saatli bomba konmuş bir at arabasıyla öldürmek istemişlerdir. Fakat zaman ayarlı bomba patladığı sırada Abdülhamit uzakta olduğundan suikasttan şans eseri kurtulmuş, Tevfik Fikret ise bu olay üzerine "Bir Lahzai Teahhur" şiirini yazmış, terörü ve teröristleri övmüştür.
GAMUH teşkilatı hiç bir ülke, kurum ve kuruluşlardan yardım ve destek almamaktadır. Tek güvenceleri orada yaşayan yaklaşık 50 milyonluk Oğuz Azerbaycan Türkleridir. Tabii bunun yanında Kardeş ve can bildikleri Türkiye’dir
Doğu-İslam toplumlarında kraliçelik gibi bir kurumun olmayışı kadının dinsel gerekçelerle aşağılanmasının en önemli göstergelerinden biridir. Padişah anaları ya da karılarının Osmanlı sarayında çevrilen dolaplarda bir hayli etkili olduğu doğrudur. Ancak, bu Osmanlının iç ve dış politikasını kapsamaz ve haremdekiler Valide Sultan mertebesine bile yükselseler Batıdaki kraliçeler kadar etkin
Bu yazının oluşma nedeni, Derinlemesine Atatürk 1 konulu şiirimsi bir kompozisyonuma olan sayın şair yorumundan yansıyan diyalektiklerlen yazıldı.
"1\] 'İttihat ve Terakki Partisi bizi savaşa soktu da, battık' denişli; bir tür söylemler kendi mantığı içinde, yaygın bir anlatımdır. Ama bu türden denişler, bir başka şekilde anlaşılışla
dergi fotoğraf sanatının gelişmesine, gezi ve seyahat kültürene, özellikle hatay'ın tanıtımına büyük katkı yaptı. hiç olmazsa dergi internet ortamında varlığını sürdürmeli. burada şunu da ifade etmek isterim ki; hatay'ın tarihi de çok önemlidir. tarihini ortaya çıkaracak araştırmacılara olduğu gibi, araştırılan konuları paylaşmak için bir tarih dergisine de ihtiyaç
Milli egemenlik, egemenliğin millete ait olduğu gerçeğini teslim etmektir. Halkın görüşünün esas alınmasıdır. Halkın seçtiklerine saygı duymaktır. Kişi ve zümre egemenliğini reddetmektir. Onun içindir ki milli egemenlik, monarşi ve oligarşiyle bağdaşmaz.
Hümanizm insanı değişik farklılıkların üzerine çıkarmak, dini ve milliyeti ne olursa olsun insanca muamele edilmesi gerektiği fikrine dayanıyordu. Batıda mezhep kavgaları, Hıristiyan milletlerin birbirlerini boğazlamaları kızışınca, hümanizm fikri de revaç buldu; bu düşünce sistemi de laik devletin doğuşuna zemin hazırladı.
Fetih sırasında Ebu Eyyûb el-Ensarî'nin kabrini keşfetmesi, Osmanlı ordusunun moralini yükseltmiştir.
Bu görmüş olduğunuz kartpostallar yetmişli, seksenli yıllarda henüz cep telefonunun hayatımıza dahil olmadığı zamanlarda, üstüne pul yapıştırılarak, uzaklarda ki sevdiklerimize gönderdiğimiz güzelliklerden birisiydi. Genellikle arkasına ''Bayramınızı en içten dileklerimiz ile kutlar sağlık ve esenlikler diler büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperiz.'' diye yazılır bir hafta önceden de postaya verilirdi...
Soru: Gel seninle şöyle düşünelim: Sen hiç bilmediğin ve tanımadığın bir cenaze törenindesin, o tabut daha teneşir taşındayken hoca şöyle sorar cemaatine:
"Meftayı nasıl bilirdiniz?"
Herkes "iyi bilirdik" der ve dualar okunur.
Şimdi sana sorulsa, "Atatürk'ü nasıl bilirdiniz?" diye, ne yanıt verirdin?
Çocukluğumdan buyana ilgi alanıma girer tarih. Görsel zekâ olmam mukabilinde çoğu konuşmalardan, çoğu resimlerden, buluntulardan yola çıkarak bir çok araştırmalarım neticesinde hep hissettiğim istikametin tam merkezine çıkmıştır yolum Bunun için biraz inat, biraz sabır, biraz da düşünüp sorgulamak yetiyor insana Evet, bu yüzden hep tarihi kimlerin yazdığını merak
Regaip Kandili Kuran'da geçmez. Kuran-ı Kerim'de Regaip ile ilgili ayet yoktur. Bu geceler Osmanlılar döneminde II. Selim (1566-1574) zamanından başlayarak, minarelerde kandiller yakılarak duyurulup kutlandığı için Kandil olarak anılmaya başlamıştır.
2\. Dünya harbinden sonra Alman Kadınları uçan balonlara adlarını, adreslerini ve tüm iletişim bilgilerini yazarak, savaşta ölen erkeklerinin yerine geçecek erkek adayı aradılar.
Şair Nailînin (ö. 1666) bir gazeli şu beyitle başlar:
Mârız ki asâ-yı kef-i Musâda nihanız
Mâr anlama mûruz ki teh-i pâda nihânız.
Yani, Biz yılanız; Musanın elindeki asada gizli bir yılan Belki yılan da değiliz; ayak altında ezilen bir karıncayız biz.
1878den 1915e oradan 1960 yılına kadar yaklaşık 200 milyon sterlin İngilizlerin bize borcu var. Bu, anapara. Faizsiz borç. Rahmetli Denktaşın 500 milyon sterlin aldığını ve bunun karşılığında da Saray Otelin yapıldığını biliyoruz.
Bakın Ulusalcılar; Yok ikinci cihan savaşından sonraymış, yok Ortadoğu' daki yonetimlermiş, yok Arap halklarıymış, valla yaymaya çalıştığınız bu son özdeyişle hiç bir şey tutturamazsınız.Görüyorsunuz işte hiç etkili olmuyor.Hem de şüphe ediliyor