Keyif Eşekte Olur
2\. Dünya harbinden sonra Alman Kadınları uçan balonlara adlarını, adreslerini ve tüm iletişim bilgilerini yazarak, savaşta ölen erkeklerinin yerine geçecek erkek adayı aradılar.
"Her akşam, yeni bir başlangıcın fısıltısını getirir; yaratıcılığın en derin kaynağı karanlıkta saklıdır."
"Her akşam, yeni bir başlangıcın fısıltısını getirir; yaratıcılığın en derin kaynağı karanlıkta saklıdır."
2\. Dünya harbinden sonra Alman Kadınları uçan balonlara adlarını, adreslerini ve tüm iletişim bilgilerini yazarak, savaşta ölen erkeklerinin yerine geçecek erkek adayı aradılar.
Şair Nailînin (ö. 1666) bir gazeli şu beyitle başlar:
Mârız ki asâ-yı kef-i Musâda nihanız
Mâr anlama mûruz ki teh-i pâda nihânız.
Yani, Biz yılanız; Musanın elindeki asada gizli bir yılan Belki yılan da değiliz; ayak altında ezilen bir karıncayız biz.
1878den 1915e oradan 1960 yılına kadar yaklaşık 200 milyon sterlin İngilizlerin bize borcu var. Bu, anapara. Faizsiz borç. Rahmetli Denktaşın 500 milyon sterlin aldığını ve bunun karşılığında da Saray Otelin yapıldığını biliyoruz.
Bakın Ulusalcılar; Yok ikinci cihan savaşından sonraymış, yok Ortadoğu' daki yonetimlermiş, yok Arap halklarıymış, valla yaymaya çalıştığınız bu son özdeyişle hiç bir şey tutturamazsınız.Görüyorsunuz işte hiç etkili olmuyor.Hem de şüphe ediliyor
Üzülmemek için kendimi, elimi ve kalemimi bir türlü durduramıyorum. Benim şu fani dünyadaki kanım, canım ve ırkım bu olanları yaşamamalıydı
"Âkif'in Mısır dönüşü hasta yatağında verdiği mülakatları sağlıklı bulmak ne kadar doğru? Mısır'a kaçış gerekçesi belli. Kelleyi zor kurtardı. Oradayken de takip altındaydı. Böyleyken, memleketinde ölebilmek için ülkeye zorlukla dönebiliyor. Bütün sağlık sistemi çökmüş birisinin bir gazetede gündeme getirilen sözleri kime ne kazanç veya değer sağlar?" diyor biri.
Yazmak; esasında beyinlerin dumura uğradığı anlarda yazılmayacak kadar kursal bir eylemdir.
Fazıl Kısakürek' ın biyografisine dair
Büyük patlama teorisi, evrim teorisi ,atom fiziği,Higgs Bozonu, Pi sayısı , kutsal kitaplar, Adem ile Havva, yasak elma ve yılanlar , neresinden başlarsanız başlayın her yaradılış senaryosunun , her vakanın , her zaman çizelgesinin bir dönüm noktası vardır. Her kıtanın, her depremin, troposferden mezosfere tüm hava katmanlarının ve
!..Hadi bakalım kurtardın Nedim!..Yaşamana bak sen yine tarih sayfalarında.Nasılsa bizim arabesk şarkıcı,türkücü,arabesk siyasilerimiz çok!..
Yazimdan da anlaşilacagi mesele tarihi,
nereye ve kime gittigi belli adresi iskalayacagini zannetmiyorum:)
Üstat Necip Fazıl, “Son Devrin Din Mazlumları” adlı eserinde yakın tarihimizle ilgili daha bir çok konuyu inceler ve açıklığa kavuşturmaya çalışır. Dersim olayının dışında şapka devrimiyle ilgili idam edilen İskilipli Atıf Hoca, bir saf ve genç subayın kurban edildiği Menemen olayı, Bediüzzaman Said Nursi ve Süleymancılar cemaatinin kurucusu
Ermeni ve bu adın çağrıştırdığı sözler bana değişik değişik, ama birbirleriyle ilişkili şeyler söyler Bu başlıkları değişik bağlamlarda ayrı ayrı ele aldığım ya da birkaçına birlikte değindiğim yazılar yazmışımdır. Yazıda, genişçe bir çerçevede bu başlıkları birlikte ele aldım.
Ne olursa olsun ben klasik soykırım müzeleri gibi teslimiyetçi, kendisine acındıran, soykırım suçlularının zil takıp göbek atmalarını sağlayacak şekilde duvarlarına melankoli sinmiş, durgun bir ruhla hazırlanmış, yobaz devlet adamlarının ve belediye başkanlarının ayak bastığı, konuşmalar yaptığı, hatta bu konuşmalardan siyasi rant elde ettiği, bir eliyle üreme organını kaşıyan
İstiklâl marşımızın bestesindeki prozodi bozuklukları...
II. Mahmut, III. Selim’den bir adım daha ileri giderek yenileşmenin ilerisinde bugünkü anlamda görsellikte tam bir Batılılaşma hareketi başlatmıştı. O gün için Atatürk’ün şapka uygulamasından çok daha zor olan Hıristiyan Avrupalılar gibi tüm devlet memurlarına fes, pantolon ve ceket giyme zorunluluğu getirmişti. Aynı zamanda dini kaynaklı bırakılan sakal
Tarihimizle gurur duyacağımız pek çok özelliğimiz vardır, bunlardan biri’de hiç şüphesiz Yeniçeriler tarafından kurulmuş olan ünlü Mehteran takımıdır.Mehter marşı denildiğinde akla gelen ilk şey kesinlikle Mehteranın simgesi haline gelmiş ünlü ”ceddin deden” marşıdır. Bu belki de Osmanlı’daki en gaza getirici, Mehteran takımını en iyi şekilde özetleyen hatta Osmanlı