Vatan Haini Olmak
Ramazanda, Erzurum Üniversitesi’nin kantininde oruç yiyen çocukları dövmekten başka kötü tarafları yoktu(!) önceleri. Bir de kendilerinden başka herkesi, “vatan haini” ilan ederlerdi.
"Bir günün ilk ışıkları gibi, her yeni düşünce hayatın karanlığını yırtar ve yaratıcılığın kapılarını aralar."
"Bir günün ilk ışıkları gibi, her yeni düşünce hayatın karanlığını yırtar ve yaratıcılığın kapılarını aralar."
Ramazanda, Erzurum Üniversitesi’nin kantininde oruç yiyen çocukları dövmekten başka kötü tarafları yoktu(!) önceleri. Bir de kendilerinden başka herkesi, “vatan haini” ilan ederlerdi.
-Sevgili devlet büyüklerim, önce bu milleti bilmem kaç etnik gruba bölerek insanlarımız arasına ayrılık tohumları ektiğinizi fark etmediniz mi? Şimdi de geçmişte kalmış, kabuk bağlamış yaraları kaşıyarak Dersimlilerde CHP düşmanlığı yarattığınızı görmüyor musunuz? Görüyorsanız birkaç oy için buna değer mi?
Belirli kademelerde olan kişiler iletişim araçları yoluyla tepki gördüklerinde bundan yakınabilirler. Ama onların korktuğu hakaret dolu sözlerin bu ortamlarda bulunması değil, onlar hakkında doğru tespitlerin yapılması ve gerçek yüzlerinin deşifre edilmesidir.
AKP (ve özellikle Tayyip Erdoğan) bahis ve tartışma konusu olan sivil anayasa ile ilgili yaptığı propagandada sürekli olarak Türkiye'nin sivilleşmesine vurgu yaptı ve böylece Türkiye'nin halen bir asker vesayetinde yönetildiğini üstü kapalı bir şekilde belirtmiş oldu.
Sene 1970. Yaşar Kemal ile Âşık Veysel, Beşiktaş’ta yürürken, aşırı bir yağmura yakalanırlar. Sığınacak yer ararken hemen karşısındaki Yaşar Kemal’in kadim dostu Şemsi Yastıman’ın saz dükkânına girerler. Sırılsıklam olmuş iki dostunu karşısında gören Şemsi Yastıman, espriyi patlatır: “Hey Yarabbim! İki insan yaratmışsın, bir tek göz vermişsin. Yaşar Kemal
Referandum süresince basının: entelektüeller, iktidar ve kadınların bakış açılarını yansıtma biçimini inceleyerek size farklı bir bakış açısı sunmaya çalışacağım.
Hala bu işin ciddiyetini anlayamamış olanlar var. Hala bu işi önemsemeyenler var.. Bir kısım acayip yaşam formları hala bu referandumu sıradan bir sandık macerası gibi görüyor - böyle yutturmaya çalışıyor.. İzah etmeme lütfen izin verin.. Sonra da gidip şu sayfayı ziyaret edin.. Haydi uyanın lütfen. http://www.ysk.gov.tr/ysk/secmenBilgi.jsp
Şimdilerde dünya, işçilerin değil, o işçileri kullanarak işsizlerin sömürüldüğü bir yerdir. İnsanlar emeklerinden değil, alışkanlıklarından, bağımlılıklarından, düşüncelerinden, tutkularından, inançlarından, tabularından, aidiyetlerinden, algılarından, korkularından, cesaretlerinden, evlatlarından, ailelerinden, giysilerinden, yediklerinden, konuştuklarından sömürülüyor. Sendikalaşma, grev hakkı, çalışma saati vs. türünden daha iyi şartlarda işçilik-kölelik için mücadele, bugünün dünyasında yaşayan insanların hedef
..İdeoolcik edebiyat yapmak lazım bu aralar.!Hincik milli billik zamanı..Bi bildikleri vaa elbet..! Kürtler de insan canım.! Yazık oldu şu hırant’a da.!Didiydim zamanında.Gaşımayın olum bu gadaa diyi.!Dinnemedilee işte.! Bi cahallık olmuş.! Bu gadar böyütmemek lazım.! Takdiri ilahi.! Öleninen ölünmüyo işte.!
Değerli okurlarım İlçemizin geleceği için hayati önem taşıyan ve bu sene büyük gayret ve çabalarla Uluslar arası düzeye taşınan fiyasko ile başlayıp fiyasko ile son bulan Çiçek festivalimizle ilgili bazı detaylara değinerek bir sonraki festivalde bu organizasyon eksiklerinin yapılmaması adına gözlemlerimi aktarmak istiyorum, ve ayrıca yazımın sonunda bir
Uzatmaya gerek yok.. Bu açıklamalar utanç verici. Bu açıklamalar kan dondurucu. Bu açıklamaları yapanlar ağızlarından ne çıktığını bilmiyor. Bu açıklamaların amacı milleti hissizleştirip APO'nun ve APOçilerinin af ile aramıza dönmesine, hatta Güneydoğunun ülkeden KOPARILMASINA zemin hazırlamak..
Günümüzde polis sayımız 230.000i aşmış, 218.600 tane özel güvenlik görevlisi istihdam edilmiş, Jandarmada 250.000e yakın eleman görev alıyormuş.
Çoğunluğu Anadolu’nun dört biryanından okuyup yetişmek isteyen köy çocuklarıydılar. Kayıtsız şartsız devlet otoritesinin hâkim kılındığı bir coğrafyada, fakir köylerinde kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, bir dilim ekmek ile bir kaşık un çorbasına kanaat eden, üstündeki kırk yamalı urbasıyla, çoluk çocuğunu kimseye muhtaç etmemek için yaşam kavgası veren köylü babaların
İskenderunda donanma askerlerinin nöbet değişimi sırasında gerçekleşen roket saldırısı PKKnın bu güne kadar gerçekleştirdiği şehir merkezinde bulunan askeri birime yapılan ilk saldırıdır. PKK şu ana kadar ya kırsal bölgelerde bulunan savunma zafiyeti olabilecek karakolları ya da şehir merkezlerinde sivil halkı hedef olarak seçmiştir.
Ayrıca İskenderundaki böyle
Evet çıktı diye karşıma geçip kahkahalarla bayram yapan bütün şaşkın dostlarıma sadece sessizce gülümsüyorum. Kimileri okuyarak öğrenir, kimileri izleyerek öğrenir, kimileri geçmişten ders alarak öğrenir.. Bir de yaşayarak öğrenenler vardır. Bu defa öğretmenin adı Acı. Yaşayacağız Acıyı.. Evet diyen de Hayır diyen de bu yolda aynı acıyı çekecek.
Ya şimdi?
Eğitim ve Öğretim Kalelerimiz...
Adalet ve Emniyet Kalelerimiz...
Sağlık ve Sosyal Kalelerimiz kimlerin elinde?
Söyler misiniz, bu nasıl bir fetih?
Anayasa değişiklik görüşmeleri sırasında Deniz Baykal ile Tayyip Erdoğan arasında yaşanan " HİTLER " polemiği ile ilgili bir araştıma denemesi..
Evrene son dönemlerde iyi tohumlar ekilmiyor. Her şeye rağmen yaşam mücadelesi devam ediyor…
İyi ve kötünün savaşı…
Yenileşme, çağdaşlaşma, yaratıcı olma pazarlama ve bütün bu bileşkelerin sonucunda global bir oyunun ortasındayız. Kötülerin en iyi yaptığı; yüzyıllardır, bin yıllardır becerdikleri kamuflaj… İnsanları bireyselleştirdiklerini ve özgürleştirdiklerini