Banada Bir Şiir Yazarmısın
Sonra ben hep bekledim
Bekledim
Biten cümleler hiç özletmedi, için de sen geçenler hariç…
"Bugün ayın 16'sı mı? Anlaşılan zaman, benim gibi, bir türlü düzgün bir takvim tutamıyor." - **Oscar Wilde** (kurgusal)"
"Bugün ayın 16'sı mı? Anlaşılan zaman, benim gibi, bir türlü düzgün bir takvim tutamıyor." - **Oscar Wilde** (kurgusal)"
Sonra ben hep bekledim
Bekledim
Biten cümleler hiç özletmedi, için de sen geçenler hariç…
Kimbilir hangi rengindesin hayatın?
Aşk değdimi bir kez insanın yüreğine, büyüdükçe büyüyor.Yıldızlı gecelerin seyrine dalmış, seni var etmeye çalışıyorum, olmadığını, olmayacağını, olamayacağını bile bile...!
Sol yaprak matbaa renklerinin huzursuzluk verici mükemmelliğinde; sağdaki ise becerisi şüpheli bir çocuğun titrek ellerine ve sınırsız hayal gücüne feda edilmeye hazır durumda. Boyama kitapları hep böyle mi olmalı? Bir çocuk içinse evet. Ya senin içinse?
...Sevmek, hayatın şifresini çözen bir anahtar, yaşantınızı anlamlı hale getiren bir tılsım gibidir. Çünkü sevmekle içinize ve ruhunuza pozitif bir enerjinin dolmasını sağlarsınız. Bu sayede ufkunuz öylesine genişler ki, bu güzellik sizden etrafınıza bir
Sevmek sonsuza dek sürecek sanırız hep ama ayrılıkla tanışmamız gecikmez sonunda...sevginin en acısında....
Masalımıza cümleler kurmak direnişimdi, kocaman tanklarına karşı, avuç kadar taşlarımla...
Aşkı yaşarken zaman kavramı yoktur içimde... Bazen bir yaz mevsimi birkaç yıl sürer. Baharım onlarca yıl… Mevsim değişikliğim uzun aralıklarla olur. Siz her yıl dört mevsim yaşadığımı sanırken, ben bir mevsimde yılları yaşarım. Yeter ki aşk bana dokunsun. Yeter ki dokununca bırakmasın.
..şimdi, şimdi yaşadığın yerde kal ve sakın konuşma.
Ceplerinde biriktirdiğin bozukluk sevişmelerden biri
değilim ben..
"Bana sevdanı anlat, aşkını anlat" demek haksızlıktır. Öksüz çocuklara annesini sormak kadar acımasızca... Zemherinin en acımasız ayazına uyandırmaktır sabahı. Kuşları dallara bağlamak, saatleri baharlara kurmak... Israr etmeyin, anlatamam...
..Yolların sana gelirken kısaldığı ve senden giderken uzadığı akşamlarda dokunduk birbirimize. Maskelerimizi kapı girişlerinde bırakarak, seyircisiz ve alkışsız sahnelerde seviştik. Seviştik ve çoğaldık farketmeden.
Bazen an’a dokunup kaybedersin sonra
Bazı şeyleri açıklayamazsın
Sadece görür, hisseder ve yaşarsın.
Ve küçücük bir soru işareti olup
Silinirsin zamanla.
Ense kökümde mermin. Kasten öldürdün işte! Sebebi asla bulunamayacak kalleşlikle!
Ad'ım yıkılıyor, ömrüne!
Sana varışımda ya hazan ya mizan dersek, ben mizanda hazana razıyım sevdiğim...
Sahi siz kimsiniz söylesenize? Bir bankanın genel müdürü? Çocuğunuzun annesi? Anne babanızın büyümeyen çocugu? Patronunuzun eli ayağı?