Ucuz Güldürü
Bir komedi dizisine başlanacaksa Türkiye’de önce çoğunluğun sik anlayışına bakılacak
"“Yazarlık, kelimelerle dans etmek gibidir; ama bazıları yalnızca iki soldan ibaret olduğunu sanır.” – Franz Kafka"
"“Yazarlık, kelimelerle dans etmek gibidir; ama bazıları yalnızca iki soldan ibaret olduğunu sanır.” – Franz Kafka"
Bir komedi dizisine başlanacaksa Türkiye’de önce çoğunluğun sik anlayışına bakılacak
Kendisini mantikli biri olarak tarifleyen kucuk kizin utana sıkıla paylastigi cocuksu duygulari... O yazmis, ben paylastim...
Her fani bir gün bu suret âleminden hakikat âlemi olan ahrete göç edip gidecektir. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allaha aidiz ve (yine) Ona döneceğiz)(Bakara 156) ayeti de bu gerçeği bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor, en büyük tonda kulaklarımıza haykırıyor. Fakat basiret nazarları felç olmuş, duyma
Kesmiyor, durgun sulardaki fazladan bakış, seni her yere dağıtır bulunmaz akış! Dediğin her şey doğru, belli belki yolun başı sonu. Bilinmez dağılan yanlış sancı, arşın üzerinde bir ok kalmıştı! Yanlış aslında, bir eleştiri gerekir, aldanmaktan kurtulmak için, sevmek için, aramak için! İçin için.. Yağmura giden yok, ıslanan susuz
Mümkün müdür ki değişimin kendi kalması? Bir insanın kendi kalarak değişmesi? Değişimi ve kalmayı, süregidenle durağanı, gitmekle kalmayı aynı cümlede kullanmak doğru olur mu ki? Deneyelim...
Zaman denen girift bilmecenin bir dönemecinde Sancak Merkezi olan Kemahtan Erzincana doğru giderken, hemen yanınızda size vefalı bir dost gibi Fırat Nehri refakat eder. Bu ahbaplık; mevsimine göre kabına sığmayan acele ve köpüklü sularındaki ürperti veren korkuyla olabildiği gibi, yorgun ve durgun akışındaki kemaliyle ömrünün hazanını yaşayan bir
18 ülkeden Malatya’ya gelen bu çocuklar, yalnız Türkçe değil Anadolu’muzun bir gerçeği ve mozaiği olan Türkçenin yanı sıra Kürtçe gibi başka dillerde de okudular.
Öreğin kara kuru bir Afrikalının Şemmame’yi okurken, şalvarlı bir grup Iraklı çocukların oyun havasıyla eşlik etmesi ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde sergilenen değişik
Bir gün sormuşlar alp erenlerden birine: -Sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? -Bakın göstereyim, demiş o yiğit adam.
23 Nisan bayramlarında, makam koltuklarında oturtulup, bir günlük yürütme beklediğimiz bu çocukların hakları, daha sonra nedense, bir daha hatırlanamayan, kötü diziler gibi oluyorlar. Ülkemizin, taraf olduğu, Çocuk Hakları Sözleşmesi, 02.09.1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Alem-i asgar ve ekberde, ellerim -5 derecede; kalbimin üzerinde...
Dualar Felaketimiz olabilir ama diğer dünyevi işlerde yaptığımız hileleri kendi çıkarlarımıza uyduğu için görmezden geldiğimiz gibi dualar noktasındaki sorunu da görmekte zorlanıyoruz...
Hiç kimse ten renginden, geçmişinden ya da dininden dolayı bir diğerinden nefret ederek dünyaya gelmez! İnsanlar nefret etmeyi öğrenirler ve eğer nefreti öğrenebiliyorlarsa o zaman onlara sevmeyi de öğretebiliriz.Nelson Mandela