Balık Etli Kadınların Sıfır Beden Ruhları
Bir sanat adamıydı.Sanat yapmak erkeklerin işidir,derdi.Kadınlar taklitten ileri geçemez diye eklerdi.
"Yeni başlangıçlar, tıpkı baharın ilk günü gibi; umutla yeşerir, cesaretle kaleme alınır."
"Yeni başlangıçlar, tıpkı baharın ilk günü gibi; umutla yeşerir, cesaretle kaleme alınır."
Bir sanat adamıydı.Sanat yapmak erkeklerin işidir,derdi.Kadınlar taklitten ileri geçemez diye eklerdi.
Genç bir öğrenciden bekleyeceğinizin üstünde bir yazı okuyun lütfen
Bu demek oluyor ki şiirin nal sesleri ruh göğünde iz bırakmaya niyetlendiğinde şair, ona gerekli izleği sunabilmelidir
Filozoflarla şairler, kainatın bir bütün halinde işleyişini canlandırmak istediler.
Kainat musikisi.
Bir senfoni…
Saf ve soyut bir ses çıkarmayı denediler.
Ağladılar…
Yazmak demek;unutmak demek,dağınıklık edip kendi düşüncelerin arasında yoğrulup konuştukların olduğu kadar susacaklarının da olduğunu bilmek demek.
En incelikli yazınsal yaratılar yaratıcısının bilinçsel adlandırmalarını beraberinde taşır
, aslolan okurun bu tanımlandırmayı kendi içsel süzgecinden nasıl geçirdiğidir.Elekten geçen yorum paragraflarını ,seçilecek eleştiri oklarını, hissedilecek konuları yazınsal düşüncenin döngüsel dışavurumunu kamçılayacak olan iki yazarın içinde barındırdığı hırs,yetkinlik,yaşanmışlık,bilinç ufku,gözlemi,kavgası ve tarafıdır.
Zamana ve şiire dair ne varsa dağarcığımızda ortaya dökemesek de. Karınca kararınca birkaç kelam eyledik affola.
Yazmak kazmakla başlar dil madenini...Damarı bulacaksın şakirt, vuracaksın us çekicini. Kıvılcımlar çıkacak zekanın balyozundan...Aydınlanacaksın. Bir babanın taşıdığı ekmek gibi götüreceksin en nadide hazineleri gönül evine, yorgun argın...Ve annenin sinesine alarak yavrusunu, süt verdiği gibi emzireceksin insanlık cevherini.
Evlerde Niye Kitaplık Yok, Yalçıntaş, Yazıcıoğlu, Şairler, Yeni Kitaplar ve Edebiyat Haberleri. Edebiyat Dünyası 213 - Tarih: 05.04.2009. Edebiyatı, pazar günleri Anayurt Gazetesinden takip edin.
Zaten notalar nedir ki? Zamanın eriyerek anlara, anların notalara dönüşmesinden başka. Parmaklar tuşlar üzerinde uçarken saniyelerin dört bir yana saçılmasından başka ne olabilir ki? Bu kadar basit ve doğal. En basite indirgenen doğallık müziğin en saf hali değil mi? Öylesine kolay ki, ha notaları üst üste koyarak göğe
Neden böyle bir başlık attım sizce?
Çünkü Tiyatro denilince akla İzmir, İzmir denilince akla tiyatro gelsin diye..
Nasıl demişti hem; Martı Jonathan zirveyi zorlarken:
“Özgürlüğü kısıtlayan ne varsa kaldırıp atmak gerek”
http://yeniturkcizgiroman.blogspot.com/ dan alınmış, ülkemizdeki çizgi roman sektörünün nasıl batı kültürünün etkisinde kaldığını ve bunun önemli sonuçlarını anlatan deneme.
günümüz toplumunda neden cumhuriyetçiler,tanzimatçılar ya da milli edebiyat döneminde olduğu gibi kaliteli,okunan,geleceğe kalabilen şairler ya da yazarlar neden yetişmiyor.
Yaptığı tablolar üzerine yapılan yorumlarda sanırım en az bu şaheserler kadar okur için hayranlıkla karşılanabilecek gizemli bir içeriğe sahip. Resim, müzik ve edebi yazılar, estetik zevkimizin anlatımında subjektif alandan aldığı mistik bir güçle insanların ilgisini haklı olarak daima üzerine çekmekte. Aralarında bir öncelik belirlemeye çalışmak doğru olur mu
Bir tanem yine aldım elime sazımı ve senin için sana bir parça çalacağım. Sever misin bir tanem eski parçaları, mesela Mıradé Kıné den sana uzun bir hava çalsam. Sesim o kadar güzel değil bir tanem. Ama önemli değil, benden başka kimse duymuyor zaten. Senin resim de konuşmuyor benimle
Halikarnas Balıkçısı’nın izinde gitmeye çalışan bir Anadolu neferi olarak çok mutlu oldum ve umutla doldum.
Herkese tavsiyem, gidin ve izleyin bu muhteşem gösteriyi.
Sonra da Halikarnas Balıkçısı’nın en azından ‘Anadolu’nun Sesi’ kitabını okuyup, kolunuzun altına Homeros’un İlyada’sının Azra Erhat tercümesini sıkıştırıp Troya’ya gidin ve
Bir sanat eseri başkaları değer verdiği için değil, o değeri hak ettiği için değerlidir. Bu eser belki olumsuzluklar içinde vücut bulmuştur. Önemli olan sanatçının emeğinin eser üzerinde kristalize olmasıdır.
Bir tutkudur şiir. Apayrı bir yaşama biçimi…
Hayallerle yaşar insan; köşklerde saraylarda yaşadığı gibi. Yağmur, kar, tabiat, deniz, bazen işkence, bazen mutluluktur insan için. Yüreğinin derinliğindeki duyguların ifadesidir şiir.