Bilgi sakalla ölçülmez. -Moliere |
|
||||||||||
|
Ýmaný tam anlamýyla yaþamayan insanlarýn hayatlarýnda korku duyduklarý onlarca konu vardýr. Bazý kimseler çevrelerindeki insanlardan, bazýlarý doðal felaketlerden, bazýlarý sahip olduklarýný ya da yakýnlarýný yitirmekten korkarlar. Bu kadar çok sayýda korkuyla yaþayan bu kimseler, gerçekte korkmalarý gereken tek varlýk olan Allah’tan korkmazlar. Allah her þeyin tek sahibidir, her olay –doðum ve ölüm de- yalnýzca O’nun dilemesiyledir. "Eðer kesin bir bilgiyle inanýyorsanýz (Allah), göklerin, yerin ve bu ikisi arasýnda bulunanlarýn Rabbidir. O’ndan baþka ilah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiþ atalarýnýzýn da Rabbidir." (Duhan Suresi, 7-8) Göklerde ve yerde tek ilah Allah’týr. Allah’tan baþka hiçbir varlýðýn insana bir zarar vermeye ya da bir yarar saðlamaya gücü yetmez. Mümin bu nedenle, karþýlaþtýðý her zorlukta yalnýzca Rabb’inin yardýmýný ve desteðini umar. Tek güç sahibi olan O’dur ve kendisine yardým edebilecek tek varlýk da O’dur. Korkulmasý, hoþnut edilmesi gereken tek varlýk da yine Allah’týr. Ýnsana verilen en önemli bilinç, Rabb’ine karþý yükümlülükleri olduðu bilincidir. Ýnsan yalnýzca Allah’ýn hoþnutluðunu kazanma sorumluluðunu yerine getirmelidir; toplumdaki kiþilerin takdirine layýk olma peþinde koþmamalýdýr. Çünkü Allah kuluna yeterlidir ve kiþi, "...yol gösterici ve yardýmcý olarak Rabbin yeter." (Furkan Suresi, 31) ayetine göre yaþar. Dinin temelinde Allah’ýn hoþnutluðu vardýr. Samimi inanan insan tüm yaþamýný Rabb’ine adar, O’na tam bir teslimiyetle teslim olur. De ki: "Rabbim gerçekten beni doðru yola iletti, dimdik duran bir dine, Ýbrahim’in hanif (muvahhid) dinine. O, müþriklerden deðildi." De ki: "Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr." (Enam Suresi, 161-162) Yaþamýnýn temelini Allah’ýn hoþnutluðu üzerine kuran insanýn diðer insanlarla iliþkileri de farklý olacaktýr. Kur’an, diðer insanlara nasýl davranýlmasý gerektiðini de haber verir ve kiþi Allah’a duyduðu sorumluluk nedeniyle, adil, merhametli, özverili ve doðru davranýþlar sergiler. Adaklarýný yerine getirirler ve þerri (kötülüðü) yaygýn olan bir günden korkarlar. Kendileri, ona duyduklarý sevgiye raðmen yemeði, yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz size, ancak Allah’ýn yüzü (rýzasý) için yediriyoruz; sizden ne bir karþýlýk istiyoruz, ne bir teþekkür. Çünkü biz, asýk suratlý, zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz. (Ýnsan Suresi, 7-10) Ýnsanlardan yardým umma, yaptýklarý nedeniyle karþýlýk beklentisi içinde olmamasý, mümine çok güçlü ve saðlam karakter özellikleri kazandýrýr. Her ortam ve koþulda, herkesin karþýsýnda Allah’ýn rýzasýna ve buyruklarýna uygun olaný yerine getirir. Kimseden çekinmez, "kýnayýcýnýn kýnamasýndan” korkmaz, karakteri olaylar ve insanlar karþýsýnda deðiþmez; kararlý bir kiþiliði vardýr. Sahip olduklarýnýn Rabb’i tarafýndan kendisine verildiðinin bilincindedir, þýmarmaz. Yitirdiklerini de Rabb’inin geri aldýðýnýn bilincindedir, ümitsizliðe kapýlmaz. Zorluk, kayýp, sýkýntý ve yoksulluk gibi durumlarý da yaratanýn Allah olduðunun, tümünü kendisini eðitmek ve denemek için yarattýðýnýn þuurundadýr. Buna karþýlýk cahiliye toplumu bireyleri, dini "arkalarýnda unutuluvermiþ (önemsiz) bir þey edinmiþ "lerdir. (Hud Suresi, 92) Bu kimseler yalnýzca birbirlerine karþý sorumlu olduklarýný düþünürler. En önemli hedefleri diðer insanlarý hoþnut etmek, diðer insanlarýn beðenisini kazanmak, toplumda iyi bir yer edinmektir. Kesin bilgiyle iman eden, Kur’an’ý yaþayan samimi mümin bütün iþleri Allah’a baðlar. O’nun için, Rabb’i yardým dilenecek, korkulacak tek makamdýr. ’Allah kuluna yeterli deðil mi?’ sorusuna vereceði cevap da kuþkusuz “evet” tir. Allah, kimi hidayete erdirirse, onun için bir saptýrýcý yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan deðil midir?.. De ki: "Gördünüz mü-haber verin; Allah’tan baþka taptýklarýnýz, eðer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O’nun zararýný kaldýrabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O’nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter... (Zümer Suresi, 37-38)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |