Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Bir saatlik yolculuðum sýrasýnda tv izlemeyen yolcularýn aralarýnda yaptýklarý konuþmalara tanýk oluyorum. Elimde okumakta olduðum bir kitap da var ancak yakýnýmda oturanlarýn sohbetlerinin birçoðuna istemeden de olsa kulak misafiri olmamak mümkün olmuyor. Karþý koltukta oturan yaþlýca adam, çay-kahve servisi yapan hostes genç kýzdan, içeceði kahve için daha sýcak su getirmesini istiyor. Genç kýzýn, "tamam getireyim ama yanarsýnýz" uyarýsýna, "yanmayý cehenneme sakladýk" diyerek kahkahayla gülerek cevap veriyor. Yanýnda oturan genç bankacýnýn bu espri çok hoþuna gitmiþ olacak ki "cehenneme sakladýk" diye tekrar ediyor ve birlikte uzun süre gülüþüyorlar. Bir an düþündüm; cennet, cehennem konusunda ne çok espriler yapýlýyor, fýkralar anlatýlýyor, karikatürler çiziliyor. Ýnsan özellikle sonsuz azap mekanýnýn kenarýnda iken de bu konuda espri yapabilir ve bu fýkralara gülebilir mi?.. Arkamda oturan bir kadýn yolcu ise sürekli bir þeylerden yakýnarak, yanýnda oturan eþine de yolculuðu zehir ediyor. Kimi zaman oturduðu koltuktan, kimi zaman üzerine vuran parlak güneþ ýþýðýndan þikayet ediyor. Yolda bir saat önce bir zincirleme trafik kazasý olduðu haberi geliyor. Hostes kýz kazanýn detaylarýný otobüsün koridorunda durup anlatýyor. Çaprazýmdaki koltuklarda oturan iki kadýndan birinin aðzýndan "Allah korusun" cümlesi dökülüyor. Diðer kadýnýn sözleri ise çok ilginç; "þoför dikkatli olmazsa Allah nasýl koruyacak?" diyor. (Rabb’imi tenzih ederim, yüceltirim.) Otobüste ortak konu trafik kazasýndan, son Japonya depremine geliyor. Arkadan birkaç genç kýzýn konuþmalarýný iþitiyorum. Ýçlerinden biri internette izlediði tsunami görüntülerini anlatýyor, ardýndan bir diðeri kýyametten söz ediyor. Ýçimden "güzel" diyorum, insanýn özellikle gençken ölümü hatýrlamasý güzeldir; bunca gaflette yaþayan insan varken. Ancak içlerinden birinin söylediði, "kýyamete gerek yok biz her türlü koparýz" sözü ve yüksek sesle gülüþmeleri o an hissettiðim heyecaný azaltýyor. Birkaç sýra arkada oturan iki kadýnýn ise þehir dýþýna çýkma nedenlerinin, duyduðum kadarýyla Istanbul’dan taþýnan bir arkadaþlarýnýn kabul gününe gitmek olduðunu anlýyorum. Yol boyunca sohbet konularý nerede ne yedikleri, nereden ne kadar alýþveriþ yaptýklarý, tatil için nereye gittikleri/gidecekleri, evlerine hangi yeni eþyalarý aldýklarý... gibi konular oluyor. Hatta bir ara bazý arkadaþlarýnýn kabul gününde ne giymiþ olabileceklerine dair tahminlerde bulunup oldukça eðleniyorlar. Otobüse biner binmez baþladýklarý sohbeti, inerken bitiriyorlar. Ara verdiklerini söylemek sanýrým daha doðru olur. Allah’ýn anýlmadýðý bir ortamda, anýldýðýnda da espriyle ya da konu deðiþtirilerek geçiþtirilen ve boþ konuþmalarla yitirilen bir saat. Bir saat az bir süre gibi düþünülebilir ancak ahirette, "dünyada ne kadar kaldýnýz?" sorusuna verilen "Bir gün ya da bir günün birazý kadar kaldýk..." (Mü’minun Suresi, 113) cevabýný göz ardý etmeyelim. Otobüs halkýndan yola çýkarak toplumda, insanlarý duyarsýzlaþtýran oldukça fazla telkin yerleþmiþ olduðunu görüyoruz. Toplum kurallarýnýn ürettiði çarpýk düþünce, bakýþ açýsý, adet ve tavýrlarýn, hak dinle karþýlaþtýrýnca ne denli büyük bir fark içerdiði çok açýk. Günlük yaþamda bu telkinler sonucu oluþmuþ kurallarýn dýþýna pek çýkýlmýyor. Allah hatýrlanmýyor, zikredilmiyor; din, ölüm, cehennem hafife alýnýyor, konuþmalar, davranýþlar ve üslup, önceden belirlenmiþ kurallara uygun gerçekleþiyor. Ýnsanlarýn davranýþlarýnda Allah’ýn hoþnutluðu deðil, toplumun kýstaslarý gözetiliyor. Birçok insan Yüce Allah’ý, ölümü ve yakýnlýðýný hatýrlatan yüzlerce olaya karþý duyarsýz kalýyor ve tümünün sýradan olaylar olduðunu düþünüyor. Çevrelerindeki her varlýkta Allah’ý hatýrlamak ve O’nun sonsuz gücünü görmek yerine bu kiþiler, kendilerini oyalayacak sýradan günlük iþleri ve konuþmalarý tercih ediyorlar. Gözlerimizi dünyaya açtýðýmýz andan itibaren karþýlaþtýðýmýz her olay, duyduðumuz her söz, muhatap olduðumuz her detay Allah tarafýndan yaratýlýyor. Yaratýlýþ amacýmýz imtihan üzerine kurulu ve her þey, ders çýkarýp öðüt almamýz için. Ýçtiðimiz kahveden dilimizin yanmasý ya da üzerimize güneþ ýþýðýnýn vurarak bizi rahatsýz etmesi gibi ufak görünen detaylar da kaderimiz dahilinde. Ýnsanýn duyduðu ya da yaþadýðý her olay, kusursuz yaratýlmýþ imtihan ortamýnýn birer parçasý. Büyük, orta derecede önemli ya da önemsiz gibi görünen olaylar, kaderde hikmet ve hayýrla yaratýlýyor. Ýnsanlarýn aksilik olarak nitelendirdiði olaylar da hayýr ve hikmet içeriyor. Yaþadýðý olaydan etkilenen kiþinin, “boþver, aldýrma, kafana takma” sözleriyle rahatlatýlmaya çalýþýldýðýna tanýk olmuþsunuzdur. Oysa insan için hiçbir þey boþ deðil. Allah bir görüntü izletiyorsa mutlaka bir nedeni vardýr. O halde insanýn yaþadýðý olayla ilgili, “Allah, yaptýðým hangi davranýþýn karþýlýðý olarak bunu benim için yarattý” ya da “bu olay karþýsýnda Allah benden nasýl bir davranýþ göstermemi istiyor?” diye düþünmesi ve davranýþlarýný düzeltmesi gereði ortaya çýkýyor. Kemikleþmiþ kurallar nedeniyle insanlarýn çoðu, dünyaya Allah’a kulluk etmek için geldiklerinin, tek kurtuluþun O’nun hoþnutluðu olduðunun þuurunda olmuyor. Kaldý ki bu kurallar sadece içinde yaþadýðýmýz döneme ve topluma ait deðil. Mantýðý ayný olduðu için, her zaman diliminde ve her toplumda benzer þekilde yaþanýyor. Bu mantýk, Kur’an’da bildirildiði gibi, "(Allah’ý) arkalarýnda unutuluvermiþ (önemsiz) bir þey edinmiþ" (Hud Suresi, 92) olmanýn bir sonucu. (Rabb’imi tenzih eder, yüceltirim) Adeta büyülenmiþ gibi bir yaþam sürmeye neden olan bu gaflet halinden kurtulmanýn yolu ise oldukça kolay. Samimi bir niyetle, bize can veren, dünyayý bizim yaþamýmýz için en uygun þekilde hazýrlayan, bizi rýzýklandýran, bizi yaþatan ve öldürecek olan Yüce Allah’a sarýlmak. ... Allah’a sarýlýn, sizin Mevlanýz O’dur. Ýþte, ne güzel Mevla ve ne güzel yardýmcý. (Hac Suresi, 78)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |