PKK, “Kürt milliyetçisi gerilla örgütü” gibi gösterilmeye çalýþýlsa da gerçekte Marksist- Leninist bir örgüttür. Kuruluþ kongresinde yer alan ve örgütün internet sitesinde dikkati çeken bazý ifadeler, PKK’nýn Marksizm’e olan güçlü baðlýlýðýný açýk bir þekilde ortaya koyar:

“Marksist-Leninist teori çok iyi özümsenmelidir. Önder kadrolar sýk sýk Marksizm’e müracaat etmeli, Marksizm’in uygulanmasýný baþlangýç þekli yapmak için bu öðretiyi gerçekten özümsemeliler. ... Biz sosyalizmi siyasal sorunun çözümlenmesinde daha çok bir eylem kýlavuzu olarak ele alacaðýz. Mutlaka böyle bir öðretinin temsilcisi olarak, böyle bir öðretinin savunucusu olarak, bunun en önemli koþulu olarak bulunulan ülkenin siyasal iktidar meselesine uygulayarak, mevcut iktidarý parçalamada bir araç olarak, bir eylem kýlavuzu olarak kullanarak üzerimize düþeni yapacaðýz.”

Komünist hareketin engellenemediði ülkelerde bugüne kadar bölünmeler gerçekleþmiþtir. Birçok örneði olan bu bölünmelerde etnik unsurlar etken olmamýþ, yalnýzca komünist ideoloji rol oynamýþtýr.

Komünizm, 20. yüzyýla damgasýný vurmuþ, insanlýða zulüm, kan, gözyaþý ve acýlar yaþatmýþ bir ideolojidir. Geçtiðimiz yüzyýlda 120 milyon insan komünizm nedeniyle öldürülmüþtür. Dahasý, hayatýný yitiren bu insanlar savaþta ölen askerler deðil, komünist devletlerin kendi sivil halklarýdýr.

Ölenler dýþýnda, komünist rejimlerce hak ve özgürlükleri ellerinden alýnan, göç etmeye zorlanan, bilinçli ve sistemli olarak kýtlýk çektirilen, hapsedilen, çalýþma kamplarýnda köle gibi kullanýlan on milyonlarca insan olmuþtur. Korku içinde yaþayan milyonlarca insaný da ilave edersek, bu soðuk, katý ideolojinin insanlýða verdiði zararýn boyutlarýný görebiliriz. PKK’nýn ülkemizin doðusunda öngördüðü korku yapýlanmasý da budur.

PKK Atesittir

Marksizm ve Leninizm’in kökeninde terör vardýr. Hedefe ancak þiddet ve terörle ulaþýlabilir. PKK, son dönemde komünist-Marksist kimliði deþifre olunca paniðe kapýldý. Örtbas edebilmek amacýyla yeni stratejisi gereði ‘din’i kullanarak, dindar doðu halkýný kendi tarafýna çekmeye gayret etti. Marksist- Leninist- ateist çizgideki örgüt, bu tür bazý taktiklerle hem halk arasýnda, hem de kendi içinde farklý bir propaganda yöntemi geliþtirmeye çalýþtý. Ancak bu hiç de inandýrýcý olmadý. Ýþte bugün bu paniðin yansýmasýna tanýk oluyoruz

PKK ateisttir. Din ahlakýna ve din ahlakýnýn insanlara getireceði güzelliklere düþmandýr. Küçük yaþlardan itibaren dine düþman olarak eðitilen, vicdaný körelen örgüt üyeleri, devletimiz ve halkýmýz açýsýndan büyük bir tehdittir.

PKK, genç beyinlere öncelikle diyalektik materyalizm ve bu felsefenin kaynaðý olan Darwinizm eðitimi vermektedir. Bu yüzden yurt çapýnda anti-Darwinist, anti-materyalist, anti-komünist çok güçlü bir fikir propagandasý zorunludur.

Doðudaki vatandaþlarýmýz dindardýr. Bu topraklarda yaþayan güzel ahlaklý insanlarý, materyalist, ateist ve Ýslam karþýtý PKK’dan korumalý ve onlara destek olunmalýdýr.

PKK’ya çözüm, hamasi nutuklar ve sloganlar atmak deðil, Darwinizm’in ve materyalizmin çökertilmesidir; fikir mücadelesidir.

Fikir Mücadelesi Nasýl Olacak?

Terörle mücadele konusunda anti-komünist ve anti-Darwinist propagandanýn toplum genelinde de önemi fark edilmiþ ve ortak bir kamuoyu oluþmuþtur. Baþlangýç olarak bu geliþme oldukça sevindiricidir. Bundan sonra yapýlacak olan ise somut adýmlar atýlmasýdýr. Bu konuda çeþitli kurumlara da sorumluluklar düþmektedir.

Devlet, komünizm, materyalizm ve Darwinizm’e karþý halkýn bilinçlenmesini saðlayacak politikalar oluþturabilir. Konuyla ilgili donanýmlý olan sivil toplum kuruluþlarýnýn desteðini alabilir.

Yazýlý ve görsel medya kardeþlik, sevgi, merhamet ve inanç birliði yönünde yayýnlar yapabilir.

Yapýlacak olan mücadele kararlý ve sürekli olursa, umut edilen sonucu hýzlandýracaktýr. Bu fikir mücadelesi, PKK’nýn fikri dayanaðýný yok ederek, Allah’ýn dilemesiyle terör fitnesinin beynini daðýtacaktýr. Örgütün ideolojisi ortadan kalktýðýnda kendisine sempatizan ve yandaþ bulamayacak, böylece faaliyette de bulunamayacaktýr.

"Kürdün Kürtten Baþka Dostu Yoktur" Sözü Sinsi Bir Oyundur

Güneydoðu’daki kardeþlerimiz üzerinde sinsi bir oyun oynanýyor. “Bir arada yaþayamayýz”, “Kürdün Kürtten baþka dostu yoktur” fitnesi yayýlmaya çalýþýlýyor. Oysa hepimiz birbirimize Allah’ýn emanetiyiz. Kürtler de, Lazlar da, Çerkezler de; tek bir milletiz.

Hepimiz dostlar ve kardeþler olarak bu memlekette yaþayan insanlarýz ve çok güzel bir görevle; Ýslam Birliði’yle görevliyiz.

Bu oynanan oyun ve yaþananlar nedeniyle gerilime düþülmemeli. kimse paniðe kapýlmamalý. Yazýlý ve görsel medya, sürekli bir gerilim üslubundan kaçýnmalý. Þu an ortamý karmaþaya sürüklemek, insanlarý paniðe kaptýrmaya çalýþýyorlar. Bu geçici bir oyun. Bu gibi olaylarda soðukkanlýlýðý korumak çok önemli.

Bizler terör örgütü mensuplarý ile terör maðduru insanlarý çok iyi ayýrt etmeliyiz. Doðulu vatandaþlarýmýzý þefkatle koruyup kollamak güzel ahlakýn gereði. Aksi ise terör örgütünün ekmeðine yað sürmek olur. Kürt vatandaþlarýmýzla diðer vatandaþlarýmýzý düþman etmeye yönelik oynanan oyuna gelmeyelim. Kin, nefret ve öfkeyi hakim kýlmayý amaçlayanlarýn sinsi oyununu dostluk, kardeþlik, birlik, sevgi, saygýyý ve güzel ahlaký yaygýnlaþtýrarak bozalým.

Samimiyetle dini yaþayan kürt kökenli vatandaþlarýmýzý kendileri gibi saptýrarak, Allah`ý, peygamberleri, kitaplarý, ahireti inkara sürüklemeye çalýþan bu kirli örgütü Allah`ýn dilemesiyle bölgeden söküp atalým.


Fuat Türker