Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü |
|
||||||||||
|
Ýnsan Allah’ýn yarattýklarý arasýnda þuura sahip olan, doðruyu ve yanlýþý ayýrt edebilen bir varlýktýr. Yüce Allah’ýn varlýk delillerini, Allah’ýn üstün/sonsuz gücünü, evrendeki hakimiyetini ve dünya hayatýnýn gerçek yüzünü kavrayabilecek yetenektedir. Dolayýsýyla da yeryüzünde bulunuþ amacýnýn yalnýzca Rabb’ine kulluk ve ibadet etmek, O’nun hoþnutluðunu kazanmak olduðunun bilincindedir. Yaþamýn ve ölümün yaratýlma nedenini sonsuz Yaratýcý Allah "O, amel (davranýþ ve eylem) bakýmýndan hanginizin daha iyi (ve güzel) olacaðýný denemek için ölümü ve hayatý yarattý..." (Mülk Suresi, 2) ayetiyle Kuran’da bildirir. Ýnsan dünyada kendisi için belirlenmiþ olan yaþamý süresince bu konuda imtihan olur. Ýnsanýn "ben iman ettim" demesi yeterli deðildir. Kiþi, Allah’a olan imaný, baðlýlýðý, kararlýlýðý ve sabrý, özel olarak yaratýlan olaylarla sýnanýr. Allah’a kulluk, yaþamý Allah korkusu ve O’nun hoþnutluðu üzerine inþa etmektir ve "…Þüphesiz benim namazým, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ýndýr." (Enam Suresi, 162) ayetiyle dikkat çekildiði üzere insanýn tüm yaþamýný kapsar. Vicdanlý ve samimi bir insanýn yapmasý gereken, yaratýlýþ amacýný düþünmesi, ayetle emredildiði üzere tüm yaþamýný Yüce Rabbimiz’in bildirdiði þekilde ve O’nun sýnýrlarýný koruyarak geçirmeye çalýþmasýdýr. Yüce Allah’ýn akýl vererek nimetlendirdiði insanýn dünyada bulunma amacýnýn, sadece iyi bir iþ sahibi olmak, iyi bir kariyer yapmak, bir aileye sahip olmak ve mal-mülk edinmek olmadýðý açýktýr. Bunlarýn hepsi Allah’ýn verdiði nimetlerdir ancak insanýn asýl hedefi olabilecek konular deðildir; bu istekler yalnýzca insanýn Allah’ýn hoþnutluðunu kazanabilmesi için birer araç olabilir. Dolayýsýyla insanýn ölümü, yapayalnýz Allah huzurunda sorgulanacaðýný, cennet ve cehennemi unutarak yalnýzca dünyevi çýkarlar peþinde olmasý hatalýdýr. Herþeye gücü yeten Yüce Allah Kuran’da, yaratýlýþýn gerçek amacýnýn oyun ve oyalanma olmadýðýný tüm insanlara haber verir: “Biz, bir ’oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göðü, yeri ve ikisi arasýnda bulunanlarý yaratmadýk. Eðer bir ’oyun ve oyalanma’ edinmek isteseydik, bunu, Kendi Katýmýzdan edinirdik. Yapacak olsaydýk, böyle yapardýk.” (Enbiya Suresi, 16-17) Ancak insanýn apaçýk düþmaný þeytan insana imaný yaþamayý zor ve sýkýntýlý gösterir. Oysa Yüce Allah samimi kullarýna imaný sevdirmekte ve onlarý karanlýklardan Kendi dosdoðru, aydýnlýk yoluna iletmektedir. Bu gerçek Kuran’da, “…Allah size imaný sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kýldý ve size inkârý, fýský ve isyaný çirkin gösterdi. Ýþte onlar, doðru yolu bulmuþ (irþad) olanlardýr.” (Hucurat Suresi, 7) ayetiyle bildirilir. Dolayýsýyla sinsi karakterli þeytan, Allah’a kullukta samimi çaba içinde olan müminleri verdiði telkinlerle kandýramaz, yaþadýklarý aydýnlýktan kendi bataklýðýna çekemez. Gerçek sýkýntý ve eziyet, “…Kim Allah’a ortak koþarsa, sanki o gökten düþmüþ de onu bir kuþ kapývermiþ veya rüzgar onu ýssýz bir yere sürükleyip atmýþ gibidir.” (Hac Suresi, 31) ayetiyle bildirildiði üzere, þirktedir. Sahte ilahlarýný terk ederek Allah’a yönelen bir insan, boþlukta sürüklenmekten kurtulur, tek gerçek ilah olan Allah’a sýðýnarak, yalnýz O’na kulluk ederek huzur ve güven içinde yaþar. Þirkin karanlýklarýndan –Allah’ýn dilemesiyle- nura çýkar. Oysa onlar, dini yalnýzca O’na halis kýlan hanifler (Allah’ý birleyenler) olarak sadece Allah’a kulluk etmek, namazý dosdoðru kýlmak ve zekatý vermekten baþkasýyla emrolunmadýlar. Ýþte en doðru (dimdik ve sapasaðlam) din budur. (Beyyine Suresi, 5) Þirk, yalnýz birtakým eþya ya da putlara tapmakla sýnýrlý deðildir. Allah’tan baþka varlýklardan yardým beklemek, onlarýn hoþnutluðunu aramak ve Allah dýþýnda baþka bir varlýðýn rýzasýný Allah rýzasýna tercih etmek; bunlarýn tümü, Allah’tan baþka ilah edinmektir ve þirktir. Ýnsanýn kendisini bu durumdan uzak/müstaðni görmesi büyük hatadýr. Hýrsla dünyevi hedeflere yönelen insanýn, þuurunda olmadýðý bir baþka gerçek daha vardýr. Dünya hayatýnda kulluk ettiði onlarca putu býrakýp yalnýzca Allah’a kulluk etmediði sürece asla gerçek huzuru bulamayacaktýr. Çünkü insanýn nefsi sýnýr tanýmaz ve bitmek tükenmek bilmez tutkulara sahiptir. Bencil tutkularýnýn tatmini için yaþayan kiþi, herþeye sahip olsa da, nefsi asla tatmin olmaz. Sahip olduðu herþey daha da tatminsiz olmasýna yol açar; çünkü hepsinin daha iyisi ve daha kusursuzu vardýr. Sürekli bir baþka tutkunun peþinde koþan kiþinin, her yeni elde ettiði þey de kibrini ve büyüklenmesini artýracaktýr. Bu kadar azgýnlaþan birinin huzur içinde mutlu bir yaþamý elbette ki olmayacaktýr. Ýnsanlarýn dünyada özlemini duyduklarý huzur, mutluluk ve nimetler içinde yaþayabilmelerinin tek yolu, yalnýzca Allah’a kulluk etme bilincini/sorumluluðunu taþýmalarýdýr. Bu gerçek unutulduðunda ise, ahlaki dejenerasyon, insan iliþkilerindeki yozlaþma, çýkar ve beklentilere dayalý iliþkiler, güçlünün zayýfý ezmesi, acýmasýzlýk, zalimlik, sahtekarlýk, düþmanlýða hayat sahasý açýlýr. Allah’ýn buyruklarýnýn terk edilip, insanlarýn kendi hevalarýna uymalarý, insanlýðý ciddi dejenerasyona sürükler. "Eðer hak, onlarýn heva (istek ve tutku)larýna uyacak olsaydý hiç tartýþmasýz, gökler, yer ve bunlarýn içinde olan herkes (ve herþey) bozulmaya uðrardý. Hayýr, Biz onlara kendi þan ve þeref (zikir)lerini getirmiþ bulunuyoruz, fakat onlar kendi zikirlerinden yüz çeviriyorlar. " (Müminun Suresi, 71) Bu þuurla, yaþamlarýný Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak doðrultusunda sürdüren insanlar, dünyayý bencil tutkularýný gerçekleþtirebilecekleri bir mekân olarak görmezler. Nefislerini tatmin etme gibi bir hýrs içinde olmaz; Allah’a gereði gibi kulluk etme konusunda samimi istek taþýrlar. Ölümün yakýnlýðýný, cennet ve cehennemi tefekkür ederler… Allah’ýn gizlinin gizlisini bildiðinden ve yaptýklarýndan haberi olduðunun farkýndadýrlar ve bu nedenle davranýþlarýnýn her zaman Kuran ahlakýna uygun olmasýna titizlik gösterirler. "Ben, yalnýzca Allah’a kulluk etmek ve O’na ortak koþmamakla emrolundum. Ben ancak O’na davet ederim ve son dönüþüm O’nadýr." (Ra’d Suresi, 36)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |