Dengeli bir rejimde yemeðin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz |
|
||||||||||
|
Güven, eve iyice yaklaþmýþtý. Son bir kez daha, cebindeki silahýn dolu olup olmadýðýný kontrol etti. Giydiði eldivenler, sadece soðuktan korunmak amaçlý deðildi. Saatine baktý. Birden, bu mevsimde olmamasý gereken bir ses duydu: inek çanlarý. Buraya sadece yazlarý geldiði için, bu sesleri her zaman duyardý. O yüzden, beyninin ona oyun oynadýðýný sanýyordu, ama yine de tedirgin olmuþtu. Ýstemeden adýmlarýný yavaþlattý. Evin bulunduðu otlaða yaklaþtýkça, çan sesleri artýyordu. Oraya ulaþtýðýnda, gözlerine inanamadý. Üzeri karla kaplý otlakta, gerçekten de inekler vardý. Durdu ve gözlerini ovdu. Her ne kadar inanýlmaz da görünse, inekler oradaydýlar. Önce devam etmek istemedi, ama sonra, yapmýþ olduðu planý ve kazanacaðý parayý hatýrlayarak yürümeye devam etti. Ýçi rahat deðildi, fakat para hýrsý baskýn gelmiþti. Çatýsýnda birikmiþ kar ve kenarlardan sarkan buzlarýn dýþýnda, ev herzamanki gibi görünüyordu. Korkmasýna raðmen, planýný uygulamayý iyice kafasýna koymuþtu. Bu düþünceyle, kapýya yöneldi. Kolu bastýrdýðýnda açýlmasýna þaþýrdý. Osman’a, kilitlemesini tembih etmiþti. Ýçeri girdi ve koltuklardan birinde oturan bir adam gördü. Bu Osman deðildi. Onun, Osman’ýn arkadaþlarýndan biri olduðunu umarak, “Siz kimsiniz?”, diye sordu. “Ben bu evin sahibiyim. Normalde bu mevsimde hiç misafir beklemem, ama siz bu kýþ ikinci kiþi oluyorsunuz.”. “Siz ne demek istiyorsunuz? Burasý benim aileme ait.” “Hmm... ne tesadüf! Belki yazlarý öyledir, ama kýþýn da burasý bana ait.” “Hayýr, bu ev her mevsim aileme aittir.” “Açýk konuþmak gerekirse, ben de bu ailenin bir parçasýyým. Sadece öleli bayaðý uzun bir zaman oldu.” “Çok komik.” “Komik olan fýkralardýr, oysa ben fýkra anlattýðýmý hatýrlamýyorum. 1925 yýlýnda, birkaç cinayet iþledikten sonra, kaçarak buraya saklanmýþtým. Jandarma izimi buldu ve beni tam burada kýstýrýp vurdu. O zamandan beri, her kýþý burada geçirmek üzere lanetlendim. Yaptýklarýmýn karþýlýðýnda çok aðýr bir ceza bu. Bu virane yerde, ölüm ile yaþam arasýnda kalmak nasýl bir þeydir bilir misiniz?” Güven herþeyi anlamýþtý. Kaçýðýn teki, büyükbabasýnýn hikayesini duymuþtu ve ona bir oyun oynuyordu. “Osman nerede? Ona ne yaptýnýz?”, diye sordu. “Þey... bu da baþka bir hikaye. Anlattýklarýmý duydunuz. Aldýðým cezanýn pek hoþuma gitmediðini tahmin edebiliyorsunuzdur. Nihayet, bundan kurtulmanýn bir yolunu buldum.” “Bunun Osman’la ne ilgisi var?” “Bunu size, yemek sýrasýnda anlatýrým.” “Ben aç deðilim.” Sözde ev sahibi Güven’e kýzdý: “Aç olup olmadýðýnýz umurumda bile deðil. Önünüze ne koyarsam yiyeceksiniz.” Biraz korkmuþ olan Güven “Tamam”, dedi. Aslýnda açtý ve bir þeyler yemek, fena olmazdý. Kaçýk olduðunu düþündüðü adam yan odaya geçti ve elinde bir tabakla geri döndü. Üzerindeki þeyin ne olduðunu anlayamadý. “Nedir bu?”, diye sordu. “Bu, arkadaþýnýzýn karaciðeri.” Güven kulaklarýna inanamýyordu. “Ne? Çýldýrdýnýz mý siz? Ona ne yaptýnýz?”. “Sizin de yapmayý düþündüðünüz þeyi yaptým. Onu öldürdüm.” Güven silahýný çekerek emniyetini açtý ve adama niþan aldý. “Uzak durun benden, yoksa ateþ ederim!” “Ýsterseniz deneyin.”, dedi adam ve elindeki tabakla Güven’in üzerine doðru yürüdü. “Sizi uyarýyorum! Yaklaþmayýn bana!”, diye baðýrdý, ama sözleri adama ulaþmýyordu. Çünkü o, hala ona doðru geliyordu. Güven korkuyla tetiði çekti, fakat kurþun adama deðil, arkasýnda bulunan ahþap duvara isabet etti. “Gördünüz mü? Hiçbir iþe yaramadý. Beni öldüremezsiniz. Ben zaten ölüyüm.” Adam, daha doðrusu hayalet, Güven’e öyle bir güçle vurdu ki, onu odanýn diðer köþesine fýrlattý. Doðrulmaya çalýþtý, ama baþaramadý. Hareket edemiyordu. Yanýna gelerek, Osman’ýn karaciðerini eline alýp, aðzýna týktý, ama Güven, zorla yuttuktan hemen sonra tekrar dýþarý kustu. “Ne oldu? Yemeðin tadýný beðenmedin mi? Yazýk. Açýklamama izin verin. Cezamdan kurtulmak için, birkaç suçluyu cehenneme göndermek zorundayým. Arkadaþýnýz zaten orada. Kýsa bir süre sonra, siz de onun yanýna gideceksiniz.” “Durun, bekleyin! Osman’ýn ölmesi, sizin kurtuluþunuz için yeterli deðil mi?” “Malesef hayýr. En az üç kötü insaný öldürmem gerekiyor.” “Hayýr, hayýr... beni öldürmeyin!”, diye yalvardý Güven. “Canýnýzý baðýþlayabilirim, ama bunun için bana bir þeyler vermeniz gerekir.”, dedi. Biraz düþündükten sona, “Tamam. Saatinizi çok beðendim. Onu verin bana.” Güven, kolundaki saati çýkardý ve ona uzattý. “Alýn. Bu saat, el yapýmý, paha biçilmez bir parçadýr.” “Biliyorum.”, dedi hayalet ve saati aldý. “Ha, bu arada, silahýnýzý da alacaðým. Þimdi defolup gidin buradan ve bir daha geri dönmeyin.” Güven ayaða kalktý ve evin önünde otlayan ineklerin arasýndan koþarak uzaklaþtý. Aradan aylar geçti ve bir bahar günü, Güven’in evinin kapýsý çaldý. Kapýyý açtýðýnda, karþýsýnda Osman’ýn karýsý Serap’ý gördü. “Merhaba Serap.” “Jandarma onun cesedini buldu.” “Kimin cesedini?”, diye sordu Güven. “Kocamýn cesedini. Dað evinde öldürülmüþ. Sendeki silahýn aynýsýyla vurulmuþ.” Güven, tedirgin bir sesle, “Bendeki silah mý? Ýyi de, ondan sadece bende yok ki. ” “Doðru, ama Jandarma bir de saat bulmuþ. Senin saatini. Onu sen öldürdün!” “Dur, bekle. Bu doðru deðil. Onu ben öldürmedim, ama kimin öldürdüðünü biliyorum.” “Öyle mi? Peki, kim öldürmüþ onu?” “Söylediklerime inanmayacaksýn, ama hepsi gerçek.” “Kim öldürdü?”, diye sordu Serap ve çantasýndan çýkardýðý silahý Güven’e doðrulttu. Güven korkuyla, “Onunla ne yapacaksýn?” , diye sordu. “Cevap ver!”, diye baðýrdý Serap. “Þey, onu öldüren bir hayaletti.” “Daha iyi bir bahane uyduramadýn mý?”, dedi Serap ve tetiði çekerek, Güven’i iki kaþýnýn ortasýndan vurdu. Sonra silahýn namlusunu kendi aðzýna sokup, bir kez daha ateþledi. Çok uzakta bir dað evinde, bir hayalet, onu özgür kýlan zekasýna hayranlýk duyuyordu ve 83 yýl süren esaretten kurtulduðu için çok mutluydu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Güngör Demir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |