..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Güngör Demir




23 Þubat 2011
Yolcu  
Güngör Demir
Sýradan bir gece, fakat durakta bekleyen taksiye binen müþteri öyle deðil.


:AGCB:
Adam, taksisinde oturmuþ, loþ iç aydýnlatmanýn ýþýðý altýnda, elindeki gazetesini okumaya çalýþýyordu. Her ne kadar, satýrlarý seçmekte zorlanýyor olsa da, yapacak bir þey yoktu. Bir þekilde oyalanmak zorundaydý. Tren garýnýn karþýsýndaki taksi duraðýnda bekliyordu. Son yolcusunu, iki saat önce götürmüþtü. Duraða döndüðünden beri bir buçuk saat geçmiþti. Vakit, gece yarýsýna yaklaþýyordu. Çýkýp biraz hava almak istedi. Kapý koluna uzandýðýnda, arkadan bir ses:
“Acele hareket edelim.”, dedi.
Adam baþýný çevirip baktý ve gözleriye sesin sahibini aradý, ama kimseyi göremedi. Þaþkýn bir þekilde önüne döndü ve kendi kendine düþündü: ‘Bir þey de içmedim ki. Çalýþýrken zaten alkol alamam. Uyuþturucu falan kullandýðým da yok. Belki de birileri bana oyun oynuyordur.’ Bir þaka kurbaný olduðuna ikna olarak, elini tekrar kapý koluna uzattý. Birden, tüm vücudunu saran büyük bir acý hissetti. Yine o sesi duydu. Bir an önce hareket etmesi gerektiðini, aksi halde daha büyük bir acý duyacaðýný söylüyordu. Adam iyice þaþýrmýþtý. Aklýný mý kaçýrýyordu yoksa? Kesinlikle temiz hava almaya ihtiyacý vardý. Elini tekrar kapý koluna götürdü. Ayný ses, bu kez daha kararlý ve kýzgýn bir tonla:
“Sanýrým, size görevinizi hatýrlatmama gerek yok. Seni gerizekalý adam! Hemen þimdi hareket etmezsen, vücudundaki uzuvlarýný birer birer parçalara ayýrmak zorunda kalacaðým!”
Adam, baþýný sallayarak, elini kapý kolundan çekti. Ciddi ciddi akýl saðlýðýndan endiþe duymaya baþlamýþtý. Kendini, bu sesin olmadýðýna dair ikna etmeye çalýþtý. Duyduðu acý da, beyninin ona oynamýþ olduðu bir oyundu. Var olmayan bir þey, ona zarar veremezdi.
Kapýyý açtýðýnda, acýyla haykýrmaya baþladý.
Sol elini havaya kaldýrarak baktý. Küçük parmaðý artýk yerinde yoktu. Yaradan fýþkýran kan, beyaz gömleðini kýrmýzýya boyamýþtý. Bu nasýl olabilirdi?
Panik içerisinde; ‘Kahretsin! Hemen bir Doktor bulmalýyým’, diye düþündü. Tam, kapýyý tekrar açmaya yeltenirken, ses yine konuþtu:
“Umarým, söylediklerimde ne kadar ciddi olduðumu anlamýþsýndýr. Merak etme. araba kullanmak için gerekli olan organlarýna zarar vermeyeceðim! Bu arada, araç kullanmaktan bahsetmiþken, eðer þimdi hareket edersen, acýlarýn son bulacaktýr. Bunu bir düþün, ama çok uzun sürmesin. Bu taksi’yi kullanmak için ayak parmaklarýna ihtiyacýn olmadýðýýný hatýrlatmak isterim. Öyle deðil mi?”
Adam, acýlar içerisinde aracý çalýþtýrdý ve hareket etti. Sokaklar terk edilmiþ gibiydi. Karanlýkta ilerlerken, sesin doðru söylediðini anladý. Acýsý bir anda yok olmuþtu. Az önce yaþadýklarýna iliþkin mantýklý bir açýklama bulmaya çalýþýyordu, ama bir süre sonra bundan vazgeçti. Bugüne kadar, görünmez bir varlýðýn, bir insanýn parmaðýný kopardýðýný hiç duymamýþtý. Böyle þeyler sadece korku filmlerinde olurdu. Baþýna gelenler, doða üstü güçlerle ilgiliydi. Acaba bu sesle konuþabilir miyim diye düþündü. Ürkek bir þekilde:
“Nereye gideceðiz?”, diye sordu. Sesi o kadar titremiþti ki, kendisi bile korktu. Bir zamanlar küçük parmaðýnýn olduðu yere baktý. Kanama durmuþtu. Ses cevap verdi:
“Daha hýzlý gitmeni istiyorum!”
Adam farkýnda olmadan : “Ýyi de hangi cehenneme gideceðiz?”, diye baðýrdý.
Cevap gelmedi.
Kýzgýnlýkla gaza bastý ve otoyola yöneldi. Bir süre sonra, aracýn ibresi, saatte 200 kilometreyi gösteriyordu. Ses, konuþtu:
“Ýlerideki ilk sapaktan dönüp, otoyoldan çýkalým.”
Adam; “Ama o yol arka mahalleye gidiyor. Oranýn sokaklarý bu saatte pek tekin deðildir.”, dedi kekeleyerek. Soðuk soðuk terlemeye baþlamýþtý.
Ses; “Camlarý aç. Duyduðun korkunun pis kokusu midemi bulandýrýyor.”, dedi.
Adam itaat etti. Saçlarý, içeri süzülen serin rüzgarýn etkisiyle dalgalanýyordu.
- o -
Yerleþim bölgesine yaklaþtýðý için frene basarak, hýzýný saatte 80 kilometreye düþürdü. Birden, gömleðinin sol kolu alev aldý ve yanmaya baþladý.
“Sana yavaþlamaný söyledim mi ben?”, diye çýkýþtý ses.
Korkuyla titreyen adam, tekrar gaza basarak hýzlandý. Bir yandan da, koluna vura vura alevleri söndürdü. Bütün acýsý, geldiði gibi, yine bir anda yok olup gitmiþti.
Önüne çýkan kedinin üzerinden geçerken çýkan sesler, gözlerini kýsmasýna neden oldu. Arkadaki görünmeyen varlýk, kahkahalarla gülüyordu.
Kabus henüz sona ermemiþti, hatta daha yeni baþlýyordu. Yolun yaklaþýk üç yüz metre ilerisinde bir grup insan belirdi. Adam, dehþetle kornaya bastý ama hiçbir ses çýkmadý. Arka koltuktaki kahkaha, yerini sinsi ve sadist bir kýkýrdamaya býraktý.
Adam, ayaðýný gazdan çekti ve frene bastý. Vücudunu saran acýyla sarsýldý, ama araç zerre kadar yavaþlamadý. Bu da yetmez gibi, farlar da söndü. Artýk her yer karanlýða bürünmüþtü. Gecenin içerisinde, sessizce süzülen bir hayalet arabanýn þoförüydü artýk. Saatte 200 kilometre hýzla, alkolün de etkisiyle çakýrkeyif olmuþ kalabalýða yaklaþýyordu. Korkunun tetiklemesiyle had safhaya ulaþan ter üretimi, onu sýrýlsýklam etmiþti. Yönünü deðiþtirmeliydi. Hayatýna mal olmadan ve yoldaki insanlara çarpýp, ortalýðý kan gölüne döndürmeden, bu durumdan kurtulmalýydý. Grubun sað tarafýnda, boþ bir arazi vardý. Yoldan yaklaþýk 1 metre daha aþaðýda kalýyordu, ama yapacak bir þey yoktu. Ýçinden dua ederek el frenini çekti. Araba bu harekete cevap verdi. Kendi etrafýnda dönerek, boþ araziye doðru kaymaya baþladý. Tekerleklerden çýkan ses, kulaklarý saðýr ediyordu. Ýnsanlarýn hemen yanýndan araziye doðru uçarken, aracýn sol arka köþesi, onlardan birine çarptý. Havalanan kurban, hýzla asfaltýn üzerine düþtü. Çýkan çatýrtý sesleri, hiç iyiye iþaret deðildi. Araziye çarpan araç, birkaç takla attýktan sonra, yine dört tekerlek üzerine düþerek, sanki hiçbir þey olmamýþ gibi, tekrar yola girdi. Bayýlmýþ olan adam, acýyla inleyerek ayýldý. Yüzü kan içerisindeydi. Sað kolu, dirseðinden kýrýlarak ters dönmüþtü. Daha önce olduðu gibi, acýsý yine bir anda yok olup gitmiþti. Arkadaki ses konuþmaya baþladý:
“Bu da neydi böyle? Buna gerek var mýydý? Yoldaki o grubun içerisinden geçmeliydin! Neden yapmadýn bunu?”
Araç yalpalamaya baþlayýnca, adam iki eliyle direksiyonu kavradý, ama yoldan geçen geyikten kaçamadý ve ona çarptý.
Görünmeyen ses:
“Bu gece, menüde geyik var demek!”, dedi ve iðrenç bir neþeyle kýkýrdadý.
Motor kaputu kana bulanmýþtý. Onun dýþýnda, ciddi bir hasar görünmüyordu.
Yarým saat süren sessizlik sonunda, adamýn gözü benzin ibresine iliþti:
“Çok az benzinimiz kaldý.”, dedi, ama arka koltuktan bir tepki gelmedi.
Gün aðarmaya baþlamýþtý.
Bir süre daha geçtikten sonra, adam, ‘Acaba her þey sona mý erdi?’, diye düþündü. Yavþça frene bastý.
Araç yavaþladý.
Frene basmaya devam etti ve araç sonunda durdu.
Ne acý hissetti, ne de bir ses duydu. Derin bir iç çekerek, koltuðuna gömüldü. Yaþadýklarý onu çok yormuþtu. Çok geçmeden uykuya daldý.
- o -
Uyandýðýnda, hava aydýnlanmýþtý. Güneþ yüzüne vuruyordu. Gözlerini kýsarak, nerede olduðunu ve buraya nasýl geldiðini anlamaya çalýþtý.
Geceyle ilgli anýlarý, yavaþ yavaþ beliriyordu. Sol eline baktý. Parmaðý hala yoktu. Demek ki yaþadýklarý, uyurken gördüðü bir kabustan ibaret deðildi. Oysa ne kadar çok isterdi öyle olmasýný. Ne yapacaðýna karar vermeye çalýþýyordu. Bakýþlarý benzin göstergesine kaydý. Eðer eve dönecekse, benzin almalýydý. Aracý çalýþtýrdý ve yola çýktý. Bu bölgeyi çok fazla tanýmýyordu, ama yine de yakýnlarda bir benzinliðin olduðunu anýmsýyordu. Birkaç dakika sonunda levhasýný gördü. Adam, hala tam olarak kendine gelememiþti. Nasýl göründüðü konusunda hiçbir fikri yoktu. Yüzü ve elleri kanla kaplýydý. Gömleðinin rengi artýk kýrmýzýya dönmüþtü. Sol kolu yanmýþ, elinin küçük parmaðý kopmuþ, sað kolu da dirseðinden kýrýlmýþtý. Benzinliðe ulaþtýðýnda durdu ve araçtan indi.
Kendisine þaþkýn þaþkýn bakan görevliye: “Dolsun.”, dedi ve markete yöneldi.
Acýkmýþtý. Ýyi bir kahvaltýya ihtiyacý vardý. Saat, üçü gösteriyordu.
Birden durdu ve dönüp taksiye baktý. Keþke her yaný sadece çamur ve vuruk içerisinde olsaydý. Ama öyle deðildi. Motor kaputu ve ön cam kan içerisindedydi.
Tekrar dönüp markete yöneldi. Ýnsanlarýn ürkek bakýþlarýný görmezlikten gelerek, içeri girdi. Marketin sol yanýnda ufak bir kafe bulunuyordu.
Ýki tane çörek, bir þiþe de limonata alýp kasaya gitti. Görevli, hayalet görmüþ gibi bakýyordu ona.
“Þey... iyi misiniz? Yardým edebilir miyim?”, diye sordu, ama yüz ifadesine bakýlýrsa; ‘Nereden çýktý þimdi bu adam? Bir an önce çekip gitse de, baþýma bir iþ gelmeden ondan kurtulsam!’ diyordu.
Adam, “Hayýr, teþekkür ederim.”, diye yanýtladý ve sýrýtarak, “Ýyiyim!”, dedi. Görevli birden irkildi. Adam, kasanýn arkasýndaki aynaya baktýðýnda, bunun nedenini anladý. Diþleri kan içerisindeydi. Berbat görünüyordu.
"Borcum ne kadar?”, diye sordu.
Görevli, kasa tuþlarýný kullanarak bir þeyler yazdý ve çýkan fiþi adama uzattý. O da ödedi. Arabaya vardýðýnda, depoyu doldurmuþ olan görevli onu bekliyordu. Ona da teþekkür ederek, benzin bedelini ödedi ve arabaya bindi. Aldýklarýný yan kotuða koydu ve hýzla oradan uzaklaþtý. Eðer kasadaki çocuk, korkudan Polis’i aradýysa, onlar gelmeden buradan bir an önce kaybolmalýydý. Yaklaþýk bir kilometre gittikten sonra, uygun bir yerde saða yanaþtý ve durdu. Aldýklarýný yiyip, üzerine de limonatayý içtikten sonra, ne yapacaðýný düþünmeye baþladý, fakat bir süre sonra, kabusun, bu gece de devam edeceðini aklýna hiç getirmeden, yine uykuya yenik düþtü..
- o -
Birden, kulaðýnýn dibinde baðýran bir sesle, sýçrayarak uyandý:
“Uyuma Allah’ýn belasý! Uyan! Yola devam ediyoruz! Hemen þimdi!”
Adam, eli ayaðýna dolanarak aracý çalýþtýrdý ve hareket etti. Çaresizlikten aðlamaya baþlamýþtý.
48 saat sonra pes etti. Artýk bu kýsýr döngüye dayanamýyordu. Ne zaman bu durumdan kurtulmak için aklýna bir fikir gelse, bir anda yok olup gidiyordu. Tek yapabileceði, arabayý eve doðru sürmekti, ama bunu her denediðinde, üzerine bir aðýrlýk çöküyor ve uyuya kalýyordu. Bu þekilde bütün gün uyuyor ve gece olduðunda, bu kabusa kaldýðý yerden devam ediyordu. Her uyanýþý, evden biraz daha uzakta gerçekleþiyordu.
Polis’in, neden hala onun peþine düþmemiþ olduðuna, bir türlü anlam veremiyordu. Zira, artýk insanlara da çarpmaya baþlamýþtý. Üçüncü uyanýþýnda, yine öðleden sonra üçte, bu yakalanma umudundan da vazgeçti. Çünkü plaka numarasý, kendi kendine sürekli deðiþiyor. araba da, her defasýnda baþka bir renge bürünüyordu. Sadece geceleri siyah oluyordu.
Her ne kadar, bir sürü darbeye maruz kalmýþ olsa da, nedense yürüyen aksama hiçbir zarar gelmiyordu.
Adam, dördüncü gün, birilerinin cama vurmasýyla uyandý. Ýrkilerek baþýný kaldýrdý ve baktý. Aracýn yanýnda bir Polis memuru duruyordu. Yine gece olmuþtu. Camý açarken arkadaki ses:
“Kendini topla ve bir þey belli etme! Normal davran!” , diye fýsýldadý.
Memur, onu süzerek, kuþkuyla baktý:
“Buraya park etmek yasak, ama sanýrým sizin daha büyük bir derdiniz var.”
Adam, “Þey... Ýyiyim ben. Bir þeyim yok. Hemen gidiyorum buradan.”, dedi ve motoru çalýþtýrdý.
“Yardýma ihtiyacýnýz olmadýðýna emin misiniz?”, diye sordu memur.
Adam, “Hayýr. Teþekkür ederim. Ben iyiyim. Ýyi nöbetler.”, dedi ve gaza basarak uzaklaþtý.
Polis memuru, þaþkýn þaþkýn, arkasýndan bakakaldý.
Görünmeyen ses, kýkýrdayarak, “Suratýndaki ifadeyi gördün mü?”, diye sordu.
Adam cevap vermedi.
Gece yarýsýna doðru, hayata dair her þeyden vazgeçmiþti.
Ne görüyor, ne de duyuyordu.
Karanlýk bir sokaða girdi ve durdu.
Ses, “Ne yapýyorsun sen?”, diye sordu.
Yanýt gelmedi.
Adam, acýyla kývranmaya baþladý. Bu acý, her saniye daha da artýyordu.
O sýrada, arabanýn etrafýnda dolanan gençlerden biri, sanki ne kadar cesur olduðunu kanýtlamak istiyormuþ gibi, taksinin yanýna yaklaþtý ve burnunu cama dayadý. Ýçeride oturan adam hiç hareket etmedi. Dönüp bakmadý bile.
Sonra bir anda kafasý patladý.
Aracýn tüm canlarý kýzýla bulandý.
Genç, korkuyla baðýrmaya baþladý ve koþarak uzaklaþtý.
Ardýna bile bakmadan koþuyordu.
Neden yapmýþtý ki bunu? Sadece, taksideki adamý biraz korkutmak istemiþti. Oysa baþýna neler gelmiþti!
Henüz ehliyeti yeni almýþ, on sekizinde bir delikanlýydý. Ailesi çok varlýklýydý.
Ne kadar koþtuðunu bilmiyordu, ama sonunda evine ulaþmýþtý. Kapýnýn önünde duran Porsche’ye yaklaþtý. Bu araba, babasýnýn, ona ehliyet hediyesiydi. Henüz bir ay önce almýþtý. Bu bebeði herþeyden çok seviyordu. Þimdi bununla bir tur atmak, ona çok iyi gelecekti. 250 PS’lik motorun sesi, rahatlamasýna yardýmcý olacaktý. Kapýyý açarak, kendini koltuða býraktý. Emniyet kemerini taktýktan sonra, motoru çalýþtýrdý ve hareket etti.
Arka koltuktan, neþe dolu bir ses yükseldi: “Durursan, ölürsün!”.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Gece Yarýsýndan Sonra

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýçimdeki Baþkasý
Palto
Dað Evi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Terk Ediliþ [Deneme]


Güngör Demir kimdir?

Ben aslýnda bir Çevirmenim, ama iþim, bir dildeki yazýyý, diðer bir dilde yeniden hayata geçirmek olduðuna gör, ben de bir nevi bir yazarým. Ýlk kez çevirilerimden yola çýkarak, kaynak dil olmadan, sýfýrdan yazmaya bu düþünceyle baþladým.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Güngör Demir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.