..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En bilge insanlar bile arasýra bir iki zýrvadan hoþlanýrlar. -Roald Dahl
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Poyraz Vurgun




24 Kasým 2008
Býrakma Umudu  
Poyraz Vurgun
Görmek istediðini görürsün hayatta ve o senin gerçeðin olur. Renkleri gör, iyiyi gör, güzeli gör, aþký gör, sevgiyi gör. Umut fakirin ekmeði deðil, yiðidin zengin menüsüdür. Çiçekleri, gökyüzünü ve aþký unutma. Gerekiyorsa vefasýz sevgilini, adresleri, bir þehri býrak; ama umudu býrakma…


:AIII:



Ýþte baþ baþayýz.

Bakma öyle saðýna soluna, okuduðun yazýnýn yazarýyla, yani benimle konuþuyorsun. Sadece biz ikimiz haberdarýz bundan. Ben seni görüyorum orada. Sen sensin, bense sadece okuduklarýným. Karþýlýklý konuþmamýz olanaksýz, ben seni tanýmadan, görmeden bilmek zorundayým, hadi iyisin, yapacaðýn tek þey oturduðun yerde olmak olacak. Bu olmak zorunda, iletiþimimiz sen okudukça var olabilir. Görüyor musun varlýðýmý sürdürmenin zorluðunu: seni okutabilmeliyim, yoksa kaldýrýp atarsýn ve o anda bütün iliþkimiz biter.

Denetim sende, bense seni memnun etmek zorundayým; desem tamamen doðru olmaz, çünkü ben burjuva sanatçýsý deðilim. Yazýlarýmý sen okur haným efendinin ya da bey efendinin keyfi yerine gelsin diye yazmýyorum. Keyfini kaçýrmak için de yazmýyorum ama bunu çok istediðimi itiraf etmeliyim. Seni þu ya da bu þekilde kendin ve yaþam hakkýnda düþündürmek derdindeyim. Bunda ne çýkarým mý var? Býrak orasý da bende kalsýn. Ben senin içine inmeliyim. Heyecanlandýrarak, kimi zaman sarsarak kimi zaman mutlu ederek, aðlatarak, þaþýrtarak belki. Nasýl olacaðýna karýþma sen, o benim iþim. Biliyorum içten içe sevindiðini. “Ben zor bir okurum, þimdi ayvayý yedin” diyorsun. Hadi bakalým....


Belki öðrencisin, iþçi, iþsiz, dertli, dertsiz, anne, baba, mahkum, hasta, asker, gurbet elde yalnýzsýn belki de. Cebinde son birkaç liraný harcýyorsun sonra ne olacaðýnýn endiþesi içinde. Belki aþýk bir delikanlýsýn; geberiyorsun da elinden bir þey gelmiyor. Ucuz þaraplarý içmekten iflahýn kesilmiþ. Ya da fýstýk gibi bir kýzsýn ama o itoðlusunun aldýrdýðý yok. Kendini çirkin sanýyorsun diðer kýzlara nazaran, çirkin kadýnýn olmadýðý gerçeðinden haberin yok belki. Her neysen sen daha iyi biliyorsun, evet, senden bahsediyorum.

Aþýk olup ta “seviyor-sevmiyor” papatya yoldun mu sen hiç? Ben yoldum. Ama çabuk çaktým manzarayý. Sevmiyor dan baþlarsan seviyor, seviyor dan baþlarsan sevmiyor çýkýyordu; bazen da istediðim çýkmýyor, kendime yalan söylüyordum. Satý’nýn beni sevdiðini anlamak için o karar çok papatya yolmuþtum ki sonbaharýn geldiðini bile anlayamadým. Satý beni satýp okulun en çirkin oðlanýyla arkadaþ oldu. O gün bugündür aþýk oldu mu papatya yolmaktan uzak dururum. Aþýk olduk diye zavallý papatyalarýn kolunu kanadýný kýrmak niye.

Lisedeydik. Ayný mahallede, ayný okullarda çocukluðumuzdan beri beraberdik.

“Dünyanýn sonu mu gelir lan” dedim kendi kendime. Söyle gitsin, “seni seviyorum kýz, ne diyorsun bu iþe” de. Þöyle dik dur, ha iþte öyle rahat ol ve hiç korkma dosdoðru üzerine git. Ne yani oðlum biz delikanlýyýz, kýzdan mý korkacaðýz. Bak iþte geliyor, tamam, rahat ol, her þey tam düþündüðün gibi olacak, o da seni sevdiðini söyleyecek… Ne? O da “seni seviyorum” derse peki ben nasýl bakacaðým yüzüne, ne diyeceðim? Allah allah, iþin bu tarafýný hiç düþünmemiþtim iyimi, ne olacak þimdi? Eyvah artýk çok geç geldi bile.

“ Merhaba, ne haber?”

“Merhaba, nasýl olsun, iþte… Otobüs bekliyorum…þey…pardon, ne otobüsü, seni bekliyordum…”

“Ne oldu böyle heyecanlýsýn? Maç mý yaptýnýz yine?”

“Þey he ya, maç yaptýk… Kaybettik ama…”

“Ay þu oðlanlarýn top derdini anlayamýyorum, ne anlýyorsunuz onca sýrýk bir topun peþinde koþmaktan?”

“Bilmem, spor iþte… Nasýlsýn Ayþe?”

“Ýyiyim saðol, bütün hafta sonu fizik çalýþmaktan kafama aðrýlar girdi. Þu lise bir bitseydi, deðil mi?”

“Öyle, liseyi bir bitirseydik… gider…daireye…memur…imza…þey…”

“Neyin var senin bugün?”

“Niye?”

“Çok kekeliyorsun da…”

“Sana bir þey desem…”

“Ee…de hadi!”

“Þey…”

“Ne?”

“Ayþe be…ben.. ben var ya ben…”

“Evet sen…”

“Ben, hýyarýn biriyim…"

“Ne oldu da?”

“Ben seni seviyorum… Oh be…”

“Öyle mi… Bende seni seviyorum caným arkadaþým benim…”

“Kýz öyle deðil, ben sana aþýðým…” diyemedim. Liseyi bitirdikten sonra hýyarýn biriyle evlendi, üstelik beni de düðününe davet etti. Oysa ucuz þarap ve sarý leblebi eþliðinde ne aþk þiirleri yazmýþtým ona.


Mahallenin en güzel kýzý, Leyla ablasýydý o. Uzun örgülü sarý þaçlarýný açýp da gelirdi bakkala, bir ekmek, ozon suyu ve her defasýnda bir gofret alýrdý. O bana aþýktý. Bunu herkesin yanýnda söylerdi, “ben bu oðlandan baþkasýna varmam” derdi. Acayip kýskanýrdým bakkalýn oðlu Mahmut’u. Benim Leyla’da gözü vardý namussuzun. Ama ben varken Leyla ona yüz mü verir…

Her gün bize gelir annemin babamýn yanýnda beni sevdiðini söylerdi. Tutar birde öperdi iyi mi. El alemin diline düþmüþtük. Mahallede bebeler saklambaç oynamaya çaðýrýrlar ama ben gitmezdim, ne de olsa ben niþanlý sayýlýrdým.

Bir gün misafirler geldi mahallenin Leyla ablasýna. Herkes gülüp oynuyordu. Teybe bir oyun havasý koymuþlar göbek atýyorlardý kocaman kadýnlar. Neler olup bittiðini anlamak için eve gittim. O hoo, alem vardý. Kadýnlarýn arasýndan zorla geçip

ortada oynayan Leyla’ya ulaþtým. Beni gördüðünde “Aha niþanlým gelmiþ” deyip kucaðýna aldý. Anladým ki bu niþan Leyla ablanýndý. Hüzünlü olduðumu anlayýp burnumu sýktý:

“Kýskandýn mý lan, ha! Merak etme, seni görmeye geleceðim, hem hemen yarýn gidiyor deðilim ya. Ne yaparsýn sevgilim aramýzda yaþ farký var…” dedi.

Ben beþ, o yirmi beþ yaþýndaydý.


Yazlarý çimlere sýrt üstü uzanýp bulut oyunu oynadýn mý sen hiç? Birkaç arkadaþ sýrt üstü yatarsýn, kollarýný kafanýn altýna yastýk eder, aðzýna kovboy usulü bir çöp alýr gözlerini bulutlara dikersin. Sonsuz mavide beyaz bulutlar þekilden þekle girer, at olur, eþek olur gülersin.


“Bak bak benim bulut araba oldu.”


“Sen hele benimkine bak tren vallahi…”


“Neresi tren lan onun, o olsa olsa ev olur.”


“Ýyi bak… bak görüyor musun tekerlerini? ”



Baktýkça istediðin her þeyi görürsün bulutta. Görmek istediðin her þey olur. Bulutu küçültür, büyütür, dað yapar, ev yapar, deniz yapardýk. Birlikte oynayalým mý bu oyunu? Seninle þimdi burada, var mýsýn? Nasýl mý? Þöyle:



Problemlerini küçült, karart, ufacýk yap ve uzaklaþtýr kendinden. Nasýl hissediyorsun kendini?

Þimdi de bütün iyi anýlarýný büyüt, renklendir, parlat. Nasýlsýn? Bu oyunu her zaman ve her yerde oyna, arkadaþlarýna da öðret.



Görmek istediðini görürsün hayatta ve o senin gerçeðin olur. Renkleri gör, iyiyi gör, güzeli gör, aþký gör, sevgiyi gör. Umut fakirin ekmeði deðil, yiðidin zengin menüsüdür. Çiçekleri, gökyüzünü ve aþký unutma. Gerekiyorsa vefasýz sevgilini, adresleri, bir þehri býrak; ama umudu býrakma…



Þimdi seni kendinle baþ baþa býrakýyorum. Ben mi? Ben artýk senin bir gerçeðinim. Karamsarlýða düþtükçe benimle bulut oyunu oynarsýn.





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Bulut Oyunu
Gönderen: Mustafa Þakarcan / , Türkiye
23 Haziran 2009
Bulut oyununu, ilkokul öncesi ve ilkokul dönemlerinde ben de kendi baþýma oynardým. Güzeldi... Elinize saðlýk.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bahar Gibi Geliyorsun

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aydýnlanmayý Seçmelisin [Þiir]


Poyraz Vurgun kimdir?

Poyraz Vurgun 1965 Ankara doðumludur. Ailesinin 1978 yýlýnda Hollanda’ya yerleþmesi sonucu on iki yaþýndan son iki yýla kadar yurtdýþýnda yaþamak zorunda kaldý. Teknik Lise’yi býrakýp gazetecilik eðitimi yaptý. Amsterdam ve daha sonra Paris’te çeþitli gazetelerde çalýþtý. Hep ilgi duyduðu kiþisel-ruhsal geliþim, enerjiler ve metafizik alanýna çekildiði 2001’in baþlarýyla birlikte yepyeni bir yaþama atýldý. NLP, REÝKÝ, Hipnoterapi, ve çok çeþitli zihin terapileri eðitimleri almýþ olup, halen terapist olarak çalýþmaktadýr. Daha sonrasýnda bir trafik kazasý sonucu yaþadýðý ölüm deneyimi ile birlikte Birleþik Konsey’in mesajlarýna kanallýk yapmaya baþladý. Bu mesajlar sonucu aldýðý bilgilerle Kristal Enerji uyumlamasý, Kristalleþme workshopu yanýnda bireysel terapiler yarattý. Halen baþta Türkiye olmak üzere, Amsterdam ve Paris’te çalýþmalarýný sürdürmektedir. Poyraz Vurgun evli ve iki çocuk babasýdýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Nazým Hikmet, Yaþar Kemal, Kemal Tahir


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Poyraz Vurgun, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.