..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak ne güzel þey be kardeþim. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Özcan Çeltik




5 Eylül 2007
Hiç Kimseyle Konuþmayan Adam  
Yeni yaþamýna baþladýðý sabah magazini bol gazetelerden alsaydý, Akdeniz ilavelerinin sað alt köþesinde ‘’ Sahilin Hiç Kimseyle Konuþmayan Adamý Ölü Bulundu ‘’ haberini belki görmüþ olacak, beklemeyecekti.

Özcan Çeltik


Sýrtýna býçak saplanmýþtý sanki. Öylesine bir ansýzýnlýkla doðruldu, döndü arkasýna, parayý titreyen parmaklarýyla tutmakta zorlanarak aldý, göz göze geldiði adamýn belli belirsiz gülümsemesini belleðine fotoðrafladý, parayý sürücüye verdi, yeniden küçüldü paltosunun içinde. ‘’ Hiç kimseyle konuþmayan adam… O da yeni bir yaþama baþlamýþ olmalý… ‘’


:AICD:
El ayak çekilince, kýyý boyunca uzanan bulvarýn deniz kenarýndaki kaldýrýmýna elli metre arayla yerleþtirilmiþ olan banklarda sýký sýkýya sarýlýþýp, fýsýldaþarak oturan, zaman zaman boyunlarýný içeri çekip, yandan yandan, gelip geçenlere göstermemeye çalýþarak öpüþüveren, en çok ta birbirinin nefesini koklamakla yetinmek zorunda kalan sevgililer, birer ikiþer kalkýp, ayrýlýða doðru uzaklaþýrlardý.

Boþalan banklar kýsa bir süre sonra gececilere hizmet vermeye baþlardý; üstleri baþlarý dökülen, kiminin koltuk altýnda, kiminin yan cebinde gazeteye sarýlý ucuz içki þiþesi olan, elleri kara, yüzleri kara, arkasýna basýlmýþ ayakkabýlarýndan taþan topuklarý kara gececilere… Yanlarýnda getirdikleri okunmuþ gazete tomarýný yalpalaya yalpalaya da olsa, düþe kalka da olsa, kendilerince özen içinde açar, banka serer, sonra, kendi meskenlerinde olmanýn dinginliðine uzanýverirlerdi.

Bu kýsýmda sokak lambalarý genellikle yanmazdý. Yanmasýný isteyen de pek yoktu zaten. Belediye arada bir patlamýþ ampulleri deðiþtirirdi ama üç beþ gün sonra yine eskisi gibi kararýrdý ortalýk. Onlar da býkmýþtý yenilemekten.

Bu gece daha karanlýktý… Kapkaranlýk… Uzaklardan geçen teknelerin cýlýz yakamozlarý, düzenli aralýklarla kayalara çarpan dalgalarýn sesi olmasa, yerin - göðün olmadýðý sýnýrsýz bir boþluktaki tek nesneydi sanki bankta oturan kadýn. Çok seyrek de olsa geçen araçlarýn far ýþýðý siluetini belirginleþtiriverdiðinde sol tarafýndaki tacýyla dev bir kitleye dönüþen aðacýn yapraklarý üzerindeki yaðmur damlacýklarýndan þavkýyan ýþýklar, havai fiþek saçýlýþýna benzer bir ýþýltý oluþturuyordu.

Yaðmurun çiselemesi durmuþtu bir süre sonra. Sihirli bir deðnek yalnýzca siyahýn kullanýlarak yapýldýðý tabloya uzanmýþ, griliklerle görüntüler iþlemiþti; rüzgara dönüþen esintinin itelediði zifir rengi bulutlarýn yerine, yere daha yakýn beyaz bulutlar gelmiþ, o beyazlýktan yansýyan kent ýþýklarý kara - sarý desenleri yaratmýþtý. Belli belirsiz de olsa, banklarýn hepsinin dolduðu gececilerin üzerlerine çektikleri sera naylonlarýndaki yansýmalardan seçilebiliyordu.

***

Kadýn hala kýpýrtýsýz oturuyordu. Omuzlarý yükselmiþ, ýslanan uzun saçlarý yapýþtýðý için baþý küçülmüþtü. Onca büzüþmüþlüðünden üþümekte olduðu anlaþýlýyordu.

Beklenmedik bir çabuklukla doðruldu, paltosunun ceplerinden ellerini çýkarmadan kaldýrýmýn kýyýsýna ilerledi, altý, yedi adým sonra çok da yüksek olmayan ahþap korkuluða dayandý, öylece kaldý.

Rüzgarýn artmasýyla dalgalar büyümüþ, kayalara çarpma sesi gürültüye dönüþmüþtü. Gri köpükler ürkütücüydü. Doðanýn uysal duraðanlýðý gitmiþ, korku filmlerindekine benzer, uðursuz bir karmaþa baþlamýþtý.

Rüzgarýn hýzý, dalgalarýn kayalara vurma aralýðý o þekliyle süregidiyordu… Uzun boylu, dal gibi kadýn, gidiþindeki evecenliðin tersine, koþmaktan yorulup ta tükenmiþçesine bir yavaþlýk, bir bükülmüþlükle banka geri döndü, ortaladý, ayný yere oturdu.

Derin bir nefes aldý, bir süre tuttu, ansýzýn býraktý… Ýçinde iðrenç bir koku kaldý. Sanki kokuyla birlikte bir þeyler dolmuþtu içine de, genzine sývanýp kalmýþtý.

-     Bu mevsimde böyle kokar… Berbat deðil mi?

Öylesine etkiliydi ki ses, içinde olduðu tüm ortamdan, tüm duygulardan kurtuluvermiþ, daha ilk hecesinde boþ bulunup sýçramýþ olmasýna karþýn, sonrasýnda derin bir dostluk, yakýnlýk, anlatýlmasý mümkün olmayan bir eskiden beri güvenirlilikle dönüp arkasýna baktý. Sanki sýradan yaþamýndaki çok yorucu bir günün gece uykusunda kötü bir düþ görmüþ de uyanývermiþti ve yine olaðan yaþamýndaydý.

Gözlerini kýsarak görmeye çalýþtý ama yalnýzca karaltýsýný seçilebildi.

-     Lütfen görmeye çalýþma. Haydi… Dön önüne, yalnýzca bir ses olduðumu düþün…
-     Tamam…
-     Üþüyor musun?
-     Çok deðil…

Uyuyan birisini uyandýrmaktan korkarcasýna bir özen seziliyordu dalga patlamalarý arasýnda yaklaþan ayak sesinde. Bir hýþýrtý duydu, omzuna konan naylon parçasýnýn yerleþtiriliþine öne doðru eðilerek yardýmcý oldu, iyice sarýnýp sýrtýna yaslandýðýnda, adamýn nefes sesinin uzaklaþmadýðýný algýladý… Tam arkasýnda dikiliyor olmalýydý. ‘’ Korkmalý mýyým? ‘’ diye düþündü, ürperdi…

-     Haydi, þimdi tekrar derin nefes al…

Bu güne dek böyle bir sesle hiç karþýlaþmadýðýný düþündü içini nemli, pis kokan havayla doldururken. Öksürerek boþaltmak zorunda kaldý… Bu ani püskürüþ genzindeki kokuyu biraz temizlemiþ gibiydi.

-     Bu mevsimde böyle kokar. Yosun kokusunu da, ýslak asfalt kokusunu da, içkiliysen, içki kokusunu da bastýrýr. Doðada bir tek o vardýr sanki… Ýþin garibi, solunumun olaðanken ayýrdýmýnda olmazsýn, alýþýr gidersin de, derince soluyuverirsen içine dýþýna sývanýr… Boynuz aðacý… Yanýmýzdaki muhteþem aðaç… Her kýþ sonu narin, minicik çiçeklerini böylesine aðýr kokusuyla göstermeye çalýþýr. Kokusu olmasa, etli, parlak, koyu yeþil yapraklarýnýn parýltýsý arasýnda çiçeklerini fark etmezsin bile…
-     Benden ne istiyorsunuz?
-     Bir þey istiyor gibi miyim?

Kalkýp gitmek istiyordu. Gece yarýsýnýn çoktan geçildiði bir saatte, ýpýssýz bir yerde, karanlýklarýn içinden çýkagelen, henüz yüzünü bile görmediði bu adamdan korkmalýydý ama sesinden ayrýlamýyordu.

-     Bir þey istemiyorum. Bana konuk olan sensin.
-     Nasýl?
-     Ýnsanlar evlerine gittikten, sahil boþaldýktan sonra bu banklarýn gececileri gelir. Ben de bu bankýn gececisiyim. Herkes yerleþti yerine, uyudu… Benim hüzünlü bir konuðum var. Ve kendisinden ne istediðimi soruyor… Yooo! Kalkma lütfen...

Það omzuna konan el kalkmasýný uysalca önledi. Sol tarafýndan uzanan diðer elde ezilmiþ bükülmüþ bir sigara paketi vardý. Bir süre kararsýzlýkla baktý, sarýndýðý naylonu aralayýp, paketten kývrýlarak çýkabilmiþ sigarayý çekti, dudaklarýnýn arasýna yerleþtirdi, parlayan ateþe uzattý. Çakmak ýþýðýnda, uçlarý kesik yün eldivenden fýþkýrmýþçasýna çýkmýþ, ince, narin parmaklarý, o parmaklara hiç yakýþmayan uzun, kirli týrnaklarý gördü.

Bu bank onunmuþ… Evsiz barksýz bir sokak serserisiydi arkasýndaki adam… Bu bankta geceleyen bir ayyaþ, bir tinerci, bir gaspçý belki… Böylesine bir ses, böylesine düzgün bir dil ve böylesine þiirsel bir vurgulama sýradan bir serseride olabilir miydi peki?

Sigaranýn dumanýný derin derin solurken düþüncelerini yine o büyülü ses böldü…

-     Az önce kötü þeyler düþündün, kötü bir þey yapacaktýn, vazgeçip döndün banka. Belki de içindeki tartýyý tamamlayamamýþtýn. Bir daha düþünmeyi yeðledin…

Yeniden gerçek yaþamýna sýçrayývermiþti bu anýmsatmayla.

-     Konuþmak ister misin?
-     Hayýr.
-     Bekledin, gelmedi…
-     …
-     Ve bu ona tanýdýðýn son fýrsattý, kullanmadý… Sevdasýný son sýnamandý…
-     Mutlu olmak benim de hakkým deðil mi?
-     Mutluluk göreceli bir kavram; bu kentin en zengin adamý falan þirketi de holdingine alamadýðý için kendini mutsuz hissederken, çalýþanlarýndan biri, taksitle bir motosiklet aldýðý ve iþine artýk bisikletle gidip gelmeyeceði için çok mutludur…
-     Nesin sen? Filozof mu?
-     Yarýn yeni bir yaþama baþla… Her yeni günü yeni bir yaþam baþlangýcý say… Bir de böyle dene bakalým…
-     Kolay mý sanki…
-     Sana baðlý… Bu aný, bu dinginliði yaþayabilecek miydin o gelseydi? Dün böyle bir gece yaþayabileceðini söyleseler inanýr mýydýn? Bak, bir anda yepyeni bir süreç baþlayabiliyor insanýn yaþamýnda…
-     Bu sesi duyabilecek miydim ya da?

Bir dinginlik mi yaþýyordu gerçekten? Yeni bir süreç mi baþlamýþtý? Adam yönlendiriyor, öyle olduðunu sandýrmaya mý çalýþýyordu yoksa?

Bir süre suskunluk oldu. Omzundaki elin artýk olmadýðýný, rüzgar ve dalga sesleri arasýndan süzülüp gelen nefes sesinin artýk duyulmadýðýný ayýrt edip kalktý, sýrtýndan kayýp, ayaklarýna dolanan sera naylonundan çýrpýnýrcasýna kurtuldu, çýlgýnca dönendi bulunduðu yerde, üç adým bir yana, beþ adým öbür yana koþtu…

-     Nerdesiin?
-     …
-     Lütfeen, nerdesiin?
-     Kes zýrlamayý be kadýn!
-     Burada da rahat yok yahu…
-     Ýnanmýyorum yaa!

Diðer banklarýn sakinlerini uyandýran çýðlýðý boðazýnda düðümlenmiþ, bulunduðu yerde kalakalmýþtý. Sonra, öylesine yürüdü yolun kenarýnda…

***

Arkasýndan gelen bir aracýn far ýþýðý çoðaldý, çoðaldý, maviler, kýrmýzýlar karýþtý, gölgesi iyice belirginleþtiðinde duran araçtan inen adamýn yaklaþan ayak seslerini önemsemedi ama koluna yapýþan güçlü el yürümesini önledi.

Yüzüne tutulan el fenerine bakamadý, baþýný eðdi.

-     Kimliðini göster!

Fener ýþýðý yüzünden indirilince mavi ve kýrmýzý ýþýðý sýrayla yanýp sönen polis aracýný algýladý. Gelen ikinci memur da el fenerini yüzüne tutmuþtu ama hemen indirdi…

-     Aaaa! Öðretmen haným! Ne arýyorsunuz buralarda, bu saatte? Islanmýþsýnýz da…
-     Tanýyor musun?
-     Evet… Ayný sokakta oturuyoruz…

Kendisini tanýdýðýný söyleyen polise baktý aracýn arka koltuðuna oturunca. Hiç anýmsamýyordu yüzünü.

-     O banklardaki insanlar…
-     Size bir þey mi yaptýlar yoksa? Dönelim hemen!
-     Yoo… Tanýr mýsýnýz onlarý?
-     Hemen hemen hepsini… Suç iþlemezler. Kendi halinde evsiz barksýzlar… Bazen toplarýz, koyacak yerimiz olmaz, ‘’gidin!’’ desek gidecek yerleri yok… Yapacak bir þey yok yani… Kendilerince paylaþmýþlar banklarý…
-     Boynuz aðacýnýn yanýndaki bankta kalaný tanýyor musunuz?
-     Haa… O en tuhaflarýdýr. Ortaya çýkalý çok olmadý. Kimliði yok, adýný bilmiyoruz, hiç de konuþturamadýk… Hiç kimseyle konuþmayan adam… Belki de samut…

Sustu… Hiç kimseyle konuþmayan adam kendisiyle konuþmuþtu, o unutulmaz ses tonuyla içine dýþýna sývanmýþtý.

Kapýsýnýn önüne kadar götürdü polisler.

-     Sizin için yapabileceðimiz bir þey var mý?
-     Hayýr. Teþekkür ederim. Ben iyiyim.

Ýçlerindeki sorulamamýþlar bakýþlarýna yüklenmiþti polislerin ama; selam verdiler, ýþýklar saçan arabaya binip, uzaklaþtýlar.

***

Ertesi gün yeni bir yaþam baþlamýþtý onun için; kendini dipdiri buldu geç saatte uyandýðýnda. Cumartesiydi, okul yoktu… ‘’ Tam avarelik yapýlacak gün…’’ diye düþündü.

Duþ aldý, saçlarýný bile kurutmadý, eþofmanlarýný giyip dýþarý çýktý, magazini az gazetelerden aldý, denizi de gören pastanenin cam kenarýndaki masasýna yerleþti, kendine bir kahvaltý ýsmarladý, çayýndan ilk yudumu alýrken çalan cep telefonunu el çantasýndan biraz da yabancýsayarak çýkardý, arayanýn kim olduðunu merak bile etmedi, bir daha açmamak üzere kapadý.

Dönüþte, köþedeki taksi duraðýndaki yaþlý sürücüyle konuþtu bir süre, anlaþmýþ olmanýn keyfiyle evinin yolunu tuttu.

***

Tam gece yarýsý olduðunda apartmanýn önünde kendisini beklemekte olan taksiye bindi. Üzerinde ayný ince, siyah paltosu vardý. Dün geceki…

Boynuz aðacýna yaklaþýnca durdurdu taksiciyi, dönüþüne dek bekleyeceði köþeyi gösterdi, o banka gitti, tam orta yerine oturdu.

Bugün yaðmur yoktu. Gökyüzü yýldýz yýldýz, deniz sessiz, kýpýrtýsýzdý. Boynuz aðacý coþmuþ, denizin kokusunu bastýran kötü kokusunu koyuvermiþti yine. Dudaklarýnýn arasýna kýstýrdýðý sigarayý yakmadý, arkasýndan yaklaþacak ayak sesini, o, týrnaklarý kirli ama zarif elin uzatacaðý ateþi bekledi…

Diðer banklarýn gececileri birer ikiþer geldi ama o bankýnki gelmedi…

Ertesi gün de gelmedi…

Ertesi gün de…

***
________________________________________________________________



1.SON;

Yeni yaþamýna baþladýðý sabah magazini bol gazetelerden alsaydý, Akdeniz ilavelerinin sað alt köþesinde ‘’ Sahilin Hiç Kimseyle Konuþmayan Adamý Ölü Bulundu ‘’ haberini belki görmüþ olacak, beklemeyecekti.

Cesedini balýkçýlar bulmuþtu deniz kenarýnda.

O da bir tartýdaydý da bitirmiþ miydi? Onun sesi yeni bir yaþam baþlatmýþtý; söyledikleri aslýnda kadýna deðil, kendisineydi de kadýný etkilemiþ ama kendini inandýramamýþ mýydý? Kim bilir…



2.SON;

Gidiþleri günler, aylar içinde seyreldi.

Evliliðinin altýncý yýlýydý. Her yýl olduðu gibi, 16 Kasýmýn son dakikalarýnda, sahildeki boynuz aðacýna yakýn bir yerde durdu küçük arabalarý. Direksiyondaki kocasýna baktý, hiçbir þey söylemeden uzattýðý tek sigarayý aldý, kapýyý açtý, indi, o banka doðru ilerledi.

Dudaklarý arasýna kýstýrdýðý sigarasý saatler sonra döndüðünde hala yanmamýþtý.

-     Teþekkür ederim.
-     Caným benim!

Bu yanýta bayýlýyordu iþte… Bu sevecenliðe, her 17 Kasýmýn bu giysi içinde, bu bankta baþlamasý onun için kutsal bir yeniden doðumdu ve kocasýnýn hiç yaþanmamýþçasýna sorgulamayýþýna bayýlýyordu…

Onunla çok mutluydu ve nedenini hiç bilmediði bu töreni sorgulamadýðý sürece, mutluluðun süreceðini biliyordu kocasý.



3.SON;

Okula gitmek için bindiði dolmuþun ne pencerelerinde ne de kapýsýnda fitil yoktu sanki. Dýþarýnýn ayazý daha da sertleþerek içeri doluyordu.

Boynunu içine çekmiþ, omuzlarý yükselmiþ, kara paltosu içinde iyice büzüþmüþ, küçülmüþtü. Arka sýralarda oturanlarýn omzuna dokunarak ‘’ Þunu uzatýr mýsýnýz? ‘’ demelerine sinir oluyordu ama kenara oturmuþtu, baþka çaresi yoktu; parayý alýp sürücüye veriyordu. Cebinden çýkarmak zorunda kaldýðý eli bir türlü ýsýnamýyordu.

-     Özür dilerim, benim paramý da aktarýr mýsýnýz?

Sýrtýna býçak saplanmýþtý sanki. Öylesine bir ansýzýnlýkla doðruldu, döndü arkasýna, parayý titreyen parmaklarýyla tutmakta zorlanarak aldý, göz göze geldiði adamýn belli belirsiz gülümsemesini belleðine fotoðrafladý, parayý sürücüye verdi, yeniden küçüldü paltosunun içinde.

‘’ Hiç kimseyle konuþmayan adam… O da yeni bir yaþama baþlamýþ olmalý… ‘’

Anlatýmsýz bir hoþluk, bir tamamlanmýþlýkla derin bir soluk aldý, genzinde boynuz aðacýnýn çiçek kokusunu duyumsadý, ‘’ O kadar da kötü deðil…’’ diye düþündü.

Belleðindeki foroðrafa gülümseyerek sürdürdü yolculuðunu; artýk üþümüyordu, içi sýmsýcaklamýþtý…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Son Yalnýzlýk
Son Gülümseme
Bir Lira Kýrkbeþ Kuruþluk Aþk
'' Zatenyoktu '' Laþtýrýlan Adam

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Öyle Bir Olayýn... [Deneme]
Artvin' de Yaþayan Artvinliler [Deneme]
Artvinliler Magandalaþmadan Kalmýþlar [Deneme]


Özcan Çeltik kimdir?

Orman Yük. Müh, ressam, öykü hayraný ve deneyicisiyim

Etkilendiði Yazarlar:
M.Þevket Esendal, Sait Faik...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Çeltik, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.