..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Beklenmedik > Özcan Çeltik




29 Mart 2007
Bir Lira Kýrkbeþ Kuruþluk Aþk  
Tanýr, tanýmazdan gelirsin, utanýr kendini de inandýrýrsýn buna hatta...

Özcan Çeltik


Soluðu bile kabarmýyordu koþarken. Gökyüzündeki kýrlangýçlar kadar hafif, kýrlangýçlar kadar çýðlýk doluydu içi…Ardýndan yükselen kýrýk dökük sesi duymadý bile.


:AHIH:

- Zeenep, bicecik gonuþalým mý?
-     Sen bana göre deelsin! Boþuna önüme çýkýp durma! Gönlümde baþgasý var…
-     …
-     Þuna bak yaaa!.. Sýsga, sümüklü þey!
-     Çok tersliyosun…
-     Ama sýkýldým… Ona mý galdým ben yaa?.. Nere varsam, ot gibi bitiyo garþýmda…

Ýnce kumaþtan dikilmiþ, baþkalarýnýnkine oranla daha dar olan þalvarýndaki endamlý bedenini her zamankinden daha çok dalgalandýrarak uzaklaþtý. Daha ufak tefek, daha derli toplu görünümlü kýz arkadaþý yanýnda olamýyor, iki adým ardýnda, yürümekle koþmak arasý bir devinimle yetiþmeye çalýþýyordu.

Saçlarý taranmaya çalýþýlmýþsa da üst kýsmý inatla diken diken kalkmýþ, sarý-kara tenli, zayýflýktan dikine duramayan yirmi iki yaþýndaki delikanlý, gözleri, askere gitmeden iki yýl önce anasýnýn kasaba pazarýndan aldýðý, çamurdan rengi belirsizleþmiþ ayakkabýlarýnýn burnunda, öylece kalakalmýþtý. Ne o bedenin dalgalanmasýný görebildi, ne de baþka bir þey… Her þey sisler arasýnda bulanýklaþmýþ ama gözlerinden eksilen güç kulaklarýna eklenmiþti sanki; Tüm söylenenleri duydu.

***

Eve ulaþtýðýnda, olaðan dýþýlýðý kapýnýn çarpýlýþýndan anlayan anasýnýn sorgulayan bakýþlarýný umursamadan, tahta merdivenleri gürültüyle çýkýp, üç kardeþiyle paylaþtýðý odasýna girdi. Ýyi ki çocuklar yoktu…

Soluðunun dinginleþmesini bekledi… Biraz sakinleþince yan duvardaki saatli maarif takviminin takýlý olduðu çiviye paslý zincirinden asýlý oval aynayý aldý, odayý aydýnlatmaya bile yetmeyen küçücük pencerenin önündeki masaya yerleþtirdi, sandalyeye otururken baþýndaki yaþmaðý sýyýrdý, saçlarýný arkaya doðru silkeleyerek sýrtýna serdi, yüzünü aynaya yaklaþtýrdý…

Çok güzeldi evet… Yeþile yakýn ela gözlerini uzun, devrik kirpikleri gölgeliyor, daha koyu gösteriyordu. Kaþlarý kenarlara doðru kalkarak açýlýyor, anlamsýz bakarken bile yüzüne alaycý bir anlam veriyordu. Biraz öfkenin, biraz da hýzlý yürüyüþünün etkisiyle bembeyaz yüzü pembeleþmiþti, derisinin altýndaki kýlcal damarlarý seçiliyor, kýrmýzý geniþ dudaklarý yüzünün iki yanýndan süzülen koyu perçemleriyle bütünleþiyor, onu vazgeçilmezleþtiriyordu.

-     Bu oðlan deli. Askerde iyice azmýþ… Heç aynaya bakmýyo mu? Ben burda galmeecem. Desem anama, ‘’ Hep o gettiin filimler seni þaþýrtýyo! ‘’ deecek . Bilmeecek… Getçem, varcem bigün… Beni o çikin oðlana vercekler, biliyom… Galýrsam vercekler… Þeerden gelen okumuþlarýn birini ayartçem… Onunla getçem…

***

- Neediyon len burda?
- …
- Hm?.. Üsseen, oolum, nooldu?
- Buba, ben getçem bu gasabadan.
- Bugün bi habar aldým; hepimiz getçez oolum… Buralarý su basceemiþ. Barac olcaamýþ… Kak hadi, varalým eemize.

Kaymakamla arasýnýn iyi oluþunun yararýný görmüþ, herkesten önce haberi almýþtý. Tez zamanda ne var ne yoksa satacaktý. Ýyi para veriyorlardý, tarlalarýnýn çoðu çay kenarýndaydý. Nedeni de hazýrdý iþte; Askerden gelen oðlu þehre gitmek, ticarete atýlmak istiyordu. Bu yaþtan sonra da tarla tapanla uðraþacak hali yoktu ya… Ne iyi olmuþtu oðlunun askerde kantin çavuþluðu yapmasý, alým satýmý öðrenmesi…

Ýçindeki daralma uçup gitmiþti. Hýrpalanmýþlýk duygusuyla yürümekte zorluk çeken oðlunun koluna girdi, sürüklercesine eve yöneldi.

***

Hava kararýyordu. Doðada çýðlýk çýðlýða dalýþlar yapan kýrlangýçlarýn sesinden baþka ses kalmamýþtý. Bir de kendi ayak sesleri… Sürekli dinliyordu; Baþka ses olursa, ardýndan yaklaþýrsa …

Geç kalmýþtý. Bu saatlerde bahçe yolunda tek baþýna olmak ürkütücüydü.,. Baðlarý bahçeleri ölçen adamlara kýrmýzý beyaz þeritli sopayý tutan, mühendis olduðunu söyleyen genç adamý izlerken zamaný unutmuþ gitmiþti.

Aðacýn ardýndan süzülürcesine çýkýveren sýska, sümüklü oðlan gözüne dev gibi görünmüþ, kendi çýðlýðýna kendisi de þaþýrmýþ, buna daha çok öfkelenmiþti.

-     Zeenep!
-     Hay gara yere giresice!
-     Zeenep!
-     Ne istiyon len? Ne istiyon?.. Heç ar yok mu sende?
-     Var… Biþee istemiyom…
-     ?…
-     Yarýn gamyon geliyo. Her bi þeyimizi sattýk, gediyoz. Þunu unutma; Ben seni hep sevcem. Birileriile evlencen, coluk çocuðun, torunlarýn olcek, gocan ölcek, seni bulcem…Yüz yaþýmda olsam gene bulcem, sen benim olcen… Ben seni bulmadan hasta bile olmeecem…
-     Sümüklü þey! Yüz yaþýmda bile olsam senden tiskincem! Aynaya bak, kendine göresini bul…

Koþarak uzaklaþýrken öfkeli deðildi. Bu oðlandan kurtuluyordu. Bu kurtuluþ kasabadan da kurtuluþ demekti. Soluðu bile kabarmýyordu koþarken. Gökyüzündeki kýrlangýçlar kadar hafif, kýrlangýçlar kadar çýðlýk doluydu içi…Ardýndan yükselen kýrýk dökük sesi duymadý bile.

-     Yemin olsun, bulcem seni! Hem bulcem, hem de alcem!

***

Baþýndaki saçlarýný sýký sýkýya saran tülbent örtüyü kalýn bir alýn sargýsýyla baðlamýþ, üstüne sardýðý ikinci yaþmaðýn uçlarýný da boynuna dolamýþtý atmýþ yaþlarýný geçkin kadýn. Havanýn soðuk olmasýna karþýn, önü yarý yarýya açýlmýþ bluzunun üstüne, incecik, düðmeleri olmayan bir hýrka giymiþ, onun üstüne de kenarlerý tiftimiþ battaniye parçasý almýþtý. Bir eliyle düþmemesi için omzundan gelen battaniye parçasýnýn uçlarýný tutuyor, diðer elini ise banklarda oturan insanlara uzatarak duralýyordu. Giyimi kuþamý düzgün, ensesi kulaðý yerinde olanlarýn önünde daha fazla bekliyordu.

Yüzünde insanýn içini acýtan bir gülümseme vardý. Yalvarýsý gözlerindeydi. Sözcüklere asla yüklemiyor, diðer dilenciler gibi para verene dualar etmiyordu.

Çok yorgundu. Ayaklarýndaki lastik ayakkabýlar incecik olmasýna karþýn aðýr geliyordu. Arkalarý yýrtýktý çünkü, sürüyerek tutabiliyordu… Ayak parmacýklarý aðrýyordu. Bankta sohbet eden kalýn deri ceketli, süründükleri gül yaðý kokusu doðanýn kokusunu yok eden iki adamýn önünde çok duramadý. Zaten yüzüne bile bakmadan ‘’ Git þurdan! ‘’ demiþti daha dik oturaný. Ayaklarýný sürüye sürüye ilerledi, parkýn ligustrum çiti kenarýndaki beton duvar kalýntýsýna oturdu. Bir süre derin derin soludu. O denli yavaþlýðýna karþýn soluðu kabarýr olmuþtu son zamanlarda.

Örtünün dýþýnda uzanmak zorunda olduðu için soðuðun morarttýðý elini, büründüðü battaniyesinin içine çekti, karnýyla sarkmýþ göðüslerinin arasýna yerleþtirdi. Baþý önüne doðru düþtü, gözleri kapandý. Þu adamlar daha sessiz konuþsalar biraz kestirebilirdi de… Bedenleri gibi sesleri de güçlüydü…

-     Yazýk ettin kendine be aða… Evlenseydin…
-     Yoo… Herkesin bi gaderi var. Benimki de böyleymiþ… Allah razý olsun bubamdan, baraj köyü yutmadan malý maþakkatý satýnca iþ dutabildik, gazandýk… Eyi gazandýk, yedik, iþdik, eylendik… Hayýr iþlerine verdik kendimizi gaari… Allah gabul ederse… Çoluk çocuk derdi olmayýnca…
-     Eder, eder… Her gün bi dünya insan ‘’ Allah razý olsun!’’ diyo… Biri olmasa öbürü dutar…

Adama mý anlatýyordu, yaþamýnýn tartýsýnda mýydý kendi kendine, belirsizdi. Kalýnlýðý nedeniyle zorlukla diðerinin üzerine çelinmiþ bacaðýný indirdi, altta kalanýnýn uyuþmuþluðunu duyumsadý, bu kez onu diðerinin üzerine takmaya çalýþtý, ayak bileðinden bir eliyle yakaladý, kasarak yerleþtirdi, pýrýl pýrýl ayakkabýsýndaki küçük bir su sýçrantýsýný parmaðýyla sildi…

Kafasý hayýr iþlerine takýlmýþtý aslýnda… Az önce yaptýðý yanlýþa; Kadýncaðýzý köpekmiþ gibi, köpek kovarmýþ gibi uzaklaþtýrmýþtý… Ýçinden gelip geçiveren bu düþünceyle bunaldý, bacaðýný indirdi, ýhlaya týslaya kilolu bedenini yana çevirdi, elini pantolon cebine sokup karýþtýrdý, bozukluklarý çýkarýp kalktý, gitti, baþý önüne düþmüþ kadýnýn kucaðýna paralarý attý, döndü arkasýna…

Arkadaþýna doðru ilerlerken ‘’ Sümüklü…’’ diyen sesi duydu.

Gerçekten duymuþ muydu, esintiyle ona mý öyle gelmiþti? Ýçinde bir ürpermeyle döndü kadýna, kýrk yýldýr unutamadýðý ela gözlerle karþýlaþtý.

Kadýn yeniden baþýný önüne indirdi, bir süre bocalayan kýrk yýl öncenin ‘’Üsseen’’ i, þimdinin Hüseyin Aða’sý belli belirsiz bir sendelemeyle yoluna devam etti, oturmadý arkadaþýnýn yanýna, biraz ilerdeki camiyi iþaret etti,

-     Namaz vakti geldi… Hadi bakalým…

Caminin önüne geldiklerinde durdu.

-     Sen gir gýl, benim baþým dönmeye baþladý. Þurda oturem acýk.
-     Neyin var? Doktor moktor?..
-     Geçer þimdi… Ben hastalýk nedir bilmem, bilirsin…

O muydu? Yok caným… Gözler onunkilerle aynýydý ama alay eden kaþlar neredeydi? O boy, pos neredeydi? O gururla kanatlarý açýlýp açýlýp kapanan burun, o kýlcal damarlarýný gizleyemeyen þeffaf ten… Neredeydi?

‘’Varýp, yatmalý.’’ Diye düþündü…’’ O deðildi.’’ diye mýrýldanýyor, kendini inandýrmaya çalýþýyordu ama o olduðundan adý gibi emindi evine doðru yürürken.

***

Köy bir anda savaþ alanýna dönmüþtü. Herkes çil yavrusu gibi daðýlýrken o, ne ana ne kardeþ dinlemiþ, baraj alanýnýn devletleþtirilebilmesi için yapýlan ölçmelerde jalon tutan adamla gitmiþti bir gecenin orta yerinde.

Günlerce otellerde konaklayarak yol gitmiþler, sanki ‘’ Kýzýmýzý kaçýrdýlar’’ diye peþinden aramaya geleceklermiþ gibi gündüzleri otel odalarýndan çýkmamýþlardý.

Ve bir sabah yatakta yalnýz uyanmýþ, evleneceðini sandýðý adamý bir daha görememiþti.

Yýllar ona klasik Türk filmlerinde neler gösterilirse, hepsini, hem de eksiksiz yaþatmýþ ve bir gün fiziksel olarak iþe yarar olmadýðýna karar verince toplum alýþkanlýklarý, Türk filmlerindeki gibi bir barýn hela temizleyiciliðine konuþlanamamýþ, sokaklara atýlmýþtý. Ýþte orada film kopmuþtu. Kendi öz yaþamýydý baþlayan…

Dilene dilene doðduðu ile gelebilmiþti. Boðazýndan artanla otobüs bileti ala ala… Önceleri karný bile doymuyordu… Büyüyen acýsý suratýna baþkalarýnýn içini kanatacak hüznü sývayana dek…

-     Sýska, sümüklü Hüseyin… Para nasýl da güzelleþtirmiþ seni… Ayakkabýlarýn ne de parlaktý… Yüz yaþýnda da olsan beni bulacaktýn, beni alacaktýn deðil mi?

Eteðindeki bozukluklarý gözüyle saydý… Bir lira kýrkbeþ kuruþ...

-     Bugün çok yorulmuþum…

Az sonra baþý düþtü… Uyuyakalmýþtý…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn beklenmedik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Son Yalnýzlýk
Hiç Kimseyle Konuþmayan Adam
Son Gülümseme
'' Zatenyoktu '' Laþtýrýlan Adam

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Öyle Bir Olayýn... [Deneme]
Artvin' de Yaþayan Artvinliler [Deneme]
Artvinliler Magandalaþmadan Kalmýþlar [Deneme]


Özcan Çeltik kimdir?

Orman Yük. Müh, ressam, öykü hayraný ve deneyicisiyim

Etkilendiði Yazarlar:
M.Þevket Esendal, Sait Faik...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Çeltik, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.