..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > selçuk erkol




9 Temmuz 2006
Sevginin Gücü - 3. Bölüm  
ilk romaným

selçuk erkol


...bir an yüzünde bir tebessüm belirdi. Mehmet’in dediklerini düþünerek, “belki de eyledir” dedi, kendi kendine. Sonra tebessüm kayboldu; yüzünde, onun yüzünde bu güne kadar hiç görülmemiþ bir korku belirdi ve “yok yok. Bu baþka bir aðrý. O gadar goley deeil.” diye geçirdi aklýndan


:BCEH:
Yürüdükleri asfalt yol, sonda büyük bir caddeye baðlanýyordu. Bu caddenin bir yanýna sýralanmýþ iþ hanlarý vardý. Nazlý’nýn çalýþtýðý fabrika, asfalt yolun caddeye birleþtiði köþede ki üç katlý binaydý. Dýþý yeþil, iç duvarlarý gri renkteydi. Yerler fayans döþeliydi ve günde iki sefer temizlendiðinden hiç toz yoktu. Her gün farklý parfümler sýkýlýr mis gibi kokardý. Ýlk katta, kesim iþlemi yapýlýrdý. Burada yirmi iþçi, kumaþlarý modeline göre keserlerdi. Üç tane vantilatör, bu katýn penceresindeydi ve sürekli çalýþtýrýldýðý için hiç toz olmazdý. Yemekhane de bu kattaydý. Elli kiþilik kapasitesi olan bu yemekhaneye, iþçiler, iki parça halinde gelirlerdi. Yemekhanenin temizliði anlatýlamaz nitelikteydi. Burasý da günde dört kez temizlenirdi ve en ufak bir kir veya toz görmek imkânsýzdý. Karýnca bile olmazdý ki geçen ay bütün bina ilaçlanmýþtý. Yaz geldiðinde bu hep yapýlýrdý. Yemekler birinci sýnýf yemek diye tarif edilebilinecek yemeklerdi. En temiz þartlarda ve en saðlýklý malzemelerle yapýlýrdý. Yemekhanenin iþleriyle, bir yaþlý kadýn, iki tane de genç, yirmi yaþlarýnda kýz ilgilenirdi. Kýzlar yaþlý kadýnýn yardýmcýlarýydý. Ýkinci katta, elli tane dikiþ makinesi ve yirmi tane ütü vardý. Makineler, son teknoloji ile yapýlmýþ makinelerdi ve çok az gürültüyle çalýþýyorlardý. Bu da iþçileri rahatsýz etmiyordu. Ütüler son derece güvenliydi. Her ay iki kez bakýmlarý yapýlýrdý. Üçüncü katta, on tane iþçi, ikinci katta iþlenen ürünleri burada paketler, asansörle en alt kata indirirlerdi. Burasýnýn bir bölümü, ayný zamanda depo olarak kullanýlýrdý. Burada da iki vantilatör havalandýrmayý saðlýyordu. Her yer ýþýl ýþýldý. Ýþçilerin saðlýklarýna son derece önem verilirdi ve patronlarý Azize Haným, onlarý kendi yaþadýðý üst düzey hayat þartlarýnda çalýþtýrmaya gayret ediyordu. Ýþçiler de bunun bilincinde kiþilerdi ve iyi niyete iyi niyetle karþýlýk veriyorlar, azimli çalýþýyorlardý. Yoruluyorlardý ama bunu adeta hissetmiyor gibiydiler. Zevkle, neþeyle ve istekli istekli çalýþýyorlar, yaptýklarý iþten hiç sýkýlmýyorlardý. Günde sekiz saat çalýþýyorlardý ama bu sekiz saatte rakip firmalarýn on iki saatte yaptýklarý kadar iþ yapýyorlardý. Hepsi bu fabrikada yani Azize Tekstil Ltd. Þti. de olmaktan son derece mutluydular.
Caddeye gelmiþlerdi. Mehmet, iþ yerine gidebilmek için bu köþeden dolmuþa biniyordu. Geç kalmama telaþýyla hýzlý gelmiþlerdi ve mesainin baþlamasýna daha zaman vardý. Nazlý, O dolmuþa binene kadar bekledi yanýnda. Dolmuþ geldi.
Mehmet:
— Kolay gelsin, Nazlým. Görüþürüz. Dedi ve dolmuþa bindi. Nazlý, sabah sabah yaþadýðý duygu ve düþünce deðiþimlerinin allak bullak ettiði dalgýn ve düþünceli bakýþlarla ve tüm narinliði ile baþýný, “sana da” anlamýnda sallayarak, fabrikaya girdi.
Mehmet, kýsa süren dolmuþ yolculuðunun ardýndan fabrikaya vardý. Tepesinde büyük harflerle, CANVER ELEKTRONÝK LTD. ÞTÝ. yazan, fabrikanýn demir giriþ kapýsýndan girerken, bu yazýya bakarak gülümsedi. Kapýnýn giriþinde ki bekçi kulübesinin önünde oturan, kýsa boylu, zayýf ihtiyarý, fabrikanýn bekçisi Mahmut Efendiyi gördü. Kýr saçlarý dökülmüþ ihtiyarýn ince yüzünde yýllarýn yorgunluðu, kýrýþýk göz kapaklarý arasýnda çökmüþ, açýk mavi gözlerinde çektiði acýlarýn hüznü vardý. Ama yüreðinden hiç kaybetmediði yaþama sevinci, genç kalmýþ ruhuyla, eðlenceli bir insandý. Ýþçilerle þakalaþýr, onlarla iddialara girerdi. Köylü þivesiyle konuþurdu; bu da iþçilere O’nu daha da sevdirir, daha eðlenceli yapardý.
Mehmet:
— Günaydýn, Mahmut amca. Dedi. Mahmut Efendi, dalgýn dalgýn yere bakan gözlerini Mehmet’e kaldýrarak, kalýn, kýr býyýklarý altýndan gülümsedi.
— Eyvallah Memet.
— Nasýlsýn, Mahmut amca? Ýyi misin?
— Eyiyiz oðul. Sað ol. Ya sen nassýn?
— Sað ol amca, sað ol, biz de iyiyiz.
Mahmut Efendi, donuk bakýþlarýný yere dikti, derin bir iç çektikten sonra baþýný yukarý kaldýrdý. Mehmet bu sýrada fabrikanýn giriþ kapýsýnýn önünde toplanmýþ, mesai saatinin baþlamasýný bekleyen arkadaþlarýna doðru yönelmiþti. Mahmut Efendi’nin bu iç çekiþini duyunca döndü tekrar ona baktý. Mahmut Efendi, kýsýk bir sesle:
— Eyiyiz demek adet be Memet. Aslýnda pek eyi deilin son günlede.
Sað elini sol göðsünün üstüne bastýrarak:
— Ýki gündür ki ha þuramda sol gösümün altýnda sankim bir býçak va. Eyi delim, oðul. Hastayým, biliyom…
Mehmet, dolmuþ yolculuðu sýrasýnda komþusunun baþýna gelen olayýn acýsýný unutmuþ, yeniden mücadelenin heyecanýna kapýlmýþ ve çalýþmalarýna kafa yormaya baþlamýþtý. Bu nedenle Mahmut Efendi’yi fazla umursamadý.
— Eski topraksýn sen, sana bir þey olmaz. Hem sen demez misin her zaman bizlere, o köylü masumiyetin ve o masum insanlarýn en cana yakýn sesleriyle konuþtuklarý þiveyle, ‘hayat, her þeye raðmen yaþamaya deðer, bunun için ona sýký tutunun ve býrakmayýn.’ diye. Bir þeycikler olmaz, sen meraklanma. Belki de gece ayazda kalmýþsýndýr, geçer geçer. Ben gidiyorum, mesai baþlamak üzere… Haydi, kolay gelsin amca.
Mehmet, fabrikaya doðru yürüdü.
— Sana da kolay gele oðul. Diye baðýrdý arkasýndan, Mahmut Efendi.
Sonra bir an yüzünde bir tebessüm belirdi. Mehmet’in dediklerini düþünerek, “belki de eyledir” dedi, kendi kendine. Sonra tebessüm kayboldu; yüzünde, onun yüzünde bu güne kadar hiç görülmemiþ bir korku belirdi ve “yok yok. Bu baþka bir aðrý. O gadar goley deeil.” diye geçirdi aklýndan.
Mehmet, arkadaþlarýna doðru yürürken, Mahmut Efendi’yi unutmuþtu bile. Kendi kendine, “bu günden sonra daha da iyi olacaðýz inþallah.” diye mýrýldandý. Bunu söylerken büyük bir sevinçle doldu içi.
Mehmet, arkadaþlarýyla selamlaþtýktan sonra, zil çaldý. Mesai baþlýyordu ve herkes sigaralarýndan son birer nefes çekerek içeriye isteksiz hareketlerle girmeye baþladý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sevginin Gücü - 2. Bölüm
Sevginin Gücü

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Gülsüm [Þiir]
Alaþafak Sancýsý [Þiir]
Caným Desin Yeter [Þiir]
Hürriyet Savaþçýsý [Þiir]
Yaþanamayan Ayrýlýk Sahnesi [Öykü]
Kaçýrýlan Zamanlar [Öykü]


selçuk erkol kimdir?

ben muhalif bir insaným. insanlarý yaþamaya zorlanan insanlýk dýþý hayat koþullarýný ve onlarý bu hale getirenleri yazýyorum. birde hayatýn en vaz geçilmez olgusu aþký. gerçi aþk üzerine yazdýðým öykü ve þiirlerimde ansýzýn yitirilen bir aþkýn izleri var. umarým seversiniz çünkü sevilmek çok mutluluk verici bir duygu.

Etkilendiði Yazarlar:
erdal öz, dimitýr dimov, john steinbeck... ve yurdumun mütevazý insanlarýnýn acý hayatlarý


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © selçuk erkol, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.