"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Hadi gelin, ay tozu çalalým… Hadi gelin, en yüksek daðýn doruðuna týrmanýp zýplayalým, avuçlarýmýz açýk… üç, beþ, yedi, on… olmadý mý? Yýlmak yok, hadi tekrar zýplayalým… belki aya ulaþýrýz ve avuçlarýz ay tozunu… Ay tozu çalarsak mutlu olacaðýz, inanýyorum. Hiçbir elem uðramayacak yanýmýza… Hadi gelin, ay tozu çalalým… Çalalým ve tutalým avuçlarýmýzýn içinde, ‘hiçbir þeyi’ tutamadýðýmýz kadar… Çalalým ve tutkuyla baðlanalým, hiçbir anaya babaya, sevdalýya baðlanmadýðýmýz kadar… Hadi gelin, ay tozu çalalým. Yoksa nasýl mutlu olacaðýz? Hadi gelin, ay tozu çalalým… dünya yetmiyor artýk… dünya nimetleri, sevgileri, ýrmaklarý-çaðlayanlarý, kahramanlarý, taþý, kumu, topraðý yetmiyor… bize ay tozu lazým… Dünya… çok, çok dolu ama bomboþsun deðil mi? ‘bu ne yaman çeliþki’ türküsünü çýðýrýp duruyoruz… Dünya… barýþlarýn ve savaþlarýn sýktý artýk deðil mi? Yorulduk savaþlarla kazanýlan barýþlardan… Dünya… açlýðýn ve tokluðun iki ayrý uçta deðil mi? Ya çok aç, ya çok tokuz… Dünya… hiç çocuðun kalmadý etrafta deðil mi? Hepsi birer gerilla, klavyeler baþýnda… misketler, plastik ucuz toplar, yeni, cicili bicili giysilerde lekeler, akþam ezanýný korkuyla beklemeler ve annelerden iþitilen azarlar yok… Dünya… þöyle hani, içimize dokunan þairlerin yok deðil mi artýk? Þiir ahmaklarýn eline düþtü…Iþýklar sönünce, gözlerimizi kapatýp ezbere okuyacaðýmýz þiirler hükmünü yitirdi… Dünya… ‘yaradýlaný severim, yaradandan ötürü’ diyenlerin de yok deðil mi artýk? Estetik cerrahi denen, bir rant kapýsý var artýk… beðenmedin mi burnunu, gözünü, kaþýný, amaaan ne olacak caným, gider kestirir biçtirirsin… Dünya… aydýnlarýn, gençlerin katledildi deðil mi? Ya aðýtlar yaktýk, yada sevinç çýðlýklarý attýk… Dünya… kahramanlarýn da yok artýk senin deðil mi? Öldüler… Hey dünya! Hal böyle iþte, biz seninle mutlu olamýyoruz… Sen içinde bin bir renk, bin bir ses barýndýr istersen, yada ne bileyim gökkuþaklarý doður, umurumuzda deðil… O yüzden aya çýkacaðýz ve ay tozu çalacaðýz, anla emi bizi… bütün suç senin, yoksa biz insanlarýn hiçbir günahý yok ki… Ne yani biz mi doðradýk kardeþimizi, biz mi bozduk senin dengeni, biz mi yok ettik aðaçlarýný, hayvanlarýný? Ne yani biz mi getirdik seni bu hale? Alakasý yok… sen baþlattýn, biz sana uyduk… Avuçlarýmýzda hissedince o masmavi, parlak kum zerrelerini, sihirli bir deðnek hayatlarýmýza dokunacak. O zaman bir sürü ‘en’imiz olacak… ‘en’ zengin, ‘en’ güçlü, ‘en’ güzel, ‘en’ derin olacaðýz biz o zaman… herkes tok olacak, barýþacaðýz birbirimizle, etrafta misketlerin peþinde koþuþturan, giysileri kirli bir sürü çocuk dolaþacak, þairlerimiz ve þiirlerimiz olacak… emek vermeyeceðiz, alt tarafý bir tutam ay tozu çalacaðýz, o kadar… Mutlu deðiliz… bize yetmiyor annelerin sýcaklýðý, bize yetmiyor su kenarlarýnda kitap okumalar, bize yetmiyor dost omuzlarý, bize yetmiyor içtiðimiz su, bize yetmiyor sabah uykularý-gece seyirleri… Hadi gelin, ay tozu çalalým… Hadi gelin, en yüksek daðýn doruðuna týrmanýp zýplayalým, avuçlarýmýz açýk… üç, beþ, yedi, on… olmadý mý? Yýlmak yok, hadi tekrar zýplayalým… belki aya ulaþýrýz ve avuçlarýz ay tozunu… Ay tozu çalarsak mutlu olacaðýz, inanýyorum. Hiçbir elem uðramayacak yanýmýza… Ha, bir yol daha var mutluluk için ama, çoook zor. Yapabilir miyiz? Mesela, bir çocuðun baþýný okþasak, onu alýp kýrlara götürsek ve dinlesek, dinlesek, dinlesek… mesela, taviz vermeden uzlaþabilsek ‘öteki’yle… mesela, annemize sarýlsak ve seni seviyorum desek… mesela, barýþsak kendimizle, burnumuzla, gözümüzle, fazla kilolarýmýzla… mesela, doyduktan sonra, elimizde kalaný bölüþsek, stok yapmasak… mesela, düþüncelerden ve düþünenlerden korkmasak ve ‘ne diyor ki bu adam’ desek, bize uymadýðýnda da ‘ben böyle düþünmüyorum’ deyip noktayý koyuversek… mesela, ucuz edebiyata rant vermesek… mesela, kahramanlara sarýlsak… mesela, sevsek kardeþimizi… Olmaz deðil mi? Olmaz… Ay tozu çalmak daha kolay, emek vermek lazým bunlara… Hadi gelin, ay tozu çalalým… Yoksa kederimizden gebereceðiz…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bilgen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |