Sýcak bir akþamdý mektubun geldiðinde,
Kor alevler yakýyordu tenimi
Gözlerim yaþlý, içim bir hoþ
-deðildi
Yüreðim, alev alev
-deðildi
Sadece zarfý açmýþtým.
Titreyen ellerimin arasýndan kayar gibi
Dökülmüþtü kelimeler önüme.
Toplamaya uðraþan terli eller
Anlamaya çalýþan sorgulu gözler
Ve yýllar öncesine dönen bir garip sevinç vardý.
-Evet vardý

Deðiþen raylarýn kokusu geldi birden burnuma
Geç gelmiþti mektubun
Üç yýl öncesinin tarihi vardý üzerinde
Buram buram sen kokuyordun;
Ateþe düþmüþ itiraflar
Ve geçmiþte kalmýþ savruk özlemler…

Sýcak bir akþamdý mektubun geldiðinde
Yetiþemedi
Hasret kokusunu sînesine çekemedi
Yüreðimi titretemedi.
          -Ýnanma, yalan

*

Karþýmda hasret kokulu Akdeniz
Akdeniz’i soluyorum
Ellerim denizin tuzuna bulanmýþ
Saçlarýmda güneþin ateþi
Eski bir özlemin alevi yüreðimde.

Çardak altýnda gördüðüm bir çift göze dönüyorum
Sakladýðým o taþý görüyorum
Anlýyorum…
Akdenizim ben oraya gidiyorum
Bir uçuk mavi düþüyor ellerime
Demli çay kokusu burnuma
Tamburun ince sesi
Sultanahmet’in inleyen sedasý
Aðlýyorum…



Yüreðim delik deþik
Semavere veriyorum gönlümü
Ellerinden gönlüm savruluyor
Sultanahmet Camii yanýk bir çaðrý yapýyor
Üç yýl geç kalýnmýþ mesaj çayýma karýþýyor
Ýçiyorum özlemle
Ýçiyorum yana yana
Kokusu burnumda
Aþký içimde
Ben oradan kaçýyorum…

*

Ýstanbul düþüyor aklýma
Buðulu ve zehirli Ýstanbul
Yüreðimin atýþlarý deðiþiyor birden
Özlüyorum
Dönemiyorum…