..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düþü, hapishanede görülür. -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Derviþe Güneyyeli Kutlu




23 Haziran 2007
Söyle Bana Aþk mý? (- I - )  
Büyüklere Masallar

Derviþe Güneyyeli Kutlu


- gel, / benim yüreðim seninkinden az yalnýz deðil, gel, / az hasretli deðil, gel, / sevdalarýn hepsi sana ait, / sen onlarý toplamadan / onlar seni toplayacak / gel...


:DBFG:
   Gecelerden bir gece.... Rüyalar Ýmparatorluðu’nun ödül ve ceza daðýttýðý anlardan bir an.

   Genç bir yürek odasýnýn penceresine vuran ay ýþýðýna doðru yol almýþ. Yol daracýk, gece soðuk. Yolda, karþýsýna dev bir ayna çýkmýþ. Aynaya bakmýþ; hiçbir þey görememiþ. Çýlgýna dönmüþ. “Yüzümü kaybettim! Yüzümü kaybettim!” diye çýðlýklar atarak bütün gücüyle aynaya abanmýþ. Bin parçaya bölünmüþ ayna, gökyüzünden bin tane yýldýz kaymýþ. Genç yürek hýçkýrýklar içinde koþmaya baþlamýþ. Koþmuþ, koþmuþ, koþmuþ... Sonunda ayaklarý dayanamayýp yere yýðýlmýþ. Uzanýp ayaklarýný kaldýrmaya çalýþmýþ ama olmamýþ. Düþtüðü yerde oturmak zorunda kalmýþ. Sus pus halde bir süre öylece donmuþ. Ne bakmýþ, ne aramýþ, ne de bulmuþ. Zaman nehrin akýntýsýna kapýlýp gitmiþ. Bu gidiþin ardýndan, çok uzaklardan bir ses iþitmiþ. Kulak kabartmýþ; bir kanat sesiymiþ. Ses devam edince “Ha gayret!” demiþ; dizleri sýzlamýþ, “Az daha!” demiþ; bedeni titremiþ. Yavaþ yavaþ ayaða kalkmýþ. Küçük ve dikkatli adýmlarla sesin geldiði yöne doðru ilerlemeye baþlamýþ. Karanlýktan yol alýp geceye varmýþ. Yol alýrken burnuna çok tanýdýk bir koku gelmiþ. Evet, bu aydýnlýðýn kokusuymuþ. Sanki gece yerini güne býrakýyormuþ. Hava yavaþ yavaþ aydýnlanmaya, âdeta güneþ doðmaya baþlamýþ. Bakmýþ ki uzun bir yol, uzaklarda bir bahçe. Kulaðýnýn dibine düþen bir kanat sesi. Yol aldýkça yüzünün aydýnlandýðýný, içine kanat seslerinin dolduðunu fark etmiþ. Yaklaþmýþ, yaklaþtýkça kendisine kavuþmuþ. Yanaþmýþ, ötede koskocaman bir ayna bulmuþ. Dikkat kesilmiþ; aynada yeni doðmuþ bir gün. Geriye bakmýþ karanlýk, ileriye bakmýþ aydýnlýk. “Nasýl olur?” diye sormuþ. “Aynada gündüz, arkamda gece.”

   Sorusu yanýtsýz kalmýþ. Uzanmýþ, ayna dalgalanmýþ. Uzanmýþ, aynanýn ötesine ulaþmýþ. Ötesinde bahçe, bahçenin giriþinde bir kapý, kapýnýn üzerinde “Gir içeri” yazýsý. Yürümüþ. Bahçeden içeri girmiþ. Her yerini yasemin kokusu sarmýþ. Bir de bakmýþ ki, ileride yere oturmuþ bir genç, elindeki ipliðe yasemin diziyormuþ. Yaklaþmýþ, yüzü öyle aydýnlýkmýþ ki bir anda gözleri kamaþmýþ. Kamaþan gözlerini oðuþturmuþ. Oðuþturdukça gözleri yanmýþ, acýmýþ.

   Acýyan gözlerini açtýðýnda ise gördüklerine inanamamýþ. Kendini yataðýnda bulmuþ. Þaþkýnlýkla saða sola bakýnmýþ kimseyi görememiþ. Yataðýndan doðrulup kalkmýþ. Üzerinde geceliði, ayaklarý yalýn dýþarýya çýkmýþ. Gökyüzünde ay, gökyüzünde samanyolu pýrýl pýrýl. Birkaç adýmla evin bahçesine ulaþmýþ, çömelip yere oturmuþ. Ellerini, avuçlarýný toprakla doldurmuþ, onu okþayýp usulca sormuþ:

   -     Renginle neden örtündü gözlerim?

    -     Aþk ülkesinin kapýsýný araladýn, ondandýr.

   Ayaða kalkmýþ. Uzanýp yasemin koparmýþ aðacýndan, sonra sormuþ:

   -     Nasýl doldu rüyalarým kokunla?

    -     Yeþerdi aþk kokumla, ondandýr.

   Baþýný kaldýrýp gökyüzüne bakmýþ. Gökyüzü ýþýl ýþýl. Gün aðarmaya baþlamýþ; güneþ kýzýl. Ellerinde topraðýn yumuþaklýðý, içinde yasemin sarhoþluðu baþlamýþ doðaya anlatmaya:

   Dün gece rüyamda çok güzel bir oðlan gördüm. Saçlarý kömür karasý, uzun. Ceylan gözleri ýþýklarla dolu. Uzanýp dokunasým geldi yüzüne. Dokunamadým, korktum yüzündeki tebessüm gider diye. Uzanýp tutasým geldi yasemin dizen ellerini. Tutamadým, korktum ellerindeki yasemin solar diye. Keþke o uzatsaydý yüzüme ellerini. Keþke boynuma taksaydý dizdiði yaseminleri. Uyandým. Uyanýrken ellerini gördüm. Ellerinde yaseminler; arasýnda bir kuþun sesi...

      *

   Siyah saçlý, ceylan bakýþlý genç, kýzýl ellerini genç kýzýn yüreðine dokundurduðu geceden sonra an’lar an’larý takip etmiþ, günler günleri kovalamýþ. Her þey tik tak, tik tak iþlemeye devam etmiþ ama zamana inat donakalan bir bakýþ kalmýþ. Kýz olmuþ derviþ; derviþin gözü rüya... Rüya gözlerini verirken Ceylan bakýþlýya, birini geri alamadan genci kaybetmiþ. Genç, bir görünmüþ, bir kaybolmuþ. Kaybolurken gözlerden birini de gönlüne atmýþ.

   Derviþ, bir gözünü kaybedeli çöl misali yollara düþedursun, biz gelelim Ceylan bakýþlý gence.

   Ýþte yeni bir masal duruyor karþýmýzda; boylu poslu, þöyle endamlý… Anlatmak lâzým bu tatlý masalý. Küçücük yaþý, kocaman yüreðiyle aradýðýný bulamamýþ olan Ceylan bakýþlý genç, Kýz Kulesi’nin kenarýna gidip oturur bir gün. Günlerden bir, gecelerden sýfýr, hafif bir rüzgâr eser, ve bilinmezlerden can’ýn sevdasýný taþýr yüreðine. Narcissus misali denizdeki yansýmasýna bakar ve gülümser. Baþka bir yansýma belirir karþýsýnda. Alýmlý, kýzýla bulanmýþ bir Rüya kýz. Tatlý tebessümlü, ateþ dilli, ateþ saçlý bir kýz. Ceylan bakýþlý, derin bir iç çekiþle gördüðü yansýmaya dokunamayacaðýný haykýrýr. Genç kýz gülümser suyun yansýmasýndan, genç oðlan gülümser yansýmanýn dýþýndan. Gel, der genç kýz. Gel ve yýkan suyumda. Bak, sen aslý’nda bensin; ben de sen aslý’nda.

   Oðlan anlar anlamasýna da tutup atamaz kendini koca denizin ortasýna. Derin bir iç çekiþ daha savurur gönülden kopan. Ve sorar:

    -     Söyle bana hangisi gerçek, hangisi rüya?

   -     Kabul et gerçekler rüya olsun, rüyalar gerçek. Býrak kendini kollarýma…

    Tatlý esen rüzgâr, rüyanýn sesini de savurur Ceylan bakýþlýnýn kulaklarýna. Duyduklarý öyle hoþ, öyle cezbedici gelir ki dalar derin bir uykuya. Rüyasýnda onu görür. Saçlarý güneþ kýzýlý, uzun. Elâ gözleri ýþýl ýþýl. Uzanýp dokunasý gelir yüzüne, ellerine. Oysa dokunamaz, bu güzel rüyadan uyanacaðýndan korkar. Genç kýz, rüya gözlerinden birini çýkarýp ellerine verir. Þaþýrýr oðlan, nasýl bu kadar kolay verdi böyle deðerli bir þeyi, diye. Avuçlarýný açar. Kýzýl ýþýk, gözlerini 90 derecelik bir floresan gibi kamaþtýrýr. Gözlerini kapar ama kaçamak bir tebessüm, çalar gözün sihrini. Göz bir türlü genç kýza geri dönmez. Genç kýz uzanýr, sonra tereddütle geri çekilir. Oðlan da tam uzanacaðý sýrada bir kuþ sesi duyulur. Keþke o uzatsaydý yüzüne ellerini. Uyanýrken uzatýr gibiydi. Ellerinde bir kuþun sesi …

   Þu upuzun denizin kýyýsýnda, þu alabildiðine geniþ gökyüzünün karþýsýnda mahcup, heyecanlý, toy ve daha pek çok duygu yoðunluðuyla yoksunluðu yaþar Ceylan bakýþlý. Tek farký kuþ sesi. Yaný baþýnda güneþ ve ay, parlayan tüyleri ve dost gözleriyle toprak toprak bakar genç oðlana. Genç oðlanýn ellerinde göz, kuþun kanadýnda ses… Dilinde ses… Bir süre döner gencin etrafýnda, sonra uçup gider bilinmeze.

   Genç haykýrýr arkasýndan:

    -     Söyle bana, bu ne?

   Yanýtý gizlenir kanat seslerine. Denizin þýrýldayan melodisine bir de…

   Genç, kendini biraz Mevlevî, biraz da deli hisseder –ki Mevlevî’ye dönmüþtür Ceylan bakýþlý, nedeni aþk ve keder- Ve hem þaþkýn hem gülen bir yüzle bakar elindeki göze. Hayatýnda ilk defa bir insanýn gönül gözünü tutar. Biraz çekingen, biraz telâþlý, biraz meraklý bir gözle sadece bakar. Anlar ki, rüyasýnda gördüðü kýzda kendini görmüþtür. Anlar ki, denizdeki yansýma kendi yansýmasýdýr. Anlar ki, genç kýzdan ayrýlýrken ondan bütün olarak kopmaya da dayanamaz, kendinden kopmak istemediði kadar. Kimsenin ona bakmasýna dayanamaz, onun kimseye bakmasýna dayanamadýðý kadar. Kararýný verir; rüya gerçeðe dönerken, baþkasýna bakmamalý bu göz. Bir cananda kalmalý yaþayabilmek için, bir de kendinde…

   Ceylan bakýþlý Mevlevî, elinin arasýndaki can’ý ne yapacaðýný bilmez halde düþsün yollara, biz gelelim Rüya gözlü derviþe.

   Derviþ, gittikçe derviþleþir. Çileler yavaþ yavaþ çekilmeye baþlar. Bir gözü kör, bir gözü aydýnlýktýr artýk derviþin. Bir yaný eksik, bir yaný tam. Bir yaný gerçek, bir yaný yalan. Bazen aklýna gelir eksikliði utanýr, bazen aklýna gelir tamlýðý çoðalýr. Her çoðaldýðýnda bir Mevlevîlik sarar içini. Bir ilahî duyar gibi, uzaklardan duyulan bir kuþ sesi, yüreciðini pýr pýr kanatlandýrýr. Semâ eden elleri, gönlüne, bir göðü, bir topraðý sardýrýr; dünyevî hayattan inzivaya çekilmesine vesile olur. Olur da; yine de bir tarafý eksik, tam olduðu kadar diðeri. Aklýnda o gözler. Tek gözünde o gönül. Aradýðýnýn aþk olduðunu bile bile, kendinde tam olanýn aþk olduðunu göre göre. Tam bir eksik, eksik bir tam. Arar durur gönülden içeri…

   Anlar, kuþ seslerinin neden duyulduðunu. Bilir, bu eksikliðin ancak özgür kalýnca tamamlanacaðýný. Bilir bilmesine de, diðer tam, geri iter her defasýnda adýmlarýný. Adýmlar, bir ileri, iki geri. Ýki ileri, üç geri…

   Gel gitler oladursun, bilir bir gün kuþ sesini duyduðu yere varacaðýný. Orada oturup þerbetten tatlý içecekler içeceðini, baldan tatlý yiyecekler yiyeceðini. Bilir, aradýðý gözünü ve gözü alaný bulacaðýný; sesini duyduðu kuþun yardýmýný… Ya da tuzaðýný…

   Derviþ bunlarý göredursun, varalým Mevlevî’nin yanýna. Yanýndan aralayalým baðrýný, girelim gönlüne. N’eylersin, aðýr gelmiþ bu yürek. N’eylersin aðýr gelmiþ üçüncü göz. N’eylersin, iki gözü bir göze bedel. Üçüncü göz ikinci oluvermiþ, n’eylersin. Mevlevî, eksik olduðu gönlü bulmuþ, körlükten kurtulmuþ, fazladan üçüncü bir göze kavuþtuðu için de derin bir yükün altýna girmiþ. Ne yapacaðýný bilemeyip, dolaþýp durmuþ bir süre öyle. Sýrtýndaki yükten bîhaber, gönlündeki bütünleþmeden bîhaber. Hem tam, hem fazla. Onu tamamlayandan ayrý düþtüðü için eksik, onun yarýsýný alýp geldiði için fazla… Kendi yükü yetmezmiþ gibi bir can’ýn yükünü sýrtlamak þu toy sýrta. Toy atlar durur mu, bir tarafý sakin sessiz, deniz yanýnda; bir tarafý koþar durur dört nala. Koþar koþmasýna da, bilmez ki varýlan yol hiçlik, aranan yol bilinmezliktir. Tek iþareti vardýr bildiði bunlar dýþýnda; tek kuþun kanat sesleri ile ötüþü suskunca.

   Bir gün yorulur Mevlevî bu dört naldan. Toy olduðu kadar olgun, olgun olduðu kadar yaþlý, yaþlý olduðu kadar genç yüreði ve ellerindeki serveti… Karar verir karýþtýrmaya… -Sýrta mý alýnmýþ yük, gönle mi?..- Ellerinin arasýndaki ýþýltýya bakýp son kez atar havaya, ardýndan bekler düþmesini gönül topraðýna… Yük eðer sýrttaysa atar gidersin, yük eðer gönüldeyse saklar gidersin, diye diye baþlar bir þarký fýsýldamaya…

   Bilmez ki, havaya attýðý aþktan bir tutam çalmýþtýr toprak gözlü kuþ… Ve toprak gözlü kuþ, o tutamý tuttuðu andan, benzemiþtir altýn gözlü kuþa…

             -Kuþ, haberdir; habercidir.
             Ya vuslatý haber verir, ya ayrýlýðý.
             Ya aþký, ya aþksýzlýðý…
             Kuþ, özgürlüktür.
             Kanadýna takar aþký,
             Serper yere göðe, aþka hasret herkese.
             Kuþ, mucizedir.
             Billûr sesiyle ulaþýr gök kubbeye.-

   Altýn gözlü kuþ, geçtiði her yere savurmaya baþlamýþ aþký. Serpmiþ umudu aþka hasret gönüllere. Ulaþmýþ yüreði aþký bilen herkese. Ama bir derviþe baþka gelmiþ bu aþk, bir Mevlevî’ye. Düþmüþ ikisi de kuþun peþine. Kuþ uçar, gönül kovalar. Kilometrelerce mesafe aþýlmýþ kuþun kanadýyla. Ve taþýnmýþ vuslat anýna…

   Kuþ uçmuþ, Mevlevî yorulmuþ, oturmuþ Kýz Kulesi’nin karþýsýna. Kuþ uçmuþ derviþ kovalamýþ, varmýþ Kýz Kulesi’nin yanýna. Bir yaz akþamý, bulmuþ derviþle Mevlevî birbirini göz göze; gönül gönüle. Eller korkulu, taþmaya kýyamamýþ bedene. Aþk, dokununca kaçacak ürkek bir kuþ. Gönlün acýsýna dayanamadýðý, vuslatýna ömrünü adadýðý.

   Bir derviþ bakmýþ Mevlevî’ye, bir Mevlevî derviþe. Bu rüya mý, yoksa ne? Dile gelse Kýz Kulesi, neler dermiþ kim bilir bu an içinde.

   Gözler dile gelmiþ:

- Bir kuþ buldum allý pullu renklerde
Býraktým kondu bir dalýn tepesine
Dönüp baktý altýn gözlerle
Bir tüy býraktý ellerime
Uçup gitti sonra bilinmeze
Derviþin gönlünden Mevlevî’nin gönlüne

    - bir kuþ kondu dostum, ellerime
    güneþ ve ay parlayan tüyleriyle
    kondu bir çiçeðin saçýna
    dönüp baktý toprak gözlerle
    uçup gitti sonra bilinmeze
    söyle bana dost
    aþk mý?

- Çözülen dil mi, gönül mü?
Ben en iyi beni bilirim dost
Sen en iyi seni
Ben senim dersin ne zaman ki
O zaman bilirim ben en iyi…
Söylerim sana dost
Aþk mý?

   Aynalar gönüllere tutulur:

- Gözlerini göster bana dost
Görmeliyim en derinde gizlenenleri
Gülücükler savrulurken rüzgâr misali
Dokunmalý dudaklarýma ellerin
Ve ellerim dokunmalý dudaklarýna divâne deli...

Dýþarýda yaðmur yaðýyor, benim yüreðimde damlalar
Karþýmda bir deli toy, kelimelerim yarým yarým taþar...

Söze vur derim beni, söze vur kendini
Gözlerin çocuk, yüreðin çocuk
Nasýl taþýr yüreðin bu sevdayý?

Anlýyorsun yaðmurun neden yaðdýðýný?
Mayýs sonu neden topraklarý yýkadýðýný
Sonbaharýn bedenimden kayarken
Sol yanýma imzasýný býraktýðýný?

Konuþ çocuk, susma öyle?
Býrak dudaklarýn mýhlansýn
Bana esas yüreðini söyle.

    - yüreðim ne desin
    yüreðim ürkektir benim
    cesaret ister
    kördür
    gözünün içine sokmadýkça göremez
    anlasa da söyleyemez

- Bir korku telâþýdýr kaçmak
Benden bana kaç yürek
Kördüðüm olsun her yerin
Senden bana taþ yürek...

    - ne taþtýr yüreðim ne de kaya
    bil ki yumuþaktýr pamuktan daha
    dedim ya biraz ürkektir
    ama yumuþaktýr inadýna...

- Baþýmý yaslasam dizlerine
Yüreðimi dayasam yüreðine
Bir uyku mahmurluðuyla
Pamuktan daha yumuþak göðsüne
Dalsam toplasam ne kadar sevda varsa
Taþsam karýþsam kanýna...

    - gel,
    benim yüreðim seninkinden az yalnýz deðil,
    gel,
    az hasretli deðil, gel,
    sevdalarýn hepsi sana ait,
    sen onlarý toplamadan
    onlar seni toplayacak
    gel...

- Siyah saçýna takýlýr savrulur
Ceylan gözlerine kanar kavrulur
Nice sevdalar var söze dokunur
Nice sevdalar göze dem vurur...

    - her þeyin baþladýðý,
    ve her þeyin bittiði gözler,
    kendimi kaybettiðim,
    ve kendimi bulacaðým yegâne yer...

- Gözyaþým kandý yaðmurun yaðýþýna
Bir biçâre takýldý bu satýrlara
Bir býçak yardý, tek kelime etmedi
Bu gözler bir baktý çöller yetmedi
Arar durur sevdalýyý bu derviþ
Bilir mi karþýsýnda deðil mi ermiþ
Bir kanada kanýp uçar görünür
Bir bakýþýnda yürek dövünür

    - bulutlardan beyaz
    gökyüzünden mavi aldým
    denizlerden sonsuzluk
    gözlerinden umut aldým
    yýldýzlardan ýþýk
    kuþlardan haber aldým
    ben bu masalla sana vardým

- Masal var masal sade
Masal var gezer avare
Masal var aþký dile
Getirir de susar öyle...
Söyle bana ey dost
Bu taþanlar söz mü sade?
Yoksa gizliden gizliye
Bu gönülde var mý yare?

    - söyle o zaman bana ey dost...
    aþk mý?

- Aþk, hiç ben aþkým der mi dost?
Bir kuþ buldum allý pullu renklerde
Býraktým kondu bir dalýn tepesine
Dönüp baktý altýn gözlerle
Bir tüy býraktý ellerime
Uçup gitti sonra bilinmeze
Derviþin gönlünden Mevlevî’nin gönlüne.
Bir kuþ kondu dostumun ellerine
Güneþ ve ay parlayan tüyleriyle
Býraktý kondu bir çiçeðin saçýna
Dönüp baktý toprak gözlerle
Uçup gitti sonra bilinmeze.
Bulundu bilinmez, aþýldý yollar
Karþýmýzda bir ben, bir de sen var
Söyle bana dost
Aþk mý?

    - en iyi sen bilirsin?
    dilim ancak bu kadar çözülüyor bunu bil...
    ama baðlanmasýn asla sendeki dil

- Baðlanan dil mi gönül mü?
Ben en iyi beni bilirim dost
Sen en iyi seni
Ben senim dersin ne zaman ki
O zaman bilirim ben en iyi...

      *

“-Týk týk
-Kim o?
-Benim
-Seni tanýmýyorum, git ve bul kendini
-Týk týk
-Kim o?
-Senim
-Gir içeri...”

   Gözler kalbin aynasýdýr; sözler kapý dýþarý. Eller aþkýn aðlarý; kördüðüm sarmýþ gönülleri. Görülen bir gerçek, bir rüyaymýþ. Her þey birbirine karýþýr olmuþ. Gözler neye inanacaðýna þaþýrmýþ. Aslýnda baþtan baþa yalanmýþ, baþtanbaþa bulanmýþ.

             Çözülen dil mi gönül mü?
             Akan gerçek mi, rüya mý?
             Söyleyin dostlar
             Bu, aþk mý?

   Mevlevî uzatmýþ elini derviþin gönlüne. Derviþ uzatmýþ elini Mevlevî’nin gönlüne. Birbirlerini bir süre dinlemiþler. Sonra bakýþmýþlar…

   Aþk aðýr ama engel tanýmaz. Aþk hafif, hayatýn kendisi engel. Dilim varmýyor sonunu yazmaya. Bazý masallar böyle yarým kalmalý. Varmýyor dilim dokundurmaya elleri, varmýyor ayýrmaya… Rüya hangisi, hangisi gerçek? Bu masal bitmemiþse var bir sebep. Kimi vuslata erdirir aþký, söndürür sonra. Kimi hicrana býrakýr, susturur sonra. Ne söndürmeye dilim varýr dost, ne susturmaya. Bu, ya hep yaþamalý kuþun kanadýnda, ya dökülmeli sonsuza.

      *

   Masallar, bir gerçek bir rüyayla baþlar hep. Gerçek ama aslýnda rüya… Ben de masalýma öyle baþladým ve öyle bitirdim. Bir varmýþ, bir yokmuþ. Bir yokmuþ, her zaman olacakmýþ...

Söyleyin
Aþk mý?..

      *



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Deðiþtirilemeyecek Kader Anlarýndan Biri: Berceste
Söyle Bana Aþk mý?
Masal-ý Aþk -ý-
Yürek Vuslatý Ýsterse
Ruhumdan Uzak
Aþksýzlýðýn Ne Olduðunu Gel Bende Gör
Masal - A Aþk II
Aþkýn Sýrat Köprüsünde Tango
Baþak Saçlý Kýz

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Aþikar Bir Sýrdýr Öz
Güneþ
Akarsu
Bir Uçurum Vakti
Aþkýn Sýrat Köprüsünde Tango
Kar Taneleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Felâketim Olsun Tadýn [Þiir]
Aklar ve Karalar [Þiir]
Kimsin? [Þiir]
Saklambaç [Þiir]
Ben Seyri [Þiir]
Ak Köpükle Yakamozun Hikayesi [Þiir]
Dönüþüm/s/üz [Þiir]
Vakit Geldi [Þiir]
Ruhum/a Da/yandý [Þiir]
Yüreðine Ne Kambur Ne Çýbandým [Þiir]


Derviþe Güneyyeli Kutlu kimdir?

Yüreðine sevgi fazlasýyla katýlmýþ, üstüne bir de þiir eklenmiþ; bir Ruya doðmuþ gülücük kokulu. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Murathan Mungan, Nazlý Eray ... Ve etrafýmda görüp etkilendiðim her þey...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Derviþe Güneyyeli Kutlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.