ï¿½zEdebiyat - Nesli Han - ï¿½ekim Yasasï¿½ - Dï¿½nyanï¿½n Bildiï¿½i Sï¿½r Deï¿½ildir

Bir süredir meraktaydým; çekim yasasý gibi konular binlerce yýldýr sýr olarak saklanmýþtý ama bir anda tüm dünyaya yayýldý. Bir kitapla “sýr” açýklandý, filmi yapýldý, baþka kitaplar ve filmler bunu izledi. O kadar özenle insanlýktan saklanan bilgi, ne oldu da hiçbir engellemeye maruz kalmadan yayýldý?

Bilgiye anlýk hýzla ulaþabildiðimiz çaðdayýz ama tek sebep bu mu? Birileri bu bilgiyi tozlu sandýktan çýkarýp herkesin önüne serdi. Ýyi de ilk defa gördüðümüz aletin hangi düðmesi ne iþe yarar bilemeyip yanlýþ sonuçlara sebep olma olasýlýðý ne kadar yüksekse, bu bilgilerin kullanýmý için de aynýsý geçerli. Uzun zamandýr “insana kendi gücünün farkýndalýðýný” yaþatacaðý iddia edilen sýrrýn yayýlmasý, dünyayý yönetenlerin neden iþine gelsin sorusuna yanýt arýyordum. Gerçekten eðer dünya bu farkýndalýðý yaþarsa, büyük kitleleri belli amaçlar için kontrol altýnda tutmak mümkün olmaz. Satýþ konusu olan tüm sektörler çöker ve daha pek çok sonucu var.
Bilgi yayýldýkça artmasý gereken farkýndalýk ve yaþamdaki yansýmalarý hiç de bu þekilde gerçekleþmeyince dönüp çekim yasasýna tekrar baktým, inceledim, yayýnlarý, sosyal medyayý ve ne varsa dikkat kesildim. Meðer sýrrý(!) böyle hararetle servis etmelerinin nedeni, bilinç evrimiyle zihninde ýþýklar yanmasý kaçýnýlmaz olacak insanoðlunun önünü kesmek ve tam tersine kendi gücünün farkýna varmasýný “tam tersini yapýyormuþ” gibi göstererek engellemekmiþ.

Neden derseniz anlatayým: Çekim yasasýnýn insanoðlunun yararýna öðrenilmesi ve kullanýlmasýnýn, zihinlerle oynayarak engellenmesi görevini üstlenen belli kesimler var. Bunlarýn oluþturduðu gruplar, internette medyada her an karþýmýza çýkarak, “evrenin ya da tanrýnýn verdiði sýkýntýlar aslýnda senin için bir lütuftur” fikrini enjekte ediyorlar. Bunu da çekim yasasý ile altýný doldurarak yapýyorlar. Elindeki aleti nasýl kullanacaðýný bilmeyen büyük çoðunluk, kendi inanýþýna uygun olarak tasarlanmýþ bu yazýlarý okuduðunda, sýkýntýlarýndan kurtulmanýn deðil yokluk, haksýzlýk, adaletsizlik, zorluk içinde yaþadýðý için kendini þanslý saymanýn ne büyük nimet(!) olduðuna ikna oluyor. Böylece gerçekte olabileceði noktayý hiç merak etmesine gerek kalmýyor. Madem böyle yaþamak bir nimettir o halde ben þanslý(!) %99 luk dünya nüfusu içindeyim diyor. Ýþte müthiþ sýrrý kullanmayý bilen çakallar, aslýnda “her sorunun kendi içinde cevabý barýndýrdýðý ve soruna kýzmak yerine çözüme odaklanmak gereðini” vurgulayan çekimsel konularý eðip bükerek bozarak öyle sunuyorlar ki, bilmeyenleri istedikleri kalýba alabiliyorlar.

Sýr denilen þeyin aslýnda sýr olmadýðý ve yaþamýn her anýnda ve alanýnda bu yasanýn mükemmel iþlediðini sadece görmek için kendimize izin vermemiz gerektiðini anladýðýmýzda, çakal sýrcýlarýn ekmeðine yað sürmekten kurtulacaðýz. Zihinlerimizle oynanmasýný istemiyorsak, X abla, Y abi, Prof. Z gibi iþaret edilen kiþileri okumakla incelemekle yetinmeyelim ve evrenin yasalarýný taraf tutarak öðrenemeyeceðimizi anlayalým. Sakin olan zihne tüm evrenin teslim olduðunu biliyor muydunuz? Þimdi biliyorsunuz.

Bu dünya hepimizin.