Ýnsan melek olsaydý dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret |
|
||||||||||
|
“Tahsin bey, çöpü alabilir miyim?” “…” “Ekmek ister misiniz?” Askýlarýný düzeltti. Sonra, yuvarlak gözlüklerini… Camýn ardýndan, retina, karanlýk evrenin sonsuz boþluðuna açýlýyordu. “Bu gürültü ne Haydar?” “Beþinci kat efendim.” Koridorun sonunda, Tahsin beyin arkasýnda kalan pencereyi gösterdi. Mütemadiyen kolundaki sepeti düzeltiyor, hýrkasýnýn kýsalmýþ kollarýný çekiþtiriyordu. Camýn dýþýnda, bir makinenin gökyüzüne uzanan merdiven parçalarý yükseliyordu. Ýçinden okudu: “Gökbilek, evden eve, asansörlü taþýma…” “Delirmiþ gibi insanlýk. Durmadan yer deðiþtiriyoruz. Bir gün taþýnmak için yeni bir gezegen bulmak zorunda kalacaðýz.” Tahsin bey; altmýþ bir yaþýnda, Psikoloji Bölümü Ana Bilim Dalý baþkaný. Birkaç yüzyýldýr bekar. Balýk tutmayý, raký içmeyi ve Afrika’dan gelen tropik meyvelerin bitki özlerinden türlü karýþýmlar elde etmeyi sever. Þort giydiðinde diz kapaklarýnýn tuhaf göründüðünü düþünür, cumartesilerinin bir saat kýrk beþ dakikasýný tenis oynamaya, on beþ dakikasýný kulak çöpüyle kulaklarýný karýþtýrmaya ayýrýr. Tüm bunlarýn dýþýnda, eðer fakülte içerisinde deðilse, muhtemel suretle yakýnlardaki bir benzin istasyonunda, doksan yedi model volkswagen’inin dikiz aynalarýný silerken kolaylýkla bulunabilir. “Evet beyim, evren.” Haydar; otuz altý yaþýnda. Erzincanlý. Kapýcý. Evli. Dört çocuk babasý. Günün on altý saatini, on iki katlý apartman için çalýþýrken geçirir. Ve bunun matematiksel sonucu, her kat için bir saat yirmi dakikaya tekabul eder. Boþ vakitlerinde, eðer yolun karþýsýndaki markette deðilse kapýnýn önünde bulunan çöp konteynýrlarýnýn baþýnda, höpürdeterek kaçak çay içerken bulunabilir. “Gel, gel, gel, gel, gel, hoop!” “Ne oldu Haydar?” “Abe, çöp.” O gün, Tahsin bey yine daktilosunun baþýnda, yoðun bir tuþ dansý ve çatýrtýsýnýn tam ortasýnda, duvardaki filozof resimlerinin bir metre kadar önü, bozuk bir gramafonun ve plak dolabýnýn hemen solu ve tozlarýnýn tarihi Helenistik döneme kadar uzanan kitaplýðýn hemen saðýnda, okuma gözlüklerini –burnunun gözlüðe denk düþsün diye özel olarak tasarlanmýþ gibi duran çizgisine yaslayarak- takmýþ, büyük bir þevkle, bir þeyler yazýyordu. Kapý çaldý. Sonra bir daha. Sakallarýný sývazladý, kilitleri çekti. “Tahsin bey, çöpü alabilir miyim?” “…” “Ekmek ister misiniz?” Her günkü ritüeli yerine getirmek adýna, sýrtýný döndü, mutfaða doðru ilerledi. Kapý aralýðýndan görünen fincanlar þeklini deðiþtirmemiþ, aksice sayýca çoðalmýþlardý. Haydar, çöp poþetini alýp, önünde sürüklediði ince uzun çöp arabasýyla asansöre bindiðinde, kapý çoktan suratýna kapanmýþtý. Sakinler Apartmaný, þehrin bilindik ve nezih caddelerinden birinin üzerinde, üniversite kampüsüne birkaç dakika, en yakýn alýþveriþ merkezine beþ yüz metre ötede, yaklaþýk otuz yaþýnda bir binaydý. Ýsmi manidardýr belki, zira, apartmana yeni taþýnan üç üniversite öðrencisinin dýþýnda, emekli birkaç memur, öðretmen, aðýr ceza hakimi ve profesörlerden baþka kimse yoktu. “Tahsin bey, çöpü alabilir miyim?” “…” “Ekmek ister misiniz?” Sesi titriyordu. “Ne yapýyorsun evladým burada? Hem, çöp saati de deðil.” Tahsin bey elinde cilalý ayakkabýlarýyla kalakalmýþ, boynunda fularý ve paltosuyla kapýdan çýkarken, üzerine yýðýlan Haydar’ý kucaðýnda buldu. “Evladým, ayýp deðil mi? Kapýyý mý dinliyorsun?” “Efendim ben deðil.” “Kim öyleyse?” “Freud.” “Oðlum, hasta mýsýn sen?” “Geleneksel psikoanalitik görüþ, genelde davranýþlarýn temelinin büyük ölçüde bireyin içindeki bilinçdýþý güçler tarafýndan baþlatýldýðýný savunurlar. Bu düþüncenin en önemli savunucusu Freud’dur beyim.” “Evladým tamam, çekil uçaðý kaçýracaðým. / Bana bir taksi çaðýr.” “Vallahi beyim ben deðil, bilinçdýþý güçler dinledi. / Zaten anam da oldu olasý cinlere inanýr.” “Oðlum tamam çekil. Ayakkabýlarýma basýyorsun.” “Freud’a göre, bilinçdýþý güçler, çocukluk yaþantýlarý yoluyla bilinçlenmekte ve bugünkü davranýþlarýmýzý harekete geçirmede, yönetmede çok önemli rol üstlenmektedir beyim.” “Tamam evladým yettin, çekil.” “Affet beyim, zaten biþey duymadým, sadece müzik.” “Ýyi hatýrlattýn kapatayým.” “Opus altmýþ bir, deðil mi beyim?” Kapýyý kilitlerken, paltosunun yakasýndan sarkan fularýný düzeltti. “Çöpü al, üç günde bir çiçekleri sula.” “Ekmek lazým mý?” “…” Arkasýndan seslendiðinde, merdivendeki ayak týkýrtýlarý, bir eserin bitiþi gibi kayboldu. Haydar, çöp poþetinin arasýndaki bir tomar kaðýdý her günkü gibi çekip çýkardý. Ýlk sayfayý okudu. “Modern psikoanalitik görüþ, davranýþlarýmýzý sadece bilinç dýþý süreçlere baðlamaz. Egonun fonksiyonlarý ve bireylerin sosyal etkileþimlerinin de kiþilik üzerinde önemli etkiye sahip olduðunu savunur.” Bekledi, bakýndý, son kelimeyi ekledi: “Hýyar.” Mütemadiyen kolundaki sepeti düzeltiyor, hýrkasýnýn kýsalmýþ kollarýný çekiþtiriyordu. Çayýndan bir yudum aldý. Höpürdetti. “Gel, gel, gel, gel, gel, hoop!” “Ne oldu Haydar?” “Abe, çöp.”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hýdýr Murat Doðan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |