Allah’tan uzak yaþayan her insan sahte bir mutluluk portresi çizer. Çok mutlu olduðunu söylediði anda bile kalbi tatmin deðildir. Yaþaadýðý mutluluðun geçici ve sonlu olduðunun bilincindedir.

Ýnkar edenlerin yaþadýklarý mutsuzluk, ne yaparlarsa yapsýnlar peþlerini býrakmaz. Yüce Allah´a karþý acizliklerini düþünmeyip nankörlük etmeleri, Allah´ýn zikrinden yüz çevirmeleri ve Kur’an ahlakýndan uzak yaþamlarý, onlarý ahirette daha da büyük bir mutsuzluða sürükleyecektir.

Müminler ise, her durum ve þartta her zaman Rabbimiz’e güvenen, hep O´na itaat eden ve O’nunla kesintisiz bir baðlantý içinde olan insanlardýr ve bu baðlantý nedeniyledir ki, Allah´ýn dostluðunu, yardýmýný ve sevgisini sürekli hissederler. Rabbimiz Kendi yolunda samimi çaba içinde olan, malýný ve canýný Kendisine satmýþ olan bu takva sahibi kullarýný, sonsuz barýnma yurdu olan nimetlerle dolu cennetle müjdeler:

Rableri onlara Katýndan bir rahmeti, bir hoþnutluðu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler. (Tevbe Suresi, 21)

Müjde, dünya hayatýnda ve ahirette onlarýndýr. Allah´ýn sözleri için deðiþiklik yoktur. Ýþte büyük ´kurtuluþ ve mutluluk´ budur. (Yunus Suresi, 64)

Müminlerin mutluluðu ayetlerden de anlaþýlacaðý üzere, yalnýzca cennette olmayacaktýr; bu samimi kullar dünya hayatýnda da ´...Bu dünyada güzel davranýþlarda bulunanlara güzellik vardýr; ahiret yurdu ise daha hayýrlýdýr... (Nahl Suresi, 30) ayeti ile güzel bir yaþamla müjdelenirler.

Kur’an ahlakýndan uzak yaþayan kimselerin dünya hayatýna duyduklarý hýrs onlarýn mutsuz bir yaþam sürmelerine neden olur. Rabbimiz, zikrinden yüz çevirmiþ olan bu kiþilerin, dünya hayatýnda sýkýntý içinde ve mutsuz yaþayacaklarýný, “Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artýk onun için sýkýntýlý bir geçim vardýr ve Biz onu kýyamet günü kör olarak haþr edeceðiz. (Taha Suresi, 124) ayetiyle haber verir.

Yanlarýnda Allah´ý anmak, sorumluluklarýný ve yapayalnýz hesap vereceklerini hatýrlatmak, bu kiþilere büyük bir rahatsýzlýk verir, hatta öfkelendirir. Bu kiþiler, “Sadece Allah anýldýðý zaman, ahirete inanmayanlarýn kalbi öfkeyle kabarýr. Oysa O´ndan baþkalarý anýldýðýnda hemen sevince kapýlýrlar. (Zümer Suresi, 45)

Müminlerin, kendilerini bir hiçken var eden, herþeyin asýl sahibi olan ve tüm olaylarý kontrolü altýnda tutan Allah´a olan baðlýlýklarý, tevekkülleri ve sevgileri çok güçlüdür. Yaþamlarý boyunca yalnýzca O´na kulluk ve ibadet eder, yalnýzca O´ndan yardým diler, O´ndan baþka hiç kimseden korkmazlar. Bu güçlü sevgi ve baðlýlýk onlarýn tüm ibadetlerinde kararlý olmalarýný saðlar. Müminlerin yaþamlarý, “Binasýnýn temelini, Allah korkusu ve hoþnutluðu üzerine kuran kimse mi hayýrlýdýr, yoksa binasýnýn temelini göçecek bir yarýn kenarýna kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateþi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluða hidayet vermez.” (Tevbe Suresi, 109) ayetiyle bildirildiði gibi Allah’ýn hoþnutluðu üzerine kurulmuþtur.

Dinden uzak yaþayan kiþilerin yaþamlarý ise, dünyevi çýkarlar ve maddi beklentiler üzerine kuruludur. Müminler tüm bunlardan Rabbimiz’in hoþnutluðuna ve sonsuz kurtuluþa kavuþmak için vazgeçmiþlerdir. Onlar ´Allah´ýn rýzasýný arayýp kazanmak amacýyla nefislerini satýn alan´ (Bakara Suresi, 207) insanlardýr ve bundan dolayý da en mutlu insanlardýr.

Müminler, yaþamlarýnda Allah´ýn özel olarak yarattýðý birçok olayla imtihan olurlar, ancak bu nedenle zor ve mutsuz bir hayat yaþamazlar. Dünya hayatý zaten imtihan amacýyla hazýrlanmýþ bir mekandýr. Bu gerçeði bilen müminler, baþlarýna gelen her olayýn, her musibetin Allah’tan olduðunu bilir, sabýrý ve tevekkül gösterirler. Allah, “Mü´minlerin kalplerine, imanlarýna iman katýp-arttýrsýnlar diye, ´güven duygusu ve huzur´ indiren O´dur…” (Fetih Suresi, 4) ayetiyle bildirildiði üzere müminlerin kalplerine huzuru yerleþtirmiþtir. Ýþte bu hiçbir insanýn hiçbir þekilde kendi gayretiyle elde edemeyeceði en büyük nimettir. Ve Rabbimiz ‘güven ve huzuru’ yalnýzca müminlere bir lütuf olarak vermektedir.

Erkek olsun, kadýn olsun, bir mü´min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç þüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaþatýrýz ve onlarýn karþýlýðýný, yaptýklarýnýn en güzeliyle muhakkak veririz. (Nahl Suresi, 97)