"Sýfýrdan baþlanýp nasýl zengin olunur?", "Kýsa Yoldan Nasýl Zengin Olunur?", "Bugün Zengin Ol!", "1 Dolara Nasýl Zengin Olunur?"... Bu saydýklarým, içerisinde zengin olmanýn sýrlarýnýn verildiði bazý kitaplarýn isimleri.

Ýþ adamlarý, kendi baþarý öykülerinden yola çýkarak nasýl zengin olunacaðýna dair kitaplar yazar, konuya iliþkin püf noktalarý açýklarlar.

Bu kitaplardan birinde, anlattýklarý analiz edilerek ünlü zenginlerin "zihin haritasý" çýkarýlmýþ. Bu haritanýn ekonomik özgürlük çabasýnda insana yol haritasý olacaðý söylenmiþ...

Dahasý okuyucuya þöyle bir öðüt verilmiþ: " Gerçekten zengin olmak ister ve karar verirseniz, hayalini kurdukça gerçeðe doðru gidecektir. Ancak eðer kaderci olursanýz, olmayacak bu iþ diye isteklerinizi azaltýrsanýz o iþ olmaz."

Burada konuya açýklýk getirmesi bakýmýndan kader konusunda þu bilgiyi eklemek isterim. Genellikle insanlar, olaylar istedikleri gibi gitmediðinde kaderlerini yaþadýklarýný, beklentileri gerçekleþtiðinde ise kaderlerini deðiþtirdiklerini düþünürler. Kötü giden kaderleridir; olaylarýn akýþý istedikleri gibi olduðunda ise kendilerince "kaderlerini yenmiþ" olurlar. (Rabb’imi tenzih eder yüceltirim.)

Oysa insan belirlenmiþ kaderinin dýþýna çýkamaz. "Kaderini yenmesi", "kaderin akýþýný deðiþtirmesi" gibi bir düþünce aldanýþtýr. "Kaderimi deðiþtirdim" diyen kiþi de kaderindeki cümleyi söyler.

Diðer yandan, zengin olma konusuna Kur’anî açýdan bakalým...

Ýnanan insanýn dünya hayatýndaki “yol haritasý”ný Kur’an belirler. Kurtuluþa giden o yolda rehberi ve kýstasý Kur’an’dýr. Zengin olmanýn sýrrýný da Kur’an verir; sýr þükretmektedir. Allah, birçok ayette insanlara þükretmelerini hatýrlatýr ve þükreden kullarýna artýracaðýný haber verir.

“Rabbiniz þöyle buyurmuþtu: "Andolsun, eðer þükrederseniz gerçekten size artýrýrým ve andolsun, eðer nankörlük ederseniz, þüphesiz, Benim azabým pek þiddetlidir.” (Ýbrahim Suresi,7) ayetindeki ifade, þükretmenin sýrrýný ortaya koyar.

O halde zenginlik þans, çok çalýþmak ya da tesadüfle açýklanacak bir durum deðil, Allah’ýn, nankörlük etmeyen, þükreden kullarýna vaadidir. Allah, çalýþmasýný, isteðini, duasýný sebep kýlarak dilediði kulunu zengin eder. Ayrýca inanan insan bilir ki, Rabb’i zenginliði nimet ve imtihan amacýyla verir.


Ýnsan, etrafýndaki sayýsýz nimetin hiçbirine kendisi güç yetiremez; yalnýzca Allah’ýn dilemesiyle bu nimetlere kavuþabilir. Dünya hayatýndaki tüm nimetler, insanýn þükür mü yoksa nankörlük mü edeceðini ortaya çýkarmak için yaratýlýr.


“Þüphesiz Biz insaný, karmaþýk olan bir damla sudan yarattýk. Onu deniyoruz. Bundan dolayý onu iþiten ve gören yaptýk. Biz ona yolu gösterdik; (artýk o,) ya þükredici olur ya da nankör.” (Ýnsan Suresi, 2-3)


Dünyada insanlara sunulan tüm imkanlar çok çekici ve gösteriþli yaratýlmýþtýr. Ancak ayný zamanda geçici ve kýsa sürelidirler. Böylece insanlar sonsuz ahiret nimetleriyle kýyas yapabilirler. Ýþte sýr da buradadýr. Güzellikler içinde yaþamak, haz almak kuþkusuz nimettir. Ýnanan insan dünya hayatýnda da yararlanmak için bu nimetleri Allah’tan ister. Ayný zamanda fiili dua anlamýnda çalýþýr, çaba gösterir.

Allah dileðine rýzký geniþletip yayar, dilediðinin ise rýzkýný kýsýp daraltýr ve tümünü hayýr ve hikmet üzerine diler. Zengin olan da yoksul olan da böylece sýnanýr. Servetle azgýnlaþýp þýmarmayan ve þükredici olanlar, serveti alýndýðýnda ise tevekkül ve sabýr gösterenler Allah’ýn razý olduðu kullardýr.

Onlar tüm malýn ve mülkün gerçek sahibinin Yüce Allah olduðunun, O’nun dilediði kuluna dilediði kadar verdiðinin ve yine O’nun dilemesiyle gideceðinin bilincindedirler.

Zenginlik, para, mülk amaç deðil, rýzýklarý, nimetleri adalet, hikmet ve rahmet içinde taksim edip herkese nasibini veren Allah’ýn hoþnutluðunu kazanmak için araç olmalý.... Servetini sýrtýna yüklenmeyip binek olarak kullanan insan için kurtuluþ yollarýna ulaþtýran bir araç...