 • İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey |
381
|
|
|
|
Uyumayalım..Dünyamızı..Dünyamızdan önce ülkemizi gözleyin ve iyi analiz edein çağımızı.Bilgi depolayalım ki,fikir sahibi olalım. Sevgilerimle.. |
|
382
|
|
|
|
Öğrenci gözünden eğitim maratonu |
|
383
|
|
|
|
Sıra dışı bir vali” şeklinde bir cümleyle başlasam yazıma sizde nasıl bir çağrışım yapar?
Eminim çoğunuzda; Ayşe Kulin’in yazdığı “Köprü” romanını çağrıştırır…
Veya Kulin’nin romanından, Ahmet Yurdakul’un senaryolaştırdığı Köprü filmini |
|
384
|
|
|
|
Trafik içindeki durumumuz, aslında kendi aynamızdır. |
|
385
|
|
|
|
Öğretmenimle ilgili nostalji yaşadığım bir anı... |
|
386
|
|
|
|
Kırmadan, kızmadan, yorulmadan, sevgiyle, ilgiyle, bilgiyle, sizlere bahşedilen sabırla insan yetiştiren; "İyi ki Öğretmenim" diyen koca yürekli meslektaşım, öğretmenler gününü kutluyor; sizlerle ülkemizin eğitim ağacının aynı dalında yaprak olmaktan gurur duyuyorum. |
|
387
|
|
|
|
"Önce Ekmekler Bozuldu, sonra her şey" diye başlar kitap. Oktay Akbal'a saygımız sonsuz mutlaka ama önce insanlar bozulmuş gibi geliyor bana. Çok eski bir hikâyedir, ta Hazreti Âdem’in çocukları Habil ile Kabil'e kadar gider sebebi de basit bir kıskançlıktır aslında. İşte insanların bozulması burada başlar sonra gerisi çorap söküğü gibi gelir. Kur'an da adı geçen yirmi beşe yakın peygamber vardır ve insanlar bunların birçoğuna, bizim peygamberimiz de dâhil çeşitli şekillerde zulüm yapmaya, öldürmeye bile kalkmışlar |
|
388
|
|
|
|
Bir süre önceki yazılarımızın birinde eşekler üzerine bir yazı kaleme almıştım. Dünyada ve ülkemizde konunun engin uzmanları varken bize düşmez ama aynı konuyu ele almaktan kendimi uzak tutamadım... |
|
389
|
|
|
|
Bencillik hertürlü nefretten daha beterdir.
Ve sadece kendini düşünmek olsa olsa insan türüne ait bir ilkelliktir.
Bu kadar güçe sahipken benliğini bir hiçliğe kurban etmek zayıflıktır.
Adaletin sadece kelime anlamı kalmıştır geriye.
İnsanca yaşamak insanın ne olduğunu bile bilmeyen kişilerce ihanete uğramaktadır.
Ve onur kaybedilmiş bir erdem parayla satın alınan bir metadır.
Birileri senden daha iyi yaşayabilsin diye seni daha kötü yaşamaya mahkum ederler.
|
|
390
|
|
|
|
Her şeyden önce insan gelir” tezini düstur edinmiş bir toplumda hayvanlar için gösterilen bu hassasiyetlerin onda birinin her gün gazetelerin üçüncü sayfalarını işgal eden cinayet, tecavüz, katliam haberleri için gösterilmemesi beni derinden etkiledi. Belki de hayvanları koruma ve yaşatma dernekleri, hayvansever dernekleri gibi, artık insanları yaşatma ve koruma derneklerinin kurulma zamanın geldiği zamandı. İlk duyulduğunda komik gelen bu trajikomik durumun, tek başına sokağa çıkmanın korkulduğu bu zamanda o kadar da komik olmadığı görülebilirdi. |
|
391
|
|
|
|
Ressam olsaydım kesinlikle basit insan manzaraları resmederdim. Sırıtık gülüşlerin, aptal bakışların ve çoğunluğu üniversite mezunu olan insanların resmini çizerdim. Ha sanmayın ki resimlerini yaptıklarımı fırça darbeleriyle döverdim ya da onlara söverdim. |
|
392
|
|
|
|
Aziz okur,
Bir öğretmen dostumuz anlatıyor:
“-Özel eğitim ile ilgili ilköğretim öğretmenlerinin katılmasının zorunlu olduğu bir seminerdeyim. Nedense bana zorunluluk esasına dayanan proğramlar faydalı olmamaktadır. Ben de seminer esnasında zamanımın bir kısmını zorunluluktan kaynaklanan nedenden dolayı semineri (slayt proğramını) sunan öğretmeni dinliyorum. Zamanımın diğer bir kısmını ise kitap okuyarak değerlendiriyorum.
|
|
393
|
|
|
|
Demokrasiyi sandığa oy atmakla sınırlı gören, görmek isteyenlerle seçtikleri, demokratlığı kimselere bırakmıyor; demokrasiyi anlamanın ilk basamaklarında bile değillerken. |
|
394
|
|
|
|
Ünlü opera sanatçımız Leyla Gencer vasiyetinde, ölünce yakılıp küllerinin İstanbul Boğazı’na savrulmasını arzulamışlar.
Hayırlı olsun! Desek acaba “hayır” mı dilemiş oluruz? Yoksa “nayır, nolamaz” mı demiş oluruz?
|
|
395
|
|
|
|
Ben değişirsem ruhumun, aklımın derinliklerine eklediğim bilgiler ile çevremi de olumlu yönde değiştirmeye gücüm yeter... Önce kendimi, sonrada çevremi değiştirmeye gücüm yetmiyorsa, yerinde sayıyorum demektir... |
|
396
|
|
|
|
zorunlu hümanizmden muzdarip insanlar için. |
|
397
|
|
|
|
Yine Jet Sosyetemizin önemli simalarından sinema sanatçısı, oynadığı her filimde memleketi ayağa kaldıran Himmet Dikdurur’da marka meraklısı, iciğine ciciğine kadar. Ayakkabıları Nike, öyle yazılıyor da Nayk diye okuyun siz. Sadece 330 Türk Lirası olup, Ray Ban gözlüğü ise sekiz yüz yetmiş Türk Lirası gibi, bizim için büyük, onlar için ise devede kulak bir rakam, fazla abartmanın da gereği yok....
|
|
398
|
|
|
|
Günümüzdeki insanlar dünyayı gereğinden fazla ciddiye alıyorlar. Oysa ebedî hayat dikkate alındığında dünya hayatı ne kadar da kısadır. Bunu bile bile zamanımızdaki insanların alabildiğine lüks ve görkemli binalar yaptığını görünce şaşırıyorum. Dünya bu kadar ciddiye alınmaya değer mi? Türkiye’de istatistik verilerine göre ortalama ömür erkeklerde 65, kadınlarda 70 senedir. Bu sürenin 15 yılını(çocukluk dönemini) farkında olmadan yaşıyoruz. Kalıyor 50–55 yıl… O da dünya meşgaleleriyle öyle bir geçiyor ki hiçbir şey anlamıyorsunuz. Yaşı kemale eren, yetmişini deviren insanlara bugüne kadar neler görüp geçirdiklerini sorduğumuzda sadece yaşadıkları günü biliyorlar. Geçmiş geçmiştir; an bu andır.
|
|
399
|
|
|
|
Türkiye’de okuryazarlık oranı yüzde 88’dir. Yani her yüz kişiden 88’i okuma ve yazmayı biliyor. Bu oran yüksek gibi görülse de aslında çağdaş Türkiye’ye yakışan bir oran değildir. Zira pek çok Avrupa ülkesinde okuma yazma oranı yüzde yüzlere gelip dayanmıştır. Bu çağda okuma yazma bilmemek tek kelimeyle ayıptır. Fakat bu ayıp, bilmeyenin değil, öğretmeyenindir. |
|
400
|
|
|
|
Her insanın korktuğu şeyler vardır ve bazen bunları itiraf etmek gerçekten çok güçtür |
|