..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsanlarýn bazen neye güldüklerini anlamak güçtür." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > ignats




13 Kasým 2007
Iþýk Doðudan Gelir  
ignats
bir yazarýn ironik hikayesi


:AHCH:
IÞIK DOÐUDAN GELÝR

‘‘Sing Sing cezaevinin simulasyonvari görüntüsü sis içerisinde silikti; ama yýllar sonra aldýðý ilk özgür nefes Cincinatili Simbedola don miguel’in zihninde hapishanenin simgesel hacmini daha da sivriltiyordu.’Bu ilk cümleleri söylerken hikayenin daha da uzun olacaðýný tahmin etmiþtim.Bu adamýn s harfi takýntýsý mý var yoksa her zaman olabilecek bir tesadüf mü diye düþünmeden edemedim.Yaþlý Pedro purosundan avurtlarýný çökertecek bir nefes çekti.Salarken devam etti:
’’Ama ben devam etmek istemiyorum; banane ulan bu Pedro’nun zýrvalarýndan.’’diye yüksek sesle söylendi.Yapraklarý sararmýþ ve bir ikinci el tezgahýndan alýndýðý her halinden belli olan kitabý koltuða atarken bir yandan da kapaðýný bir daha okudu:Bir Katilin Gerçek YaþamöyküsüJuan Ramires don Arrandes.
Bostvana steplerindeki özgür ve kükremelerle bezeli bir hayattan sonra bir Doðu Avrupa hayvanat bahçesinde demir çubuklarýn arkasýnda bir aslan nasýlsa Hilmi de þu an öyleydi.Saðdan sola adýmlarla odayý arþýnlýyordu.demir çubuklarýn yerini almýþ kitaplarýn demir çubuklarýn görevini daha acýmasýzca yaptýðýnýn farkýnda olmadan.yan yana üst üste yerde rafta sandalyede koltukta yatakta kitaplar vardý.ama tek boþ duvardaki devletlerin bayraklarýnýn da olduðu haritaya daldý .çocukluðundan beri babasýyla bayraða bakýp bir ülke seçerler ve onu haritada bulmaya çalýþýrlardý.aradan yýllar geçti ama hala bulamadýðý oluyordu.gözleri Bostvana’yý arýyordu yine;son üç gündür yaptýðý gibi Latin Amerika taraflarý araþtýrýyordu, yine bulamadý.tam da Afrika’ya baksam mý acaba diye düþünürken.

***

Telefonu açtýðýnda eski dostu Cevatýn boðuk sesi þöyle diyordu:
-dostum naber?
-iyidir ne olsun iþte gecenin bu vaktinde n’oldu?
-sana müthiþ ihtiyacým var.biliyorsun bizim dergiyi hani þu senin küçümsediðin.iþte abi bu derginin sana ihtiyacý var.
- yoksa yine çevirimi istiyecen. zaten üç kuruþa benden abuk subuk yazýlar çevirmemi istiyorsun.
-yok ulan bu sefer senden esaslý bir makale istiyorum senin o enfes makalelerinden birine ihtiyacým var.hem de çok acil.öbür gün elimde olmalý sen yaparsýn bu iþi.hem de yazýný birinci sayfaya koyucam.
-konuyu söyle.
-biliyorsun bizim derginin adý Þarki Atçýlýk ve At Kültürü.bu sayýmýzý Oryantalizm özel sayýsý þeklinde hazýrladýk.sende þöyle iþin felsefesini yapsan müthiþ olacak
-tamam koçum sen merak etme. Zaten bu konuda biliyorsun özel çalýþmalarým var, ama daha henüz yayýnlanmadý.onlardan sana bir harman yaparým.ertesi gün elinde bil.
Telefonu kapattý.

***

Tam masaya oturacaðý sýrada gördü Bostvana’yý. Dolunay mahir bir çingenenin elinde kalaylanmýþ güðüm gibi parlýyordu. Ýncecik bulutlarýn arkasýndan süzülen ýþýk yoðunluðu pencereden içeri giriyordu. Ýlham perileriyle tam donanýmlý ay gecenin bu vaktinde, dört duvarýndan üçü kitaplarla dolu, çalýþma masasýndaki bembeyaz kaðýtla yüz yüze entel sakallý bir adamýn odasýný arýyordu. Kedisi Ýskender ile mahallenin diðer erkek kedisi sokakta birbirlerine delikanlýlýðýn kitabýný pes perdeden okuyorlardý. Ýlham perilerini kaçýracaklar korkusuyla cama koþtu; fýrlattýðýn þeyin silgisi olduðunu masaya geri döndüðünde anladý. Çok þükür ki dolunay hala yerindeydi.
Önce baþlýðý mý atsam yoksa yazý bitince mi koysam diye düþünürken bir yandan da parmaklarýný ensesinde kütürdetiyordu.Baþlýk önemli arkadaþ, akademisyen havasý taþýyan uzun bir baþlýk mý yoksa dair bile biten kýsa bir baþlýk mý derken bembeyaz kaðýdýn alnýný
kararttý: Oryantalizme Dair.
     Beyninin içinde deveran eden kelimeleri þekilden þekle sokuyor, topluyor, çarpýyor, virgülle ayýrýp noktayla bitiriyor ama vurucu bir cümle bulamýyordu. Vurucu cümle þart, hele
ilk cümle böyle olmalý yoksa yazýnýn gerisini okumazlar diye zihin antremaný yaparken önündeki kitap tepeciðinin solda derin bir vadiye sebep olan Rumen düþünür Krstcheu’nun kallavi kitabýný tepeyi ovaya çevirmeden kibarca çekip aldý.kýrmýzý kalemle iþaretlenmiþ kýsýmlarý gözden geçirirken son sayfalardaki þu cümleyi yazýsýnýn baþýna aldý:’’Bana göre oryantalizm bir güðüm sütün içine sýçmaktýr.’’
‘Hele þükür sekiz on satýr oldu ama daha bu baþlangýç’ diye düþündü.’Yeni paragrafta esaslý bir adam gerekli bana.Þöyle pek bilinmeyen, orta malý olmamý þama ehlinin iyi bildiði bir adam lazým’diye söylendi kendi kendine.Ayaða kalktý, kitaplarýna içini çekerek baktý.rafta duran üniversite yýllarýndan kalma fotoðrafý eline aldý.Ufka doðru bir bakýþ, yan profil, aðýzda sigara, top sakal, hepsi tamam.daha o zamanlarda belliydi; üniversite yýllarýnda amatör dergilerde Þekip Balabanlýoðlu müstear ismiyle yazdýðý þiirler gözler dolmadan okunmuyordu.bir yandan da zihninden yazdýðý yazýyla ilgili kitaplarý düþünüyordu. Reynol mcroger’ýn o klasik haline gelmiþ kitabý meðer resmin arkasýna saklanmýþ.geçenlerde ne kadar aramýþtý da bulamamýþtý.önce bir tozunu üfledi sonra kitabýn adýný heceledi:Eflatundan Platona Polemikler.kitabý þöyle bir üstünkörü kurcalamasý yetti. Aradýðý cümle kitabýn baþýndaydý.:’Düþünceyi doðuran durum düþünceden daha önemlidir.’can çekiþen fok balýðý görmüþ Eskimo gibi atladý cümleye.baþladý oryantalizmin hangi durumdan doðduðunu anlatmaya, bir kere atýný þaha kaldýrmýþtý sayfa sonunda atýn dizginlerini kastý ama hayvan ancak ikinci sayfanýn ortalarýn da durabildi.
‘En az üç sayfa daha olmalý beþide geçmemeli.bunaltmayalým sevgili okurlarýmýzý deðil mi?’ diye mýrýldandý.sigarayý hak ettiðini düþündü.Yaktý bi tane bir yandan da sigarayla ilgili bir atasözü düþünüyordu; hatýrlayamadý.
Kamus-i Türki kafasýný yararcasýna bakýyordu bir tepenin üzerinden.Osmanlýca fikrini kafasýna vura vura sokmuþtu o tuðla gibi kitap.inceden bir gülümseme yayýldý etli dudaklarýna.’Osmanlýca birkaç cümle iþin tuzu biberi olur valla, tadýndan yenmez’ dedi.Düþünürken farkýnda olmadan kitaplarý eline alýr þöyle bi bakar çoðu zaman kendi de ne yaptýðýný anlayýnca þaþýrýrdý.yine öyle oldu.elinde bir sahaftan kelepire düþürdüðü eski püskü kalýn bir kitap tutuyordu.mevlevi þairleri hakkýnda yazýlmýþ o harfinde biten ansiklopedik bir kitap.kalýn mý kalýn, nerdeyse bir karýþ gelecek.farkýn olmadan okumaya baþladý:

‘’KISPETÇÝ HASAN DEDE:Eskicuma doðumlu Hasan gençliðinde vasat bir pehlivandý.Kýspet zembili sýrtýnda kopuzu omzunda o çayýr senin bu çayýr benim gezerdi.
Serbaz ve deliþmen ruhu Ohri çayýrýnda güreþleri izleyen Þeyh Niyazi Efendi’nin gözlerinde duruldu.kýsa bir süre sonra Hasan dede’yi Ýþkodra Mevlevihanesinde çile çýkarýrken görüyoruz.en kýsa zaman da kudümzen baþýlýða kadar yükseldi.Ömrünün kalan kýsmýný burada geçiren Hasan Dede yetmiþli yaþlarýný ortalarýnda vefat etti.Dergahýn hamuþanýna sýrlandý.Kündi mahlasýyla yazdýðý þiirlerini Divançe-i Kündi’de topladý.Mesnevi tarzýnda 6442 beyitlik Pehlivanname adlý müstakil bir esersi daha vardýr.Ayrýca avam için yazdýðý 18. yüzyýl türkçesinin en güzel nümunelerinden sayýlan Tefrikayý Pehlivan adlý eseri halk tarafýndan yeterli ilgiyi görmemiþtir.’’

Hilmi okumayý bitirdiðinde beyninde þimþekle çakýyordu.Doðu, batý, mücadele, üstünlük, güreþ, hýrs gibi kelimeleri bir araya getirip yap-bozu tamamlamak istiyordu ama yardýma ihtiyacý vardý.imdadýna Kispetçi Hasan Dede’den yapýlan þu alýntý yetiþti.aynen makalesine almadan bir açýklama yapma gereði duydu.kaleminden þu kelimeler döküldü:

‘’doðu batý arasýndaki güç iliþkisini alegorik bir þekilde anlatýrsak duruma daha iyi hakim olabiliriz.mesela Kispetçi Hasan Dede’nin þu hikayesini doðu batý iliþkisi ve doðunun maddi yenilgisine karþý verdiði ruhsal mücadele baðlamýnda bakabiliriz .bu baðlamý zihninizde canlandýrmanýz için küçük bir alýntý yapýyorum.’Þok ehil-i temaþanýn nazar-ý ibretçi celbe eden baþpehlivaným güreþi hitama ermek üzereydi.pehlivanlarýn taba-ý tüvana kalmamýþtý.Kilise direði enseli deye namý asumaný tutmuþ Deliormanlý Deli Eþref hamle için yekindi, amma bir an-ý vahide Halepli Arap Hamit’in kündesi ilen þems-i taban ile göz göze geldi.Maðrur Deliormanlý ol vakitte rakibine þöyle dedi:sýrtýmý yere getirebilirsin ama beynimi asla.’Ýþte Doðu zihniyetini ele vermesi açýsýndan çok tipik bir örnek.fiziksel olarak zapt edilmenin, yenilmenin, ele geçirilmecinin doðulu zihinlerde oluþturduðu kamaþmanýn yansýmasýnýn yenilen pehlivanýn cevabýnda görüyoruz.’’

Alýntýyý þerhederken aðzýný sularý, beyninin fosforlarý, kalbinin yaðlarý eriyordu.Kalemi diþliyordu; iþte bu zaferinin bir göstergesiydi.Kaðýdý eline aldý, kaldýrdý ve resmine son fýrçayý atmýþ gibi þaheserine gururla baktý ama onun daha atacak çok fýrça darbesi vardý.’’Üçüncü sayfayý da yarýladýk.Artýk yavaþ yavaþ Doðudan yana tavrýmýzý koymanýn zamaný geldi; iþte Batýyý þöyle kroþe ve aparkatlarla iplere yaslayacak birini bulmak lazým bana. Ama kim?’’ diye içinden geçiriyordu.Hafýzasýyla kütüphanesini taradý.Ve nokta atýþýný yaptý.Cecil Volodya Zemyuliç’in Arabs in Early Age adlý kitabýn son bölümü tam da aradýðý malzemelerle dopdoluydu.Bu bölüm Oryantalizm diye baþlayan yüz tane cümleye ayýrmýþtý.Aralarýndan üç tanesini seçip aynen döþedi.

‘’Oryantalizm, ‘Ayna ayna var mý bu dünyada benden güzeli?’sorusuna ‘Vardýr sultaným’ cevabý karþýsýnda aynaya kafa atmaktýr.’’

‘’Oryantalizm, Binbir gece masallarýnýn ser azad delikanlýsý Sinbad’ý Missisipi nehrinde Abraham Lincoln adlý yandan çarklý vapura kaptan yapmaktýr.’’

‘’Oryantalizm, Ýran’ýn iþgal planlarýný yapýldýðý günlerde 300 Spartalý filmini çekmektir.’’

‘’Ýþte geldik sonuna biraz da benim o þahane fikirlerimden bahsedersem harika bir þey olur’’ diye düþündü.kalem cýzýrdýyordu gecenin sessizliðinde arada bir köpek sesleri duyuluyor uzaklardan, bazen araba alarmlarý ama en çok sessizlik.lapaya dönüþtüren kar bile sessizdi.son noktayý koyduðunda bir gerindi kahve yapmak için mutfaða gitti.boþ bir oda..kar þiddetlendi, tipiye çevirdi.mutfak camýndan tipiyi izlerken kahvenin taþma sesini duydu.köpüksüz bir kahve içmek zorunda kaldý ama olsun enfes bir yazýyla uzun geceyi bitirmek üzereydi.yataðýný düþündü.evinin yirmi metre uzaðýnda caminin imamý ezaný okumaya baþladý.yattý ve uyudu.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


ignats kimdir?

bir gogol karakteri olmak isterim.

Etkilendiði Yazarlar:
nasreddin hoca,dede korkut, evliya çelebi, gogol, kemal tahir,poe, borges bi deyastýðým(kafam yastýðýmýn üzerinde ve ben düþ görürken çok etkileniyom


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ignats, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.