..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýste, sana verilecektir; Ara, bulacaksýndýr; Çal ve kapý sana açýlacaktýr -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumbilim > Yûþa Irmak




3 Aðustos 2007
Ýdeolojilerin Dostluk ve Düþmanlýk Anlayýþý  
Ýdeolojilerin Dostluk ve Düþmanlýk Anlayýþý

Yûþa Irmak


Batýyý kendine model almaya çalýþtýðý halde ne batýlý olabilen ne doðulu kalabilen ülkelerdeki dostluk-düþmanlýk anlayýþý ise cývýk mý cývýktýr. Tarih kitaplarýna bile bu renksiz ve kimliksiz bakýþý hepinizin okuduðuna eminim. “Düþmanlar topraklarýmýza göz dikti, Düþmanlar, ülkemizi iþgal etti, düþmanlar þunlarý yaptý, düþmanlar bize bunlarý yaptý ...” Ama, Allah için düþmanýn kim olduðunu bilen var mý aranýzda? Kurtarýcýlar, ülkeyi düþmanlardan kurtardýlarsa, düþmanlarýn iþgal ettiðinde uygulayacaklarý kanun, ahlak, eðitim vb. icraat niye onlardan daha katý ve baskýcý þekilde uygulanýr ve Ýslâm birinci tehlike ve büyük düþman ilan edilir? Bu kimliksiz yaklaþým, hangi ülkelerle dost, hangileriyle düþman olunduðu belli olmayacak solucan danslarýnýda beraberinde getirir... Faþist milliyetçilere göre dostluðun ölçüsünü elbette ki kan belirleyecektir. Ancak düþman da baþka faþistlerdir: “Türk’e Türk’ten baþka dost yoktur!”, “her þey Türk için, Türk’e göre, Türk tarafýndan!”, “Tanrý Türkü korusun!” vs..


:BEBE:
Komünizmin, enternasyonalizmin, hümanizmin ve nice izm'lerin dost-düþman anlayýþý kendi batýl dinleri, yani ideolojileriyle ilgilidir. Kendi yoldaþlarý onlar için en mükemmel, sýnýr tanýmaz dost; kendi milleti, farklý ideolojiye mensupsa düþmandýr. Nazým Hikmet’in deyiþiyle “Vataným rûy-ý zemin, milletim nev-i beþer” anlayýþý. (Müminin vataný, Ýslam’ýn hakim olduðu yer, yani daru’l-Ýslam; milleti, bütün Muhammed ümmeti, yani tüm müslümanlar olmalý.) Batý dünyasýnýn ve özellikle USA’nýn dostluðu düþmanlýðý yok, çýkarlarý, ülke menfaatleri vardýr. Ama, bununla beraber, onlarý bizden ve hatta onlardan iyi tanýyan Rabbimiz’in hükmü ise þöyledir: “Onlarýn milletine/dinine uymadýkça yahudiler de hristiyanlar da senden asla razý olmayacaklardýr.” (2/Bakara, 120).

Batýyý kendine model almaya çalýþtýðý halde ne batýlý olabilen ne doðulu kalabilen ülkelerdeki dostluk-düþmanlýk anlayýþý ise cývýk mý cývýktýr. Tarih kitaplarýna bile bu renksiz ve kimliksiz bakýþý hepinizin okuduðuna eminim. “Düþmanlar topraklarýmýza göz dikti, Düþmanlar, ülkemizi iþgal etti, düþmanlar þunlarý yaptý, düþmanlar bize bunlarý yaptý ...” Ama, Allah için düþmanýn kim olduðunu bilen var mý aranýzda? Kurtarýcýlar, ülkeyi düþmanlardan kurtardýlarsa, düþmanlarýn iþgal ettiðinde uygulayacaklarý kanun, ahlak, eðitim vb. icraat niye onlardan daha katý ve baskýcý þekilde uygulanýr ve Ýslâm birinci tehlike ve büyük düþman ilan edilir? Bu kimliksiz yaklaþým, hangi ülkelerle dost, hangileriyle düþman olunduðu belli olmayacak solucan danslarýnýda beraberinde getirir... Faþist milliyetçilere göre dostluðun ölçüsünü elbette ki kan belirleyecektir. Ancak düþman da baþka faþistlerdir: “Türk’e Türk’ten baþka dost yoktur!”, “her þey Türk için, Türk’e göre, Türk tarafýndan!”, “Tanrý Türkü korusun!” vs..

Evet mü’min için standart bellidir: Mümin Allah için sever, Allah için buðz eder; Allah için dostluk kurup ve Allah için düþmanlýk eder. Dost, gerçek Velî’ye, ölümsüz Dost’a bizi yaklaþtýran; düþman da, bizi O’ndan uzaklaþtýrana derler atalar. Allah’ý gerçek anlamda “yegane dost” kabul eden, bir fert hiç O’nun düþmanlarýný, O’na dost olamayanlarý sevebilir mi?! Hiç Allah'sýz ölümlülük mümkün mü!?

“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiði ve kendisini seven, mü’minlere karþý alçak gönüllü (þefkatli), kâfirlere karþý onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda cihad ederler ve hiçbir kýnayanýn kýnamasýndan korkmazlar (hiç kimsenin kýnamasýna aldýrmazlar). Bu, Allah’ýn dilediðine verdiði lütfudur. Allah’ýn lütfu ve ilmi geniþtir.” (5/Mâide, 54)
“Muhammed Allah’ýn rasûlü/elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karþý çetin (þiddetli), kendi aralarýnda ise merhametlidirler...” (48/Fetih, 29)

Günümüzün modern müslümanlarýnýn önemli bir kesimi, hatta çoðu aydýnlar zümresi dostluk ve düþmanlýktaki ölçüyü unutup farklý görüþteki müslümanlara düþman gibi davranýp onlarý itiyor; kendilerine þimdilik dokunmayan ýlýmlý kabul ettikleri kafirlere sempati besleyerek dost gibi yaklaþabiliyor. Ýctihadi yorumlar ve göreceli doðrular ile hareket edip, grup taassubundan dolayý mutlak doðru kabul edilip farklý müslümanlara düþmanca takýnýlan tavýrlar, þiddetli eleþtiriler, hakaret amiz ifadeler, hatta haksýz tekfir gibi cinayetler ve onlarla dostluða tenezzül etmemeye varan baðnazlýklarý alemi cihana yayabiliyorlar. Ya hu müslümanlarla samimi olmayabiliriz; ama samimi olduklarýmýz, mutlaka samimi müslümanlardan olmalý. Hem ehli küffar ile iliþkimizi koparmayabiliriz, ama onlarla gönül dostu olmamýz onlardan olmak, onlarýn dinine girmek kabul edilmeli. Dost, imandaþtýr, gönüldaþtýr, fikirdaþtýr çünkü. “Kiþi, dostunun dini üzeredir.” (Tirmizî, Zühd 45; Ahmed bin Hanbel, 16/178). Ve dostluk, sevgi lafla söylenilen kuru bir iddia deðildir. Allah'a dost olmak, Allah’ý sevmek, davranýþla isbatlanmadýkça, kuru bir iddiadan, insaný kurtarmayan bir avuntudan ibaret deðilde nedir? Allah’la ve müslümanlarla dost olduðumuzu, dillendirmekten öte davranýþýmýzla göstermeliyiz. Konuþtuðumuz kelimelerimizle deðil yaþadýðýmýz duygularla dostluðumuzu göstermeliyiz.. “Rasûlüm! De ki: ‘Eðer Allah’ý seviyorsanýz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn.” (3/Âl-i Ýmrân, 31) Düþmanlýk da dostluk da; bedeli olan, ispatlanmasý gereken bir baðlýlýk ya da red; iliþki veya baðlarý koparmaktýr.

“Allah size imaný sevdirmiþ ve onu gönüllerinize süslemiþ, sindirmiþtir. Küfrü, fýský ve isyaný da size çirkin göstermiþtir. Ýþte doðru yolda olanlar bunlardýr.” (49/Hucurât, 7)
“Hep birlikte Allah’ýn ipine (Kur’an’a, Ýslâm’a) sýmsýký yapýþýn; parçalanmayýn. Allah’ýn size olan nimetini hatýrlayýn: Hani siz birbirinize düþman kiþiler idiniz de O, gönüllerinizi birleþtirmiþti ve O’nun nimeti sâyesinde kardeþ olmuþtunuz. Yine siz bir ateþ çukurunun tam kenarýnda iken oradan da sizi O kurtarmýþtý.” (3/Âl-i Ýmrân, 103)

Sevgi ve dostluðun kurallarý vardýr. Bunlarý þöyle sayabiliriz: Allah için yardým, ikram, saygý, gerek kalple ve gerek dýþ görünüþ ve tavýrlarla kiþinin sevdiðiyle beraber olmasý. Hayatýn zorluklarýna ve kafirlerin baskýlarýna karþý ona destek olup moral vermek, onu küfre ve kafirlere karþý güçlü ve hakim kýlmak, üzüntüsüne ve sevincine ortak olmak. Allah’ý sevmek ve Allah’la dost olmak demek; Allah’ýn dostlarýný sevmek, onlara yardýmcý olmak, onlarýn yanýnda yer almak, Allah’ýn dinine yardým etmek demektir. “Kiþi, dostunun dini üzeredir. Ýnsan kiminle dostluk kurduðuna dikkat etsin!” (Tirmizî, Zühd hadis no: 2379; Ahmed bin Hanbel, 16/178)

Kainat kitabý Kuran–ý kerim, dostluklarý ve dostlarý ikiye ayýrýr: Allah’ýn dostlarý ve þeytanýn dostlarý. Her insan, bu iki sýnýftan birine mensuptur. Allah’ýn velisi/dostu, yani “evliyaullah” ol(a)mayan, mutlaka þeytanýn velisi/dostu, yani “evliyau’þ-þeytan” dýr; üçüncü bir grup asla ve katta yoktur. “Allah iman edenlerin velisi (dostu ve yardýmcýsý)dýr. Onlarý küfrün karanlýklarýndan (kurtarýp iman) nur(un)a çýkarýr. Küfredenlerin dostlarý ise taðuttur. O da onlarý (insani fýtratlarý olan Ýslam’ýn) nurundan (ayýrýp) karanlýklara çýkarýr. Ýþte onlar ateþ ashabýdýr (cehennemliktir). Onlar orada (bir daha çýkmamak üzere) ebedi kalýcýdýrlar.” (2/Bakara, 257)
“Ýman edenler Allah yolunda savaþýrlar. Kafir olanlar da taðut yolunda savaþýrlar. (Ey mü’minler!) siz þeytanýn evliyasý (velileri, dost ve yandaþlarý, ordusu olan kafirlerle) savaþýn. Þüphesiz þeytanýn hilesi zayýftýr.” (4/Nisâ, 76)
“Eðer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene iman etmiþ olsalardý, onlarý (müþrik, kafir, hýristiyan, yahudi ve münafýklarý) dost edinmezlerdi. Fakat onlarýn çoðu fasýktýr, yoldan çýkmýþlardýr.” (5/Maide, 81) “...Ýçinizden onlarý dost tutanlar, onlardandýr!” (5/Maide, 51)

Kâfirleri dost kabul etmek, iman ile çeliþmektedir. Hem iman, hem de onlarý dost edinme olayý, ikisi beraber bir kalpte ip atlatamazlar. Ýman, onlarý dost edinmemeyi gerektirmektedir. Düþmanlýk ve dostluðun imanla ilgisi deðerlendirilmediðinden, bugün müslümanlarýn çoðunluðu açýsýndan dost-düþman karýþmýþ, düþmanlarýnýn oyununa gelen müslüman yýðýnlar, bunca zararlarýna raðmen hala Allah’ýn düþmanlarýnýn ve kendisinin düþman olmasý gerekenlerin yardýmcýsý, destekleyicisi, emrindeki memuru, hizmetçisi, kulu-kölesi, askeri... olabilmektedir.

“Müslümaným!” diyen nice insan, kafirlerin koyduðu küfür kanunlarýna, onlarýn ortaya attýðý felsefî düþünce ve dünya görüþlerine, ideolojilerine sevgi besleyebilmekte ve onlara gönül rýzasýyla uyup teslim olabilmekteler. Hanýmlarýný, kâfirlerin hanýmlarýna benzetebilmekte, onlar gibi giyinmelerini (soyunmalarýný) ilericilik ve çaðdaþlýk kabul edebilmekteler. Allah ve Rasulü’yle savaþ demek olan faiz (2/Bakara, 279) olmaksýzýn ticarî hayatý düþünememekteler...

Bazý kafirlere, dost olmanýn ötesinde, hatta hayranlýk duyanlar, destekleyip alkýþlayanlar, onlarý velî kabul ederek seçip iþbaþýna getiren, yetki verenler, onlarýn izini takip eden, itaat eden, onlarý örnek alanlara ne demeli!? Keler deliðine girseler bile onlara imrenip taklit etmeye çalýþan, onlarý model kabul edip modalarýna uyanlara nasýl bir sýfat bulmalý!?

“(Ýnançta ve amelde) Bizden baþkasýna benzeyen Bizden deðildir.” (Tirmizî, hadis no: 2696; Miþkatu’l-Mesabih, hadis no: 5347) diyen Rasul’ün onlarý reddettiðini, daha doðrusu onlarýn bu davranýþlarýyla Rasul’ün yolunu reddetmiþ olduklarýný görmek zorundayýz. Bu tesbit, cahil müslümanlarý dýþlayýp tekfir etmek, onlarý kendi hallerine terketmek için deðil; muhataplarýmýzý tanýmak, hastalýðý teþhis edip tedavi için bize çok þeyler düþtüðünü, görevimizin ve sorumluluðumuzun çok büyük olduðunu kabullenmek için olmalý. Bu deðerlendirme, konum tesbiti açýsýndan önemli; çevremizde bize ve yakýnlarýmýza da sirayet etme ihtimali olan bulaþýcý þirk mikroplarýnýn tanýnmasý ve tedbir alýnmasý için...

Gerçek mü’min, Ýslam þahsiyetini ve müslüman kimliðini yüce ve aziz tanýmak, bütün kafirleri ve münafýklarý zelil/aþaðýlýk bilmek; bu sebeple onlara karþý onurlu ve zorlu olmak mecburiyetindedir. “Ýzzet (yücelik, kuvvet ve hakimiyet) yalnýz Allah’ýn, O’nun Peygamberinin ve gerçek mü’minlerindir. Ne var ki, münafýklar bu gerçeði bilmez, anlayamazlar.” (63/Münâfýkûn, 8) Mü’min, Ýslam þahsiyetinin yüceliðine inanmak zorunda olduðu gibi, bütün kafirlerin aþaðýlýk olduklarýna, hayvanlardan daha sapýk ve pislik olduklarýna inanmakla da yükümlüdür.
“(Ey Peygamber!) Sen onlarýn çoðunluðunu (Hakký) dinler, akýllarýný kullanýr mý sanýrsýn? Onlar ancak hayvanlar gibidirler; hatta yolca daha da sapýktýrlar.” (25/Furkan, 44)
“Ey iman edenler! Müþrikler ancak bir pisliktir...” (9/Tevbe, 28)
“Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir toplumun -babalarý, oðullarý, kardeþleri, yahut akrabalarý da olsa- Allah’a ve Rasulüne düþman olanlarla dostluk ettiðini göremezsin. Ýþte onlarýn kalbine Allah, imaný yazmýþ ve katýndan bir ruh ile onlarý desteklemiþtir. Onlarý içlerinden ýrmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardýr. Allah onlardan râzý olmuþ, onlar da Allah’tan hoþnut olmuþlardýr. Ýþte onlar, hizbullahtýr, Allah’ýn tarafýnda olanlardýr. Ýyi bilin ki, kurtuluþa erecekler de sadece Allah’ýn tarafýnda olanlardýr.” (58/Mücâdele, 22).

Bu ayet-i kerime, Allah taraftarlarýyla þeytan yandaþlarý arasýnda tam ve kesin bir ayrýlýðýn olmasý gerektiðini ortaya koymuþ oluyor. Mü’minin her türlü cazibeden ve her çeþit tarafgirlikten sýyrýlarak müslümanlarýn safýnda yer almasý, bir tek kulpa sarýlmasý ve bir tek ipe baðlanmasý gerekir. Ýslâm’ýn olduðu yerde ýrkçýlýk, nesebcilik, akraba savunuculuðu, aile asabiyeti ve yakýnlýk davasý yok; vatan, cins, asabiyet ve kavmiyetçilik, bölgecilik vb. bir þey yok. Allah’ýn istediði þeylerin dýþýnda hiçbir þeyi tabulaþtýrmak yok. Sadece ve sadece akide ve onun bayraðý altýnda durmak vardýr.

Kafirlerle dostluk kurmanýn tehlikesi bütün müslümanlaradýr. Böyle bütün müslümanlara zarar getiren bir olay, bir kimsenin sadece kendisinin kafir olmasýndan da büyük bir tehlike ortaya koyar. Birinin zararý, topyekün müslümanlara iken, diðerinin sadece kendisinedir. Kafirlere karþý olan dostluðun özellikleri þunlardýr: Kafirlerin küfrüne rýza göstermek, onlarý tekfir etmemek, onlarýn batýl dünya görüþlerini tasdik etmek, onlarý veli, yani dost ve yönetici olarak kabul etmek, onlarý iþbaþýna geçirmek, onlarý sevmek, onlara uyup itaat etmek. Ýþte bütün bunlar, kiþinin kafirleri dost kabul ettiðini, yetkisini onlara verdiðini göstermektedir. Kiþi, dostluk, sevgi ve rýzayý kafirlere gösterirse, bu küfrü gerektirir. Þayet sevgi ve rýza, mü’minlere karþý ise, bu da imanýn gereðidir.

Ýman, kabul etmeye ve sözleþmeye dayalý bir dostluk simgesidir. Bunun neticesi de Yaratýcý’ya teslim olmaktýr. Bu teslimiyet, ahd, mîsak ve velâ kavramlarýyla ifade edilir. Ýnsan, dostunu ve düþmanýný tanýmak zorundadýr. Hz. Adem ve Havva’ya, yaratýldýklarý ilk zamanlarda Allah düþmanlarýný tanýttý, onlarý uyardý.
“Muhakkak bu (Ýblis) sana ve zevcene düþmandýr. Sakýn sizi cennetten çýkarmasýn; sonra zahmet çekersin. Çünkü senin acýkmaman ve çýplak kalmaman ancak burada mümkündür ve sen burada susamazsýn ve sýcaktan bunalmazsýn.” (20/Tâhâ, 117-119)

Ýnsanýn ilk yanlýþý, düþmanýný dost zannetmesiyle oldu; Ýnsanýn cenneti kaybetmesinin sebebi, düþmanýna karþý tedbir almayýþý, onun hile ve tuzaklarýna kanmasýdýr. Býrakýn insaný, hayvanlar bile düþmanlarýný bilir; kendisini ve neslini düþmanýndan korumaya çalýþýr. Bir tavuk, özellikle yavrusunu düþmanýndan sakýnmak için, nasýl fedakarlýk ve kahramanlýk yapar, gözleyenler bilir.

Dostluk - düþmanlýk konusunda hatýrýmýzdan çýkarmamamýz gereken özelliklerden biri de, “gavurun atýna binen, onun kýlýcýný kuþanýr” atasözünün ve “bugün yardým alan, yarýn emir alýr” vecîzesinin gerekleridir. Hýrsýzý yakaladýðýmýzý zannederken, hýrsýz tarafýndan yakalanan konumuna düþmemeli, ava giderken kendimiz avlanmamak için tedbirler almalýyýz...



http://twitter.com/yusairmak
https://www.facebook.com/yusairmak
yusairmak@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýz
Devletler Nasýl Ölür?
Nesli Dijital’in Ortadoðu Devrimi…
Türk Erkeði Mevzusu Üzerine
Para, Din, Kitap, Allah, Kelam…

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sefil Tarihçilerimiz!
Tarihimizi Aydýnlatan Bir Kitap
Büyük Þairlerin Þiirleri Nasýl Okunur?
Edebiyat Düþüncesi Üzerine…
Kýlýçdaroðlu Tayyip Erdoðan’ýn ‘muhalif’i mi, Yoksa, ‘mefhum - U Muhalif’i mi?
Baþörtülü Cadýlar
Þiirin Þifresi Nasýl Çözülür?
"Tufandan Önce" Kitabý Üzerine Notlar
Dilin Düþündürdükleri
Pavese’nin Yaþama Uðraþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sakin Bir Acý [Þiir]
Geldim [Þiir]
Sözün Çiçeði [Þiir]
Gözbebeði Turþusu [Þiir]
Bir Hicran Naðmesi [Þiir]
Sevgiliye Hasretle [Þiir]
Geceye Kâside [Þiir]
Benimle Ölür Müsün? [Þiir]
Beste-i Nigar [Þiir]
Bilemezsiniz [Þiir]


Yûþa Irmak kimdir?

Felsefe ve edebiyat aþýðý! Yayýncý, gazeteci ve kitapsever. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.