"“Kitaplar açıksa, dünya kapalıdır; ama eğer dünya açık kalırsa, kitapların kapağı kapanmıştır.” – Umberto Eco"

Ömer Faruk Hüsmüllü

Ben "Evet"i Basacağım

-Sevgili devlet büyüklerim, önce bu milleti bilmem kaç etnik gruba bölerek insanlarımız arasına ayrılık tohumları ektiğinizi fark etmediniz mi? Şimdi de geçmişte kalmış, kabuk bağlamış yaraları kaşıyarak Dersimlilerde CHP düşmanlığı yarattığınızı görmüyor musunuz? Görüyorsanız birkaç oy için buna değer mi?

Güzellik Ararken

Şerif bey, Adalet Bakanlığı memurlarından daha doğrusu eski bir mahkeme başkatibiydi. Nice davalar, nice hakimler görmüştü. Yazdığı kararların sayısını bile bilmiyordu. Bu kararların içinde beraatler, hafif cezalar olduğu gibi müebbet hapisler ve hatta idamlar da vardı.
Nelere tanık olmuştu bu gözler?

Oruç Babadan Aforizmalar - 28

-Benim olan eşek, elalemin katırından daha değerlidir.
\*
-İnsanların gücü bedenlerinde değil, kafalarındadır.
\*
-Kocanızı, karınızı anladığınızı söyleyerek övünmeyin. Kadın psikoloisi ile erkek; erkek psikolojisi ile kadın anlaşılamaz.

Mağaranın Kamburu

-Bu çalışma birkaç bölümlük öykü olarak tasarlanmış, ancak konunun uygun olması nedeniyle okuyuculardan da gelen istek ve teşviklerle bir romana dönüştürülmüştür.
-Bu sitede öykü olarak 20 bölüm halinde yayınlanmıştır.
-Öykü iken takip eden okurların bu romanı tekrar okumalarına gerek yoktur. Çünkü herhangi bir değişiklik

Mağaranın Kamburu - 20 (Son Bölüm)

Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay şikayette bulunmaz. Yıllardır buraya gelir giderim, ancak onun sırtındaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki şu ana kadar Evet düşünüyorum da onun sırtında kambur vardı, hem de iki tane. Ben onun kamburlarına değil, ağzından çıkan hikmet dolu sözlere bakardım.

Mağaranın Kamburu - 19

Evet korkuyorum, hem de birçok şeyden. Yaptıklarımın altında yatan temel duygu bu. Korkaklığımı bir kusur olarak düşündüğümü zannetme. Korku, çoğunlukla benim can simidim olmuştur. Yıllar önce işlediği bir cinayetten sonra uzunca bir süre hapis yatıp çıkan bir katille konuşmuştum. Bana bakma böyle hava atıp dolaştığıma, aslında çok korkuyorum.

Oruç Babadan Aforizmalar - 27

Bir sırrı bir başkasına veren kişi, paylaştığı için kendisini rahatlatabilir; ama karşısındaki insana da ağır bir yük yüklediği için büyük bir kötülük etmiş olur. Sırlarını benimle paylaşan insanlardan o yüzden hep kuşku duydum: Dost mu, değil mi? diye.

Mağaranın Kamburu - 18

Krizi iyi yönetemedik. Müşterilerimize verdiğimiz sözleri tutamadık. Bizim alacağımız borcumuzdan çoktu, fakat alacaklarımızı tahsil edemedik. Para gelmeyince konutları bitiremedik. Hatta temel attığımız iki arsada iki tuğlayı bile üst üste koyamadık. Yanımızda çalışanların maaşlarını ödeyemedik. Günü dolduğunda evlerini teslim almak için gelenler sıvası bile yapılmamış kaba inşaatları görünce önce

Oruç Babadan Aforizmalar - 26

Bu gün; kaç kişinin gönlünü aldın, kaç kişiden özür diledin, kaç kişiye teşekkür ettin, kaç kişiyi takdir ettin, kaç kişiyi affettin, kaç kişiyi alkışladın, kaç kişiyi öptün, kaç kişiye yardım ettin, kaç kişiye seni seviyorum dedin, kaç kişinin elini sıktın, kaç kişiye gülümsedin, kaç kişiye selam verdin? Hiç

Mağaranın Kamburu - 17

Seninle tanışmadan önce yazdıklarından bir bölüm: artık karanlıkları sever oldum;halbuki önceleri nefret ederdim. Saklamak istediklerimi gömebileceğim ve görüşmek istemediklerimden kaçabileceğim en güvenli yer Sessiz, dinlendirici , sorgusuz Ben, baharın kızıydım, bahar gibi canlıydım Şimdi ise karanlıkların kızıyım. Halimden yakınmıyorum, pişmanlık ise hiç duymuyorum. Umutsuzluğumu öfkeye dönüştürmesini becerdim. Baharımı

Mağaranın Kamburu - 16

Maalesef. Açtı ağzını, yumdu gözünü. Ne magandalığım kaldı, ne adiliğim kaldı, ne de serseriliğim Bu hakaretlere rağmen Ona karşı kaba davranmaktan kaçındım. Ama Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim işim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek! deyince bir anlık öfke ile, büktüğüm bileğini biraz ileriye doğru

Mağaranın Kamburu - 15

Hastanede dört kişilik bir odada kalıyordu. Bitikti. Adeta kemik yığını. Gözleri ufacık kalmıştı. Beni tanımadı tabii ki. Oradakiler oğlun geldi, oğlun geldi, bak! dediler. Bu uyarı üzerine gözlerini iyice açmaya, kafasını kaldırmaya, hatta ellerini oynatmaya çalıştı, ama pek başaramadı. Oğlum, ben kötü bir adamım, kötü bir babayım; ama

Mağaranın Kamburu - 14

-Eve akşam her zamanki saatde gittim.Villanın önüne arabayı park ederken camdan bana gülerek el salladığını gördüm. Ben de el salladım. O gün, bana karşı oldukça mültefitti. Akşam yemeğini yedikten sonra banyoya girdi. O banyoda iken sehpa üzerinde unuttuğu cep telefonunu karıştırdım. Halbuki cep telefonunu pek ortalık yerlerde bırakmazdı.

Din

Hz. Ali Efendimizden

Kendi öğretmeni ve terbiyecisi olan başkasının öğretmeni ve terbiyecisi olandan daha fazla yüceltilmeye layıktır.
Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa yaralar.
Her insanın değeri, yaptığı iyiliklerledir.
Kim, Bilmiyorum sözünü terk ederse, hayati organları yaralanmış gibi olur.

Mağaranın Kamburu - 13

-Güldüm çünkü çok neşeliyim bu günlerde. Neden neşeli olduğumu sormayacak mısın? İstersen sorma! Ama ben, söyleyeyim: Karım sizlere ömür
-Ne? Yani öldü mü?
-Sizlere ömürün ne anlama geldiğini bilmiyor musun? Bu inde yaşamak sana bazı şeyleri unutturdu mu?
-Oldukça keyiflisin. Yoksa karını

Mağaranın Kamburu - 12

Bu arada çevrem de çok değişti tabii ki. Son derece kaliteli ve zengin insanlarla tanıştım. Bambaşka bir arkadaş-dost çevresi oluştu kendiliğinden. Çok güzel bayanlar da var aralarında. Hele yeni tanıştığım bir bayan var ki, nasıl anlatsam! Mükemmel bir yaratık. Otuziki yaşında, kocası öleli iki sene olmuş. Adam ölünce

Mağaranın Kamburu - 11

-Evet, O da öyle düşünmüş olabilir. Koltuğa oturtup elini yüzünü kolonya ile ovdum. İyileştiğini düşünürken, bir ağlama krizine girdi. Sustaramıyordum. Ağlayabildiği kadar ağlasın diye düşünerek bıraktım. Sustuğunda yanına gidip, saçlarını okşayıp güzel sözler söyledim. İyi görünüyordu. Çantasını açtı, parfüme benzeyen bir şey çıkardı. Daha doğrusu ben öyle zannettim.

Mağaranın Kamburu - 10

-Peki, bütün mürşitler aynı gizli bilgilere mi sahiptirler. Müritlerine aktardıkları birbirinin benzeri bilgiler midir?
-Bir tane öğreti yok ki, aktarılan sabit, belli bir bilgi olsun. Çok sayıda öğreti var; bu geçmişte de böyle idi bu gün de Müritlere aktarılan bilgi, diğer insanlardan gizlenen bilgi ya da

Mağaranın Kamburu - 9

-Okült bilgi; saklanmış, gizlenmiş olan bilgidir. Ona herkes erişemez, sahip olamaz. Bu bilgi kişiye ancak bir üstat tarafından öğretilebilir. Her önüne gelene açıklanırsa o zaman gizliliğinden bahsedemeyiz. Üstelik sır dolu olduğu için de her insan tarafından kolayca hazmedilemez.
-Bu bilginin özüne sahip olmak için ne yapmalıyım?

Başa Dön