"Yaratıcılığın ışığı, günün en sakin anında bile karanlığı aydınlatır; düşlerinize tutunun ve hep ileriye yürüyün."

Ömer Faruk Hüsmüllü

Köpeğin Adı Badi - 23

Yağmurlar başlayınca bahçede yapılan dersler sona erdi. Ben gene okul bahçesindeydim, binaların saçakları altında yağmurdan korunuyordum. Buşra yağmurda ıslanmayı göze alarak ara sıra bana yiyecek getiriyordu.

Köpeğin Adı Badi - 22

Okulların açıldığı ilk gün, bu ilkokulun bahçesine girdim. Burada öğrenciler kantinden aldıkları yiyeceklerin bir kısmını ya doyduklarından ya da zil çaldığı için yemeye vakitleri kalmadığından sağa sola atıyorlardı. Ben de herkes derse girince bunlarla karnımı doyuruyordum.

Köpeğin Adı Badi - 20

Böyle diyorum da aslında Köpüş için ölüyorum, bitiyorum. Onu her gördüğümde mest oluyorum. Bütün vücudumu tatlı bir uyuşukluk sarıyor. İnsanların aşk dedikleri duygu bu mu acaba? Olamaz, ben insan değilim ki... Değilim, tamam da neden her geçen gün biraz daha insanlara benziyorum? Bu iyi bir şey mi?

Köpeğin Adı Badi - 19

Ben bunları düşünürken Aslancık geldi yanıma. Heyecanlıydı, hatta yüzü gülüyordu. Bana müjdeli bir haber getirmiş olmalıydı. Öyleymiş. Kafama sopayla vuran çocuk iki sokak ötede tek başına oynuyormuş; bunu haber vermeye gelmiş.

Köpeğin Adı Badi - 18

Bunları yapanların hepsi insan; o nedenle insanların hepsinin kötü olduğunu söylersem haksızlık yapmış olurum. Mesela Cafer Aga'ya ben nasıl kötüdür derim. Bana arada sırada bağırsa da kötü değildir. Bana hiç vurmadı.

Köpeğin Adı Badi - 17

Öyle bir gün gelmiş ki, köpekler ya insanların olmadığı yerlerde yaşamak ya da insanlara köle olmak zorunda kalmışlar. Köleliliği kabul ekmek istemeyenler dağlara, ormanlara kaçıp tilki, çakal, kurda dönüşmüşler; tabii az da olsa vahşi birer köpek olarak varlıklarını sürdürenler de varmış.

Köpeğin Adı Badi - 16

Gökyüzünde geceleri Kangalyang Uydusunun yalnız kaldığını gören Yapıcı, bir avuç ateş daha almış. Bu seferkini gökyüzüne çok hızlı savurmuş. Ateş gitmiş, gitmiş, gitmiş... Ve bir yerde durmuş. Sonra da ne olmuş biliyor musunuz? Patlamış, etrafa ateş parçaları saçılmış. İşte bunlar da yıldızlarmış.

Köpeğin Adı Badi - 15

Etimi yiyecek tenha bir yer buldum. O sırada fark etmemiştim, etten az bir parça kaldığında gözüme ilişti. Az ileride Kuyruksuz Bacı yattığı yerden yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Acıdım. O istemedi ama ben götürüp bu son lokmayı ona verdim. Bir kerede yuttu.

Köpeğin Adı Badi - 13

Kalo, bak bugün anca yirmi bir lira topladım. Senin anlayacağın kenefe sabahın köründen bu saate kadar sadece yirmi bir kişi girmiş. Oysa camii her namaz vakti cemaatle doluyor. Bu adamlar hiç mi işeyip, sıçmazlar? Yoksa bir lira vermesinler diye altlarına mı yaparlar? Yirmi bir liranın hepici erkeklerden, gacı

Köpeğin Adı Badi - 10

Poşetin içinden ekmek, bira, şarap ve biraz da tavuk göğsü çıktı. İçerdeki tezgahın üzerine bunların hepsini koydu. Ocağı yaktı, tavanın içine azıcık yağ döküp kızdırdı. Tavuk etini bu kızgın yağlı tavada kızarttı, ocağı söndürdü.

Köpeğin Adı Badi - 9

Buhaberden sonra Cafer Aga adeta yıkıldı. Kendini içkiye verdi.Varını yoğunu içkiye yatırdı. Davetlere düğünlere gitmemeyebaşladı. Ancak içki parası biterse gidiyordu, o zaman da adetyerini bulsun diye zoraki çalıyordu.

Köpeğin Adı Badi - 8

Serpil ile olan evliliği Cafer Aga'nın dört yıl sürmüş. Bir gün Menekşe bacı kızını getirdiği gibi çekip almış Cafer Aga'nın elinden ve götürmüş. Tekrar satmış başkasına. Kime mi? Serpil'in eski kocasına.

Başa Dön