Müjganın Bakışları
Islanırdı kirpikleri Müjgan’ın. / Kıskanırdı saçları. / Yürekten vururdu bakışları.
"“Yazarlık, kelimelerle halay çekmektir; bazen herkes elini kaybeder, ama dans asla durmaz.” – Mark Twain"
"“Yazarlık, kelimelerle halay çekmektir; bazen herkes elini kaybeder, ama dans asla durmaz.” – Mark Twain"
Islanırdı kirpikleri Müjgan’ın. / Kıskanırdı saçları. / Yürekten vururdu bakışları.
Ah Zarife! / Sendeki bu zarafet, / Sebeb-i felaket.
Aynacılar çarşısında ayna yapar aynacılar. / Ayna yapar aynacılar sırrına gönül katarlar.
Ne de çok bağlanmıştım sana ey dünya! / Kopuverdi yüreğimden pamuk ipliği bağ.
Sanmayın ki şehirdir,şehrengizdir. / Yahut çözülemeyen gizdir. / Önce ceviz
"Vakitsiz öten horozun, / başını keserler."miş! / Sen,
Herkesin bir hikayesi var olduğunu ifade eden, klâsik bir söylemden sonra, Hac yolundaki karınca misali yazmak serüvenimi hikaye etmek gibi bir ham hayalin peşinde, kaleme ve kağıda sarıldım. Kaleme ve kağıda sarıldım diyorum. Çünkü, kağıt ve kalemdeki içtenliği,sıcaklığı bilgisayarın ışıltılı ekranında ve duygusuz tuşlarında bulamıyorum.
Albenisi alır mavinin, / Her dem beni. / Kâh deniz,
Yakut süzülmüş imbikten renk diye konmuş dalına. / Başlamış semaver gecenin en güzel
Gözyaşlarını budadılar ağacın. / Ağlamayı unuttu. / Yalnız başına mahallenin
Ezberledim sesini rasttan, hüzzamdan. / Kurtuluş yok, sevda denilen ummandan. /
Ne köşk tutar yerini ne kaşane. / Mütevazı, lakin şahaneden şahane.
Yâr midir, beni böyle hüzne müptela eden. / Yahut aşk mıdır mevsimsiz ciğer
Kavrulur dirhem dirhem. / Kahve yüreklere merhem. / Dost meclislerine
Kara sular inmiş ayaklarına durur dilsizce. / Kim bilir, kaç kişiyi ağırladı ömrünce.
Düştü göz kapaklarımıza eylül. / Gözlerimizde zaman simsiyah tül. /
Çekilir kırk aynalı has odasına. / Bakar da içinin som aynasına.
Ne akit ne akide, / Çocukluğumuzdaki, / Allı pullu mucize.
Hicranla biten bir gecenin sonunda, / Gözlerimi ışıtan güneş doğuyor. /
Gölgesinde göl pınarlar gördüğüm. / Hayalimde kumral saçlar ördüğüm. /
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Dilberin gamzeleri.
Demliğin dem demleri.
Bardakta keklik kanı.
Tebessüm huzmeleri.
Dostun dosta ikramı.
Alır yürekten gamı.
Fincanda türkü söyler.
İnce bellide mani.
Zamanın gül kurusu
Gülde gülşen dokusu.
Rehavetten kurtarır.
Pek de şirin doğrusu.
Bardaktır mihmandarı.
Herkesin çeker canı.
Yalnız bu kadar değil.
Sohbetlerin mimarı.
İnce bir gülüş gibi.
İçe süzülüş gibi.
Ülfete kapı açar.
Kaldırır hep uzleti.
Ankara,03.09.2007
İbrahim KİLİK
Ankara
Şiir ve deneme türünde yazılar.
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)
Yola geç çıkanlardan olduğum için bu bölümü boş bırakıyorum.