|
Zaman sadece gitme zamanýmýydý?
Biz içine umudu mu katmamýþtýk özlemli eþkiya gecelerimizden
Cocuklarý sakýn savaþa gönderme
Sen savaþtýn hayatla
Asktýn
Yoldaþlýðýmýn en dokunaklý dalýydýn
Yanýktý yüzünün öbür yarýsý...gurbetimde..görüþ günlerimde yaþadýðýndan..
Sürgündü hayatýn diðer yarýsý...
Yarýsý dünyanýn yanýktý...ateþti..közdü...
Neyleyim
Hüznüme yine aðýtlar yaktým türkçesi bozuk sesinden...
|
10.08.2007 04:16:17
|
günlüðüm |
| |
YOKLUÐUNDUR BENÝ BÖYLE DELÝRTEN...
SUNU
"mutlak bir yarýn ayýrdým kendime daðlarýmdan damýtarak ve yaralýyým Bagok kadar a a h, diyorum; þu karanlýk! þu bahtým renginde utanç atmosferi: hiçbir gelecek paklamaz seni! "
SELÝM TEMO
yine bir tren geçiyor içimden çýðlýðý hasretine takýlý sen kesiliyorum gülüþümün karþýlýðý adýn bir rüzgarýn öyküsünü taþýyor görmüyorum... söylemiyorsun... kýrýlýyorum hiçliðimin etleri yolunuyor þizofrenik bir gecedeyim sana bir öykü çýkarýyorum aðzýmdan eþkiyalar üstüne "sev beni eloðlu" diyorum "sev beni" benden öte yolun yok yarýnlara..
oysaki daðlar tertemizdi ve doruða kadar namusluydu, düþlerden uzak olan bizdik aykýrýydýk zamana..
sen biraz daha kavgamýn içinde olmalýydýn, sana, daðlar susmalýydý ben deðil ekmeðimi nasýl bölersem yoldaþlarla öyle bölecektim umudu kavgamýzda birleþecektik özlüyorsun beni biliyorum mýh gibi aklýnýn orta yerindeyim savrulan saçlarým...Ankara ve yarým kalan aþkýmýz var gecelerinde..
paramparçalanmýþlýðýma bir harita çiz sýnýrlarý olmasýn bir ülkeden diðer ülkeye ben de yokum þimdi bir sen varsýn yangýnlarýn ortasýnda hangi ayettedir bu yaþadýklarýmýz.. hiçbir kitapta rastlamadým yüreksizliðine kül suresindeyim..
geceyi..þehri...çýrýlçýplaklýðýný sana emanet ediyorum þimdi bir ben varým meydanlarda birde o eski "deli Eylül" bir varmýþ olan yokluðunu heceleyip bir yokmuþ varlýðýnýn anasýna..avradýna küfreden...
Elif Eylül AYBAÞOÐLU (08.05.2007)
|
|
|
10.08.2007 04:12:21
|
günlüðüm |
| |
Eylülüm Ben...Sana Dökülürüm Bir Tek
Gel bak Ankara’ya güz düþtü Yüzün düþtü gözlerime.. Nerdesin! Eþkýya dediðin sevgili Kendi daðlarýnda gezinmeli... Ve sen yokken Yüzümde bu kentin bozkýrý tutuþur Eylül ki, Hüzne boyar bekleyenin düþlerini...
Bu mevsimde bekletme ne olur Sakarya’da yalnýz yürümek Sarsak adýmlarla... Ve serkeþ kalemimin Sana deðmesi gece yarýsý Demlenmiþ bir çayýn yanýnda hasretin? Bu hasret aðýr gelir Ankaralý’ya...
Ben ki; Eylülüm aylardan Ve bir þair tanýmýþým yakýn geçmiþte.. O ki; Sýzýma duyarlý bir kalem Anlatmamý istedi seni.. anlattým! Ýçine ne bir puþtluk Ne de Hainlik kattým.. Anlattým sevgili iþte hepsi bu Kaydýmýzý tutuyor bu adam! Üstelik adýný da SERSERÝ taktým.........
Ne zaman geçti iki duble rakýyý? Sezerim... Serserim yatmadan önce arar Kýzýmla konuþur. Seni sorar... Diyemem bir þey Sözün bittiði yerde boðulurum... Anlar da iyi geceler der.. Þairin sorduðu son soruya Yalnýzlýðýmdan yalan bir cevap bulurum... Bilmediðim ülkenin insaný... Beklediðim.. Yani sen! Yataðýmda sahipsizim nicedir Ankara’ya fena bastýrcak kýþ Sen iyisi mi Ýçimi ýsýtan bir gülüþ gönder Alplerden...
Elif Eylül AYBAÞOÐLU (15.02.2007)
|
|
08.08.2007 13:48:21
|
günlüðüm |
| |
"Boþluksuz Bir Yazý."
Bela Ýstiyor Sen Yaným...
SUNU;
Bir sevmek daha kalmadý dünyada senin için bu kadar, Þimdi kenetlen bulduðun en küçük sevgi kýrýntýsýna. Bozgunlarda talan ettiðin yorgun düþlerine, yalnýzca sevgiyi arayan hislerine sahip çýk, Kocaman aþkýma tercih edecek sevgilerden de yoksunsun!
Sinan Eldem
'Ne kadar çok þeye geç kalmýþým meðer.. Seni tanýdýðým gün anladým...Çocukluðumu düþündüm nedense birden.. Yüreðimin gecelerde siyaha boyanmadýðý zamanlarý...Eve geç vakit geldiðim hiçbirþeyin belirli sonuçlanmýþ olmadýðý öðrencilik yýllarýmý..Karþýlýksýz gülebilmeyi ve yalansýz aðlamayý bildiðim anlarý.. '
'Ben hiç bilemedim aslýnda çocuk olmayý...Erken büyüdüðümden belki, belki annemin attýðý ilk tokattan yada ikinci þubede yüzüme edilen küfürlerden miydi bilmiyorum...Vazgeçmiþtim çocuk olmaktan....Sigaraya onyedimde baþladým, on yedimde bir yetmiþliði koca adamlar gibi devirir olmuþtum, daha onsekizime gelmeden okulun ipe sapa gelmez kýzý…Ve yaþ on sekiz....Boyundan büyük iþlere kalkan militan, polis zabýtlarýnda; Meskun mahallin belalýsý.. yani birtek iyiliðimi bile göremezdiniz tutanaklarda....Oysa ben dilencilere parada verirdim bu düzene ana avrat dümdüz söverdimde...Sadece sövdüklerimi geçtiler zabýtlara bir tek yalaným varsa namerdim... Bilmek adýna ne varsa yaptým sonra...Hiç unutmam...Gece yarýsýný geçmiþti vakit...Tek baþýma, Ankara gibi yerde, akþamcýlarýn mekaný sayýlan yerde,kýz baþýma afiþler astým...duvar yazýlarý yazdým.. Ýþte o zaman...Anladým bir þeyleri...Aklýn deðil, yüreðin aynasýydý insan... Bildikçe daha çok sevgi ve daha çok öfke birikti içimde...Ýnsan denen yaratýk ilginçti doðrusu..Her türlü acýya kolayca alýþýyordu… '
'Hani “SERSERÝ” deyip geçtiðimiz insanlar vardýr hani afilli duruþlarý, sert bakýþlarý hem içten içe kýzdýrýr hem de korkutur insanlarý..Serseridirler... Çünkü acýlarýný saklamayý bilmenin baþka bir yolu öðretilmemiþtir onlara.. ' Belki bende öyle biri olacaktým...Yada ne bileyim...Hani diyorum benim serseriliðim evliliðim sebebi ile imkansýza baðlandý...Sonra gelsin sürgün zamanlarým...Tesadüfen bir araya gelmiþ yolcu otobüsündeki insanlar gibiydik..Ayrý yönlerin ayrý yollarýn yolcusu... ben eskidende saftým...inanýrdým bu dünyada bile þölenler olacaðýna…bu dünyada anne baba kardeþler bir sofrada lekesiz bir mutluluk yaþayabilirler diye inanýrdým…çocuktum hep kardan adamlar süslerdi düþlerimi..büyüdüm hep kandan adamlar oydular yüreðimi.. sonralarý çok sonralarý anladým...hayatýn en büyük yanlýþýymýþ bizim bir arada olmamýz! …evet cok geç anladým…býraktým lekesiz mutluluklarý ben kavgasýz üzüntüsüz bir pazar sofrasý özlerken aslýnda herkes…o evden uzaklara hiç dönmemek üzere çok uzaklara gitmek istiyorlarmuþ…dünyanýn en mutsuz otogarý…dünyanýn en imkansýz istasyonuydu bizim evimiz…yýllarca uzaklara cok uzaklara gitmek isteyip bir türlü gidemeyenlerin sonsuz bekleme duraðýydý bizim evimiz…güneþli bir günde ansýzýn baþlayan saðanak yaðmurlar gibiydik… bu yüzden hep hýrçýn, hüzünlü, kýrgýndýk…
'Pervasýz oluþumun, umursamaz duruþumun ve bazen sence ukalalýk diye nitelendirilen bakýþýmýn kendimce hep haklý sebepleri vardý.Bana göre insan dediðin þey, korktuðu kadar hayvan, direndiði kadar insandý...'Bazen saçma sapan, manyaklýk denecek düþüncelere dalardým....Mesela; bir evim olacaktý...yeþillikler içinde...evimde hiç kapý olmayacaktý..çünki kapýlarýn açýlýp kapanmasý telaþ ve gerilim demektir..yalnýzca perdeler...duvar kaðýdým huzurun ta kendisi olacaktý..koskoca kum tpeleriyle bir vaha ve üzerinde çay içen bedevilerin olduðu bir desen...arzularým sorunlarým olmayacaktý..huzura ulaþabilmiþ yazarlarýn yazdýðý kitaplarý okuyacaktým...Böyle bir hayatý yaþamak..Kim bilir ne kadar müthiþ olurdu diye düþünür, kurulduðum kaloriferin yanýnda, sokak çocuklarýndan daha çok üþürdüm…
'Bir de seni sevmek gelirdi aklýma…Sevdiðim birinin yataðýnda uykusuz kalýþýmýn gerekçesini bir türlü çözemezdim...Gerçekten öyle mi olurdu derdim kendime....Gerçekten sabahlara kadar baþucunda bekler miydim? Saçlarýný okþar, uyandýrmadan dudaklarýndan öper, yüreðime dost bildiðim adamý saatlerce seyreder miydim? O zamanda böyle þiirler yazabilir miydim acaba? Gökyüzünü bu kadar sevebilir miydim yine? Bulutun beyazýný, denizin mavisini..Rastladýðým seni, Düþlediðim senden daha çok, daha yalýn mý severdim? Oysa ben beni istediðim gibi sevmemiþ olan babamýn hayaletini arýyorum imkansýz adamlarda…sen seni istediðin gibi sevmemiþ olan annenin hayaletini arýyorsun imkansýz kadýnlarda…biliyorum ne ben o adamý bulacaðým ne de sen o kadýný bulacaksýn… '
'Ve ne acý ki, hep bizi sevmemiþ olanlarý seveceðiz ikimizde…ne acýki, hep bizi incitip üzenlere baðlanacaðýz…telefonlarýmýza çýkmayanlara… çýksa bile küfür gibi konuþanlara sevdalanacaðýz…bizden bir çift güzel laf esirgeyenleri özleyecegiz…ölesiye amansýz seveceðiz onlarý…biliyorum bu yüzden odam böyle…giysilerim ortalýk yerde…kitaplarým orada burada…anýlarým saçýlmýþ ortalýk yere…her þeyim darmadaðýn…biliyorum bu yüzden düzenden adý düzen olan her þeyden nefret ediyorum… toparlayýp da ne yapacaðým düzenli olunca ne olacak sonunda birgün biri gelip her þeyi, biriktirdiðim düzenlediðim üzerine özenle titrediðim her þeyi daha önce hep olduðu gibi hiç beklemediðim bir anda savurup bozup gitmeyecek mi diye düþünüyorum… '
'Kendimi hiçbir yere, hiçbir vatana ve hiçbir bayraða ait hissetmiyorum artýk… bir yere varmak deðil, sadece gitmek duygusu çekiyor beni… ana avrat dümdüz çekip gitmek bu öldürgen hayattan... biliyorum sen benim için hiç bir zaman ulaþamayacaðým babamýn hayaletisin…ailemdeki insanlar gibisin çok duygusal çok güçlü çok yaralý…onlar da senin gibiydi…aklý baþýnda mazbut insan rolünü oynamaktan ve ertelenmiþ düþleri yüzünden yorgun düþmüþ yarý çýlgýnlardý… …bir kere çözüldüm sana…bir kere sana senin gibi olduðumu hissettirdim…oysa baþtan beri biliyordum sen seni sevmeyenleri seversin…ben birini sevsemde hem çok iyi biliyorum bana dönsen bile hiç kapanmayacak bu yaram…hiç kapanmayacak bu yaran…hiç kapanmayacak! …avuçlarým hep boþluða kapanacak...unutma aþk dediðin mayýn gibi patlar öðret bunu çocuklarýna... böyle þarapnel þarapnel kanatýr adamý hesapsýz her yürek... mesela sen en uslu uykularda filizlerken kendini gurbet ellerde bir anarþist öldürülebilir buralarda sýrtýndan sözcüklenerek..o benim iþte...beni unutma... '
Þimdi böyle bir zamanda..Tam da vazgeçmiþken aramaktan.. Sana yeniden rastlamak da neyin nesi? Ya memlekete geldiðin gün geldiðin yerde baþladýðým saat..Avucumdan kayar gibi gidiþin..Yüzümde donup kalan gülüþün...Bu neyin sancýsý? Neyin bedeli?
Bela istiyor sen yaným... |
|
|