Çoğu zaman beklenendir bahar; Yeni yeni açan çiçekler, Cıvıldayıp duran kuşlar, Yağmurları geride bırakıp gökyüzünde parıldayan güneş... Ama kimi zaman da geçmesi beklenir baharın, "Artık bitsin," denir. Özlenen kardır belki, Soğuktur; Battaniye altındaki yalnızlıktır, İçini ısıtacak bir fincan kahvedir.
Bahar eğer aşksa;
Bekle biraz, Hep bahar olacak değil.
Bizi yakan güneşin, Bulutların ardına saklanacağı günler de gelecek. Yeni yeni açıveren şeftali çiçeklerinin heyecanı, Hep sürecek sanırsın. Yaşadığın an, Sonsuz, sınırsız, Hep bugün, hep böyle kalacak gibi...
Dallarının çırılçıplak kalacağı günler de gelecek erik ağaçlarının, Bekle biraz.
Korkma! Sonsuz değil heyecanı baharın. Ne kuşlar hep bu kadar neşeyle cıvıldayacak, Ne güneş bu kadar keyifle doğacak... Geldiği gibi geçecek yine bahar. Kış olacak bir gün, Yağmurlar yağacak, Güneş bu kez kara bulutların ardında kalacak... Deniz ve kumsal sadece seyirlik olacak. Korkma, geldiği gibi geçecek bahar.
Korkma, doğmak istemeyeceği günler gelecek güneşin. Yaprakların, her daim orada durmak mıdır sanırsın tek isteği? Onlar da sararmayı beklerler. Sonra bir yağmur gelir ve rüzgar... Ve sen bilmezsin ki, Yapraklar rüzgarı bekler savrulmak için.
Yağar yağmur, gelir kış. Kış gelir ve kabarır deniz, soğuktur da... İşte o zaman, sadece izlemenin hazzı yetecek sana. Korkma... Aylarca saklı kalmasının intikamını alan güneş, Sana aksini yansıtmakta...
Ama korkma, geldiği gibi geçer bahar da. Rüzgar fısıldar kışın geleceğini, Teninde hissedersin serinliğini. İçinde yanan ateş, Tenini kavuran güneş, Yavaşça yitirir etkisini. Acı çekmezsin daha fazla. Ve anlarsın ki bahar geçmiş... Hiç geçmeyeceğini sansan da...