Türkiye'de lise ve üniversite giriş sınavları olan LGS ve YKS gibi süreçlerde öğrenciler ve aileler için tercih dönemi kritik bir aşamayı oluşturmaktadır. Bu süreçte nicel veri analizi araçları giderek yaygınlaşırken, bu araçlara olan yaklaşımda iki uç nokta ortaya çıkmaktadır: Bir yanda veri analizine körü körüne güvenen yaklaşım, diğer yanda ise bu araçları tamamen reddeden tutum. Veri analizi, geçmiş verilerden elde edilen desenler ve eğilimler yoluyla geleceğe dair tahminler yapmaya çalışan matematiksel bir disiplindir. Bu süreç, büyük veri kümeleri üzerinden istatistiksel yöntemler kullanarak belirli olasılıklar hesaplar ve bu hesaplamalara dayanarak öngörülerde bulunur. Ancak veri analizinin temel özelliği, kesinlikten uzak tahminler sunmasıdır. Modern bilim dünyasında veri analizi kabul görmüş bir disiplin olmakla birlikte, çıkan sonuçların tamamen doğru olmadığı bilinmektedir. Bu nedenle her analiz sonucunda güven aralıkları belirlenir ve belirsizlik marjları hesaplanır. Bu durum, veri analizinin tahmin aracı olarak kullanılabileceğini ancak mutlak gerçeklik kaynağı olarak görülemeyeceğini göstermektedir. Lise ve üniversite tercih süreçlerinde veri analizi, öğrencilerin geçmiş yıllardaki sıralama verileri, tercih eğilimleri ve yerleşme durumları baz alınarak hazırlanmaktadır. Bu analizler öğrencilere bir rehberlik sunabilir ancak çok sayıda bilinmeyen faktör ve değişken nedeniyle kesin sonuçlar veremez vermesi mümkün değildir. Tercih sürecinde etkili olan faktörler arasında o yılki sınav zorluğu, sosyal ve ekonomik değişiklikler, üniversitelerin kontenjan politikaları, toplumsal tercih eğilimleri ve bireysel motivasyonlar yer almaktadır. Bu faktörlerin çoğu önceden tahmin edilemez niteliktedir ve bu durum veri analizinin sınırlarını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Ne yazık ki veri analizine olan aşırı güven, bazı kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilmektedir. Bu kişiler, veri analizinin bilimsel görünümünden yararlanarak kesin sonuçlar vaad etmekte ve ailelerden yüksek ücretler talep etmektedirler. Özellikle tercih dönemlerinde yaşanan kaygı ve belirsizlik, aileleri bu tür hizmetlere yöneltebilmektedir. Bu durumda önemli olan, veri analizinin bir araç olduğunu ancak kaderi belirleyen mutlak bir güç olmadığını anlamaktır. Hiçbir analiz sistemi yüzde yüz doğruluk oranı sunamamaktadır hiçbir zamanda sunamayacaktır ve bu durum hem bilimsel hem de etik açıdan kabul edilmesi gereken bir gerçektir. İslam dini açısından bakıldığında, insanların kaderini belirlemede yalnızca Allah'a güvenilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Maide Suresi'nin 90. ayetinde fal okları "şeytan işi pislikler" olarak nitelendirilmiş ve bunlardan kaçınılması gerektiği ifade edilmiştir: "Ey iman edenler! Şüphesiz örten, kumar, dikili taşlar ve fal okları sapkın işi pisliktir. Bunlardan kaçının umulur ki kurtuluşa erersiniz." (Maide Suresi, 90. Ayet) Bu ayet ışığında, geleceği belirleme konusunda Allah'tan başka bir kaynağa güvenmenin yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Fal okları gibi uygulamalar, kişinin kaderini belirleme çabası olarak görülmekte ve Allah'ın iradesine aykırı kabul edilmektedir. Aynı mantıkla, veri analizi sonuçlarına körü körüne güvenmek ve hayatın yönünü tamamen bu tahminlere göre şekillendirmek de problemli bir yaklaşım oluşturmaktadır. İnsanlar Allah'ın takdirine ve iradesine teslim olmalı, bilimsel araçları ise yalnızca rehberlik amacıyla kullanıp körü körüne güvenmemelidirler. Bu durumda ortaya çıkan soru şudur: Veri analizi hiç mi kullanılmamalıdır? Bu sorunun cevabı, dengeli bir yaklaşım gerektirmektedir. Veri analizi, yaşamı daha bilinçli ve verimli bir şekilde yönlendirebilmek için kullanılabilir ancak kader belirleyici bir araç olarak görülmemelidir. Üniversite tercihlerinde veri analizi kullanırken şu prensipler benimsenmelidir:
Veri analizini yalnızca bir rehber olarak görmek ve mutlak gerçeklik kaynağı olarak kabul etmemek gerekir. Analiz sonuçlarını diğer faktörlerle birlikte değerlendirmek ve tek başına karar verme aracı olarak kullanmamak önemlidir. Güven aralıklarını ve belirsizlik marjlarını dikkate alarak gerçekçi beklentiler oluşturmak faydalı olacaktır.
Allah'a tevekkül ederek, elinden geleni yapmanın ardından sonucu O'na bırakmak İslami yaklaşımın gereğidir. Veri analizine aşırı bağımlılık geliştirmemek ve her durumda Allah'ın takdirinin geçerli olduğunu hatırlamak gerekir. Lise ve üniversite tercihlerinde veri analizinin kullanımı, modern eğitim sisteminin bir parçası haline gelmiştir. Bu araçlar doğru kullanıldığında faydalı rehberlik sağlayabilir ancak mutlak gerçeklik kaynağı olarak görülmemelidir. Özellikle İslami perspektiften bakıldığında, kader konusunda yalnızca Allah'a güvenilmesi ve bilimsel araçların ise sınırları dahilinde kullanılması gerektiği anlaşılmaktadır. Ailelerin ve öğrencilerin bu süreçte dengeli bir yaklaşım benimsemeleri, hem bilimsel araçlardan faydalanmaları hem de inanç değerlerine uygun hareket etmeleri önem taşımaktadır. Geleceği yalnızca Allah'ın bildiği unutulmamalı ve her türlü tahmin çabasının sınırlı olduğu kabul edilmelidir. Bu bağlamda veri analizi, bir araç olarak değerlendirilmeli ancak hiçbir zaman kaderi belirleyici bir güç olarak görülmemelidir. İnsanların ellerinden geleni yapmaları, uygun araçları kullanmaları ancak sonucu Allah'a bırakmaları, hem bilimsel hem de İslami açıdan en doğru yaklaşımı oluşturmaktadır. Veri analizine körü körüne güvenen kişilerinse ya cahil ya da dolandırıcı oldukları bilinmelidir. Veri analizi tamamen doğru sonuçlar verecek olsaydı ben herkese öğretirdim. Veri analizini ısrarla savunacak olan varsa da bu iki formülü tercihler için uygulasın veri analiziyle aynı sonuçları verirler isteyen 6 yıllık veriler üzerinden 2024 sıralamalarını test edebilir. Bu iki formül veri analizine körü körüne güvenmenin şirk olduğunun en büyük ispatıdır.
-
Formül:
> Tahmini 2024 Sıralaması = (2023 taban sıralama / 2023 geçerli aday) x 2024 aday sayısı -
Formül:
> Tahmini 2024 Sıralama
= (2023 Taban Sıralama / 2023 Puan Türü Aday Sayısı) × 2024 Aynı Puan Türü Aday Sayısı × (2023 Kontenjan / 2024 Kontenjan)
Veri analizi, modern tercih süreçlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır, ancak sınırları bilinerek kullanılmalıdır. Hiçbir matematiksel model, insan davranışlarını ve sosyal dinamikleri %100 doğrulukla öngöremez. Görmesi mümkün değildir. Öğrenciler ve aileler:
- Bilimsel araçlardan akılcı şekilde yararlanmalı,
- Analiz sonuçlarını mutlak gerçek olarak görmemeli,
- Tedbir-tevekkül dengesini korumalıdır.
Unutulmamalıdır ki, gerçek başarı ilgi, yetenek ve emekle uyumlu tercihler yapmaktan geçer. Veri analizi bu süreçte bir "harita" sunar, ancak "yolu yürüyecek olan" öğrencinin kendisidir.
Unutmayın:
"Harita yolu gösterir, ama yürüyecek olan sizsiniz."
Hiçbir algoritma azminizi, duanızı veya Allah’ın sizin için takdir ettiği sürpriz fırsatları hesaba katamaz.