**Kur’an-ı Kerim insan hayatına büyük bir değer atfeder. Bu değerin en çarpıcı şekilde ifade edildiği ayetlerden biri Maide Suresi’nin 32. ayetidir:
> “Şüphesiz kim bir cana ya da bozgunculuğa karşılık olmaksızın bir canı öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibidir. Ve kim de onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur.” (Maide, 32)
Bu ayet bir insanın hayatını haksız yere sona erdirmenin sadece bireysel bir suç olmadığını insanlığa karşı işlenmiş büyük bir cürüm olarak değerlendirildiğini ortaya koyar. Aynı zamanda bir hayatı kurtarmanın ya da yaşamasına vesile olmanın tüm insanlığı yaşatmak kadar yüce bir iyilik olduğunu bildirir. Bu iki yönlü mesaj hem yaşam hakkının dokunulmazlığını hem de yaşamı desteklemenin ne kadar büyük bir erdem olduğunu anlatır. Ayette geçen “bozgunculuğa karşılık olmaksızın” ifadesi suçsuz bir insanın öldürülmesini en ağır şekilde kınar. Bu eylem sadece bireysel bir günah değil aynı zamanda toplumsal güveni, barışı ve merhamet duygusunu sarsan bir yıkımdır. Çünkü hayat hakkı insan olmanın en temel gerekliliğidir. Haksız yere bir cana kıymak bu hakkı hiçe saymak anlamına gelir. Bu tür eylemler yaygınlaştığında toplumda korku, güvensizlik ve kaos ortamı doğar. Dolayısıyla bir kişinin yaşamını korumak yalnızca o kişiye değil tüm topluma karşı bir sorumluluktur. Ayetin ikinci kısmında yer alan “Ve kim de onu yaşatırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur” ifadesi hayat kurtaran eylemleri yüceltmektedir. İnsan yaşamını destekleyen her davranış –birine yardım etmek onu tehlikeden korumak, tedavi sürecine katkıda bulunmak– bu ayete uygun davranışlardır. Günümüzde bu çerçevede değerlendirilebilecek pek çok eylem bulunmaktadır:
- Kan bağışı hayati tehlikesi olan bir hastanın yaşamını sürdürebilmesine imkân tanır.
- Organ bağışı organ yetmezliği yaşayan birine yeni bir hayat sunar.
- Bir hastaya ilaç ulaştırmak bazen bir ömrün dönüm noktası olabilir.
- Kazazedeye müdahale etmek onun yaşama tutunmasına vesile olur.
- İntihara teşebbüs eden birini ikna etmek sadece o bireyin değil çevresindeki insanların da hayatını olumlu yönde etkiler.
Bu tür eylemler sadece bireysel değil aynı zamanda toplumsal sorumluluklarımızın bir parçasıdır. Yardımlaşma, merhamet, dayanışma gibi erdemlerin hayatın merkezine alınması daha yaşanabilir, daha güvenli bir toplumun temelini oluşturur. Maide Suresi 32. ayet insan hayatına dair evrensel ve zamansız bir ölçü sunar: Yaşamı korumak önemlidir onu tehdit eden her eylem büyük bir sorumsuzluktur. Bu bakış açısı sadece “öldürmemeyi” değil aynı zamanda “yaşatmayı” bir görev ve sorumluluk olarak sunar. Bu nedenle bireyler olarak yaşamı destekleyen her çabayı küçümsememeli hayat kurtarmanın ne denli yüce bir iyilik olduğunu unutmamalıyız. Çünkü bir insanı yaşatmak gerçekten de tüm insanlığı yaşatmak gibidir.
**