 • İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar |
381
|
|
|
|
İnsanoğlu çalışmak sevmiyor. Ama niye zorla kendini çalışmaya yönelten bir düzen kuruyor. İçimden ilk üretim faaliyetini gerçekleştiren manitu kuluna sövmek geliyor. |
|
382
|
|
|
|
Eskiden yerli malı haftaları kutlanırdı; şimdiyse her gün ithal malları günü kutlanıyor... |
|
383
|
|
|
|
günlük hayatımızın her anında çin mallarıyla karşı karşıyayız. artık sevdalarımız, dostkluklarımız bile çin malı oldu. kendimizi kaybediyoruz, özümüzü kaybediyoruz ve yavaş yavaş çin malları gibi kalitesizleşiyoruz. |
|
384
|
|
|
|
Tarih boyunca hiçbir toplum ya da hiçbir devlet, Türklere karşı baş kaldıramamış ve hiçbir şekilde Türk’ü aşağılamak gibi bir ukalalığa girişememiştir. Zira Türkler onuruyla, şerefiyle, kahramanlığıyla ve cesaretiyle bilinen en köklü ve en nadide uluslardan biridir.
|
|
385
|
|
|
|
İnsan bazen öyle bir duruma düşüveriyor ki, bu ona verilmiş en büyük ceza olsa gerek diye düşünüyorum.. neden mi? Çünkü insanoğlu eylemde bulunmak içgüdüsüne sahip bir canlıdır ve bu eylemlerinin çoğu zaman mantıklı bir açıklaması olmaktadır.. |
|
386
|
|
|
|
Nereye dönerseniz sıkışmış gibi hissediyorsunuz bazen. Kendinizi, güvende hissetmeniz gereken, evinizde bile. Özellikle bu hafta gelen cinayet haberlerinden sonra çoğu evlerde işleniyor çünkü. |
|
387
|
|
|
|
TEKEL EMEKCİLERİNİN DİRENİSLERİNE DESTEK OLAN BU GÜZÜİDE DERNEGİMİZİN YAPMIS OLDUGU DESTEGE İSTİNADEN KALEME ALDIGIM YAZIDIR... |
|
388
|
|
|
|
‘Bakın kullarım, adam olmazsanız, aklınızı başınıza devşirmezseniz, bu adamların sayısını arttırırım’ diye yaratıp, bilhassa ‘uyarı niyetine’ başımıza gönderdiğin ‘aklı evvel’ politikacılar var ya Allahım, ne olursun on |
|
389
|
|
|
|
Otomobil, sinyalizasyonu olmayan kavşağa girdiğinde, genç şoförün, kamyona çarpmamak için frene ardı ardına dokunması bile durmasını engelleyemedi. Toz duman arasında otomobille birlikte canlarda havada uçuştu.
Cankurtaran çağrıldığında, ölen ve yaralılar asfaltta sere serpeydi. Olay yerine koşuşan kalabalık, suskun, bir o kadar da şaşkındı. Cankurtaranın henüz gelmediği olay yerine itfaiye nasıl olduysa erken gelmişti.
|
|
390
|
|
|
|
İnsan, özne; sözcük ve duygular nesne... |
|
391
|
|
|
|
yazılı ve görsel basınımızda zaman zaman önemsiz olaylar gündeme taşındığı gibi; bazan gündeme taşınan önemsiz bir olay, değişik gazetelerde farklı ifadelerle yer alabilmektedir. Böyle vakıalar bizde matbuatın tarihi kadar eskiymiş... |
|
392
|
|
|
|
bildiğimizi sandığımız kainatta, en bilge şey, karadelik oluyor bu durumda. acaba farkında mı? |
|
393
|
|
|
|
Anneler Günü gibi Babalar Günü gibi, Sevgililer Günü gibi özel günler aslında kapitalizmin çarklarının dönmesi için ortaya atılmış etkinliklerdir... Olsun ziyanı yok. Sene de bir gün de olsa sevdiğimiz birisi ile hediyeleşmek gerçekten güzel... Çok pahalı bir hediye de alsanız, basit ucuz bir şey de alsanız, annedir onlar, hatta hiç hediye almadan bir telefon bile etseniz gönül koymazlar size... Her zaman evlatlar annelerinin babalarının dualarındadırlar... Aman diyelim beddua etmezler de yeter ki dualarını bizlerden esirgemesinler, yoksa halimiz nice olur... |
|
394
|
|
|
|
Bugün dağlardan geçtim. Yeşile hem de yeşilin en koyusuna boyanmış dağların arasındaki dağ yollarından… |
|
395
|
|
|
|
Bu gün 28 Şubat…
Ve bir zamanlar mahkemelik olup, şimdi beraat eden “Bir İdamlık Kent” adlı kitabımın ikinci baskısını yapmak üzere kitabı hararetle isteyip, sonra da “bu kitapta sen Müslümanları fişlemişsin” diye ‘kof’ mazeretler sunan Müslüman yayıncılara/arkadaşlara ne oluyor?
“Fişleme” dedikleri; söz konusu kitapta, o dönem Malatya’da mağdur olan, tutuklanan insanları gerçek isimleriyle zikretmiş olmamdır.…
Belgesel özelliğini taşıyan bir kitapta o dönem mağdurların isimlerini vermekten daha doğal ne olabilir?
İnsan bu kadar korkak olabilir mi? |
|
396
|
|
|
|
Öncelikle yorumlarıyla beni şaşırtmayan tüm erkek okuyuculara teşekkürlerimi iletiyorum. Bayanların anlayışı için minnettarım. |
|
397
|
|
|
|
“ Çocuklar sofrada ekmek bekler” bayram verilmiş benim neyime!... Ahh! Yeni alınan ayakkabılarımızı yatağımızın başucuna sakladığımız bayramlar!... Hele erken saatlerde, büyüklerimizin ellerini öpmeleri ardından ceplerimize sıkıştırılacak paraların heyecanı ile gözümüze uyku girmeyen geceler…
|
|
398
|
|
|
|
Herkes puzzle ya da Türkçesi yapbozu bilir |
|
399
|
|
|
|
Yeni taşındığım evimde sabahlara alışmak zor oldu bir süre. Sabah dediysem harbiden sabah, öyle saat dokuz-on değil. Zaten o saatler sabah değil kuşluktur ya neyse |
|
400
|
|
|
|
Hep beraber yola koyulduk. Arabada koyu bir sohbete başlamıştık. Adada gündemde ne varsa konuşuyorduk. Veysel Hocam da, Durali Hocam da bu tür konularda çok donanımlı kişilerdi. Doğrusu çok güzel fikir alış verişi yaptık.
Yeşilköy’e geldik. Burada Veysel Hocam evinde kıyafetlerini değiştirdi. Olta takımlarını aldı. Ve araba değişikliği yaparak Erenköy’ün yolunu tuttuk. Marine Gate’i geçtikten hemen sonra balık avlayacağımız bölgeye geldik. |
|