• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
381
|
|
|
|
Bir dönem, Ankara'da yaþayabilirimi düþünmüþ, ama "denizi, martýsý, boðazý olmayan" bir þehirde yapamayacaðýma, karar vermiþtim. Belkide, bu kararýma sebep olan aþktýr.
Çünkü 'aþk', artýk Ankara'daki, duraðýndan, Istanbul'a, geri döndü...
|
|
382
|
|
383
|
|
|
|
Mutfaða doðru yavaþ adýmlarla ilerliyorsun. Çay demlemek için koyduðun su kaynamýþ. Ona bakýp altýný kapatýyorsun. Tek baþýnayken demleyemiyorsun çayý. Sadece, olmuyor iþte. Yalnýzlýðýn hep bu anlarda aklýna geliyor. |
|
384
|
|
|
|
Aþký bu kadar acý verdiðini bilseydim acaba yinede sana aþýk olurmuydum? Mantýðým asla derken kalbim evet yinede aþýk olurdum diyor sana. Ben ilk defa bu sefer kalbimi dinliyorum. Ve ben yine seni görsem yine sonunun böyle olacaðýný bilsemde sana aþýk olurdum aþkým. aþk yolunda çekilen her acý, üzüntü mübahtýr be sevgili. |
|
385
|
|
|
|
Yakarýþýmýz “YAKAN” dan korunmak içindir.
Kalemimiz ve dilimiz “CAN YAKICI” dan “GÖNÜL HUZURU” na kaçmaktadýr.
|
|
386
|
|
|
|
Gündüzleri kafamý karýþtýran þeyler gece uyumamý engelleyenlerden farksýz. Bazý þeylerin çoktan zamaný gelmiþ de geçiyor.
Zaman geçiyorsa peki ne yapmalýyým diye düþünüyorum, dudaklarýmý yiyerek…
Ve bildiðim bir þey daha hatýrýma geliyor; kend |
|
387
|
|
|
|
cehennemde tek kiþilik aþk |
|
388
|
|
|
|
...sevgiliye duyulan habersiz özlem... |
|
389
|
|
|
|
Urfa’ya bu benim üçüncü gidiþim…
Her gidiþte bir baþka duygu yaþadým ve bir baþka haz aldým. Sýcaðý olmasaydý, ‘orada, Makam-ý Ýbrahim’e yakýn bir yerde yaþasaydým’ diyecektim ama kasýp kavuran o sýcaðý görünce gayri ihtiyari Urfa’da/El- Ruha’da yaþamaktan vazgeçiyorum.
Þanlý Urfa’da gezip gördüklerimi bir tarihçi ve Evliya Çelibi gibi anlatmasam da kendimce gördüklerimi, yaþadýklarýmý ve hissettiklerimi (hassaten Makam-ý Ýbrahim’de hissettiklerimi) sizinle paylaþacaðým. |
|
390
|
|
|
|
1994`ün son günleri... Ýstanbul - Ankara arasý yoðun bir mektup trafiði... Aþk var, özlemek var. Var ama, öðrencilik baðlamýþ ellerimi. Ha desem çýkýp gidecek gücüm var da, ha desem çýkýp gidecek param yok, o günlerde. Mektuplar... Derslerden çalýnan daki |
|
391
|
|
392
|
|
|
|
Sana küçücük turuncu edikler alýp hemen koþtum babana. Sýhhýye ile Kýzýlay arasý kýsacýk yol. Otobüse de bindim. Ama yol uzadýkça uzadý. |
|
393
|
|
|
|
Diþlerimi birbirine geçirdim..
Sýmsýký... Belki bu durdururdu bu saçma sapan hayatý.. Durdurmalýydý.. |
|
394
|
|
395
|
|
|
|
Yeni pencereler açmak için yýktýðým duvarlarý hatýrlýyorum zaman tüneline girdiðimde.Þimdi çoktan unutulmuþ aþk yaralarý... |
|
396
|
|
|
|
“Yad ellerin tozu duruyor daha üzerimde. Çok uzaklardan geldim, beni yanýndan sürgün etme!” |
|
397
|
|
|
|
Plinius’un dediði gibi Herkes kendisi için bir derstir. Kendimizi çoðu zaman anlayamýyoruz. Kurduðumuz sözcükler bazen baþkalarý tarafýndan anlaþýlamýyor. Kendimizi öðrenmek hayatýn kendisi olmalý. Bir þeyleri saklamak.:bu da nedir böyle. Paylaþmak varken neden saklamak. Bana zararý olan bir þey belki baþkasýnýn yararýnadýr.Denemek ve görmek gerek. |
|
398
|
|
|
|
Ben anne olursam anlarým annemin deðerini, ve annem her daim hatýrýnda tutar beni unutturmaz yanýndaki deðerimi.. |
|
399
|
|
|
|
Dede, eski günlerine dönüp öðrenciliðini de anlatmaya baþlýyor; 2 yýl öðretmen okulunda okuduktan sonra Vefa Lisesi'ne geçmiþ oradan mezun olmuþ, orada da öðretmenlik yapmýþ. Sonra müdür yardýmcýlýðý yapmýþ. Orada bir “asaletim geldi, asil müdür yardýmcýsý oldum yani” gibi bir sohbet de geçiyor ama ben bu “asalet” kelimesine takýldýðýmdan sohbetin akýþýný takip edemiyorum. |
|
400
|
|
|
|
Yaðmurun yaðýþý güzeldir. Aþkla sýrýlsýklam olmak da güzeldir. Yalnýz yaðmur suyu içilmez. Býrak içemediðin yaðmur sularý gidenin ayak izlerini silsin. Sal gitsin. Bir gülsen yaðmur sularýnýn sende býraktýðý damlayý güneþ parlatsýn. Býrak günün ýþýklarý seni mutlu kýlsýn. |
|