• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1001
|
|
|
|
Kýsaca: Güç, kendisini bilen, eylemli varlýk olan öznede; anlam (mana) iliþkisi oluyordu |
|
1002
|
|
|
|
Mustafa Kemal'i anlamak
Ne kemale bakmak
Ne anlayýþý kýta yazmak |
|
1003
|
|
|
|
Genellik özel durumlarýna nasýl ve neden dönüþmektedir? Genel oluþ özel oluþ baðýntýsýyla davranamasaydý evrensel akýþ olasý mýydý? |
|
1004
|
|
|
|
Her biçim bir özle, her öz (mana da) bir biçimlenme oluþla beraberdi. Bu baðýntý kopmaz bir yasal oluþtu.
Bu nedenle totem dönemle ön ittifaký sistemin özü, köleci sistemin özünden ve biçimlenmesinden çok farklýydý. Ortaklaþa olana karþýn ortaklaþmayan özdü.
Ýlahi biçimli görünüþe karþý köleci sistem mal sahipliði mülk sahipliði oluþlu sýnýfsal yapýnýn ezen ezilen biçimli Mamon'du görünüþtü. |
|
1005
|
|
|
|
Bu çobanýn ve El’in adaleti oluyordu. Adalet bir gerçekleþmeydi. Gerçekleþmenin nasýl olacaðý da kaderdi. Ne den kaderdi? Girilen yolun kendine özgü yola giren kiþinin istek ve bilinci olan iradesinden baðýmsýz bir var oluþu vardý. El bunu deðiþtiremiyordu. Onun için El’e göre kaderler vardý.
|
|
1006
|
|
|
|
Yoksunluða karþý (mahrumiyet iliðe karþý), yokluðun (fukaralýðýn) varlýða (zengine) karþý olan eðimini sömürerek kullanýyordu. Fakire vermiyordu ama zengine mirasçý (muhtaç köle) yapýyordu! “Fakirler zenginin mirasçýsýdýrlar”. Veya “fakirin zengin üzerinde bir hakký (rýzký) var” diyerek yoksunu kiþisi sahipliði olan iradenin tahakkümü altýna veriyordu.
|
|
1007
|
|
1008
|
|
|
|
Abram ya da Avram adý (olasý ki Aramdý-Aramiydi); Abraham ya da Avraham olmakla kolektif inþadan kopup biçimlenen yeni ve inanýcý, imaný olan monarþin yapý inþasý olan El'e dek statüyle söylenip anlam edildi.
|
|
1009
|
|
|
|
Sunu: Toplum ve birey neyden ötürü varlar? Bu soruya cevap oluþturmadan bu tür sorular, sýrýtýk durmaz.
Bu soru bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanýn en güzel örneðidir. Maþallah her konuya düþünmeden bir cevabýmýz olmaktadýr. Bu anlatýmým da doðru olmayabilir. Ancak somut, nesnel, baðýntýl olan, tarihsel ve tartýþýlabilir bir referans baðýntýlý giriþme ve tarihselliktir. Toplum birey için ya da birey toplum için vardýr dediðinizde baþlangýç koþullarý giriþmeli inþadan iz olmamakla, süreç absürt olmaktadýr.
Bir hava gibi, gölgesine sýðýnýlmýþ bir kaya gibi kullaným olmasý dýþýnda ve insan öznelliðinin diyalektik bilinci olmasý dýþýnda bilgisayarýn insan için olmadýðýný hiç anlayamayacak mýyýz? Ya da illa bir yaþam dünyasýna gidip bilgisayar kullanan týrtýllarý görünce mi, bilgisayarýn insan için olmadýðýný anlayacaðýz.
Ne insan toplum içindi, ne toplum insan içindi. Toplum, özne-nesnel süreçler baðýntýsýyla üreten iliþkiler hamulesidir. Araçlý ve öznel bilgi birikimli; düzenli enrji kullanýr düzenle farklý kullaným deðeri üretmenin deðiþimler iliþkisini oluþturan her düzlemdeki canlý; toplum, iliþkisi içindedir.
Bir toplum iliþkisi illa insan uygarlýk düzlemi gibi olmasý beklenmemelidir. Evrensel ölçekte insan toplumu standartlýk deðildir. Ýnsan toplumu toplumsal yollardan sadece bir tanesidir. Buradaki birey ego karakterli biyolojik birey deðildir. Üreten, nitelikli emek ortaya koyan; toplumda bir deðiþtirme deðeri üreten insandýr.
……
|
|
1010
|
|
|
|
Merhamet, acýma, sadaka gibi imani anlayýþlar; köleci üreten iliþkindi genel baðýntýyý, dinsel öznellik anlamýnda oluþla köleci süreci kesikli sürekli yapýþla köleci enerjiyi bu anlatýþlar üzerinde akýtmanýn imani yollarýdýr.. |
|
1011
|
|
|
|
Suyu oluþan hidrojen ve oksijenin her birinin kendine özel yansýmasý ve davranýþ akýþý vardý. Hidrojen ve oksijen olan her birinin enerji akýþý ve enerji düzenlenmeli valans bandý süreçleriyle birbirine ortak özellikle bir baðýntý giriþmesidirler. Su bu giriþme ve baðýntýnýn ürünü olan ortak bileþkenin hükümdür.
|
|
1012
|
|
|
|
El mantýðý her seferinde size kaybettiren süreçlerle olmasý üzerinde, günümüze gelmiþti. Bencillik üzerindeki hoþlanýþý dümenlerle ortak mirasa sahip çýkmýþ; mülk hakký diye size çalýþmalarýnýzý ve emek gücünüzü kaybettirmiþti. Günümüzde de aynen sürmektedir. Müteþebbis hakký, yatýrýmcý hakký. Giriþimci ve ticaret kâr payý. Hizmet kâr payý. Aracý komisyonu. Amortisman gibi kata küllilerle sürer.
|
|
1013
|
|
1014
|
|
|
|
Kiþi hep öyle olurlunu, saltýðý veren duygusuyla anlar. Sosyo toplumlar saltý kendi olurlunla; kendisinin kendisine etkimesi olan saltýyla anlar. Salt oluþ kararlý oluþa en yakýn geçiþ süreci olmakla mantýksal bir kullanýmdýr. Mantýksal kýsa yoldur.
|
|
1015
|
|
|
|
Gel gör ki "yeni sürecin öncesine devam olmayý anarak meþrulaþma" içindeki gök kavramýnýn eski hafýzadaki anlatýmý müruru zaman nedenle þimdiki anlama ve anlatým diline göre oligarþiyi öyküleme diline göre anlatýlan aktarýmda eskinin gerçek iliþki olan mana dili kaybolmuþtu. Kaybolan ön ittifaklý gök kavramýndaki geri baðlaným olmasý gereken mana süreci ya da eski mananýn bek raundu izafe edilirken eski gök "yeni gök kavramý" oligarþini süreçteki anlatýmýn diliyle þimdiki yýldýza kaymýþtý.
|
|
1016
|
|
|
|
El kendisinden önce meþruiyet olan kamu ortaklýðýný kiþi sahipliðine dönüþebilmenin anlam ve anlatýmý olan irade oluþla ortaya kondu. Ýlahi ve ittifaký olan bir yaþam biçiminden; zýttý olan yaþam biçimine geçiþin meþruiyet aracý olukla ortaya kondu. Ola gelen içinde, yeri olmayanýn yeri oluþmakla oluþan yere; nesnel olmayan sübjektif menfaatle, alan açma anlayýþýnýn ifadesidir.
|
|
1017
|
|
|
|
Büyü kavramlý ifade, büyü yapmaktan mý ortaya konmuþtu; yoksa büyüsellik çevrenin insanýmýza bir algýlatmasý mýydý?
Devinimin ve mucizenin, büyünün kaynaðý nedir? neden canlý çeþitliliði vardýr? Parada da, bir çok yansýmanýn efendiliði mi var? |
|
1018
|
|
|
|
Düþünce, eylem, bilgi, üretim þimdiki gibi kolektif bilgi, kolektif düþünce, kolektif üretim olmadýkça uygarlýk, þimdiki süreç düzeyi olanakla deðildi. Günümüzdeki sosyo toplumun ve uygarlýðýn mevcudiyetinde hep kolektif birim zamanlý inþa vardýr. Kiþi düþünmesi bile kolektif bazlýdýr. |
|
1019
|
|
|
|
Kimin selasý okunuyor, çanlar kimin için çalýyor sanýyorsun… |
|
1020
|
|
|
|
Tohum (öz) varsa, tohumu ortaya koyan; toprak ýsý nem de var demektir. Yani tohum zorunludur. Doðada tüm süreçler, çevrimle; tekrarla olup; kendi kendini tekrar etmenin kayýt ve bellek tutumlu kayýtlarýdýr. Bu sürecin kendisini bilmesidir. Kendisini bilmek için illa bir beyin öznelliði gerekmiyordu.
|
|