İz Edebiyatta Yazanların Dikkatine
Diren Yardımlı nerdesin be kardeşim, kop gel sarıl değişime, değişim muazzam bir attır, ona binmelisin!
"Her sabah, yeni bir sayfa açar hayat; mürekkebini umutla doldur, hikâyeni cesaretle yaz."
"Her sabah, yeni bir sayfa açar hayat; mürekkebini umutla doldur, hikâyeni cesaretle yaz."
Diren Yardımlı nerdesin be kardeşim, kop gel sarıl değişime, değişim muazzam bir attır, ona binmelisin!
Sanıyorum yirmili yaşlarda Fatih Karagümrükte Cerrahi dergahında gece zikirlerinden sonra çay sohbetlerinin birinde duymuştum ismini. Hocamız onun için: Komünist, devrimci, şairdir, yazardır ama en az bizim kadar bu ülkeyi sever demişti.
Nasıl yani diye sorunca:
Yuşa yarın git bir kitapçıdan: Devlet Anayı al oku.
Kadirlide Geçmiş yağmura kepenek almak diye bir deyim vardır. Bu eserdeki yazılar da bu deyime uygun bulunabilir. diye belirtiyor.
Kitabın yazarı İrfan Can, 1952 yılında Kadirlide doğmuş. Kendisi Anam, bilge bir kadındı ve halk kültürünün taşıyıcısıydı. Kendisinden halk hikâyeleri, ağıtlar, Karacaoğlan Şiirleri, mantuvar türküleri dinleyerek büyüdüm.
Trabzon şehir tarihiyle ilgili kaleme aldığı kitaplarla tanıdığımız tarihçi Mehmet Akif Bal, Trabzon Kitaplığı'nı her geçen gün daha da genişletiyor. Bu kitaplık genişledikçe Trabzon'un mâzisindeki bulutlar da dağılıyor. "Osmanlı'dan Günümüze Trabzonlu Şehidler" kitabı tarihçi Mehmet Akif Bal'ın kültür hayatımıza ve kitap dünyasına yeni armağanı.
Önde gelen sitelerde bazı zamanlar 400 hatta 500 kişiye varıyor çevrim içi olanların sayısı. Ancak güne gelen eserlere baktığımız zaman eserlere iki üç yorum anca yapılmış oluyor. Zaten bir şiiri, yazıyı enine boyuna eleştirebilecek çok az edebiyatçı arkadaşımız var, diğerleri yüreğine sağlık, ellerine sağlık, aferin koçum gibi aslında
Oldum olası hatıra türündeki kitapları sever, büyük bir keyifle ve iştahla okurum. Çünkü onlar roman ve hikâye gibi kurgu değiller. Hayatın ta kendisidirler. Perihan Akçay Hanımefendi tarafından kaleme alınan "Bir Nihan Heybe" de bunlardan birisi.
Sayın Yetkili,Basılı ve basılı olmayan eserlerimden dilediğinizi basmak istemeniz durumunda telif ücreti talep etmeden kabul edebilirim. Sadece 15-20 kitap verirseniz sevinirim.Benim ve eserlerim hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz bunu internet üzerinden yapabilirsiniz.
Darbeler tarih boyunca hep demokrasi getirme(!) ve kaostan kurtarma vaadiyle yapılmış; fakat ne yazık ki daima demokrasiyi rafa kaldırmış ve kargaşaya zemin hazırlamıştır. 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e kadar, yakın tarihimiz bunun acı hatıralarıyla doludur.
Kitapsız aşım, kaygısız başım! diyerek atasözünü değiştiren bir başka okur şöyle devam ediyor: Kitap yazmak için gece gündüz çalışacağım, bastırmak için aylarca yıllarca koşuşturacağım, cebimden para harcayacağım, okura ulaştırmak için taklalar atacağım. Ne için? Kitap sahibi olmak için. Sonra da belki yazdığım kitap nedeniyle yargılanacağım ve belki de
Talip Güvel, Karacaoğlan şiirleri okur ve o tarzda şiirler de yazardı. Tabii o zamanlar tam olarak şiiri bilmediğim için pek anlamazdım. Ölçülü, kafiyeli, sanatlı şiirler yazardı. Babamda da şairlik vardı. O da kendi çapında şiirler döktürürdü. Bazen bu ikili evde otururlar, birbirlerine yazdıkları şiirleri okur ve saatlerce şiir
-Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay şikâyette bulunmaz. Yıllardır buraya gelir giderim, ancak onun sırtındaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki şu ana kadar Evet, düşünüyorum da onun sırtında kambur vardı, hem de iki tane. Ben onun kamburlarına değil, ağzından çıkan hikmet dolu sözlere bakardım.
Ben, "Yazar ve şair kimdir?" sorusu üzerinde durmak, arkasından da "Bir ülkenin gelişmesi nelere bağlıdır? Sorusuna sosyal gelişim sürecinde yanıt aramak istiyorum. Sonra da bu sanatsal çerçevenin gelişimi doğrultusunda ülkenin geldiği ya da getirildiği duruma değinmek istiyorum.
Alan bir yüzey hareketidir. İki boyutludur. Oylum dediğimiz hacim olan eylem boyutu ise, yüzey ve derinlik hareketiyle birlikte olan girişme eyleminin hareketidir. Üç boyutludur.
Ahmed Hamdi Tanpınar' ın 27 Mayıs Darbesi' nden sonrali tutumu...
http://www.salakfilozof.com/seckin-gunduz-ile-kadin-maganda/
Evet, yıllar çok çabuk geçiyor. Ben yaz sinemaları denilen bu açık hava sinemalarında hiç bulunmadım. Belki de kentte yaşamanın bir dezavantajı olsa gerek.
Empati 2008 yılında basılmış, egnosizm, empati, sinestesi gibi konuları içine serpiştirmiş bir romandır. İyi bir kurguya sahip ve çok akıcı bir dili vardır.
Roman yazarı, adeta, insanın bildiği ne kadar konu varsa, neredeyse hepsine değinmiştir. Felsefe, tıp, edebiyat, siyaset, ilim, fen, müzik, din, bilgisayar dünyası, sinema
İki defa eklediğim yazı, kaydedilmiş gibi görünmesine rağmen sayfada yer almıyor.
Barış Abi ara ara çalıp söylediği, birçok kez de Ayten yengemin eşlik ettiği müzik adeta kafama derin bir iz bıraktı ve bir daha da silinmedi. Bunlardan biri de o zamanlar Edip Akbayramdan, sonraları da Ahmet Kayadan dinlediğim Aldırma gönül türküsü. Sabahattin Ali ile ilk tanışmamız bu vesileyle oldu.