kendimizle kaldık...
Acaba insanlar neden bu hali aldılar..
Neden duygusuz ve sevgisizler
gülmek için neden bir neden ararlar
sevgileri neden eksik tir
aşkları bitik...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Acaba insanlar neden bu hali aldılar..
Neden duygusuz ve sevgisizler
gülmek için neden bir neden ararlar
sevgileri neden eksik tir
aşkları bitik...
Reytinglere göre, halkımız bugünlerde aşiret yaşamından esinlenmiş dizileri izlermiş!Diyelim ki Türkçe bilen bir yabancı TV'lerimizi izlese,toplumumuzun tamamının böyle bir yaşam sürdüğünü zanneder!Her kanalda bir başka ağa rol kesiyor!
Sürekli maddi harcamalar yapmak için sömürülüyoruz. Geleneksel sömürgecilik anlayışı olan askeri istila ve sömürülen halkların güç kullanılarak köleleştirilmesinin yerine, yeni bir sömürgecilik anlayışı gelişti artık. Bu yeni sömürgecilik anlayışında, sözde ve görünüşte hiçbir zorlama yok! Herkes özgür iradesiyle hareket ediyor! Koşullarda eşitlik olmadan nasıl bir fırsat eşitliği oluyorsa
Son dönemde Türkiye'de yaşanan sahte diploma skandalları, toplumsal bir krize dönüşmüştür. Bu sorun, sadece bireysel sahtekarlık değil, meritokrasi ve adalet sistemimizi tehdit eden ciddi bir mesele haline gelmiştir. Toplum, bu iddialara siyasi ve ideolojik yakınlıklara göre tepki vermekte, objektif yaklaşım yerine taraflı tutumlar sergilemektedir. Bu durum, adaletin işleyişini
Zeus' a şükürler olsun ki , Onlar biz ölümlüleri hoşgörmeyi çoktan öğrendiler....
Ülkemizin en büyük sorunu: “Bişey olmaz ya.” İğneyi önce kendimize batırıp sonra bakalım, topluma ne kadar yararlı olabiliriz.Haydi büyükler aşıya
Günlük yaşamımızda ne kadar çok gereksiz, haksız, durumlarlarla karşılaşırız da; acaba kaçımız bu yanlışlığı düzeltmek için girişimde bulunuruz?
2008 Yili Hacibektaş Etki̇nli̇kleri̇ İle İlgi̇li̇ İzleni̇mler
Akıl uçmak için, hedeflere ulaşmak için bir pisttir. Akılsız olmaz. Lakin akılla da yetinilmez. Yani yetinenler de hayatlarını pekala idame ettirirler. Onlara da hayat sergüzeştlerinde başarı ve mutluluklar dilerim.
Üniversitede okuduğum dönemde yerel bir dergide yayınlanması amacıyla yazdığım amatörce bir deneme yazısıdır. Dünya görüşümü yansıtan bir yazı olduğunu söyleyebilirim.
Büyüklerin dünyası hep kavgalıdır, çocuğa ilk ''Sesin ne kadar çok çıkarsa, o kadar haklısındır,'' öğretilir. Kavgaya karışınca da herşeyi çok iyi bilen büyükler karışır olaya, disiplin kurulları, evde aile meclisi. Kimse neden,niçin diye sorgulamaz,ucu
Sevgi, Mevla ve Mevlâna merkezli ve Yunus gönüllü olunca sınırlama getirme imkânı bulunmamaktadır. Gel gör ki, bu minvalde sevgiyi barındıracak gönlü taşıyacak beden yapısının da kale gibi sağlam, derya gibi geniş, toprak gibi mütevazı, güneş gibi cömert olması icap etmektedir.
ve sonun da imzayı bastırır. Sonrası da evlere şenlik. Adam da geyiklere karşı bir alerji oluşur. Avcı arkadaşı var ise onlardan kopar. Yanında hayvanat bahçesinden kesinlikle bahsedilmesin ister. National Geographic proğramlarını kesinlikle izlemez. İzlemez ama yine de geyiklerden kaçamaz. Ya geyik veya çatallı boynuzları düşlerine girer...
Halid Ziya Uşaklıgil